KOMİSYON KONUŞMASI

KEMAL PEKÖZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli katılımcılar; herkesi selamlıyorum.

Ben Sayıştay raporları üzerinde bazı değerlendirmeleri anlatıp daha sonra bazı sorular sormak istiyorum Sayın Bakana.

Türkiye'de hem ham madde yetersizliği hem de ürün ithalatındaki gecikmeler tedarikçilerin teslimat sürelerinin daha da artmasında rol oynadı. Bunun yanı sıra da girdi maliyetleri her geçen gün keskin bir şekilde yükselmeye devam ediyor; bu, döviz yükselişi de gelişmeleri etkileyince artışlar ağustos ayındakine çok yakın bir oranda gerçekleşti. Buna bağlı olarak imalatçılar satış fiyatlarını hızlı bir şekilde yükseltmeyi sürdürüyor ve nihai ürün enflasyonu eylülde ciddi bir artışa geçti. Bu olumsuz etkiler önümüzdeki aylarda devam ederse sanayi üretimindeki canlanmanın yıl sonuna doğru yerini bir durgunluğa bırakabileceği düşünülüyor. Tüm bunların sonunda ihracatın da azalacağını öne sürebiliriz ve öngörebiliriz. Bu konuda herhangi bir öngörünüz ve yapacağınız bir çalışma var mıdır, öğrenmek istiyorum.

Dış ticaret haddi son üç yılda birkaç ay dışında hep 100'ün altında yani ülke aleyhine seyreden bir dış ticaret faaliyeti var. Özellikle 2021 yılında genel seyir olarak 100'ün altında kalıyor. 2020 yılı Ağustos ayında 104,1 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi 13,6 puan azalarak 2021 Ağustos ayında 86,8 olarak gerçekleşti. Bu gidişatla ilgili bir önlem aldınız mı? Bu düşüş sürecek mi? Ki ben doğrusu sürebileceğini düşünüyorum. İhracattaki bu yoksullaştırıcı süreç sürdürülebilir değil, bundan bir yerde vazgeçilmesi kaçınılmaz. Bu durum, yılın tamamı yüzde 9 dolayında bir gayrisafi yurtiçi hasıla artışıyla sonuçlansa dahi ekonomiyi yüksek enflasyona eşlik eden bir durgunluk sürecine girmekten alıkoyamaz. Durgunluk dönemi için bir önleminiz var mı?

DAP Bölge Kalkınma Programı 2021-2023 Raporuna göre DAP bölgesinin Türkiye toplam kamu yatırımlarının aldığı pay 2013 yılında yüzde 11,8 iken 2019 yılında 5,7 seviyesine düştü. Bunun gerekçesini nasıl izah ediyorsunuz ya da nasıl bir yatırım planı öngörüyorsunuz önümüzdeki dönemde? Özellikle eğitim alanında yapılan harcamalar 10 milyon 600 binden çok daha düşük bir seviyeye düşmüş durumda. 11,8'den 5,7 seviyesine düşmüş ve en geride kalan iller Ağrı, Ardahan, Bingöl, Bitlis, Elâzığ, Erzincan, Van, Erzurum, Kars, Iğdır, Malatya, Muş, Sivas, Tunceli. Bu illerle ilgili bir yatırım programı özel olarak düşünülüyor mu, bunu da öğrenmek istiyorum.

Sayın Bakan, soracağım daha birkaç soru var ama özel bir soru size sormak istiyorum, sonra da Başkana bir şey söylemek istiyorum. Onun için zamanı bitirmemek için bunlardan vazgeçiyorum.

Siz konuşmanızda Zerzevan Kalesi'nde bir etkinlik yaptığınızı söylediniz; iyi de etmişsiniz, güzel olmuş öğrendiğim kadarıyla. Ancak o kale üç sene önce mezbelelik hâldeydi, Anteplilerin deyimiyle mezbelelik hâldeydi. Orayı bir kişi o hâle, sizin kullanabileceğiniz ve binlerce kişinin ziyaret edebileceği bir hâle getirdi. Bu kişinin kim olduğunu merak ettiniz mi? Ettiyseniz ne durumda olduğunu öğrendiniz mi? Öğrendiyseniz içinde bulunduğu durumdan, yalan ve düzmece sebeplerle cezaevinde olmasından dolayı yüreğinizde bir sızı hissettiniz mi? Bunu öğrenmek istiyorum doğrusu, sizin duyarlı olduğunuzu düşünerek bunu size soruyorum.

Bir şey de size söyleyeyim Sayın Başkan. Biraz önce arkadaşımız bir ibare kullandı "kürdistan" ibaresini kullandı, siz onu düzeltme gereği duydunuz. Coğrafi adlandırmalar tarih, kültür ve yaşanmışlıklardan kaynaklarını alırlar. Tarihe, Osmanlı'nın kayıtlarına ve 1921 Anayasa tartışmalarına baktığınız zaman ya da Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'ne baktığınız zaman "kürdistan" ifadesi var mıdır yok mudur o zaman orada görürsünüz. Günlük tartışmalarda Kürt, kürdistan ya da herhangi benzer bir ifade kullanıldığında ya yok sayılıyor ya yok deniliyor, "x" işareti konuluyor ya da bir düzeltme gereği duyuluyor. Bunları tartışmaktan vazgeçelim, coğrafi işaretlerden, coğrafi alanlardan korkmamıza gerek yok, bugüne kadar adlandırılmış olan şeylerin tekrar söylenmesinin bir zorluğu yok. Ayrıca bunlar bölücülük, parçalama vesaire anlamına da gelmez çünkü "Güney Kürdistan" diye tabir ettiğimiz Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin bayrağını Türkiye'de asabildiniz, kullanabildiniz; o da Kürdistan'ın bayrağı olarak adlandırılır dünya tarafından. Dolayısıyla, endişe edecek bir şey yok. Bunları rahatça insanlar kullanabilsinler. Eminim sizin ailenizde de bu şekilde adlandıranlar vardır diye düşünüyorum, siz kullanmasanız bile.

Teşekkür ediyorum.