| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 09 .11.2021 |
CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakan ve değerli bürokratlar; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, maalesef ki ülkemizde sayenizde çiftçi mutsuz, kazanamıyor. Son iki ayda gübre 2 katına çıktı. Tarihte ilk defa mazot, benzin aynı fiyata yükseldi, tarım ilaçları katladı. Döviz yükseldikçe gübreler pahalandı. Kâr elde edemediği için insanlar tarımdan uzaklaştı. Gübre fiyatlarının yükselmesinde günah keçisi olarak ihracatçıyı seçtiniz, iki hafta önce hesapsız bir şekilde, sonrasının ne olacağını dahi düşünmeyen bir şekilde ihracatı yasakladınız. İhracatçı bağlantı yapmış, anlaşma yapmış, parasını almış gibi hiçbir şeyi düşünmediniz ancak ihracatçının sesini çıkarması, feryadı nedeniyle dört gün sonra bu yasağı kaldırmak zorunda kaldınız. Bu kararı alırken hiç bunun sonucunu düşündünüz mü Sayın Bakan?
30 Temmuz 2021 tarihinde "Envanterimizde yangın söndürme uçak ve helikopteri yok." dediniz Sayın Bakan. Ancak sabahki sunumunuzda 39 helikopter, 3 uçak, 6 idari helikopteriniz olduğundan bahsettiniz. Sayın Bakan, bu açıklamalarınızdan hangisi doğrudur? 28 Temmuz Çarşamba günü öğlen saatlerinde Manavgat'ta başlayan, adı "Manavgat yangınıyla" anılan ancak Akseki, İbradı, Gündoğmuş, Alanya ilçelerimizde etkisini gösteren gerçekten çok önemli bir yangın yaşadı Antalya bölgesi.
Sayın Bakan, buradan açıkça söylüyorum, o yangın sürecini bire bir takip eden, ilk günden, ilk andan itibaren oralarda her gün bulunan birisi olarak söylüyorum: Yangın söndürme sürecinde tamamen başarısız oldunuz Sayın Bakan. Açık söylüyorum: Bunun hiçbir mazereti yok. Bakın, daha yangının ilk başlangıcında yangın söndürme mücadelesi vereceğinize sahada siyasi mücadele vermeye kalkıştınız iktidar olarak. Belediyelerimizi, Manavgat Belediyesini ve Antalya Büyükşehir Belediyesini neredeyse yok saydınız, koordinasyon toplantılarına bile neredeyse almadınız Sayın Bakan. Açık söylerim, evet, almadınız. Nedense son aşamalarda ancak davet ettiniz, onda da söz hakkı tanımadınız.
Bakın, 1.859 ağır, orta, hafif hasarlı evlerde maalesef zarar meydana geldi. İlk günkü açıklamanızı söylüyorum: "19 helikopter, 1 uçakla müdahale ediyoruz." dediniz. Ancak ilk dakikalarda, o müdahale dakikalarınızda oradaydım, evet, 1 tane uçak gördük ama 19 tane uçak o koordinasyon merkezinde dahi yoktu, bırakın havada orada dahi yoktu. Tabii, ilk günden itibaren "Türk Hava Kurumu uçakları devre dışı bırakıldı sayenizde." diye hep söylendi. Kaldı ki, bu konu sadece bu süreçteki yani bu yangındaki mesele değildi, geçen yıllardan itibaren devam edegelen bir konuydu "Türk Hava Kurumu uçakları devre dışı bırakıldı." Yapılan açıklamada 4,5 milyon dolarlık bir tamirat ve bakım masrafına ihtiyaç olduğu, eğer bu para bulunursa 6 uçağın kullanılabileceği ifade edildi. Sayın Bakan, para sizde yoksa, Türk Hava Kurumunda da yoksa keşke o an için Türk halkına bir çağrı yapsaydınız; o 35 milyon lira para, Türk halkının fedakârlığı sayesinde otuz beş dakika dahi geçmeden toplanabilecek bir paraydı.
Bu arada, o yangın sürecinde canla başla mücadele eden, alın teri döken ormancı, emekçi kardeşlerimizi, çalışanlarımızı buradan kutluyorum ve kendilerine teşekkür ediyorum. Kaybettiğimiz ormancı, emekçi kardeşlerimize de Allah'tan rahmet diliyorum.
Gerçekten gönüllülerin desteğini orada gözümüzden yaş akarak hep beraber izledik. Bütün Türkiye'den ve hatta yurt dışından gelen gönüllülerin gerek yangınla mücadelelerini gerekse vatandaşımıza olan katkılarını hep beraber gördük. Türk milleti olarak emsali görülmeyen bir dayanışmaya şahit olduk, tanıklık yaptık.
Sayın Bakan, evler yandı ama bunun yanı sıra da ağaçlarımız yandı yani ormanlarımız, dikili tarım alanları yandı, evcil hayvanlar yandı, ormandaki canlılar yandı yani kısacası gerçekten çok büyük üzüntü yaşadık. Burada en önemli neden yangınla mücadeledeki başarısızlığınız Sayın Bakan.
Vatandaş şu an mağdur, neden mağdur onu söyleyeyim. Yangının hemen 3'üncü günü Sayın Cumhurbaşkanı geldi, dedi ki: "Evleri yanan vatandaşlarımızın evleri yapılacak; yüzde 60'ını devlet olarak biz, yüzde 40'ını siz." İki gün sonra Çevre ve Şehircilik Bakanı geldi "Evet, evler yapılacak; yüzde 50'sini biz, yüzde 50'sini siz." dedi. İki günde bile yüzde 10 değişti Sayın Bakan. Sayın Bakan, AFAD'ın kitapçığında örnek projeler var, sizin de bilginiz dâhilinde. O örnek projedeki evler evet, güzel, yapılmalı ve vatandaşın mağduriyeti giderilmeli.
İktidarınızın birçok olayda yaptığı gibi o yangın sürecinde de yaptığı ilk işlem vatandaşa IBAN numarası atmaktı. Evet, IBAN attınız, yardım talep ettiniz. Peki, ben size soruyorum Sayın Bakan: O yardım talebinde toplanan paralar ne kadardır ve ne oldu? Sayın Bakanım, buradan size soruyorum: Vatandaşlarımızdan IBAN'a gönderilen o paralarla, yine, çok sayıda gönüllülerimizin yapmış olduğu yardımlarla toplanan paralar ne kadardır ve o paraların akıbeti ne oldu?
Yine, Sayın Bakanım, bakın, şu an orada 5-6 tane firma bir taraftan inşaat işlerine kalkıştı, yapıyor ama vatandaşımız evinin kaça yapılacağını şu an bilmiyor. Sayın Bakan, bakın, evinin kaça yapılacağını bilmiyor. Kendilerine, kabul edenlere boş senet imzalattırıldı, boş senetlerle vatandaş borçlandırıldı. 60 yaşındaki, 70 yaşındaki, 80 yaşındaki evi yanan vatandaşlarımız yirmi yıl borç altına sokuldu ama borç senetleriyle kaç para ödeyeceğini şu dakikada bilmiyor. Kim biliyor bu parayı? Bu parayı şirket biliyor. Bakın, şirket o evi kaça yapacağını biliyor, ihaleyi veren devlet biliyor ama imzayı atan vatandaş bilmiyor Sayın Bakan. Vatandaşın şu an yaşadığı; bir taraftan tarihi silinmiş, geçmişi silinmiş, anıları yanmış, evi yanmış ama bir taraftan da geleceğiyle ilgili borç altına girmiş, belki sayenizde mezara borçlu girecek Sayın Bakan.
Şimdi, bakın, bir taraftan da oradaki, ormandaki ağaçlar hızlı bir şekilde kesilmekte ve satılmakta Sayın Bakan. Satılsın, itirazımız yok ancak burada da 2 konu var Sayın Bakanım. Bakın, evleri yanmış vatandaşlarımız bir taraftan mağdur olurken, orada satılan o ormanlardan evlerinin bedeli karşılanmalıdır veya siz karşılamıyorsanız, bakın, çok sayıda gönüllüler, başta Cumhuriyet Halk Partili belediyeler olmak üzere "Evleri vatandaştan para almadan yapacağız, yeter ki bize müsaade edin, yetki verin." dedi ama siz siyaseten ona bile müsaade etmediniz, ancak vatandaşı bilinmezliğe iteklediniz ve şu an borç altına soktunuz. Bu satılan orman emvaliyle ilgili de iddialar var, deniyor ki: Metreküpü 155 TL'den satılan tomrukların piyasada 730 euroya kadar satıldığı şeklinde bir iddia var. Bu iddia doğru mudur, değil midir? Bilmiyorum ama doğruysa gerçekten çok vahim, çok büyük bir vurgun var demektir.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bununla tamamlamış olalım, son saniyeleriniz.
CAVİT ARI (Antalya) - Hükûmetinizin bakanları bir açılışa ayrı ayrı uçaklarla giderken, aynı açılışa her bakan ayrı uçağa binip "İtibardan tasarruf olmaz." derken yangınla mücadelede maalesef ki uçak dahi alamadınız.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Arı, teşekkür ediyorum, süreniz dolmuştur. Çok sayıda talep var.
CAVİT ARI (Antalya) - Ormanlarımız göz göre göre yandı Sayın Bakan.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkürler Sayın Arı, sağ olun.
CAVİT ARI (Antalya) - Son cümlem şu: Bakın Sayın Bakan, sizin döneminizde orman yangınları arttı ve ayrıca yanan orman alanları maalesef ki Bakanlığınız döneminde daha da fazla arttı diyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkürler, sağ olun.
CAVİT ARI (Antalya) - Buradan bir kez daha sesleniyorum: Mağdur olan vatandaşlardan para istemeyin...