KOMİSYON KONUŞMASI

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Meclis Başkanımız, bürokrasimizin değerli başkan ve temsilcileri, sayın basın mensupları; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, hazır Meclis Başkanımız buradayken aslında bu konuları konuşmak son derece isabetli olacak çünkü nihayetinde bu erkin, kuvvetin Başkanı kendisi de.

Şunu merak ediyorum ben: Bu Meclisi Gazi Meclis yapan nedir? "Yüce Meclis" diyoruz. Nedir? Yani duvarları, koridorları, buradaki perdeler filan mı yoksa bu ruh mu, buradaki insanların ilk Meclisten itibaren gösterdikleri dirayet mi, işte 15 Temmuzda buraya gelen milletvekillerinin tavırları mı yoksa betonlar mı bu Meclisi "gazi" yapıyor? "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." diyoruz; bu egemenliği kim kullanıyor millet adına? Buradaki duvarlar filan kullanmıyor herhâlde. Dolayısıyla, şimdi bu güzel süslü sözleri söylüyoruz ancak burada milletvekilinin itibarını korumaya gelince hatta bırakın milletvekilini, Meclisin topyekûn manevi şahsiyetiyle birlikte itibarını korumaya gelince hiç kimse ortada yok. Yürütme eziyor, geçiyor Sayın Başkanım, eziyor, geçiyor.

Arkadaşlar söyledi, daha önce biz de söyledik, tekrar söyleyeceğiz. Bugün sizin için hiçbir mahzuru yok, siz bu Meclisin Başkanısınız, başımızın tacısınız. Buraya atanmış bir bakan geliyor, kameralar çekiyor; ondan sonra, burada bir sürü milletvekili konuşuyor, kameralar yok; sayın bakan tekrar geldiğinde kameralar tekrar geliyor. Bu bizi rencide ediyor Sayın Başkan, bu sizi rencide etmiyor mu? Komisyon Başkanımızı belli ki rencide etmiyor onu anladık çünkü defalarca biz ona bunu söyledik, kendisinin bu konuda bir tutumu olmadı ama bunu bir kez de size burada milletin huzurunda -tabii bilginizin olmaması mümkün değil- arz ediyoruz: Sayın Başkan, bir milletvekili olarak, milletin bir temsilcisi olarak bu beni rencide ediyor, sizi rencide etmiyor mu?

Şimdi, dün akşam burada bir şey yaşadık, bunu geçen yıl da yaşadık. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı... Cumhurbaşkanı Yardımcısı kimdir? Milletvekili mi? Değil. Seçilmiş mi Cumhurbaşkanımız gibi? Değil. Cumhurbaşkanımız tarafından atanmış bir kamu görevlisi. Ya, buraya geldi, milletvekillerinin tamamını, tamamını derken, tabii, bizim cenaha bakarak -kendisine karşı bir iki tane hani onun esefle kınadığı söz söylenmiş ama kimin söylediğinden de bağımsız- topyekûn hepimizi itham ederek birtakım konuşmalar yaptı, aşağılayıcı bir üslupla konuştu; Sayın Başkan, bunu artık görmemiz lazım. Tepeden bakan, bizi aşağılayan bir üslupla konuştu ve biz de daha fazla... Tabii, bir kısım itirazımızı yaptık, bu üslubun yanlış olduğunu söyledik ancak kendisine karşı ne olursa olsun kabalaşmamak veya böyle, hakarete varan bir konuşma hâline düşmemek için salonu terk ettik, gittik. Şimdi, buna müsaade etmemek lazım, bu Meclisin itibarını korumanın hepimizin görevi olması lazım. Ya, denetim görevimizden falan vazgeçtim ben. Şimdi, bu yıl gözümüzün içine baka baka "160 milyar lira, ben bu Meclisin verdiği ödeneğin üzerinde para harcayacağım." diye iktidar buraya geliyor ya. "160 milyar lira harcayacağım." diyor. Arkadaşlar sizlere de soruyorum: Hadi, gelip bir ek bütçe kanunu çıkardılar mı? Çıkarmadılar. Şunu bile yapmadılar: "Ya, Meclisten aldığımız yetki şu kadardı, bunun 160 milyar lira üzerine çıkacağız, bu şu şu kalemlerden kaynaklandı, şöyle bir zorunluluk oldu." diye bir açıklama yapma ihtiyacı dahi duymuyorlar Sayın Başkan. Siz, kuvvetler ayrılığında, daha doğrusu bir kuvvet olarak, yasamanın başındaki insansınız. Artık bunlardan da vazgeçtik, bunları söylüyoruz, söylüyoruz, şey değil ama hiç olmazsa şurada alenen aşağılanmamıza müsaade etmeyin. Komisyon Başkanı da müsaade etmesin, siz de müsaade etmeyin yoksa burada bu görüşmelerden zaten bir şey çıktığını falan düşünmüyorum ama en azından, ne olursa olsun tarihe not düşmek için, yarın biz de evlatlarımıza "Bakın, biz de bu yanlışları gördük ve bunları belirttik." demek için, tutanaklara geçsin diye bir kısım konuşmalar yapıyoruz. Umurunda değil, dün akşam Fuat Oktay burada bir tane söylediğimizi not almadı Sayın Başkan, tutanaklar elimizde, oysaki biz diyoruz ki... Sayın Başkanın da o konuda hakkını yememek lazım, ikaz etti, ilk geldiği günden itibaren yürütmenin başı olarak bir anlamda Fuat Oktay'a hani diğer bakanlara da söylesin diye.

Burada, hani ilk konuşmalar tamam, icraatlarını anlatıyorlar, istediği şekilde konuşabiliyor. Zaten uzunca bir konuşma, Fuat Oktay'ın 58 sayfalık bir metni vardı, bir saate yakın sürdü ama daha sonra diğer aldığı sözlerde de önündeki metni burada okuması, ondan sonra milletvekillerinin... Yani sadece kaba konuşmak ve aşağılamak anlamlı metnin dışına çıktı -keşke o zaman da çıkmasaydı; hiç olmazsa önündeki metni okusa belki metin o kadar kaba değildi, aşağılayıcı değildi belki- aşağılamak için metnin dışına çıktı. Ondan sonra biz soruları sorduk. O zaman bu işi biz niye yapıyoruz burada? Yani bütçeye verdiğimiz ödeneğin bir aslı yok, daha doğrusu bir önemi yok, 160 milyar liranın üzerine çıkabiliyor. Kurumlar arasındaki dağılım... Bakın, Sayıştay söylüyor, Sayıştay Başkanı burada söylesin. Kaç lira 2020'de? 96 milyar lira civarında yedek ödenek kullanılmış. Orası bir istasyon olmuş, alıyor oraya getiriyor, oradan istediği yere dağıtıyor. Şu anda ciltler dolusu bütçe yapıyoruz kurumlar bazında, hiçbirisinin bir kıymeti yok biliyor musunuz? 96 milyar lira yedek ödenekten para getirmiş, para transfer etmiş idare ve biz de burada "Yasama organıyız." diyoruz, biz burada "Milletvekiliyiz." diyoruz, konuşmaya başlarken herkes "Gazi Meclis" diyor. Gazi Meclis falan kalmamış burada. Yani Gazi Meclis kalmamış derken, ben o İstiklal Harbi'ndeki ve 15 Temmuzdaki, ona saygısızlık etme anlamında demiyorum yani duvarları gazi, bu Meclisin içindekilere o ruhun temsilcileri olarak davranılmıyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, teşekkür ediyoruz Sayın Usta.

ERHAN USTA (Samsun) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

Ya, bunları görmemiz lazım. Bunların hepsini şu anda sizin düzeltecek bir gücünüzün olmadığını ben biliyorum, Türkiye'de Tayyip Erdoğan'dan başka bir güç yok ama şunu siz yapabilirsiniz Sayın Başkanım ve sizin ben bu konudaki samimiyetinizi biliyorum: Ya, en azından şurada buraya gelen bakanların, hem burada hem Genel Kurulda -bakın, geçen yılda yaşandı bunlar, bunları yarın öbür gün başkaları da yaparsa sizlerin de zoruna gider arkadaşlar- milletvekillerini, o Gazi Meclisin üyelerini, o egemenlik hakkını kullanan milletvekillerini aşağılamasına, onlara tepeden bakmasına lütfen müsaade etmeyin. Yazıktır, günahtır, olmaz. Bu, milleti aşağılamaktır, millete tepeden bakmaktır, bunun başka bir anlamı yoktur.

Teşekkür ediyorum.