| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri a) Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı b) Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 10 .11.2021 |
GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Teşekkür ederim.
Ben de sözlerime, Ebedî Başkomutan, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü, ölümünün 83'ücü yıl dönümünde büyük bir özlem ve bağlılıkla andığımı ifade etmek istiyorum.
Sayın Bakan, Cumhurbaşkanlığı 2022 Yılı Programı'nda kadınların istihdam piyasasındaki yeri bağlamında ilerleme kaydedildiği ifade edilmiş. Açıkçası ben hangi ilerlemeden bahsedildiğini çok merak ediyorum çünkü rakamlar bize gösteriyor ki çok açık bir gerileme var. Biz bunu söyleyince hemen ya 2002 yılını ya da 2009'u örnek veriyorsunuz. Şöyle bir şey yapabilirsiniz: 1800'lü yılları da örnek verebilirsiniz; o dönem hiç kadın istihdamı yoktu, dolayısıyla, o günden bugüne bakarsak, başarısız hiçbir iktidar yok. Evet, iyi olduğu dönemler de oldu ama istatistikleri verirken hep iyi olanları kullanmanız yanıltma çabasından başka bir şey değil.
Başkanlık sistemiyle birlikte büyük adımlar atılacağı söylenmişti "Şöyle uçacağız, böyle yapacağız." diye; ben, o nedenle, o günden bugüne verilerden biraz bahsetmek istiyorum. Örneğin kadınların iş gücüne katılım oranı 2018'de 34,2 iken 2020'de 30,9'a gerilemiş durumda; bu oran 2013'te 30,8'di. İstihdam oranı 29,4'ten 26,4'e geriledi, işsizlik oranı ise 13,9'dan 15'e çıktı ki bunlar TÜİK'in verileri yani kimsenin inanmadığı veriler, ona rağmen bir gerileme var. Diyeceksiniz ki: "Pandemi var." Ama bu pandemi sadece bizim ülkemizde yok, Avrupa'da da var. Avrupa'nın ortalaması kadınların iş gücüne katılımının sadece 0,5 puan düştüğünü gösteriyor, oysa bizde 3,5 puan birden düştü. Yine Avrupa Birliğinde kadınların istihdam oranı 0,7 puan düşerken bizde 2,4 oranında düşmüş ki Avrupa Birliği bizden çok daha sıkı kapanma tedbirleri aldı, buna rağmen kadınlar çalışma hayatından kopmamış, demek ki burada bir yönetim sorunu var.
Bugün Türkiye'de genç kadınların iş gücüne katılımı ve işsizlik oranı yaklaşık yüzde 30. Genç kadınlar eve hapsolmuş durumda.
On Birinci Kalkınma Planı'nda "Erken dönem çocuk bakım, eğitim ve gelişimine yönelik hizmetlerin sunumu ile erişilebilirliğinin artırılması ve niteliğinin yükseltilmesi sağlanacak." denmiş. Kâğıt üzerinde çok güzel bir ifade ama uygulamada maalesef biz bunu göremiyoruz. Toplumda kadınlara biçilen roller gereği kadınlar ev bakımına hapsolmuş durumda. Bunun önüne geçebilmenin yegâne yolu, hiç şüphesiz çocuk bakımı.
2020 bütçesi görüşülürken önceki Bakanımıza kreş ve gündüz bakımevi sayısını sorduğumda, Bakanlığınızca açılan, izni verilen 2.405'ti; Mayıs 2020'de Şiddet Komisyonunda size sorduğumda, kreş ve gündüz bakımevi sayısı 1.771, Bakanlığınıza bağlı toplam 2.310. Burada bir gerileme olduğu çok açık bir şekilde aşikâr. 2.310 da çok çok az. Biz her mahallede 1 kreş olsun diyorken, 32 bin mahallemiz varken bu sayılar her ilde 1 kreş olduğuna şükretmemiz gerektiğini gösteriyor açıkçası bize.
Yine, Komisyonda verdiğiniz bir cevapta İş Kanunu'na göre işletmelerde açılan kreş sayısı sadece 2 -ben bu cevabı okuduğumda herhâlde bir rakam hatası yapılmış dedim- ve Türkiye'de sadece 56 çocuk bu kreşlerden yararlanıyor. Hâlbuki kanun çıkardınız, öyle bir kanun ki kadının istihdamını artırmak amaçlı ama ne hikmetse işverenler 150'nci kadını işe almıyor yani yönetmeliğe "kadın" yazdığınız için âdeta kadın istihdamının önüne engel bir hâl almış durumda. Kaldı ki çocuk bakımı, sadece kadının sorumluluğunda değil, ebeveynlerin ortak sorumluluğu. Olması gereken, 150'den çok çalışanı olan tüm işletmelere kreş açılması. Bununla ilgili de kanun teklifim var, tabii ki tozlu raflarda bekliyor.
Her fırsatta "4 çocuk, 5 çocuk yapma" çağrısı yapıyorsunuz ama bu çocukların kreş meselesi gündeme geldiğinde kafanızı çeviriyor, kadınların çalışma ve sosyal hayata katılması için bir çaba sarf etmiyorsunuz. Aslında, bunun en iyi örneği, çocuk sahibi olmanın çalışma hayatında bir engel olmayacağının en iyi örneği İsveç örneği; OECD ülkeleri içerisinde yüzde 89,2'yle iş gücüne katılımın en yüksek olduğu ülke ki bu oran Türkiye'de yüzde 51. Diyeceksiniz ki, bazıları şöyle söylüyor: "Nüfusunuz yaşlanıyor, genç nüfusa da ihtiyacı var." Oysa, İsveç'teki kadınların doğum oranı bizimle neredeyse aynı -1,7- yani çocuk bakımı hizmetlerini sağlarsanız kadınların çalışma hayatından kopmadığını çok net bir şekilde İsveç örneğiyle görüyoruz.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, teşekkür ediyorum.
GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Hemen toparlıyorum Sayın Başkan.
Bu kadar somut bir örnek varken Amerika'yı yeniden keşfetmeye de gerek yok ama hep söylediğimiz bir şey var: Bütçeler bir tercih meselesi; maalesef siz kreş yapmayı, kadınların iş hayatına katılımını artırmayı değil, 5'li çetenin garanti geçişini artırmayı tercih ediyorsunuz.
Teşekkür ediyorum.