KOMİSYON KONUŞMASI

HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Sayın Bakan, sizi dinleyince müsilaj sorununun hemen hemen başarılı bir şekilde çözülmüş olduğunu öğrendik. Ben şahsen aynı kanaatte olamıyorum, çok ciddi mücadele edilmesinden yana olduğumu ifade ederek bazı sorular sormak istiyorum.

Bakanlık olarak 6 Haziran 2021'de açıkladığınız Marmara Denizi Koruma Eylem Planı'nın -siz de ifade ettiniz- 1'inci maddesinde Marmara Bölgesi'nde kirliliğin azaltılması ve izleme çalışmalarının yürütülmesi amacıyla ilgili kurum ve kuruluşlar, üniversiteler, sanayi odaları ve STK'lerden, müteşekkil Koordinasyon Kurulu ve Marmara Belediyeler Birliğiyle de Bilim ve Teknik Kurulu oluşturulacağını öngördünüz. Bu kurul kaç defa toplandı, en son toplantısını ne zaman yaptı?

İkinci sorum: Yine bu eylem planında gemilerin atık sularının boşaltılmasının önlenmesine yönelik düzenlemenin üç ay içerisinde yapılacağı 10'uncu maddede yer almıştı. Ben böyle bir düzenlemeye ulaşamadım, yapılıp yapılmadığını öğrenmek istiyorum. Müsilajdan önce gemi atık sularının Marmara'ya boşaltılmasının önünde mevzuat gereği bir engel yok muydu ki böyle bir ihtiyaç duyuldu? Bunu nasıl açıklayacaksınız?

Yine, eylem planının 12'nci maddesinde, alıcı ortama deşarj yapan atık su arıtma tesislerinin 7/24, on-line olarak izlenmesi için 91 olan izleme noktalarının 150'ye çıkarılacağını ifade etmişsiniz; hangi oranda gerçekleştiğini öğrenmek istiyorum.

Yine aynı metinde, Marmara Denizi kıyılarını kapsayacak şekilde Bölgesel Atık Yönetimi Eylem Planı ve Deniz Çöpleri Eylem Planı'nı üç ay içerisinde hazırlayarak uygulamaya koyacağınızı ifade etmişsiniz. Yine ben yaptığım araştırmada; Bölgesel Atık Yönetimi Eylem Planı'yla ilgili bir ifadeye bir yerde rastlayamadık, Ulusal Atık Yönetimi ve Eylem Planı kapsamında hazırlanmış bir plan gördük. Bu planın var olması yeni bir bölgesel plan yapılmasına engel mi teşkil etmiştir? Şayet hazırlandıysa bu plana nasıl ulaşabiliriz?

Yine, Deniz Çöpleri Eylem Planı için de üç ayda hazırlanacağı ifade edilen o metin... Eylül 2019'da bu konuda yayımlanmış bir genelgeye rastlamış olmakla birlikte, yeni bir şey göremedik. Bu ilk genelgenin üzerinden iki yıl geçmiş olmasına rağmen eylem planı niçin hazırlanmadı, hazırlandıysa nasıl ulaşabiliriz?

Eylem planıyla ilgili son sorum ise: Deniz kirliliğinin önlenmesi ve vatandaşlarımızın bilinçlendirilmesi amacıyla kamuoyunu bilgilendirecek bir platformun oluşturulacağı 21'inci maddede belirtilmişti. Bu platform kuruldu mu; kurulduysa nasıl oluşturuldu ve kaç defa toplantı yaptı?

İkinci kısım da: Biz Komisyon olarak, organize sanayi bölgelerini gezdik, gerçekten önemli bir gayret gördük. İleri biyolojik arıtma sistemlerine geçiş bu konuda takip edilirse elbette çok iyi sonuçlar alınabilecek. Hatta bu tesislerin bazıları da enerjilerini kendileri üretmeye başlamış ki bu çok önemli bir gelişme. Destek olunursa demek ki neredeyse enerjilerini de kendileri karşılayabilirler. Fakat biz tekil sanayi kuruluşları hiç inceleyemedik, imkân kalmadı buna, çevre ve şehircilik il müdürleriyle de görüşemedik. Oradaki durum nedir acaba? Bakanlığınız bünyesinde il müdürlüklerini veya oralarda tekil sanayi kuruluşlarını denetleyecek bir teftiş kurulunuz veya benzeri bir kuruluş var mıdır?

Diğer bir sorum: Ergene'yle ilgili olacak. Biz Ergene'de inceleme yaptık. Marmara Denizi'nin derin deniz deşarjı şekliyle boşaltılmasından dolayı bu soruyu sormak istiyorum: Ergene 1 Organize Sanayi Bölgesi Evsel Ve Endüstriyel Atık Su Arıtma Tesisinde, orada fiziksel, biyolojik ve kimyasal arıtmadan sonra çamur susuzlaştırma işlemi yapıldığını da gördük. Bu işlem sonucu yüzde 25 kuruluktaki çamur keki bertaraf edilmek üzere anlaşmalı kuruluşlara teslim edildiği ifade edilmişti. Bu anlaşmalı kuruluşların statüsü nedir? Nasıl bertaraf edildiği kontrol edilmekte midir; ediliyorsa bir yönetmeliğe tabi midir? İşlemlerin sonunda Marmara Denizi'ne deşarj edilen suyun ne kadarı dönüştürülerek sanayiye ve tarım alanlarına aktarılmaktadır? Gerçi bu konuda siz bir rakam verdiniz ama genel rakam verdiniz, bu, Ergene'yle ilgili değildir, onun için o konuda da bilginiz varsa onu da öğrenmek isterim.

Diğer bir sorum: Ön arıtma, fiziksel arıtma, biyolojik arıtma, kimyasal arıtma, ileri biyolojik arıtma sistemleri ve bunlara ilave olarak da derin deniz deşarjı ve membran sistemlerinin ne olduğunu gördük. Şimdi bir de elektronik kimyasal arıtma sistemiyle karşılaştık. Bakanlığınızca daha başka yeni gelişmeler konusunda bir çalışma yapılmakta mıdır? İleri ülkelerde, gelişmiş ülkelerde bu konuda çalışmalar var mıdır, takip ediliyor mu; yoksa böyle bir çalışmayı başlatmayı düşünüyor musunuz?

Diğer bir sorum: Marmara Denizi, hepimizin bildiği gibi, bir geçiş yoludur, o nitelikte olduğu için de denizleri kirlettiğini bildiğimiz Karadeniz'e kıyısı olan ülkeler ve Ege'de kıyısı olan komşularımızla bir iş birliği yapılmakta mıdır; yapılıyorsa kısa ve orta vadede nasıl bir eylem planı vardır; yoksa böyle bir çalışmayı başlatmak doğru olmaz mı?

Bir diğer sorum: Kanal İstanbul, bilindiği gibi, uzun zamandır gündemi meşgul etmektedir, karşı çıkanlar arasında çok kesin ifadeler kullanan bilim insanları da vardır. Henüz fizibilitesini göremedik, ÇED raporundaki çelişkiler de giderilemedi, temel atılıyor, bazı ihaleler yapılıyor ama hiçbiri doğrudan Kanal İstanbul'la ilgili değil. Müsilajın yoğunlaştığı günlerde bazı yetkililer -ki en başta Ulaştırma ve Altyapı Bakanı- kanal yapılırsa müsilajı da önleyici etki yapacağını söylediler. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Kanal İstanbul yapılmalı mıdır; yapılırsa Marmara Denizi temizlenir mi; yoksa bazı bilim insanlarının iddia ettiği gibi Marmara Denizi tamamen ölür mü?

Son sorum, aslında Çevre ve Şehircilik Bakanlığıyla ilgili çok soru var, onları başka fırsatta da soracağız ama bu çok güncel olduğu için buraya aldım, Cumhurbaşkanlığı kararıyla Ataşehir'de herkesin heyecanla beklediği bir alan vardı, gümrük sahası; o gümrük sahası Özelleştirme İdaresine devredildi. Şimdi, bu kapsamda Ataşehirlilerin beklentileri çok farklıydı, ben bugün Genel Kurulda gündem dışı bir konuşmayla o beklentileri tamamen dile getirmeye çalıştım, şimdi burada uzatmaya gerek yok. Aynı zamanda Ataşehir'in birçok mahallesinde en ufak bir depremde bile yürekleri ağza getirecek kadar tehlikede olan bir yapılaşma söz konusudur. Mahalleleri iyi biliyorsunuz, gerçi sizden önceki bakanlar da orada birçok vaatte bulunmuşlardı. En son bu mahallelerden bir tanesinde rezerv alan ilanı yaptınız ama çok küçük bir alan. Bu rezerv alanlarını o tehlike arz eden konutların çokça olduğu mahallelerde yaygınlaştırmak suretiyle çözümü kolaylaştırmayı düşünmez misiniz?

Benim şimdilik soracaklarım bu kadar.

Teşekkür ederim.