| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri a) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı b) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu c) Nükleer Düzenleme Kurumu ç) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü d) Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü e) Türkiye Enerji Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu f) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü g) Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü ğ) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 01 .11.2021 |
AHMET AKIN (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan ve bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
2022 yılı bütçemizin de tüm kurumlarımıza, ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Çünkü milletimizin şu anda bu ekonomik buhran içerisinde bir de yaşadığı enerji buhranında gerçekten buradan çıkacak olan konuları duymak, hissetmek ve yaşamak konusunda ihtiyacı var. Üstüne üstlük bugün bunu görüşürken Sayın Bakanım, sabah yüzde 48'lik bir zamla uyandık. Şimdi, bu zam... Tabii, elektrik tarifesine ve aynı zamanda santrallere ayrı ayrı yapılan zamlar vatandaşa muhakkak yansıtılacak. Yani bu bir yıl içinde yüzde 115 elektrik üretim tarifelerine zam; yüzde 148,5... Zamlar gerçekten kaldırılabilir boyutta değil. Yani kusura bakmayın ama AK PARTİ yaparsa ancak zam yapıyor Sayın Bakanım ve bu konuda da vatandaşımız gerçekten büyük -şikâyeti var- sorun yaşıyor.
Şimdi, bu bütçelere gönül ister ki destek verelim. Ancak, bakıyoruz, ediyoruz yani bu bütçelere destek verdiğiniz zaman... Esnafın siftahsız kapattığı dükkânına destek vermek, sanayicinin çarkının dönmesi için destek vermek vesaire; vatandaşımızın lehine beklenen bir şey olmadığını, maalesef, görüyoruz. Şimdi, bu tabii bir tek sizin bütçenizde değil, bu, maalesef bütün bütçede var ancak, bu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınızın bütçesine de maalesef sirayet etmiş durumda.
Şimdi, Sayın Bakan, üç yıldır Türkiye'de büyük bir kriz yaşanıyor, biz buna "enerji buhranı" diyoruz çünkü gerçekten hem vatandaşlarımız hem sektör büyük bir sıkıntı içerisinde. Şimdi, Avrupa'yı devamlı dillendiriyorsunuz, Avrupa'da son üç aydır bir kriz var Sayın Bakan, o da bildiğiniz gibi, pandemi sonrasında yaşanan üretim-tüketim dengesi, arz talep dengesinden kaynaklanan. Ancak, bizim politikalarımızla, enerji politikalarınızla, ortaya koyduğunuz politikalarla, maalesef, ortada büyük bir zam buhranı, zam fırtınası yaşanıyor -bunu kürsüden de gördük, çok güzel bir sunum, teşekkür ederiz- ancak sunumda her şey pozitif ama hayat maalesef öyle değil Sayın Bakanım. Orada anlatıyorsunuz işte yanlış politikaları örtmek için "Avrupa'da öyle, şöyle, böyle." Bir de diyorsunuz "ucuz" ancak vatandaşımızın "satın alma gücü" diye bir şey kalmadı Sayın Bakanım, bunu net olarak söylüyorum, çarşıda, pazarda görebilirsiniz. Kasaba gidiyoruz, 3 dolabı olan bir kasabın elektrik faturası kirasını geçmiş durumda. Yani nasıl altından kalkacak? Daha diğer masrafları söylemiyorum bile. Yani bu son yıllarda yaşanan konular, ekonomik sıkıntılar vatandaşımıza eziyet hâline geldi, biz de milletimizin iletmemizi istediği konuları sizlere iletiyoruz.
Bakın, elektrik, doğal gaz, akaryakıt... Yani son bir yılda 10 kere benzine, 9 kere motorine, 7 kere LPG'ye, toplamda 26 kez zam pompaya yansıtılıyor. ÖTV, Eşel Mobil Sistemi de iflas etti. Şimdi bu saatten sonra hangi politikayı koyup bunları koruma altına alacaksınız, onu merak ediyoruz Sayın Bakanım. Son bir yılda benzine yüzde 22,5 zam geldi. Geçen yıl 343 lira 50 kuruşa doluyordu 50 litre, şimdi oldu 422 lira. Motorine yüzde 39,4; LPG'ye 21,3; yine gelecek diyorlar. Bugün üstüne baktığımız zaman, zam üstüne zam, zam üstüne zam. Soru şu: Hangi emeklinin, hangi çalışanın, hangi vatandaşımızın geliri bu kadar yükseldi de siz -vatandaşın yanında olduğunuzu söylüyorsunuz ancak- vatandaşa bu zamları yapıyorsunuz; hangi vicdanla, hangi verilerle; onu merak ediyoruz; hangi gelir bu kadar arttı? En son yerli kömür... Şimdi, vatandaşlarımız TKİ'den direkt kömürün alamıyor, orada da ton fiyatları yüzde 30 yükseldi. Vatandaşın aldığı kömür fiyatına bakıyoruz; geçen sene bin lira, 1.500 lira, bu sene 3 bin lira. Kimin maaşı arttı böyle? Onun için burada... Bir de bakın, geliri en düşük olan kısmın, en düşük olan kısmın kullandığı da nedir? Mutfak tüpü. Ya, Allah aşkına, 1 Ekim 2020 tarihinde 12 kilogramlık mutfak tüpünün fiyatı 116 liradan 165,5 liraya çıktı. Sayın Bakanım, gerçekten, baktığınız zaman, yüzde 42 zam. Bir de çıkıp da "fedakârlık" diyorsunuz ya -siz de söylediniz, Sayın Cumhurbaşkanı da söyledi- buna baktığınız zaman komik. Bu ülkede fedakârlık yapan varsa o da bu milletin ta kendisidir Sayın Bakanım çünkü bu kadar zamlarla, yanlış politikalar altında ezilen bu milletin kendisidir. Onun için çıkıp da fedakârlıktan bahsetmeyin, fedakârlık yapın, biz de sizi alkışlayalım.
Şimdi, Sayın Bakanım, nükleerle ilgili şunu sormak istiyorum: Nükleere bakıyoruz; 12,35 ila 15,85 dolar. Soru önergesiyle sorduk, siz de dediniz ki buna "Bu fiyatlar normal fiyatlar." Nasıl normal oluyor Sayın Bakanım? Siz bir taraftan YEKA'dan bahsediyorsunuz, fiyatlar ortada, bir taraftan da bu fahiş rakamlar. Peki, burada bizim kârımız nedir, milletin avantajı nedir? Teknoloji transferi mi yaptık, bize mi ait, nedir? Onları zaten birazdan soracağım.
Sayın Bakan, iktidarınız net olarak -tabii, siz de o iktidarın bir üyesisiniz, Bakanısınız ancak- vatandaşı fakirleştirdi, yoksullaştırdı; bir de üstüne Türk milletini, milletimizi, ülkemizi enerji yoksulluğuyla da tanıştırdı; bu, çok acı bir şey. Yani arz güvenliğinden bahsettiniz gayet güzel, olması gereken şeyler, arz güvenliği zaten hepimizin önemle üzerinde durduğu... Ancak, bu gelinen noktada, sektörün sorunlarını, vatandaşın sorunlarını üst üste koyduğunuz zaman bunları nasıl yapacağınızı biz sizden duymak istiyoruz Sayın Bakan. Bakın, ocak ayında... Daha önce bir soru önergesi vermiştik bir Bakanımıza, oradan gelen cevaba istinaden söylüyorum: Sayın Bakanım, yılbaşında 1 milyon abone elektrik faturasını denkleştirip zamanında ödeyemedi; geliyoruz nisana, rakam çıkıyor 5 milyona. Şimdi, sizin beş ayda bu vatandaşı getirdiğiniz durum zaten ortada, on dokuz yıldır gelinen nokta bu tür sunumlarla ortaya çıkacak gibi değil. Burada sizin yapmanız gereken, vatandaşın alım gücüne göre enerji politikalarını belirlemek. Yurt dışında 3 bin-5 bin euro maaş alan kişiler ile bizim 2.800-3.000 bin lira maaş alan vatandaşımızı karşılaştırırsanız milletin aklıyla alay etmiş olursunuz Sayın Bakanım.
Şimdi, bakıyoruz doğal gaza, aynı şey doğal gazda var Sayın Bakanım. Rakamlara baktığınız zaman rakamlar patlama yapmış; 2 katına, 3 katına çıkmış. Burada tek tek bunları açıklamayayım, zaten bunların hepsinin sorularının cevaplarını biz sizlerden, Bakanlıklarınızdan veya diğer Bakanlarımızdan sorarak alıyoruz; o bilgiler, o verilerdir bunlar. Yani bu durumlar; doğal gaz faturaları, enerji faturaları, akaryakıttaki kuyruklar... Ya, bu ülkenin Cumhurbaşkanı, AK PARTİ'nin Genel Başkanı: "Fedakârlık yapıyoruz." dedi, o gün zam geldi. "Avrupa'da kuyruklar var." dedi, kendim gittim gördüm petrol ofislerinin önündeki kuyrukları ya. Bu millete bunu yaşatmaya ne hakkınız var? Yani vatandaşın yanında olmanız gerekmez mi? Vatandaşın artık zammı kaldıracak tahammülü yok Sayın Bakanım; tahammülü yok, kaldıracak yükü de yok. İşte, onun için seçim istiyoruz biz. Bir bakanınız dedi ki: Yüzde 15 falan, attı tuttu. "Yapın seçimi görelim sonucu." Yani onun için milletin üstüne bu kadar yüklenmek ayıp, yazık, günahtır Sayın Bakanım.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Doğal gaz Türkiye'de mi patladı, dünyada mı patladı?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, hatibi dinleyelim lütfen, müdahale etmeyelim.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Sayın Bakan, kara tabloyu görmüyor ve bu konuda görmemekte de ısrar ediyorsunuz. Sizi anlıyorum, çok değerli bürokratlar var aranızda, onlar uyarılar yapıyorlardır. Ancak tek adam sisteminin getirdiği nokta işte bu; bir kişi konuşur, herkes "Tamam." der. Sonra ne oldu? Vatandaş fakirleşti, enerji yoksulluğu yaşadık, şimdi suçlu dış güçler. Suçlu AK PARTİ'nin ta kendisidir, iktidardır. Bunu yönetip, buna göre program yapıp belirsizliklerin ortadan kaldırılması gerekir. Geldiğimiz noktada belirsizliklerin en büyüğünü yaşıyoruz ki siz burada "millî enerji" dediniz, "maden" dediniz, "yerli ve yenilenebilir kaynaklarda devrim" dediniz yani onlara da geleceğim şimdi zaten.
Sayın Bakan, çözüm önerilerimizi sunuyoruz; gerçekten, samimiyetle. Biz ve tüm arkadaşlarımız her fırsatta vatandaşın içindeyiz ve size çözüm önerilerimizi anlatıyoruz, dile getiriyoruz. Kış geliyor yani şu anda kışla ilgili düşünceniz nedir? Allah aşkına, bu milleti pandemide bile kendi kaderine bıraktınız, şimdi kara kış geldi, bari bu kara kışta vatandaşımızın yanında olun. Mesela nedir? Gelin, şu elektrik üretiminde, faturalarda, TRT fonunu, KDV'yi kaldırın efendim. Şu anda bir sıkıntı var, süreç var; kendiniz söylüyorsunuz, sorunlar var. EPDK, Mustafa Bey, değerli bürokratlar burada ve inanıyorum, ellerini vicdanlarına koysunlar, yürekten söylüyorum, bizimle aynı fikirdelerdir; onun için bunu yapmamız gerekiyor, kışı atlatmamız gerekiyor efendim.
Bakın, "kara kış fonu" dedik, adını siz koyun, biz "kara kış fonu" dedik ve bunun hayata geçirilmesi için mücadele ediyoruz; sizlere baskı uyguluyoruz, bunları anlatıyoruz, konuşuyoruz ama sizden bir tık gelmiyor. Neden gelmez? Bir tek AK PARTİ'den mi oluşuyor bu ülke? MHP var, İYİ Parti var, CHP; hepimiz birlikteyiz. Buradaki sorunlar, sıkıntılar -el birliğiyle- 83 milyon vatandaşımızın sıkıntısıdır. Gelin, her şeyden önce şu kara kış fonunu kurun, ismini de siz koyun, isim babası siz olun; biz fikri ortaya koyduk. Vatandaşlarımıza kış aylarında bir destek verelim, bir rahatlasınlar. Bakın, elektrik faturalarındaki KDV'yi kış boyunca kaldıralım. TRT fonunu kaldıralım. Al, arkadaşlarım yazmış, "TRT'nin arpalığı değildir elektrik faturaları." diye yazıyor orada; doğru, aynen öyle.
Şimdi, aynı şekilde, bakıyoruz doğal gaza, mutfak tüpünde ÖTV'yi, KDV'yi kaldıralım Sayın Bakanım. "İsraf israf" deyip israfın kralını yapıyorsunuz hem sarayda hem kurumlarınızda. Onun için, kemeri biraz siz sıkın, millet zaten dünden razı. Bu millet büyük bir millet, her zaman elinden gelen fedakârlığı sonuna kadar yapar.
Aynı zamanda sosyal tarifeyi öneriyoruz Sayın Bakanım, diyoruz ki: "Gelin, sosyal tarife koyalım; elektrikte, ısınmada düşük gelirlilerin lehine kademeli, tarifeli sisteme geçelim. Sosyal tarife uygulamasını el birliğiyle kuralım." Bu çok önemli. Şu anda bütün dünyada bu yapılıyor ama bir genel başkan yardımcınız "Kış fonu kurmayacağız." diyor. Yahu, git de o ihtiyacı olan insanlara söyle bunu veya elinde fileyle gidip, pazarda alışveriş yapamayıp eve ağlayarak dönen vatandaşımıza anlat bakalım bu fonu, nasıl yapamıyorsunuz. Onun için, sizlerden bizim ricamız, isteğimiz ve milletimiz adına dileğimiz, kara kış fonunu kurun, adını da siz koyun.
"Almanya'da kuyruk var." dediniz, bir sürü laf söylediniz, yok o var, yok bu var. Yahu, Almanya enerji fiyatları artışının halkına yansımaması için yenilenebilir enerji vergi desteğini yüzde 43 azalttı, 1 kilovatsaat başına 6,5 senti 3,7'ye düşürdü. Fransa, en yoksul ailelere enerji desteğini sağlamak için 580 milyon avro destek verme kararı aldı Sayın Bakanım. İtalya, vatandaşlarını korumak için 3 milyar avrodan daha fazla bir destek paketi açıkladı. İspanya, 2,6 milyar avro paket açıkladı. Belçika, ihtiyaç sahibine 700 avro para verecek. Yahu, Avrupa ülkeleri, o "kuyruk" dediğiniz, "yoksulluk" dediğiniz ülkeler kışın soğuğundan, bu üç aylık krizden vatandaşını korumak için destek paketleri açıklayıp duruyor, siz de çıkmadan, bir de milletin gözüne baka baka zam açıklıyorsunuz Sayın Bakan. Orada EPDK'nin Başkanı var, Mustafa Bey, çalışmalarını takip ediyoruz, sizlerin de. Yani elinizi vicdanınıza koyduğunuz zaman hiç mi bu aklınıza gelmiyor, onu ben çok merak ediyorum.
Sayın Bakan, bu kara kış fonu çok önemli, milletimiz adına bunu sizden talep ediyoruz. Ayrıca, enerji sektörünün sorunları var. Enerji sektöründe sektörün sorunları döviz kurunun artmasıyla daha da derinleşti. Üreticiler, Türkiye'de üretim yapan sektörler... Yani yatırımcıların sıkıntıları var, onları da kollamamız lazım hep birlikte ki onların da üretiminde sekte olmasın, herhangi bir sıkıntı yaşamayalım, dediğiniz gibi, arz güvenliğimiz tehlikeye düşmesin. Özellikle elektrik ve doğal gaz sektöründe sektör paydaşlarını dinlemeden kararları hayata geçiriyorsunuz -bunları biz sektör paydaşlarıyla da konuştuk- ve sektör önünü göremiyor Sayın Bakan yani şu anda geldiğimiz noktada olay bu.
AR-GE konusunda yetersizlikler var. Kamu ile özel sektör arasında iletişim konusunda büyük sıkıntılar var. Bürokrasi yürütülüyor, zor bir bürokrasi yürütülüyor; izin süreçleri uzuyor, maliyetler hesaplanamıyor, küçük yatırımcılar özellikle destek görmüyor. Ya, Allah aşkına, vatandaş kendi elektriğini üretsin; verin desteği, yurt dışına parayı ödeyeceğinize vatandaşa verin desteğini, vatandaş kendi elektriğini üretsin, daha az para ödersiniz Rusya'ya veya başka ülkelere.
Bizim bu sektörle ilgili önerilerimiz var Sayın Bakan ve değerli bürokratlar; karar almadan önce enerji sektörünü dinlemenizi, bir araya gelmenizi sizlerden istiyoruz. Artan maliyetlere karşı düzenlemeler yapılmalı, destekler, paketler açıklanmalı. Vatandaşı bıraktınız kendi kaderine, şimdi enerji sektörü de kaldı, enerji sektörü de sizlerle iletişim konusunda sıkıntı yaşıyor.
Ya, belirsizlikten bahsettiniz. Bir de burada dediniz ki Sayın Bakanım: "Öngörü." Allah aşkına, öngörünün "ö"sü yok sizde. Nerede var? Yani doğal gazda depoları doldurmadan bu milleti kara kışa teslim ediyorsunuz; sorduk ettik, "Dörtte 3'ü doldu." dediniz, önceden yapın. Anlaşma... Gidin, Rusya'da masada oturun. Müjde verip bu millete demediniz mi "Biz, 540 milyar metreküplük müjde..." Eyvallah. İlk "tweet" ben attım, partimiz adına; memnun olduk, mutlu olduk, çok sevindik. Neden? Bu ülkede çıkacak olan bir rezerv veya bir kaynak en çok bizi sevindirir, kimseyi ayırmadan hepimizi sevindirir. Ancak sizler müjdenin adını "zam", fedakârlığın adını da "enerjide buhran" yaptınız yani vatandaşımız siz her "müjde" dediğinizde "Eyvah, zam geliyor." diyor. Onun için vatandaşımızın bu konudaki duygularıyla veya vatandaşımızın hisleriyle oynamayın, doğruları anlatın. Önce hastalığı doğru tespit edin, reçeteyi hep birlikte yazalım.
Bir de "Yenilenebilir enerjide devrim, devrim..." Ne devrimi efendim? Şimdi, on dokuz yıldır iktidardaki bir parti 17 bin megavat yenilenebilir yapmış, 10 bini rüzgâr, 7 bini GES, bunu anlatıyor. Bu devrim midir? Yılda bin megavat değil. Devrim nasıl yapılır, iktidarımızda size göstereceğiz çünkü bu ülkenin yenilenebilire ihtiyacı var.
Sunumunuza teşekkür ederim, yenilenebilirle ilgili gerçekten çok güzel yorumlarınız var. Bunların hayata geçmesi lazım Sayın Bakanım.
Enerji kooperatifleri mesela... Ya, enerji kooperatiflerinin önünü kapattınız; açın, millet bir araya gelsin, kendi elektriğini üretsin. Neden kapattınız? Mesela, onu da merak ediyorum. Kapalı, şu anda yapılamıyor; yok, sistemler koymuşsunuz yan yana. Efendim, siz lobilere mi teslim oldunuz? Onu çok merak ediyorum. Çünkü vatandaşa destek vermeyip bu parayı yurt dışına ödemek bu millete yapılacak en büyük kötülüktür.
Aynı zamanda, Paris İklim Anlaşması'nı başta onaylamadık, aradan geçti altı yıl. Eliniz armut mu topluyordu, bu sürede ne yaptınız? Sayın Bakan Yardımcıları bize güzel sunum yaptı, eyvallah ancak sonuç, sonuç? Sonuç, ne yaptınız altı yılda? Şimdi imzaladınız, Sayın Cumhurbaşkanı da çıktı; 3,5 milyar eurodan bahsediyor. Ya, o parayı nasıl alacaksınız, onu da anlatın. Aldınız mı? Çünkü biz onun nasıl alınması gerektiğini biliyoruz. Yani vatandaşımızın sorularına sizden cevap bekliyoruz.
Aynı zamanda, Sayın Bakan, maalesef, iklim değişikliği mücadelesi siyasilerin, sizlerin şova dönüştürdüğü bir noktaya geldi. Bize sonuç lazım; pandemi yaşadık, kuraklık ortada, geldiğimiz nokta ortada. Yani şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir zafer havası yaşatıldı sizin tarafınızdan, altı yıldır bekleyenlerin de zaferi bu.
Sayın Bakan, ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan son olarak bir fon müjdesi verdi -demin de söyledim- biz bununla ilgili aynı gün soru sorduk, cevap alamadık. Gidin, sorun Cumhurbaşkanına "Neden verdiniz?" diye, bize de cevabını verin çünkü orada oturanların görevi milletin vekillerine cevap vermektir; onu da ayrıca söyleyeyim.
"Karbon emisyonu 2053'te bitecek." diyor. Nasıl bitecek? O da ayrı.
Ayrıca efendim, bakın, yaz uygulaması... Tamam, ne yaptınız yani ne tasarruf ettiniz, bunu bir anlatın. Çünkü beş yıldır bir ısrar var, bu ısrar ne için, şirketlerin kârlılığı için mi, bilelim, ne için veya bir vefa mı var? İşte daha önce bir bakan bunu açıkladı, sonra onun yaptığı "Bu da yanlış çıkmasın." diye mi acaba bunu tutuyorsunuz? Bunu da merak ediyoruz. Çünkü bu konuyu, kalıcı yaz saatiyle ilgili Sabit Saat Uygulaması Değerlendirme Raporu'nu bir de bir açıklayın, görelim yani bu nedir, bundan ne olmuştur? Milyonlarca öğrencimizin karanlıkta okula gitmesinden tasarruf ettiğinizi söylüyorsunuz yani burada ettiğiniz tasarruf nedir, yaptığınız israflar nedir, bunları yan yana koyalım, ondan sonra da çocuklarını kaygılı şekilde karanlıkta okula gönderen anne babaların neden böyle yaptığının cevabını burada sizden duyalım.
Efendim, "enerji verimliliği" diyorsunuz; güzel, konular güzel, konuşmalar güzel; çok özür dilerim, devamı gelmiyor. Burada yaptığınız sunumun neredeyse bire bir aynısını geçen sene yaptınız.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Akın, süreniz dolmuştur, son cümlelerinizi rica edeyim.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Efendim, iki dakika... Yirmi dakika sürem, onu iki dakika uzatayım, oldu mu?
Enerji verimliliği gayet güzel, destekliyoruz ancak 2007 yılıyla aynı noktadasınız. Ne yaptınız, kamu binalarında neler yaptınız mesela? Azerbaycan'la doğal gaz anlaşmasını imzaladınız mı, kaç paradan imzaladınız? Rusya'yla yapılan anlaşmalar nedir? Doğal gaz anlaşmalarımız bitiyor, daha önce uyardık, "Rezervimiz var, elinizi masanıza koyun, kontratları da önünüze koyun, bizim rezervimizi de ortaya koyun, oturun, anlaşın." dedik. Şimdi ne olacak? Fiyatlar katlandı; dediğimiz zaman masaya oturup anlaşmayı konuşsaydınız şimdi bu fiyata vatandaşları mahkûm etmezdiniz. Sakarya gaz sahasıyla ilgili teknik rapor var mı, bu raporu paylaşacak mısınız? 1 Ekim tarihinde yayınlanması gereken dördüncü dönem elektrik tarifesi neden yayınlanmadı? Bunu merak ediyoruz.
Ülkemizdeki TPAO'yu ve BOTAŞ'ı özelleştirecek misiniz? BOTAŞ'ın üçe bölünüp özelleştirileceği konusunda duyumlarımız var; doğru mu, değil mi? Bunu sizden duymak istiyoruz.
Akkuyu'yla ilgili döviz kuru cinsinden yaptığınız bu facia anlaşmayı Rusya'ya gittiği zaman Sayın Erdoğan, Sayın Putin'le masada bunu konuştu mu?
Vatandaşa "fedakârlık", vatandaşa "müjde" diyorsanız, vatandaşa gerçek müjdeyi verin Sayın Bakan, biz de böyle böyle müjde oldu diyelim. Aynı zamanda, Akkuyu Nükleer'le ilgili... Rusya, Türkiye'de kendi nükleer santralini işletiyor, öyle değil mi? Rusya ürettiği garantili ve yüksek fiyatı on beş yıl boyunca sabitleyecek. Yatırımın sahibi Rusya, tüm hisseler yüzde 99,2 Rusya şirketi Rosatom'a ait.
Şimdi, Sayın Bakanım, bunları üst üste koyuyoruz, sizin çözüm önerilerinizi 83 milyon vatandaşımız adına duymak istiyoruz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ek süreniz de doldu. Lütfen son cümlenizi alalım.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Tamam efendim. Çok teşekkür ederim anlayışınıza ve sizlere.
Çünkü vatandaşımız zor durumda Sayın Bakanım. Burada teknik konuların hepsi elimde ancak vatandaş sizden duymak istiyor. Zam, zam, zam! Destek ne zaman? Ama gerçek destek.
Teşekkürler.