| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Komisyon çalışmalarındaki usul ve Komisyon Başkanının tutumu hakkında görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 27 .10.2021 |
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar, şimdi, Komisyonumuza yönelik bazı usule ilişkin hususlar oldu; müsaadenizle ben de görüş ve tutumuma ilişkin fikirlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Birincisi, bütçe sürecinin önemini hepimiz zaten vurguladık, bütün gruplar bunun farkındayız; Meclisin varlık sebeplerinden biri bütçe.
Bütçeler sadece teknik tartışmaların olduğu süreçler de değildir; bütçelerde memleketle ilgili bütün meseleler konuşulur; yürütme de dile getirir, milletvekillerimiz de dile getirir, birçok konu burada ele alınır, konuşulur. Bu, bir taraftan halkın bilgilenmesine vesile olur bütçeyle ilgili, bütçenin detaylarıyla ilgili, belki teknik olarak buradaki insanlar daha çok hâkim olabilir ama kamuoyunun çeşitli politikalar ve teknik detaylar konusunda daha fazla bilgilenmesine vesile olur; bir taraftan da dediğiniz gibi, bir hesap verme mekanizması olarak da halk adına Meclisimizin idarenin izlediği politikaları tartışmasına, konuşmasına vesile olur. Yalnız, bu hesap verme meselesi siyasi bir hesap vermedir, bunu herhâlde hiçbirimiz mahkemelerle veya soruşturma komisyonlarıyla karıştırmayız; burada siyasi bir hesap verme meselesi vardır. Birçok parti var burada; her partinin kendine göre bir politikası var, bir çerçevesi var, öncelikleri var, vurguları var; herkes kendi penceresinden onları ifade eder. Bunların hangisinin iyi olduğu, doğru olduğu, üstün olduğu hiçbirimizin nihai karar vereceği bir husus değildir; bu konularda da nihai karar kamuoyunundur, halkımızındır. Halk sonuçta bütün bu süreçlerden sonra gider, kimi beğeniyorsa seçimlerde ona oyunu verir, meşru bir şekilde belli bir süre için bu ülkeyi yönetme hakkını yönetimlere tevdi eder.
Bu çerçevede, burada şunu söylemek isterim: Komisyon Başkanı olarak benim görevim içerikleri belirlemek değildir. İçerikler, milletvekillerimizin ve burada sunum yapan kişilerin kendi takdirinde olan hususlardır. Bir hakaret olmadığı sürece, usulümüze aykırı bir şey olmadığı sürece, beğeneyim beğenmeyeyim, hoşuma gitsin gitmesin veya herhangi birimizin hoşuna gitsin gitmesin herkes kendi içeriğinden kendisi sorumludur; sonuçta bu içeriğin takdiri herkese kalmıştır. Bir konuşmayı beğenirsiniz beğenmezsiniz, tatmin edici bulursunuz bulmazsınız, tekrar söz alırsınız ve kendi görüşünüzü ifade edersiniz. Dediğim gibi, nihai takdir halkımızındır, kamuoyunundur.
Buralarda, yalnız şunu söyleyeyim: "Bu konuşmalarda, kesin hesap ve Sayıştay raporlarına değinilsin." diye baştan, Komisyonumuza dönük, sizlerin, değişik arkadaşlarımızın talepleri olmuştu. Bu noktada, kurumlarımıza, bütün bakanlıklarımıza Başkanlık olarak bir yazı yazdık; konuşmalarda kesin hesap ve Sayıştay raporlarına özellikle değinmelerini... Ayrıca, koruma sayısıyla ilgili de yine arkadaşlarımızın bazı tavsiyeleri olmuştu. O konularda Komisyonumuzun beklentilerini yazılı bir şekilde ifade ettik. Ha, bu beklentiler ne ölçüde karşılanır karşılanmaz, tatmin edici olur olmaz onu... Takdir edersiniz ki Komisyon Başkanı olarak kimseyi belli bir şekilde konuşmaya zorlama yetkimiz yok.
Sorularla ilgili olarak da şunu söyleyeyim: Bakanlarımız konuşmadan önce ben özellikle belirtiyorum, vekillerimizin sorularına cevap verilmesi üzerine ama şunu da takdir edersiniz ki dün, gün boyu 32 arkadaşımız uzun uzun görüşlerini ifade ettiler, bu görüşler ifade edilirken de bazı sorular soruluyor, bazı görüşler ifade ediliyor, bazı eleştiriler yapılıyor, bunlara da bakanların cevap vermeleri, cevap verirken bazı politikalarını ortaya koymaları zaten bugüne kadar yerleşik bir uygulama ama sorulara özellikle cevap verilmesi hususunda gerekli hatırlatmaları Komisyon Başkanı olarak yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz.
Diğer taraftan, yayınlarla ilgili olarak şunu ifade etmek isterim: Bunu defalarca tartıştık aslında, geneli üzerinde usul tartışması yaparken tartıştığımız ve görüştüğümüz bir konu yani tekrar tekrar aynı konuyu tartışmak ne kadar verimlidir, bunu takdirinize bırakıyorum. Burada şeffaflıktan uzak hiçbir şey yapmıyoruz, tam tutanak var; tam tutanakla söylenen her şey -mikrofon açıkken tabii- tutanaklara geçmiş oluyor. Bu tutanaklara herkesin erişim hakkı var; basınımızın da var, sivil toplumumuzun da var, herkes bu tutanaklara erişebilir. Ayrıca, yine, yazılı basından arkadaşlarımız, değerli basın mensupları da toplantı salonundalar, toplantı salonunda kendilerince önemli gördükleri hususları kamuoyuna aksettirme konusunda hiçbir engel yok. Diğer taraftan, bazı üyelerimizin cep telefonuyla, yeni teknolojilerle kendi konuşmalarını âdeta canlı yayın gibi yayınladıklarını da biliyoruz. Bu konularda genel olarak da şunu söylüyoruz: Bunlar elbette Komisyonun takdirinde olan hususlar, Başkanımız da söyledi. Ben tutumumu bu şekilde belirliyorum. Burada da geçmişten bazı örnekler de söylendi ama şunu ifade etmek istiyorum, benim "Meclis Başkanımızla konuşun." dediğim şu, bu husus değil, ona açıklık getireyim: Yeni bir sisteme geçtik değerli arkadaşlar, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçtik, bu yeni sistemde de kuvvetler ayrılığı çok önemli bir ilke ama kuvvetler ayrılığı, şüphesiz ki kuvvetler kopukluğu demek değil, mutlaka idare ile Meclis arasında etkileşim de olacak bütün sistemlerde olduğu gibi. Buralarda İç Tüzük hazırlandı yeni sisteme geçerken, yeni sisteme uyum anlamında bir İç Tüzük hazırlandı ama bu İç Tüzük'te daha çok mekanik bir uyum yapıldı, kelimeler yapıldı, mekanik bir uyum yapıldı. Yeni sisteme göre bütün grupların çalışıp üzerinde uzlaştığı, yeni sistemle daha uyumlu diyelim, esas itibarıyla uyumlu bir İç Tüzük hazırlayamadık henüz; bunu kabul etmemiz gerekiyor. Bu konularda da grupların Meclis Başkanımızla birlikte bir çalışma yapmasının -bütün komisyonlar adına, bizim Komisyonumuz adına da- faydalı olacağını ifade ettim çeşitli vesilelerle, bunu tekrar burada ifade etmek isterim.
Diğer taraftan, bilgilendirmelerle ilgili yine Değerli Vekilimiz Bülent Bey'in bir hatırlatması oldu. Merkez Bankası Başkanımızı özellikle bütçeden önce çağırdık hani bütçe sürecine de oradaki sunumların katkısı olur diye bir düşünceyle. Ben son bir yıldır Plan ve Bütçe Başkanıyım, geçen yılın sonuna doğru bir sunum olmuştu, bu yıl da oldu. Yani bu dönemde, iki tane sunum son bir yıl içinde yapılmış oldu. Bu konulara daha hassasiyetle...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Son iki yıl içerisinde.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Doğru yani ben kendi adıma, hani bir yıl anlamında söyledim ama haklısınız. Bizim de beklentimiz bu yönde, yazılarla da çeşitli zamanlarda ifade ediyoruz. Bu konuları takip etmeye devam edeceğiz.
Varlık Fonuyla ilgili, biliyorsunuz, bir denetim süreci var, o denetim süreci tamamlanmadan buraya davet etmemizin bir anlamı olmuyor. Denetim süreci tamamlandığında Varlık Fonunu davet edip muhtemelen bütçe sonrası, aralık ayı içinde bunu yaparız diye düşünüyorum. Denetim bittiği zaman davet edip burada, yine Meclisimizde Varlık Fonunun sunumu ve tartışması gerçekleşecektir.
Diğer kurumlarımızla ilgili yazılı raporlar şeklinde bütün Komisyon üyelerimizi bilgilendiriyoruz. Ha, "Gelsinler, burada sunum yapsınlar." şeklinde bir öneriniz var, onu da bazı kurumlarla ilgili önümüzdeki süreçlerde yine konuşmaya devam edebiliriz, belki farklı yollar, yöntemler arayabiliriz.
Yürütmeyle ilgili yine bir hususun altını çizmek istiyorum, bakanların konumuyla ilgili, geçmişte Bakanlık yapmış bir arkadaşınız olarak da ifade etmek isterim. Bakanları memur gibi mi göreceğiz, siyasi bir aktör olarak mı göreceğiz? Bu husus önemli gerçekten bütün tartışmalarımızda. Ben şunun altını çizmek isterim: Bakanlar bu yeni sistemde de Meclisimize gelip yemin ediyorlar, dokunulmazlıkları var, geçmişte bakanların tabi oldukları hukuk neyse bugünkü bakanlar da aynı hukuka tabiler. Görevleri sırasında herhangi bir şey oluştuğu zaman Yüce Divan mekanizması var. Cumhurbaşkanı, halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı olarak bir siyasi programa sahip, halka taahhütleri var, sözleri var; bakanlar, bir taraftan da bu taahhütleri yerine getiren ekibin parçasılar. Dolayısıyla, bakanları normal bir memur şeklinde görmek doğru değil. Atanmış, seçilmiş tartışması ayrı bir tartışma, siyasi kimliğe sahip olup olmamak ayrı bir tartışma. Bakanlar siyasi bir ekibin parçasıdırlar, siyasi bir programı hayata geçirmek üzere görev üstlenmişlerdir ve halkın karşısında sorumlu Cumhurbaşkanının Kabinesi olarak görev yapmaktadırlar. Dolayısıyla, bakanlar siyasi bir konuşma yapmasın, siyasete girmesin gibi bir yaklaşımı ben doğru bulmuyorum, bunu ifade etmiş olayım. Atanmışlık ayrı bir şeydir, siyaset ayrı bir şeydir.
Değerli arkadaşlar, hepimiz elbette birbirimize saygı duyacağız, hem Komisyon üyeleri olarak hem yasama, yürütme ilişkilerinde hepimiz buna dikkat edeceğiz, gerekli uyarıları yeri geldikçe yapmaya çalışıyoruz ama benim de sizden bir ricam var; bu görevi başarıyla yapmamız sadece Komisyon Başkanlığı olarak benim yapabileceğim bir şey değil, hepinizin katkısıyla olabilecek bir şey, desteğinizle olabilecek bir şey. Dün, ben çok faydalı müzakereler yaptığımıza inanıyorum, bütün grupların son derece kıymetli ifadeleri oldu, değerlendirmeleri oldu, arada bir iki cümleyi cımbızla hepimiz çekebiliriz, eleştirebiliriz fakat ben kendi adıma şunu ifade edeyim: Buradaki görüşmelerin anında idare üzerinde bir etki yapmasını beklersek bu çok doğru olmaz ama bu görüşmelerden mutlaka bürokrasi, idare gerekli notlarını alıyordur ve değerlendirmelerini mutlaka yapıyordur, bir kısmının belki etkileri zaman içinde oluşuyordur diye düşünüyorum, bazı örneklerini de bildiğim için bunu rahatlıkla ifade edebilirim. Yani, biz boşuna konuşuyoruz, hiçbir etkisi olmuyor gibi bir yaklaşımın doğru olmadığını düşünüyorum. Bu fikirler, mutlaka, doğru bir fikir ifade ediyorsanız eninde sonunda bir etkiye sahip olur, mutlaka bir etki yapar yeter ki o fikri defalarca işlemeye devam edin, eninde sonunda doğru yerini bulur diye ben inanıyorum, bunu da ifade etmek isterim. "Yürütme de bizi dinlemiyor." gibi şeyler söylendi; arkada birçok bürokrat arkadaşımız var, onların hepsi mutlaka notlar alıyorlar, tutanakları alıyorlar ve burada dinlenmediği gibi bir şeye ben katılmıyorum doğrusu. Buraya gelen arkadaşlarımız saatlerce orada oturuyorlar ama arada bir belki birisi gelip kulağına bir şey söylüyordur, o an bir şey oluyordur yani insani durumları da anlayışla karşılamak gerekir diye inanıyorum. Biz de gerekli uyarıları yeri geldiğince bu konularda yaparız, o konuda da onu da ifade etmiş olayım.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkanım, tutumunuz üzerinde usul tartışması istiyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Usul tartışmasını yaptık.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, İç Tüzük'e göre usul tartışması istiyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, usul tartışmasını yaptık Sayın Paylan. Daha sonraki konuşmalarınızda fikirlerinizi ifade edersiniz. Bakın, uzun bir süredir...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Canlı yayınlamayacağım." diye tutum açıkladınız. Ben bu tutumunuzu yanlış buluyorum, bu tutumunuz hakkında...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, tutumumu açıkladım, oylamayı da yaptık bu konularda.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, yapmadınız. Şimdi tutum açıkladınız.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Geneli usulle ilgili birçok maddeyi oyladık, ilk gün bir oylama yaptık Sayın Paylan.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bu canlı yayın meselesini sonra konuştuk, bu canlı yayın meselesi "Yayınlamayacağım." meselesi hakkında bir tutumunuz var. Bu tutumunuz hakkında İç Tüzük'e göre -Sayın Başkanımız da bilir İç Tüzük'ü- bir usul tartışması istiyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu konuyu defalarca konuştuk, oylamasını da yaptık Sayın Paylan.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır Başkan, canlı yayın meselesiyle ilgili yapmadınız.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Aynı şeyi defalarca, defalarca tartışmak usulümüze uygun değil, kusura bakmayın.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Canlı yayınla ilgili yapmadınız. Usulsüzlük yapmayın, tutum açıkladınız, tutumunuz hakkında usul tartışması açmanızı istiyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ben, bu usul tartışmasını ilk gün yaptım ve oylamaya sundum.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, Sayın Başkan, canlı yayınla ilgili sonra konuştunuz. Siz uzlaştığımız konularda oyladınız. Canlı yayın yoktu Sayın Başkanım.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Canlı yayın yok muydu?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Canlı yayın yoktu Sayın Başkanım. Net olarak, bakın, canlı yayın orada yoktu.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir tutanaklara baktıracağım eğer gerekirse sonradan tekrar oylarız. Bir tutanaklara baktıracağım, var mıydı yok muydu...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yoktu Sayın Başkanım.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Baktıracağım. Eğer çok ısrar ediyorsanız şimdi de oylayabiliriz ama tutanaklara bir baktıracağım.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Israr ediyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Şimdi, sunumlarını yapmak üzere Meclis Başkanımız Sayın Mustafa Şentop'a söz veriyorum.