CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar; öncelikle hoş geldiniz. Ben de bir Antalya Milletvekili ve hemşehriniz olarak üstlenmiş olduğunuz görevde başarılı olmanızı her zaman dilerim çünkü sizin başarınız ülkemiz adına çok önemli ve değerlidir. Biz olaya böyle bakıyoruz çünkü bu mesele, esasen, bir devlet meselesi. Zaman zaman iktidarları eleştirebiliriz, muhalefet olarak bizim görevimiz de o ama iktidar mensubu milletvekili arkadaşlarımız her nedense iktidara dönük eleştirilerimizi, kendilerini devletle o kadar özdeşleştirmişler ki devleti eleştirdiğimizi zannederler, öyle bir şey yok. Bizim muhalefet olarak görevimiz, tabii ki iktidarın, varsa yanlışını dile getirmek. Ha, doğru olursa bunu da destekleriz. Bu anlamda da Dışişleri Bakanlığının başarılı olmasını dileriz çünkü Dışişleri Bakanlığının başarılı olması hâlinde önce Türkiye'nin başta itibarı artar ve yine bu Bakanlığın başarısıyla Türkiye'deki ekonomik gelişmeler artar. Örneğin, ilimizin başta olmak üzere ülkemizin turizmi daha fazla gelişir. İşte, biz bunları bekliyoruz ve istiyoruz, bizim bütün mücadelemiz de buna dönüktür ama zaman zaman gelin görün ki iktidarın, yapmış olduğumuz eleştirilerde gördüğümüz eksiklerinden biri, örneğin, dış ilişkilerde birçok vakanın, birçok olayın, gelişmenin maalesef -daha önce de söylendi- iç siyasete alet edilmesi; özellikle seçim dönemlerinde belirli kişilere karşı yaratılan çıkışlarla, efendim, zamanında "Ey Trump!"larla devam eden bazı çıkışlarla iç siyaset malzemesi yapıldığını da biliyoruz. Bunu da söylememiz gerekir.

Yine, Türkiye'nin itibarı açısından, Türkiye'yi temsil eden kişilerin yapısının, kimliğinin bu görevlere uygun olup olmadığı meselesi de çok değerli ve önemlidir. İşte, biz Türkiye'nin itibarını doğru bir şekilde temsil edecek kişilerin o görevlerde olmasını bekliyoruz ve istiyoruz ama gelin görün ki, maalesef, iktidarınıza mensup, değişik kademelerde görev yapmış birçok kişinin bugün dış temsilciliklerde ülkemizi temsil etmeye görevlendirildiğini görmekteyiz, bu da bizi gerçekten çok üzmektedir çünkü -tekrar söylüyorum- bu mesele bir siyasi iktidara bağlı bir mesele değildir, bu mesele bir devlet meselesidir.

Bunun yanı sıra, sunumunuzda şunu gördüm Sayın Bakan: "Suriyelilerin gönüllü geri dönüşleri konusunda dört komşu ülkeyle birlikte başlatmayı kararlaştırdığımız girişimi Lübnan'daki hükûmet krizi nedeniyle ertelemiştik. Bu projeyi hayata geçireceğiz." şeklinde bir cümleniz var. Şimdi, bu cümle, aslında çok geç kalınmış bir cümle ve düşünce çünkü yıllardır söylüyoruz bu Suriyeliler meselesi önümüzdeki süreçlerde ülkemiz açısından hem ekonomik hem sosyal hem kültürel, her boyutuyla sıkıntı yaratacak bir konudur ve başta Sayın Genel Başkanımız, uygun bir şekilde Suriyelilerin ülkelerine geri gönderilme şeklini defalarca anlattı ve söyledi. İşte, burada, Sayın Genel Başkanımızın da söylemine uygun bir anlayışa dönük bir düşünce olduğunu görüyorum ama bunda -tekrar söylüyorum- geç kalınmışlık var Sayın Bakan. Suriyeliler, Türkiye'ye iyice yerleşmeden bu konuda hızlı bir adım atılmalı.

Öyle ki, bakın, Suriyeliler meselesi önümüzdeki süreçte büyük mesele olarak durmakla beraber yakın tarihte yaşanan bir Afganlar sürecini de hep beraber yaşıyoruz. Yani şöyle, ellerini kollarını sallayarak binlerce kilometre öteden gelen, efendim, o boylu poslu, belli yaş grubundaki erkeklerden oluşan bu Afganistanlıların sınır kapılarından bu şekilde elini kolunu sallayarak geçmeleri ve ülkeye bu şekilde girmelerinin anlamının ne olduğunu hâlâ çözebilmiş değiliz. Yani bunlar kaygı verici gelişmelerdir.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Arı, toparlarsanız son cümlelerinizi alalım.

CAVİT ARI (Antalya) - Kısacası, bu konularda daha dikkatli olunmalı ve başta Suriyeliler olmak üzere son giriş yapan Afganların tekrar ülkelerine geri dönüş konularında gerekli, hızlı hamlelerin atılması gerektiğini ifade ediyorum.

Bütçenizin hayırlı ve uğurlu olmasını dilerim.

Teşekkürler.