| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri a) Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı b) Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 10 .11.2021 |
CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Öncelikle, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü aramızdan ayrılışının 83'üncü yıl dönümünde saygıyla minnetle anıyorum.
Sayın Bakan, Sayıştayın raporlarını incelemişsinizdir. Arkadaşlarımız da bu konuda bazı değerlendirmelerde bulundular. Ben de bu konuda kısaca değerlendirmede bulunmak istiyorum. Sayıştayın denetim raporlarında bahsi geçen konuların bir kısmı geçtiğimiz yıl denetim raporlarında da mevcut olan konular. Yani bir önceki yıl, hatta önceki iki yılda da denetimde geçen bu konuların bahsedildiği ama hâlâ bir çözüm bulunamadığı burada görülmekte. Bakıyoruz, 18 yaşını tamamlamış olan ve gerekli şartları taşımayan bazı gençler için sosyal ve ekonomik destek ödemelerine devam edilmesi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı veri tabanındaki bilgilerin uyumlu olmamasından kaynaklanan sorunlar. Bu konu, geçtiğimiz yıl, daha çok gündemde yer almıştı Sayın Bakan. Yani çok önemli bir bütçe kaynakları, engelli olmayan ya da yasal engel sınırında olmayan kişilere ödeme yapıldığı konusu, daha çok gündemde yer tutan bir konu olmuştu. Maalesef ki bu konulara gerekli hassasiyetin Bakanlığınız tarafından gösterilmediği ortaya çıkmakta. Engelli değil ya da belirtilen düzeyde engelli değil ama hâlâ ödeme yapmaya devam edilmiş. Yine, Sağlık Bakanlığı tarafından bildirilen sahte ve şüpheli -bakın, sahte ve şüpheli- engelliler hakkında raporlar düzenlenmiş, ancak bununla ilgili işlemlerin yapılması maalesef bugüne kadar kalmış. Sosyal Hizmetler Kanunu'na göre çıkarılan Koruyucu Aile Yönetmeliği'nde anılan kanunda öngörülen ödeme türüne yer verilmemesi.
Şimdi, Sayın Bakan, bakın, Sayıştay raporunda ifade edilen bu hususları aslında üst üste koyduğumuzda nasıl bir sonuç çıkmakta, esasen ben bu konuya dikkat çekmek istiyorum: Şimdi, sosyal yardım ödemelerinin hak sahiplerine ödenmesine ilişkin işlemlerde kontrol eksikliğinin de bulunduğu hususu Sayıştayın raporunda açıkça mevcut. Tüm bu değerlendirmeleri bir araya getirdiğimizde bakın, Bakanlığınızın kaynaklarının hak etmeyen kişilere dağıtıldığını görmekteyiz yani buradan çıkacak olan sonuç budur. Yani siz, devletin kaynaklarını, tabiri caizse tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan ve herkesin, vergileriyle elde edilmiş olan bütçeden dağıtılan bu sosyal yardımları hak edilen şekilde dağıtmadınız. İşte buradaki en büyük yanlışlık budur Sayın Bakan. Hak edilen kişilere dağıtılması, ihtiyaç sahibine yardım yapılması konusunda bizim en küçük şekilde bir itirazımız yoktur, tam tersi, yapılacak olan sosyal yardımları Cumhuriyet Halk Partisi ve dostlarımızın iktidarında daha da arttıracağız. Ama siz, bugün bunları siyasete devşirerek maalesef hak etmeyen kişilere yardım yapılma aracı olarak kullandınız.
Yine, daha önceki bütçe döneminde de dile getirdim, bakın, sosyal yardımlar maalesef ki seçim dönemlerinde oy karşılığı tehdit aracı olarak kullanıldı dedim. Bu sözümün de arkasında yine durmaya devam ediyorum. Özellikle kırsal bölgelerde ihtiyaç sahibi, belli yaş grubundaki vatandaşlarımıza gidilip "Eğer ki bize oy vermezsen o aldığın maaş kesilir." denilebilmekte, işte bu ülke bunları yaşıyor.
Sayın Bakan, sunum kitapçığınızda gördük ki "Biz bize yeteriz Türkiyem kampanyasını yaptık." diyorsunuz, 2 milyarı aşan bir para toplandığından bahsediyorsunuz. Tam kapanmada hane başına 1.100 TL'den 2,2 milyar TL ödeme yapılmış sizin vermiş olduğunuz bilgilere göre. Yani her olayda meşhur IBAN'ınızla topladığınız para yaklaşık 2 milyarın üzerinde ve o 2 milyar toplanan parayı da siz 1.100 TL olarak vatandaşlarımıza göndermişsiniz, kendi verdiğiniz rakamlar. Yani vatandaştan aldığınızı yine bir şekilde devretmişsiniz. "Biz bize yeteriz" kampanyası yaptınız ama "biz" derken siz iktidar olarak sadece kendi iktidarınızı ve iktidarınıza mensup kişileri kastettiniz, Sayın Bakan ve iktidar olarak kastediyorum. O süreçte yardım kampanyaları yapılırken iktidarınıza güvenmeyen birçok vatandaş Cumhuriyet Halk Partili belediyelere güvendi ve Cumhuriyet Halk Partili belediyelere destek vermeye başladı. İşte burada, hızlı bir şekilde yapılan bu desteklemeleri görünce telaşa kapıldınız ve Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin kendilerine yapılan bu desteklemeleri durdurmak için de derhâl durdurma kararı alıp hatta belediyelere yapılan bu yardımlara bloke konuldu. Yani kısacası, siz "biz" derken sadece kendinizi kastettiniz. Eğer ki iktidar "biz" derken bütün milleti kastetmiş olsaydı belediyelere yapılan böyle yardımları engelleyici olmazdı.
Sayın Bakan, yine sunumunuzda önemli bir konu var, Bir arkadaşımız da bu konuya kısmen değindi, ben de taşımacı esnafı adına bu hususa değinmek istiyorum. Şimdi, taşımacı esnafımız, burada, ihtiyaç sahibi olan vatandaşlarımızı ücretsiz bir şekilde taşımakta. Bununla ilgili de bir bütçe kaynağı ayırdığınızı ifade ettiniz ancak Sayın Bakan, burada şöyle bir durum var: Ülkemizde 22 bin özel halk otobüsü bulunmakta. Bu halk otobüsleri, düzenlenmiş bu ücretsiz taşıma hükümleri çerçevesinde belli sayıda vatandaşımızı ücretsiz taşıyor. Ancak 2018'de belirlenen bu ücret, bugün hâlâ aynı şekilde devam etmekte. Bakın, İstanbul, Ankara, İzmir'de 1.330 TL, diğer büyükşehirlerde bin TL, normal illerde ise 800 TL'lik bir aylık destek vermektesiniz. Normal şartlarda eğer ki bir otobüs bir aylık yolcu taşıma süreci içerisinde ücretli olarak taşımış olsaydı, örneğin Antalya'da bir otobüsçü normal ücretini almış olsaydı 14.500 TL para alacaktı, indirimli olarak yolcu taşımış olsaydı 12.900 TL para alacaktı ancak siz otobüsçülere sadece ve sadece bin TL destek vermektesiniz Sayın Bakan. Otobüsçüler, bakın, artan yakıt giderleri, diğer masraflarla beraber zaten can çekişir vaziyete gelmiş durumda. Eğer bu sosyal yardımı devam ettirecek iseniz sosyal yardımdan yararlanan vatandaşın menfaatini korumakla beraber bu hizmeti sağlayan otobüsçülerin de hak ve menfaatlerini düşünmek zorundayız ve savunmak zorundayız.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Tamamlayalım Sayın Vekilim.
CAVİT ARI (Antalya) - Otobüsçülerimizin yaşadığı bu mağduriyeti durdurmamız, önlememiz ve bir an evvel bu rakamların hak edilen bir rakama yükseltilmesi gerekmektedir, aksi hâlde, otobüsçülerimizin buna dayanacak gücü kalmadı Sayın Bakan.
Bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum.