KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bütçemiz hayırlı uğurlu olur inşallah.

Sayın Bakan ve Sayın YÖK Başkanıyla ilgili arkadaşımız bir şey söyledi, iktidar partisi beğenmedi. Sayın Bakanın ve YÖK Başkanının kişilikleriyle ilgili bir şey söylemiyoruz biz. Mesela ben sunumlarıyla ilgili bir şey söyleyeyim, gerçekten hayal kırıklığı.

Sayın Bakan dünya kadar şey söyledi, diyelim ki: "Okul öncesi eğitimde şuraya geldik..." Burada size bütçe vereceğiz Sayın Bakan, milletten topladığımız parayı vereceğiz, dolayısıyla bizi ikna etmeniz gerekiyor. Okul öncesi eğitim neydi önceden, ne oldu sizin döneminizde, şu anda ne durumda, hedefiniz ne? Bunları grafiklerle, rakamlarla ortaya koymanız gerekiyordu -cek, -cak'la geçtiniz ve gerçekten hayal kırıklığıydı. Hele hele YÖK Başkanının, koca, devasa problemi olan üniversitelerle ilgili yaptığı sunum gerçekten hayal kırıklığıydı. Kusura bakmayın, bu hakaret falan değil, niye hakaret edeyim ki bu güzel insanlara, hiç ilgisi yok.

Değerli arkadaşlar, bakın, bizim eğitim danışmanımız Ali Taştan hazırladı -kendisine buradan teşekkür ediyorum- rakamlarla, ben bize bunları vereyim ne olduğuna oradan bakın. Bakın, şimdi gayrisafi yurt içi hasılanın 3,47'si kadar Millî Eğitimin bütçesi var. Yani 2003'te de 3,79'muş yani çok büyük bir uçma falan söz konusu değil. OECD ülkeleri arasında da en gerilerdeyiz değerli arkadaşlarım yani Avusturya 5,2; Kanada 5,2; İngiltere 5,3; ABD 7; Güney Kore 7, böyle gidiyor; bizimse gayrisafi yurt içi hasılanın 3,47'si. Bu rakamlarla bizim karşımıza gelmeniz gerekiyordu, bu şekilde anlatmanız gerekiyordu, bu sene belki ilk defa bu sunumu yaptığınız için ileride daha farklı sunumlar yapacaksınız, daha bilgilendirici sunumlar yapacaksınız diye umut ediyorum.

Sayın Bakanım, hemen bir şey söylemek istiyorum, bu ödenek üstü harcamalarla ilgili ciddi bir şey var. Cumhurbaşkanlığı bu yöntemle Bütçe Kanunu'nun 6'ncı maddesinde yer alan imkânları kullanmak suretiyle Millî Eğitim Bakanlığını ödenek üstü harcama yapar bir duruma düşürüyor. Bunu bütçe açığını gizlemek için yapıyor, sonra da ek ödenek şey yapıyor. Buna gerek yok yani Sayın Cumhurbaşkanını ikna edin, böyle bir şey yapmamıza gerek yok. "Bütçeyi biz yapıyoruz, Mecliste de zaten çoğunluğumuz var." deyin ve bu yanlışlığı aşalım bir an evvel diyorum.

Değerli arkadaşlarım -elbette atlaya atlaya gideceğiz, öyle sistematik on dakikada sunum yapma durumunda değiliz- Maarif Vakfı diye bir şey kurdunuz. Önemli iddialar var. "Bu vakıf yurt dışında örgütleniyor, orada öğrencileri destekleyecek, eğitimi destekleyecek, Türkiye'yi tanıtacak, edecek." Tamam da güzel işler yapan vakıflardakilerin, yerlerdekilerin hepsi insan, hiçbirini oraya melaike yönetici atamıyoruz. Dolayısıyla, bunları nasıl denetliyorsunuz? Denetleniyor mu, ne yaptılar? Bakın, bu sene buraya, Maarif Vakfına 1 milyar 389 milyon TL ödenek vereceksiniz. Ne oluyor bu paralar? Bunları denetlememiz gerekiyor, bilmemiz gerekiyor, var mı bu rakamlar, böyle bir şey sundunuz mu?

Sayın Bakanım, sunumunuzun hiçbir yerinde rastlamadım, pandemiyle ilgili ciddi ne oldu yani hiçbir yerde yapmadığınız gibi pandeminin hasarı ne oldu, bunu ölçtünüz mü Sayın Bakan? Öğrencilerimizde ne gibi hasarlar ortaya çıktı? Bunları telafi etmek için ne yapacaksınız? Gerçekten bu uzaktan eğitim "EBA" dediğiniz şeydeki aksaklıklar nelerdi? Bunları bize sunmanız gerekirdi, bunlarla ilgili maalesef hiçbir şey söylemediniz. Ne oldu, nasıl tamir edeceksiniz, ne yapacaksınız? Öğretmenlerimizin eksikliği ne oldu, bunları eğitime yeniden getirdiniz mi, pedagojik problemler nelerdir, nasıl telafi edilecek? Bunlarla ilgili hiçbir şey söylemediniz.

Sayın Bakanım, sanıyorum 1 milyon 700 bin civarında Suriyeli göçmen çocuğu var bizde. Bunlarla ilgili bir kelime yazmaz mısınız? Her yerde bunların reklamını yapıyor Hükûmet, uçuyor. Bıraktım ben artık bizim bütçeden ayırdıklarımızı, ya Avrupa Birliği -bizim bildiğimize göre- 3 milyar euro falan "Şu konuda, eğitimde şurada kullanacaksınız." diye para veriyor, bunları nasıl harcadınız? Bakın, araştırmalar var, bu insanlar perişan vaziyette, gelmişler buraya can korkusuyla, eğitimde bu çocuklar ne eğitilebiliyorlar ne öğretilebiliyorlar, kişilik gelişimleriyle çok ciddi problemler yaşıyor bu çocuklar.

Bakın, bu EBA yani uzaktan eğitimle ilgili en büyük sıkıntıyı toplumun en zayıf kesimleri yaşadı. Urfa'daki EBA'ya ulaşımla İstanbul'daki ulaşımı bir karşılaştırın yani yüzde 30'larda bile değil Urfa'da. Roman çocukları ulaşamamış, göçmen, gezici işçi çocukları ulaşamamış. Bunlarla ilgili ne yaptınız? Bunları bize bir anlatmanız gerekirdi, maalesef bunlarla ilgili hiçbir şey yok. Avrupa Birliğinden eğitim için gelen paraların bir dökümünü yapmalıydınız, bunu yapmadınız.

Değerli arkadaşlarım, öğretmenlerle ilgili çok ciddi sıkıntı var. Bizde burada öğretmen bekçiden, uzman çavuştan, polisten az para alıyor. Bunu bir tarafa bıraktım, az parayı, kölelik getirdiniz ya! 2021'de 1.187 TL alan ücretli öğretmen var. Öğretmen almıyorsunuz, sayısı nedir? 80 bin mi, 100 bin mi ücretli öğretmen var, 1.187 lira alıyor değerli arkadaşlarım. Böyle bir şey var mı, böyle bir şey görülmüş müdür, bu nasıl bir angarya? Öbür taraftan en az 5 bin-6 bin lira maaşla yaptıracağınız işi bu parayı vermemek için böyle bir angarya uyguluyorsunuz, eğitim alanında uyguluyorsunuz. Çocuklarımızı, geleceğimizi teslim ettiğimiz öğretmenlere bunu yapıyorsunuz. Bu zulüm bütçesi değil de nedir değerli arkadaşlarım?

Sayıştay raporlarıyla ilgili hiçbir şey söylemeyelim, çünkü artık Sayıştay diye bir şey yoktur yani Sayıştay derken milletin vergilerinin nasıl harcandığını, nereye harcandığını, bir eksiklik, yanlışlık var mı yok mu diye rapor edip Türkiye Büyük Millet Meclisi adına buraya getiren, bizim de buradan hükûmetlere hesap sorabileceğimiz raporları hazırlayan bir Sayıştay maalesef bu ülkede yoktur. Millet İttifakı'nın en önemli programlarından biri bu olacak. Eğer bu yoksa -bütçe hakkı bu arkadaşlar- demokrasi yoktur, adalet yoktur, hiçbir şey yoktur. Maalesef Sayıştayı gerçekten kınıyorum şimdi. Kızsınlar bakalım iktidar partisinin milletvekilleri bana, kınıyorum. Bu bürokrat falan değil, bu bürokrat bizim bürokratımız değil. Bu milletin vergileriyle ilgili yapılan haksızlıkları yazıp buraya getirmemiş. Getirmişse de denetçi, Sayıştayın odalarında bu raporlar kaybedilmiş yani büyük bir yanlışlık yapılmış. Bunlarla ilgili maalesef bir şey yok.

Değerli arkadaşlarım, bu pandemiyle ilgili de çok enteresan şeyler oldu. "Pandemiye şu kadar harcadık, bu kadar harcadık." Ya şu ülkede hiç kimse bir şey yapmadı, şöyle bir olay oldu: IMF bir rapor yayınladı, dedi ki: "Ülkeler direkt doğrudan destek olarak şu kadar para verdiler; dolaylı destek, kredi desteği olarak bu kadar para verdiler." Anadolu Ajansı çıktı, dolaylı olarak, kredi desteği olarak verdiğimiz oranı, yüzde 9 oranını "Dünyada en önde." "Türkiye bu kadar yardım etti." "İnsanlara tek tek yardım etti." diye, ondan sonra Sosyal Güvenlik Bakanı çıktı "Yaptıklarımızı IMF doğruluyor." dedi ya. Böyle şeyler, skandallar yaşanıyor bu ülkede ve hiçbir şey maalesef yapılmıyor.

Üniversitelerle ilgili -vaktim de kalmadı- yani Sayın YÖK Başkanı, siz yeni YÖK Başkanısınız, gerçekten üniversiteler dökülüyor yani kalite malite... Ya gerçekten dökülüyor. Üniversiteleri bırakalım sadece nepotizmle ilgili çıkan haberler... Topluyor musunuz, yapılanları topluyor musunuz? Geçen bütçede de bunları konuştuk. Üniversitelerde bunlar yapılırsa o üniversitelerde eğitim öğretim, böyle şeyler filan olmaz değerli arkadaşlarım, olmuyor nitekim. Ya apartman üniversiteleriyle... Onlarla ilgili bile bir rakam vermediniz, bir istatistik koymadınız. Neydi? Ne oldu? Ne olacak? Para isteyeceksiniz bizden, diyeceksiniz ki: "Şu kadar üniversite açtık, şu kadar kalite oldu; kaliteyi ölçen bir sürü gösterge var, kriter var, bunları ortaya koymanız gerekirdi ama hiçbir şey söylenmedi, maalesef bu milletin parası plansız, programsız harcanıyor ve bunlarla ilgili de ciddi olarak hiçbir şey söylenmedi maalesef değerli arkadaşlarım.

ÖSYM'yle ilgili bir şey söyleyeceğim değerli arkadaşlarım. Ya bu ÖSYM'ye 10 milyondan fazla insan senede şey yapıyor. Geliri yani sınav gelirleri 1 milyar TL'ye yaklaştı. Ya, 200-250 lira çok fahiş paradır biliyor musunuz bir öğrenciden. Gerçekten zorlanıyorlar ya. Ya kamu hizmeti... Sayın Bakanlarım, Sayın YÖK Başkanı, değerli arkadaşlarım; kamu hizmeti kâr amaçlı yapılmaz, parayla yapılmaz; kamu hizmeti, bütçeyi veriyoruz, siz bu parayı millet için harcayacaksınız.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz doldu Sayın Bekaroğlu.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bir miktar...

Bunun kârı, fazla geliri filan olmaz. Dolayısıyla bu insanları, bunları gözetmek durumundasınız.

Ben teşekkür ediyorum değerli arkadaşlarım. İnşallah daha iyi bütçelerle karşı karşıya geliriz sayın milletvekilleri, Sayın Bakan, değerli arkadaşlarım. O nedenle -bir şey daha söylüyorum- burada söylediğimiz lafların hiçbiri kişisel değildir. Hiçbir milletvekili hiçbir bürokrata, bakana hakaret etmez, böyle bir şey söz konusu değildir Sayın Çelebi. Yanlış anlıyorsunuz ya. Biz yapılanları, yazılanları eleştiriyoruz. Yapılan bu işi eleştiriyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Hayal kırıklığı bu bütçedir, bu sunumlardır. O nedenle iyi insanları germeyin lütfen.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu konuda Mehmet Bey'e katılıyorum, kişiselleştirmeden tartışmamız lazım.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.