| Komisyon Adı | : | DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU |
| Konu | : | Facebook Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye'den Sorumlu Direktörü Azzam Alameddin'in sunumu (sunum yabancı dilde yapıldı) ile Facebook Türkiye ve Azerbaycan Kamu Politikaları Direktörü Sezen Yeşil'in, şirketin Türkiye'deki yatırımları, içerik politikaları, veri politikaları, 5651 sayılı Kanun'a uyumluluk kapsamında ve çocukların korunması konusunda yaptıkları çalışmalar hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 04 .11.2021 |
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Yok, cebe ulaşmak önemli değil, vatandaşın ulaşamadığı bir yerde... Şirket adresine gidemedik, ulaşamadık.
FACEBOOK TÜRKİYE TÜZEL KİŞİ TEMSİLCİSİ ALİ OZAN KARADUMAN - Platformlarda ulaşılabilecek linkler var.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Ozan Bey, sen şöyle desene: "Buyurun sizi, Komisyonunuzu İstanbul'a davet ediyorum, bize iadeiziyarette bulunun."
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Vatandaş ulaşamıyor, vatandaş mahkeme kararını ulaştıracak ki orada kendisiyle ilgili şeyi... Sen kaldır ama sana ulaşmak mümkün olmazsa... Posta kutusundan ofise döndüğü zaman memnunluk duyacağız.
Hanımefendiyi kutlarım, bunca yıllık kamu tecrübesinden sonra önemli bir çok uluslu şirkete geçmiş, daha iyi ilişkiler kuracaktır.
Azzam Bey, Orta Doğu'dan Avrupa'ya geçtiğinde de inşallah bizimle muhatap olacaktır, o da öyle bir terfiyle bizi sevindirir.
Sorular, sorunlar... Kuantum bilgisayarlar devreye girdiğinde Facebook önlemi almış, yeni para birimiyle ilgili olarak yatırımları yapmış, sanal dünyada hepimiz evimizin hisselerini alacağız, satacağız; beyler kazanacak ama onlardan önce de vardık, onlardan sonra da var olmaya devam edeceğiz.
Ben Türkiye'de en geniş tabanlı ilk örgütlenmeyi yapan, bilgisayar tabanlı siyasal örgütlenmeyi yapan insanlardan biriyim, dünyadaki ilk örneklerden biriyim. "Biz kaç kişiyiz?" diye bir platform kurdum kendi yazılımcılarımla, 1 milyon 800 bin kişi dâhil oldu, ellişer kişilik odalarda sohbet odaları da oluşturdum ama sonra kafama vurdular, içeri aldılar beni, içeri alınınca kaldı, bitti; Facebook kuramadım. Sebepleri ortadan kaldırdığımızda öz sermaye yeterliliklerimizle biz de dünyada çok önemli yerlere geliriz, bizim arkadaşlarımız da yaparlar. Önemli olan şey karşılıklı...
Üstelik iyi bir partnerim, 1,5 milyon üyem var, çok takipçim var, müthiş paralar kazandırıyorum size ama ben kazanamıyorum çünkü reklam butonu kapalı bende.
Şimdi, siz paraları kazanıyorsunuz, Azzam Bey bir tek rakam vermedi; Türkiye'de ne kazandı -sordu milletvekilim ama- dünyada ne kazandı, Türkiye'de ne kazandı, ne oluyor, bir tek rakam yok. Şimdi, Sezen Hanım bize onları yazılı olarak iletecek, biz de sizin partnerlerinizle birlikte Türkiye'den ne kazandığınızı, ne olduğunuzu bileceğiz.
Temel sorunumuz şu: Ben bir vatandaş olarak bir sorunla karşılaştım, size ulaşmalıyım Türkiye'de, bir ofisiniz olmalı, orada çalışan insanlar olmalı. Mahkeme kararımı ulaştırdığımda sonucu almalıyım. Yani mahkeme kararından daha üst bir yargılama ya da sorgulama merciniz mi var? Yani "Ben Türkiye'deki mahkeme kararını tanımıyorum." demek gibi bir durumunuz mı var? O zaman niye ben ulaşamıyorum, niye benim arkadaşlarım ulaşamıyor, niye vatandaş ulaşamıyor, mahkeme kararı niye yerine getirilmiyor? Bu, çok önemli bir şey.
Kamu diplomasisini sadece iktidarla yürütmeyeceksiniz inşallah. Bir de demokrasinin muhalefet ayağı var, orada da bekleriz sizi. Sizin kamu tecrübeniz çok ama muhalefet tarafından da bekleriz sizi, görmek isteriz, paylaştıklarınızı bizimle paylaşmanızı isteriz.
Artı, kuantum bilgisayarlar devreye girdiğinde herkesin bir Facebook'u, herkesin bir Twitter'ı, WhatsApp'ı zaten olacak çünkü düşünce hızını çok aşan, belki de bizi yoran bu tempodan bizi kurtaran yeni bir yapıya kavuşacağız; siz yine çok zengin olacaksınız ama biz de özgürleşeceğiz. Bizim özgürlük alanımızla ilgili çok uluslu şirketlerin kararlarının sınırlandırılması, bizim özgürlüklerimizin önünün açılması ve onların ticari metaya dönüşmemesi bizim ana kaygılarımızdan biri. Benim özgürlüğümü satın alamazsınız ve üstelik bana özgürlük bahşedemezsiniz çünkü ben zaten bu evrende özgür bir birey olarak dünyaya geliyorum ve yaşıyorum. Benim özgürlüklerimin önüne duvar ördüğünüzde veya benim özgürlüklerimi sınırlamaya kalktığınızda o zaman sizinle kavga ederiz. Sizden önce de çok şirket vardı, Rockefeller gibi, bir Rockefeller yasası çıkarırlar Amerika'da... Biz burada ne yaparsak yapalım sizi çok etkilemeyebilir ama oralardaki düzenlemeler sizi etkiler ve biz de Amerikan toplumunu etkileyebiliriz, oradaki sağduyulu insanları etkileriz, Avrupa Birliğinde insanları etkileriz ve bizim dâhil olduğumuz Avrupa ligi bu konuda önemli kararlar alabilir çünkü size karşı bizim de birliklerimiz ön plana çıkacak. Biz, sizi destekliyoruz, bir şirket olarak kazanın, verginizi verin, bizim insanlarımızı çalıştırın, istihdam yaratın, üretin. Kazanmanızın önünde herhangi bir engel yok ama bizimle ilişkilerinizde kazancınız oranında çalışan, vergi, şirket statülerine uygun davranışı sizden isteriz. Türkiye Büyük Millet Meclisi, bütün bu sevgi yumağı bileşiminin bir sonucu.
Sizleri selamlıyorum.
Komisyonumuz sizlerin çalışmasının önünde bir engel değil, sizlerin vatandaşla diyalogları noktasında bir düzenleyicidir. Biz, sizden yana değil, halkımızdan yana oluruz ama sizi de koruruz.
Saygılar, sevgiler.