KOMİSYON KONUŞMASI

NUSRETTİN MAÇİN (Şanlıurfa) - Sayın Bakan, sizin tarımsal üretim girdilerindeki artışa yönelik yeni bir tedbiriniz olacak mı? İkincisi: Orman yangınlarına ilişkin Türkiye kamuoyunda her yıl yaz aylarında gerçekten büyük bir skandalla karşılaşıyoruz. Buna yönelik bir tedbiriniz cidden olacak mı? Üçüncüsü: Türkiye'de tarımsal üretimin en önemli girdileri olan tohum, gübre, tarım ilacı, mazot ve benzeri kalemlerde bir tedbire yönelik bir politikanız var mı? Bu döviz artışıyla birlikte üretim maliyetleri de artarak üretim sürdürülemez hâle gelmektedir.

İkinci bir durum, hep 21'inci yüzyıldan bahsediliyor ve AKP iktidarı hep rakamları söylerken cidden insan diyor "Keşke böyle bir ülkede yaşamış olsaydım." ama hayatın realitesinin hiç de öyle olmadığı ortadadır. Bence sadece IMF'nin gelişmekte olan ülkelerden kendi halkına destek veren ülkelerde Türkiye'nin 23'üncü sırada olduğunu söylemesi tek başına yeterlidir.

Üçüncüsü, Ulusal Pamuk Konseyi'nin Türkiye'de 2020 yılında pamuk üretiminin yüzde 40 azaldığı tespiti var. Yine, AKP iktidarının on sekiz yıllık döneminde 405 bin tütün üreticisi 57 bine gerilemiştir. Bunları çoğaltabiliriz fakat şu bir gerçek: Birleşmiş Milletler Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli 2007'de yayımlanan 4'üncü raporda şu tespiti yapar: "İklimsel sistemdeki ısınma gayet açık bir gerçekliktir." Bilim dünyası, son yüzyılın küresel iklim değişikliğinin tamamen endüstriyel üretim endeksli olduğunu beyan eder. Hepimiz biliriz ki 1650-1850'de Avrupa'da Küçük Buzul Çağı yaşandı ve bu, 21'inci yüzyıla girdiğimizde küresel ısınmadaki artışla birlikte Grönland, Himalaya, Sırbistan, İzlanda gibi birçok ülkede bu buzulların erimesiyle birlikte deniz seviyesinde olan kentlerin su altında kalma riskinin çok yüksek olduğunu göstermektedir.

Şimdi, benim, Tarım Bakanına ve buradaki vekil arkadaşlara bir önerim, onlardan bir talebim olacaktır. AKP iktidarı her alanda olduğu gibi, bu alanda da sınıfta kalmıştır, Türkiye'yi dışa bağımlı hâle getirmiştir tarımda. Önerim şu... "Mecliste grubu olan partilerle ve tarımsal alanda yetkin olan Türkiye Ziraat Odalarıyla birlikte yeni baştan bir tarım politikasını üretmeyi düşünüyor musunuz? Buna var mısınız?" diye bir şeyim olsun. Örneğin, tarımsal üretimi toplumsallaştırmak ve üretimi artırmak yerine, tekelleşme ve ticareti esas alan bir politikanız var. Bu da küçük üreticileri güçsüzleştirmektedir. Türkiye'de mevsimlik tarım işçilerinin sayısı her yıl katlanarak artmaktadır. Ben diyorum ki: Yenilenebilir enerji üretimine geçmek 21'inci yüzyılın teknolojisine çok da engel değildir. Gelin, düşük karbona dayalı pozitif bir gelecek modelini hep birlikte oluşturalım. Örneğin, tarımsal sulamada hâlâ kara düzen sulaması var. Burada, benim vekil olduğum ilin 4 tane ilçesinde dönüm başı ayrı ayrı sulama fiyatları var.

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Vekilim, tamamlayalım lütfen.

NUSRETTİN MAÇİN (Şanlıurfa) - Ben buna da girmiyorum, zamanımı fazla almasın zaten. Bu düşük karbona dayalı pozitif bir gelecek modelini oluşturma gibi bir düşünceniz var mı?

Örneğin, suyun 21'inci yüzyılda çok önemli olduğunu hepimiz söylüyoruz. Tarımsal sulamada sensörlü sulama sistemine geçiş yapmayı düşünüyor musunuz? Bizim küçük üreticilere veya tarımla ilgilenen herkese proje ve teknik anlamda, teknolojik anlamda bir katkı, bir destek yapmayı düşünüyor musunuz?

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Teşekkür ederiz Sayın Vekilim.

NUSRETTİN MAÇİN (Şanlıurfa) - Son cümlem, bitiriyorum.

Şu bir gerçek: Pandemiyle birlikte gıdanın ve tarımın dünyada ne kadar önemli olduğu herkes tarafından görüldü. Birleşmiş Milletler COP26'da yine süslü laflarla geçiştirdi ama küresel iklim değişikliği hepimizin kapısındadır.

Saygıyla selamlıyorum.