KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Değerli Bakanımızın şahsında bütün heyete saygı sunuyorum. Burada konuşmalarıyla bugünkü müzakerelere katkı sunan, lezzet almamıza vesile olan herkese ama herkese teşekkür ediyorum.

Hususen bir ismin hakkını teslim etmek lazım, Ömer Fethi Bey; hayvancılık mevzusunda, tarım mevzusunda hakikaten çok ilgili bir arkadaşımız. Yıllardır ben yakından takip ediyorum, sahada da geziyor, görüyor. Bunu özellikle söylüyorum: Yakın zamanda Erzurum'a gitti Fethi Bey, Erzurum'u ziyaret etti, ondan da çok mutlu olduk, memnun olduk Değerli Bakanım. Orada ziraat odalarını da ziyaret ettiler, ziraat odası başkanlarımızın kendisine çok müspet aktarımları oldu. Bunu değerlendirirken "Acaba bunlar AK PARTİ'li mi?" diye bir değerlendirmeye tabi tutuyorlar yani hakkı söyledi mi, doğruyu söyledi mi, müspet kavramlarla yöneldi mi hemen tarafgirlik gibi bir yakıştırma yapılıyor Değerli Bakanım, öyle değil.

Her ay, Erzurum'da, ben, ziraat odası başkanlarımızın yaptıkları bölgesel toplantılara katılıyorum, hemen hemen her ay katıyorum. Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürümüz burada, o şahittir çünkü açıp telefonla konuşuyoruz, çok aleni bir hâle getiriyoruz, kimin ne talebi varsa onları da dillendiriyoruz. Orman Genel Müdürümüz burada, Devlet Su İşleri Genel Müdürümüz burada; onların hepsi bunlara şahittir, bilirler. Niye bunu yapıyoruz? Sahada ne problem var bire bir, anında ilgili yerle görüşüp çözmeye çalışıyoruz, yapmamız lazım.

Şimdi Garo Bey'in söylediği bir şey var, diyor ki: "Köylerde tarım ve hayvancılıkla uğraşanların yaş ortalaması artıyor." Doğru, hakikat bu, bunu kim inkâr edecek ama buna dönük çözümlerimiz var bizim, çözüm gayretlerimiz var; siz de burada şahitsiniz. Mesela, geçtiğimiz yıl Millî Eğitim Bakanlığı bütçe görüşmelerinde -ben Erzurum özeli için söyleyeyim- ne yaptık biz? Erzurum'da bir tarım ve hayvancılık lisesi açılmasına vesile olduk. Niye bunu yapıyoruz? İşte o kesim daha genç olsun, daha üretken olsun... Bu iş hakikaten söylediğiniz gibi bir beka meselesi, tarım ve hayvancılık öyle, öyleyse sahabetlik noktasında gençleştirmek lazım, insanlar çok daha fazla ilgili olsun diye bir gayretimizin olması lazım; bunu yapıyoruz. Biz şunu teklif ediyoruz: Ziraat fakültelerinin olduğu yerde, veterinerlik fakültelerinin olduğu yerde akademisyenler mutlaka sahada olsunlar. Özellikle Sevgili Tarım Bakanımızdan, böyle bir talebimiz var. Onlara dönük, çok daha interaktif bir girişimleri olursa çok daha iyi olur diye biz bunları söylüyoruz.

Hep şunu söylüyoruz Hüseyin'cim: Muhalefet elbette ki dillendirecek noksanları ancak bütün bütün yok dediğinizde sözünüzün hiçbir değeri kalmıyor.

Bakın, ne diyor? Diyor ki: "Ormanları yaktınız." Ormanları PKK yaktı ya, biz mi yaktık? Böyle bir şey olabilir mi ya? Garo, bunu söyleyerek kapatamazsın.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Nerede iktidar, nerede?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Buraya gelmeyeceksin, buraya geldiğinde kaybeder, buna gerek yok. Ülkemizde ormanlar yandı, evet, hem de çok külliyatlı miktarda yandı, senin de söylediğin gibi ciğerlerimiz yandı. Bunun için yapılması gereken neydi? En zecrî bir biçimde Bakanlığımız yaptı. Diyor ki: "Hiç uçak gelmedi, yangının söndürülmesine müdahale edilmedi." O iş öyle değil arkadaşlar, vicdanlı muhalifler şunu söylediler o zeminde, sosyal medyada çok sayıda buna dönük yalan yanlış haberler yayılınca benim tanıdığım, bildiğim, hakikaten münevver kıvamına inandığım birçok insan şunu söyledi: "Yahu kardeşim yani siz bunu söylediniz -muhalif bunlar, hem de böyle çok şedit muhalif, buna rağmen hakkı söyleme noktasında da gönlü gani muhalifler- ya, yapmayın kardeşim, ben şu anda yazlığımdayım ve çok sayıda uçak, helikopterler filan ha bire inip kalkıyor." deyip, hakkı teslim ettiler. Bunu yapmazsanız kaybedersiniz efendim yani millet sizin sözünüze herhangi bir değer vermiyor. Olması gerekeni burada her konuşmamızda söylüyoruz. Araya hiç değilse doğru dozunu da katın ki bu yalanlarınız da kulakta kalsın. Yapmayın bunu güzel kardeşim, bunu yaptığınızda...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sen yalan söylüyorsun!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi Değerli Bakanım ne güzel izah etmiş, açıklamış. Şu kitapçık, şu konuşma metni -Güzel Bakanım, hakikaten teşekkür ediyorum- çok tafsilatlı, anlaşılabilir de. Burada siz okumasaydınız da sunumu yapmasaydınız da eğer varsa böyle mütecessis bir hâl yani meraklı bir hâl alıp okursa bir defada anlar. Biz gelmezden önce karkas oranı neydi? Baktığınızda görüyorsunuz. 100'lerde dolanan karkas oranı 300'lere gelmiş. Hayvan sayısı; 20 milyona gelmiş büyükbaş, 60 milyona gelmiş küçükbaş. Bunlar nasıl oluyor? İşte geliştirdiğimiz politikalarla oluyor, oraya yüreğinizi koyarsanız oluyor. Süt üretimine bakıyorsunuz, kaç milyon tona gelmiş? 23 milyon tona çıkmış. Bunları nasıl yapacaksınız? İşte, yaptığımız, koyduğumuz gayretlerle oluyor bu. O yüzdendir ki ziraat odası başkanlarımız, tarımla ilgili olan insanlar bire bir gittiğinizde -samimi söylüyorum- bire bir yanlarına vardığınızda size müteşekkir olduklarını ifade ediyorlar. Efendim, noksan yok mu? Elbette var, kardeşim noksanı kim inkâr eder? Fiyatlarda evet artış var. Biraz önce Salih söyledi yani bu sadece bizimle ilgili değil ki. Dünyadaki gelişmeler bu işleri tetikliyor kardeşim. Yani pandemi şartlarını hiç mi görmeyeceksiniz?

Bakın arkadaşlar, çok net bir şey söyleyeyim: Hep arkadaşız, beraber burada yasama çalışmaları yapıyoruz. Şu ak kadrolar olmasaydı, şu pandemi şartlarında -samimi söylüyorum- bizim dışımızdaki bir ekip yönetiyor olsaydı müflis hâle gelirdi bu ülke. O yüzden de ben hep söylüyorum ki biz dualı bir milletiz. Cenab-ı Hak bizi inayetiyle kuşattığı için problemsiz götürüyoruz bunu. Elhamdülillah, daha da iyi olacak inşallah. Burada çok yetkin bir kadromuz var, hepsi öyle; Değerli Bakanımız öyle, Bakan Yardımcılarımız öyle. Bire bir görüşüyoruz, hepsiyle görüşüyoruz ve yığınla sitem yöneltiyoruz onlara. Bugün gittim mesela bizim Devlet Su İşleri Genel Müdürüne, bilgi aldım. Erzurum'da talebimiz var bizim, Söylemez Barajı, epey zaman oldu kardeşim ya, hayatiyet bulsun diyoruz. Peki, Söylemez Barajı niye gecikti kardeşim? 2018 yılında biz buna "Vira bismillah." demişiz, sonra ne olmuş? 2018 Ağustos ayına gelmişiz kardeşim... Amerika sonradan izah etti, aşikâr etti, bütün sırrı ortaya koydu ki "Biz Türkiye'nin ekonomisini dibe vurdurmak için yöneldik." dedi. İşte o yönelmeye muhalefet keyifle bakarken olan kime oldu? Erzurum'daki çiftçiye oldu, Erzurum'daki tarım kesimine oldu ve o baraj, Söylemez Barajı şimdi bitecekti -samimi söylüyorum- sizlerin kabahatiyle, muhalefetin bigâne hâliyle, en azından o faullü yönelmelere kınama yöneltmeyerek, zımni, örtülü destek vererek sizin sayenizde oldu. O yüzden de arkadaşlar, dönün aynaya, vebalinizden dolayı kendinizi bir sorguya çekin. Bu millet hakkını helal etmez size, hakkı teslim edelim. Hak teslimi yapan herkese müteşekkiriz. Biz zaten bunu her daim yaptık. Öyle değil mi Fatih Bakanım? Siz milletvekiliyken de bunları yaptık biz, hep yapıyoruz. Bu hâl üzere olan herkese de yüreğimizi açmışız.

Bakın, Bülent Kuşoğlu Başkanımızı, Vekilimizi, o dadaş kıvamıyla yüreğimizin en mutena yerine koyuyoruz. Niye? Çok tenkit getiriyor. Teknik olarak hakikaten bizi en çok eleştiren isimlerden birisi ama bu eleştirinin yanında yanına not da düşüyor, "Bakanım şunu yapmışsınız, teşekkür ederim." diyor. Yani en ağır tenkitleri o yapıyor, ben takip ediyorum ama ölçüyü öyle koydu mu alıp başımızın üstüne taşıyoruz ve bir daha şimdi bu vesileyle kendisine minnettarım, teşekkür ediyorum. Ömer Fethi Bey'e de teşekkür ediyorum ki bu hâli devam ettirsin. Emine Hanım, size de müteşekkiriz, Süleyman Bey'e de öyle. Erol ağabey olsaydı...

Efendim, Değerli Bakanım, bizim Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin -hiç ayırmadan söylüyorum- hepsi güzel insanlar, hepsi iyi insanlar, hepsinden istifade ediyoruz; buraya gelen bütün arkadaşlarımız öyle. Bakın, mesela, Fikret Bey, Balıkesir Milletvekilimiz, çok ciddi katkı sunuyor, birçok görüşmeye geliyor, katkı sunuyor. Erhan Bey, mesela, şimdi, gidecek, Grup Başkan Vekili oldu, oysa biz ondan öğreniyorduk, birçok şey öğreniyorduk teknik olarak; teşekkür ediyoruz. Mustafa Bey dersen yani duruşu bile, şurada oturması bile bize bir büyük itimat telkin ediyor, her hâliyle. Dolayısıyla arkadaşlar...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümleleri alalım lütfen.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Emine Hanım'ı...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Israrla "Emine Hanım, Emine Hanım" diyor, ben söyledim zaten.

Değerli Bakanım, Cenab-ı Hak bereketli kılsın. Her seferinde daha iyi şeyler oluyor, bu defa daha daha güzeli olacak Allah'ın izniyle. Bütçemiz, hedeflerimiz, kayıtlarınız hepsi çok güzeldi, çok istifade ettik; Allah mübarek eylesin.

Teşekkür ediyorum.

Herkese saygı sunuyorum.