KOMİSYON KONUŞMASI

HABİP EKSİK (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Hazırunu saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, ben Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunun bir üyesiyim. Açıkçası siz ilk göreve geldiğinizde bir görüntü ortaya çıktı ve gerçekten ben çok üzüldüm. Size Bakanlık görevinizde başarılar diliyorum, hayırlara vesile olur inşallah, bütçenizin de hayırlı olmasını diliyorum. Yalnız koruma altındaki bir çocukla bir görüntünüz ortaya çıktı ve 23 Nisanda bir görüntü verdiniz -ben şuna yoruyorum- yani yeni olmanıza bağlı herhâlde bir kaza yaşandı diye düşünüyorum ama orada dikkatimi çeken özellikle bir konu oldu. Çocukla ilgili özellikle tekçi bir anlayışın yürütüldüğü kanaati oluştu bende. Sünni ve aynı zamanda Türk, merkez sağ zihniyetinin dikte edildiğiyle ilgili, daha doğrusu ona göre yetiştirildiğiyle ilgili bir kanı oluştu bende. O açıdan ben merak ederek soruyorum: Koruma altındaki çocuklarımız Roman olsun, Kürt olsun, Alevi olsun ya da başka inançlara sahip olan ailelerin çocukları olsun, bu çocuklar kültürlerine, dillerine uygun bir şekilde ya da inançlarına uygun bir şekilde yetiştiriliyor mu? Ben bunu gerçekten merak ettiğim için soruyorum.

Şimdi, bunu söyledikten sonra, şunu özellikle belirtmek istiyorum: Çocuk işçiliğiyle ilgili ülkemiz gerçekten çok kötü bir durumda. Hele ki göçmen çocuklarla ilgili çok çok daha kötü bir durumdayız. Ben Antep'te esnaf ziyaretinde bulundum, hemen hemen 3 tane iş yerinin 1 tanesinde çocuk işçilerin olduğunu gördüm ve gerçekten içler acısı bir durum; bu, bizim ülkemiz açısından ayıp bir durum. O açıdan çocuk işçiliğinin önüne geçilmesi ve sokak çocuklarının yani sokakta işçiliğe maruz bırakılan çocukların gelecekleriyle ilgili bir çalışma, bir planlama yürütülmesi gerektiği kanaatindeyim. Bu konuda umarım siz ileriki zamanlarda bir planlama yaparsınız diye düşünüyorum ama bütçeniz de bu konuda bir cevap olduğunu görmüyorum.

Sayın Bakan, sosyal yardımlarla ilgili şunu söylediniz; geçmiş yıllara göre -yani 2002'yi örnek verdiniz, ona göre- çok ciddi anlamda arttığını, yüzde 0,4'ten yüzde 1,37'ye çıktığını söylediniz. Ben şunu özellikle merak ediyorum: Sosyal yardımlara ihtiyaç duyan kişi sayısı kaçtır? Rakamlardan ziyade bu 21'inci yüzyılda, 2021'de kaç ailemiz sosyal yardımlara muhtaç hâle geldi? Çünkü bu, aslında, yoksulluğun ne kadar derinleştiğini gösteren bir veri olacaktır; o açıdan, bu rakam bizim açımızdan çok çok önemli.

Sayın Bakan, özellikle illerde ve ilçelerde sosyal yardımlaşma vakıflarının başkanları valiler ve kaymakamlardır bilirsiniz ama bu valilerin, bu kaymakamların sosyal yardımlaşma vakfının fonlarını, bu yardım fonlarını âdeta iktidarın bekasını sürdürmek ve seçim çalışmalarını sürdürmek için bir sopaya dönüştürdüklerini ve bir yandaşçılık mantığıyla dağıttıklarını görüyoruz. Bu konuyla ilgili sizin bir eylem planınız olacak mı ya da müdahaleniz olacak mı? Çünkü gerçekten can alıcı bir nokta. Yardımların, bu fonların gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmamasına sebep olan bir durum. Aynı zamanda siyasete malzeme olmasına da sebep oluyor. Ha, doğru dürüst yapılsa amenna, dersiniz ki: "İktidar yapmıştır." ama maalesef, doğru dürüst yapılmadığını görüyoruz.

Yine, istihdam alanlarıyla ilgili yani yoksulluğun, derinleşen yoksulluğun ortadan kaldırılmasıyla ilgili bir sorunumuz var. Biz yoksulluğu yardım fonlarıyla çözmeyi düşünüyoruz yani Bakanlığınızın bütçesinde böyle bir durum söz konusu. Oysa ki hem engelliler açısından hem kadınlar açısından hem gençler açısından hem de diğer dezavantajlı kişiler açısından aslında yoksulluğun temelini kurutacak istihdam alanlarının oluşturmasıyla ilgili bir planlama yapılması gerekirken, maalesef, sizin Bakanlığın bütçesinde buna yönelik bir çözümün olmadığını görüyorum; o açıdan bu noktaya özellikle dikkat etmeniz gerektiğini düşünüyorum.

Musa Piroğlu vekilimiz de belirtti, ben bir hekim olduğum için özellikle belirtmek istiyorum: Engelli yurttaşlarımızın rapor alması hastanelerde âdeta ızdıraba dönüşmüş. Bu konuda özellikle öncelik verilmesi, hatta hastanelerde özel birimlerin oluşturulması var.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerinizi alalım.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Toparlıyorum.

Ama kısmi olarak birçok yerde doğru düzgün işlemediğini, hatta bu raporları talep eden insanlara âdeta bir sadakaymış gibi görülüp o insanlara ayrı bir muamele yapıldığını da görüyoruz.

Yine, yatılı bakım merkezleriyle ilgili... Bunun tamamıyla kamulaştırılması lazım ve özel sektörün elinden çıkarılması lazım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Habip Bey, teşekkür ediyoruz. Son cümlenizi alalım.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Gerçekten o insanlar ciddi anlamda mağdur ediliyorlar. Özel sektöre emanet edilmemesi gereken...

Bitiriyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümle lütfen.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Son cümlem, bitiriyorum.

O insanlar yani yatılı bakıma ihtiyaç duyan insanlar... Özel sisteme emanet edilmeyecek kadar önemli bir durum. Kesinlikle kamulaştırılması, devlet eliyle bu hizmetin verilmesi gerekir diyorum.

Teşekkür ediyorum, bütçeniz hayırlı olsun Sayın Bakan diyorum.