KOMİSYON KONUŞMASI

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, Sayın Meclis Başkanı ve değerli milletvekilleri, çalışanlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisine önümüzdeki yıl için 2,2 milyar lira bütçe ayrılması teklif ediliyor. Türk lirası döviz karşısında her dakika değer kaybetse de yine de büyük bir paradan söz ediyoruz ve yurttaşlar da tabii haklı olarak bunca kaynağın akıtıldığı Meclisin temel görevlerini yerine getirmesini bekliyor.

Şimdi, öncelikle, burada birçok arkadaş söz etti; denetim görevimiz etkisizleştiriliyor, bakanlardan yazılı soru önergelerimize yanıt alamıyoruz, özellikle HDP olarak bu önergelerin yüzde 65'ine yanıt alamıyoruz. Öyle ki İçişleri Bakanı, Meclis çatısı altında, kadına yönelik şiddetin araştırılması için kurulan Komisyonun toplantısında, açık açık ve büyük bir rahatlıkla "HDP'li milletvekillerinin sorularını cevaplamıyorum." dedi.

Şimdi, denetim yetkimizin engellenmesine karşın, Sayın Meclis Başkanı, size de bunu sorduk ve siz bize şöyle cevap verdiniz: "Anayasa ve İç Tüzük'te, Başkanlığımıza, soru önergelerinin cevaplandırmasına yönelik denetim görev ve yetkisi verilmemiştir." dediniz. O zaman, neden Meclis yıllardır bu konuda bir düzenleme yapmıyor -örneğin, İç Tüzük değişikliği- ya da denetim yetkimizin bakanların keyfine bırakılmasını siz bir sorun olarak görmüyor musunuz?

Sonuçsuz kalan yalnızca soru önergelerimiz değil. Biz, mesela, İstanbul Sözleşmesinin Etkin Uygulanması ve İzlenmesi Alt Komisyonunda iki yıl boyunca, gayet kaliteli ve özverili bir şekilde çalıştık, 2020 Şubatında çalışmalarımızı tamamladık, bir buçuk yıl raporun çıkmasını bekledik. Ondan sonra bize dendi ki sözleşmeden çekilince: "Komisyon kadük kaldı." Yani Komisyonda çalışan vekillerin, yasama uzmanlarının, çay ocağı personelinin, teknisyenlerin emekleri heba edildiği gibi Komisyona harcanan kaynaklar da tamamen boşa gitti. Bu da aynı şekilde size sorduğumuz bir şey.

Şimdi, çalışanlarımız, Meclis çalışanları; destek hizmetleri birimi ve çay ocağı personeli; kadrolular 4/A, sözleşmeliler 4/D olacak şekilde farklı statülerde çalışıyor. Aldıkları maaş, sosyal haklar farklı ancak iş yükleri aynı derecede ağır ve bu öncelikle çalışma barışını bozuyor. Şimdi, sözleşmeli personel, kıdem tazminatı hakkının tanınmasını istiyor, kadrolu çalışanlar da fazla mesai ücretlerinin ödenmesini istiyorlar.

Danışman arkadaşlarımız, aylık ödenen maaşları haricinde hiçbir özlük hakkına sahip değiller ve bu koşullar mobbinge zemin hazırlıyor. Yurttaşlara eşit ve adil haklar sunmak için yasa yapan Meclisteyiz biz, Türkiye Büyük Millet Meclisinde ve kendi oluşturduğu yasalara uymayarak hileli sözleşme yapıyor Meclis. Danışmanların sözleşmeleri 31 Aralıkta sonlanıyor 1 Ocakta tekrar başlatılıyor ve tazminat hakları engelleniyor. Bu asla kabul ettiğimiz bir şey değil ve buna çözüm bulamayan bir yer Türkiye Büyük Millet Meclisi olamaz.

Ben "Türkiye'nin hak arama kurumuyuz." diyen Kamu Denetçiliği Kurumuyla ilgili de birkaç söz söylemek istiyorum. Başvuru yöntemiyle çalışmanın dışında, ağır hak ihlallerinin olduğu ve toplumun genelini ilgilendiren durumlarda da başvuru beklemeden harekete geçmek ve özel rapor hazırlamak görevi var. Örneğin, Kasım 2020'de Azerbaycan-Ermenistan savaşında ihlallerle ilgili bunu yaptı ve aynı şekilde, Yunanistan'a göç etmek üzere sınır kapısına giden göçmenlere yapılan kötü muamelelerle ilgili yaptı. Peki, Kamu Denetçiliği Kurumu, cezaevlerindeki işkence, süngerli oda durumlarından haberdar mı acaba? İnfaz koruma memurları tarafından uygulanan işkencelerden, cinsel saldırı iddialarından, Diyarbakır Çocuk Cezaevindeki tutukluların beslenme, sağlık, eğitim gibi temel insan hakları ihlallerinden, milletvekilleri olarak Adalet Bakanlığından hâlâ görüş izni alamadığımızdan haberdar mı ve bunu bir sorun olarak görüyor mu? Pandeminin başından itibaren ağır koşullar altında çalışmak zorunda olan sağlık çalışanları üst üste otuz altı saate varan nöbetler tutuyor; bununla ilgili, Sağlık Bakanlığıyla ilgili bir görüşme yaptı mı? Kadın cinayetleriyle ilgili bir görüşme yaptı mı İçişleri Bakanıyla?

Yaşanan insan hakkı ihlalleri ve sorunlar artık kronikleştiği için size sorduğumuz sorular da maalesef kronikleşiyor ve çözümü ancak bu iktidar değiştiği zaman bulabileceğimizi biliyoruz ve buradan halkımıza da bunun için sesleniyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Ben teşekkür ederim.