KOMİSYON KONUŞMASI

ÖZCAN PURÇU (İzmir) - Sayın Başkanım, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanım, Sayıştay Başkanım, kıymetli bürokratlarımız, sevgili arkadaşlarım; hepinize iyi akşamlar diliyorum.

Ben Ombudsmanlık kurumuyla ilgili konuşmak istiyorum. Ombudsmanlık, Kamu Denetçiliği Kurumu ama geçen hafta Avrupa Birliği ilerleme raporu yayınlandı, Avrupa Birliği ilerleme raporunda Ombudsmanlıkla ilgili bir açıklama var, bu açıklamada Türkiye'deki Ombudsmanlık kurumunun görevini yapmadığı, ismiyle ilgili çalışma yapılmadığı yazıyor. Özellikle bu konuda şöyle bir cümle var, onu da okumak istiyorum: "Ombudsman ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Romanların entegrasyonu konusunda spesifik bir çalışma yapmamıştır." Şimdi, bunu niye söylüyorum? Türkiye'de binlerce yıldan beri bu Anadolu topraklarında yaşamış kadim bir toplum, Roman vatandaşlarımız maalesef Türkiye'nin, maalesef devletimizin aşağı yukarı hiçbir kurumunda kimlik alımları dışında yer almıyor, sadece biz kimliklerimizi alıyoruz. Mahallelerimiz gettolaşmış, efendim, sosyal açıdan ciddi sorunlarımız var; ekonomik açıdan, eğitim açısından, barınma açısından ciddi sorunlarımız var ve yoksulluğu iliklerimize kadar hissediyoruz, çocuklarımız eğitim hakkından faydalanamıyor, kadınlarımızın yüzde 60'a yakını okuma yazma bilmiyor, erken yaşta evliliklerimiz had safhada, istihdam oranımız, maalesef, yüzde 3'lerde, kayıt dışı işsizlik yüzde 97'lerde, üniversite mezunu oranımız binde 2'lerde... Her zaman bunu söylüyorum, üzülerek söylüyorum, keşke bu konuşmayı birçok komisyonunda yapmasam. Niye bunu söylüyorum, niye bunu söylüyorum? Maalesef, bu tür komisyonlarda bugüne kadar hiç sözümüz olmadı, özellikle konuşma alıyorum ki kayıtlara geçsin, gerçekten bu çok önemli. Varmışız da yokmuşuz gibi, 7 milyona yakın Roman vatandaşı var, varmışız da yokmuşuz gibi.

Bakın, şunu söyleyeyim, Avrupa Birliğinin en büyük sorunu Roman, Romanlar maalesef, en büyük sorunu. Aday bir ülke olarak Türkiye'de de 7 milyona yakın Roman vatandaşı var ama Avrupa Birliği uyum yasalarıyla, Avrupa Komisyonuyla, maalesef, bu konuyu yürütemiyoruz, bunların içerisinde de Ombudsmanlık geliyor. Türkiye'deki Ombudsmanlık maalesef Avrupa Birliği kriterlerine de uygun değil. Neden uygun değil, hemen söyleyeyim size: Avrupa Birliğindeki Ombudsmanlıkta resen çalışma yapıyor Ombudsmanlıklar, Türkiye'de yapmıyor. Yine aynı şekilde, yargı yoluna gidebiliyor ama Türkiye'de Ombudsmanlık sistemi yargı yoluna gidemiyor, tavsiyeden başka, tavsiye kararından başka Türkiye'deki Ombudsmanlığın hiçbir yaptırımı yok ve ara bulucu, onu da yapabilirse, karşı taraf kabul ederse çünkü buna yasalar uygun değil, Anayasa uygun değil. Dolayısıyla burada şimdi bu yıl 46 milyon lira Ombudsmanlık kurumuna bütçe düşünülüyor ve biz bu Ombudsmanlık kurumunu Avrupa Birliği kriterlerine uyduramazsak, Ombudsmanlık kurumunu güçlendiremezsek, resen çalışma yapmasını sağlamazsak bu bütçeyi niye ayırıyoruz? Çünkü işe yaramayacak, tavsiye niteliğinde bir karar, kanunen etkili değil, bunu niye yapıyoruz? Onun için, Türkiye'deki Ombudsmanlık kurumunun Avrupa Birliği kriterlerine de uygun olması lazım ki bütçe ayıralım ve ona göre de yaptırımı olsun.

Ayrıca, yine Avrupa Komisyonu raporuna göre, bu yılki ilerleme raporuna göre, maalesef, Türkiye'de Hükûmetin yapmış olduğu Roman Vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesi ve Eylem Planı çok yetersiz görülüyor, hiçbir kurumda hiçbir ilerleme kaydedilemedi, özellikle çocuk hakları ve kadın hakları konusunda, hiçbir kurumda, hiçbir iyileştirici çalışma yapılmamış çünkü çocuk baştan ölü doğmuş çünkü Hükûmetin yapmış olduğu Strateji Belgesi ve Eylem Planı'nda bütçe yok. 26 ülkede, şu an Avrupa Birliği sınırları içerisindeki 26 ülkede Roman Strateji Belgesi ve Eylem Planı uygulanıyor, 26 ülkenin sadece bir ülkesinde bütçe yok; o da Türkiye. Neden? Bakın, tavsiye niteliğindeki bir kuruma dahi -çok önemli bir kurum aslında- 46 milyon lira ayırıyoruz ama Hükûmetin Avrupa Komisyonuyla, Avrupa Birliğiyle, Avrupa Konseyiyle imzalamış olduğu kriterlere uygun Roman Strateji Belgesi ve Eylem Planı'na bir kuruş bütçe ayırmıyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Purçu, süreniz dolmuştur.

Teşekkür ediyorum, sağ olun.

ÖZCAN PURÇU (İzmir) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.