| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri a) Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı b) Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 10 .11.2021 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, basının değerli emekçileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, görevinizde başarılar diliyorum.
Sayın Bakan, çok önemli bir Bakanlığın başındasınız ve ben sabah sunumuzu dikkatlice dinledim, sunumuzda ciddi eksiklikler gördüm, bunlardan bahsetmek istiyorum.
Bu vahşi kapitalizm ve özellikle neoliberal sistem, biliyorsunuz, uzun yıllar boyunca "Bırakınız yapsınlar, bırakınız etsinler." diye toplumları bıraktı ve kazanlar ve kaybedenler dünyasını ortaya koydu -umarım beni dinliyorsunuz- kazananlar ve kaybedenler olarak bakıldı. Kazananlar genellikle yüzde 1'di ve büyük çoğunluğa düşense güvencesizlik, yoksulluk ve borç yüküydü. Maalesef, bizim ülkemizde de bir vahşi kapitalizm düzeni var ve ülkemizde de kazananlar yüzde 1 yani baktığımızda, servetin ve gelirin çok büyük bir bölümü yüzde 1'e doğru akıyor, AKP iktidarında da bu böyle oldu. Geri kalan kesimlere ise borç düştü, yoksulluk düştü.
Sizin Bakanlığınızsa sonuçlar üzerine bu mağduriyetleri gidermeye çalışıyor ama şunu net olarak söyleyeyim, sunumuzda böyle bir şey görmedim: Sonuçta bu dezavantajlı durumları bitirmek, gidermek üzerine ortaya bir hedef koymadınız yani şunu demediniz, önceki Bakanımız da bunu dememişti: "Biz, beş yıllık bir program çerçevesinde Hükûmet olarak -ki beş yıl iktidarda kalmayacaksınız ama gene de koyabilirsiniz kurumsal olarak- yoksulluğu şöyle bitirmeyi hedefliyoruz." Yalnızca Bakanlık olarak demiyorum bakın, iktidar olarak yani Eğitim Bakanlığıyla birlikte, bütün bakanlıklarla birlikte, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla birlikte. "Şu kadar iş yaratacağız, engelleri ortadan kaldıracağız, yoksulluğu ortadan kaldıracağız ve 6 milyon kişiye değil de beş yıl sonunda 2 milyon kişiye gerçek anlamda ihtiyacı kadar yardım edeceğiz." diye bir hedef koymadınız. Böyle bir hedef yok bütçenizde Sayın Bakan, sunumunuzda da yok. Bu konuda sizi eleştiriyorum Sayın Bakan.
Gerçekten, artık, kamu sahaya dönüyor -farkında mısınız bilmiyorum- bütün dünyada; neoliberal kapitalist sistemde kamu dışarıya çıkarılmıştı, şimdi kamu yeniden kapitalist ülkelerde bile sahaya döndü yani dezavantajlı durumda olan yurttaşlarını güvenceye alacak politikaları devreye soktular. Özellikle pandemi de bunun için bir testti yani en kapitalist ülkelere bile baktığımızda -Amerika'yı örnek verebilirsiniz- yurttaşlarının evlerine çek gönderdiler, biliyorsunuz. Bütün sosyal güvencelerini sağladılar, esnafın dükkânını kapatıldı ama esnafa geliri kadar çekler gönderildi. Siz bunu yapmadınız, yapamadınız; esnaf dükkânını kapattı, iflas etti. Evde kalan esnaf veya evde kalan insanlarımız 3 kuruşa, sizin şu anda "yardım" diye bahsettiğiniz rakamlara muhtaç duruma getirildi.
Bu noktada size önerim şu Sayın Bakanım: Bir sefer, şu "sosyal yardım" bakışından kurtulmanız gerekiyor ve sosyal yardımı da iktidarınızın bir lütfu gösterme bakışından kurtulmamız gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak söylüyorum bunu yani iktidarınız olarak söylemiyorum. Arkadaşlar, hep beraber bu "sosyal yardım" bakışından kurtulmamız gerekir, "sosyal hak" kavramını hayata geçirmemiz gerekir. Sosyal hakkı da kamu hangi noktalarda yapabilir Sayın Bakan? Bakın, temel ihtiyaçlar olarak bakmamız gerekir. Yurttaşların temel ihtiyaçları nedir? Barınmadır, barınma bir haktır Sayın Bakan. Barınmaya bir hak olarak baktığımızda, 100 evi olan yurttaş ile evsiz ve kirada yaşayan yurttaşı aynı kefede göremeyiz yani 100 evi olan yurttaşı daha yüksek bir şekilde vergilendirip kirada olan, hayatta barınmaya, başını sokmaya çalışan yurttaşımıza destek olmamız gerekir. İstanbul'da en mütevazı ev geçen sene bin liraydı, şu anda en mütevazı ev 2 bin liraya çıktı. E, asgari ücretimiz 2.825 lira. "Nasıl ödeyecek o yurttaşımız kirasını?" diye düşünüyor musunuz mesela, var mı böyle bir hedefiniz bütçenizde; barınma hakkı konusunda bir hedefiniz? Yok. Yani "2 bin lira kirayı nasıl ödeyecek?" diye bir hedefiniz yok.
İkinci en önemli ihtiyaç ne Sayın Bakan? Elektrik, su, doğal gaz ve internet yani bunlar artık lüks değil, olmazsa olmaz ihtiyaçlar. Elektrik olmadan hiçbir şey olmuyor, su yaşam için şart, internetsiz bir yaşam artık düşünülemez, doğal gaz veya odun, kömür -her ne derseniz- ısınma da bir ihtiyaç.
Şimdi, kamu olarak biz bu alanda devreye geçebilir miyiz? Bunu bir çalışalım derim. Yani şu anlamda söylüyorum: Düşünün ki 500 metrekarelik bir malikanesi olan bir insan ile 50 metrekare barakası olan insanı aynı tarifeyle ücretlendiriyorsunuz Sayın Bakan. Ben ne diyorum biliyor musunuz? Elektrikte TRT payını kaldırdınız - yüzde 2- yani 200 lira fatura gelirse 4 lira düşürdünüz, 196 lirayı kim ödeyecek ya? Faturaların toplamı bin lira geliyor; doğal gaz, elektrik, internet, su; bin lira. E, bitti asgari ücret, 2 bin lira kira, bin lira faturala. Taş mı yiyecek bu yurttaşlarımız Sayın Bakan. Ne yapalım? Gelin, faturasız yaşama geçelim ama sosyal bir tarifeyle yani ihtiyaç sınırına kadar elektriği ücretsiz verelim mesela yurttaşlarımıza ama ihtiyaç sınırını aşıyorsa da artan oranlı bir tarifeye geçelim yani zenginden alıp yoksula verelim; gelin, yapalım. İhtiyaç sınırına kadar her haneye elektriği ücretsiz sağlayalım, artan oranlarla da yani büyük evi olanlara da artan oranlı tarifeyle yüksek faturaları verelim, zenginden alıp yoksula verelim. Hadi, 10 metreküp suyu bedava yapalım. İhtiyaç ya, su ihtiyaç; 10 metreküp suyu bedava yapalım ama ondan sonraki metreküplerde artan oranlı bir tarifeye geçelim. Yine zenginden alıp yoksula vermiş olalım. Doğal gazı ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz yapalım; yapabiliriz, mümkün. Ondan sonra, yine büyük evde olanlara artan oranlı tarife yapalım.
Bakın, arkadaşlar, yalnızca 100 milyar TL'yle söylediklerimi yapmak mümkün; elektrik, doğal gaz, interneti ücretsiz yapmak mümkün 100 milyar TL'yle. Diyeceksiniz ki: "Kaynak nerede?" Uğur Aydemir soracak: "Kaynak nerede?" Valla, Sayın Bakan, yurt dışı vergi cennetlerine yandaşlarınız 200 milyar dolar kaçırdılar. 200 milyar doları yüzde 30 vergilendirseydiniz kanunda olduğu gibi, 60 milyar dolar ederdi. 60 milyar dolar 600 milyar TL yapıyor -kur yükseldi, 10 lira oldu, farkında mısınız bilmiyorum- 600 milyar TL yapar. Yani böyle vergilendirmeyle zenginden alıp yani yüzde 1'den alıp... Yirmi yıldır yüzde 1'e aktarıyorsunuz, yandaşınıza; artık yandaştan alıp yoksula verme zamanıdır. Elektrik, su, doğal gaz, interneti de ücretsiz yaptık mı, kira desteği de verdik mi; temel ihtiyaçlar...
Başka ne ihtiyaç Sayın Bakan? Bakın, ulaşım bir ihtiyaç. Gelin, şehir içi toplu taşımayı ücretsiz yapalım belediyelerle birlikte; yapabiliriz, yaparız arkadaşlar. Yalnızca 15 milyar TL'yle tüm Türkiye'de bütün şehir içi toplu taşımayı ücretsiz yapabiliriz. Bakın, S-400 füzesi depoda çürüyor. Bir tek S-400 füzesini iade etsek bütün şehir içi toplu taşımaları ücretsiz yapabiliriz. Barışçı politikalarla bunları yapabiliriz Sayın Bakan ama bakın, bütün bütçede rakamlar faize gidiyor, ranta gidiyor, yandaşa gidiyor, savaş politikalarına gidiyor. İşte, bunlardan vazgeçip sosyal politikaları artırabiliriz.
Asgari ücretliden ne istiyorsunuz Sayın Bakan? Siz de sonuç olarak belki de asgari ücretlinin yanındasınızdır, bilmiyorum, beyanda bulunmadınız. Ya, şu asgari ücretliden vergi alıyorsunuz, asgari ücretliden vergi alıyorsunuz ama vallahi vergi cennetlerinden vergi almıyorsunuz, Cengiz'den, yandaşınızdan, şundan bundan vergi almıyorsunuz. Gelin, biraz da onları vergilendirin diyorum ya. Bakın, Bill Gates bile diyor ki, o dünyanın en zengin insanları diyor ki: "Bizi vergilendirin." Niye biliyor musunuz? Misket oyununu bilirsiniz, misket oyununda -ben çocukken oynadım- bütün misketleri bir kişi kazandığında oyun biterdi ama misketler dağıldığı zaman oyun devam ederdi. Bu misketleri dağıtmak lazım. Bu misketlerin hepsi ne oldu yine?
(Gürültüler)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Müdahale etmeyelim hatibe lütfen.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - 5 tane yandaşınızda toplandı, bu misketlerin hepsi 5 yandaşınızda toplandı Sayın Bakan. Cumhurbaşkanını ikna edin, biraz yandaşlarını vergilendirsin, onlardan aldıklarınızla bu sosyal politikaları uygulayın derim.
Sayın Bakan, temel yurttaşlık geliriyle ilgili tek bir beyanda bulunmadınız. Bütün dünya bunu tartışıyor, temel yurttaşlık geliri. Şunu da tartışabiliriz: Kamusal hizmetleri ücretsiz yapalım, para vermeyelim; bunu da tartışabiliriz yani kirayı, elektriği, suyu, doğal gazı, şehir içi ulaşımı ücretsiz yaparsak temel yurttaşlık gelirini çok daha düşürebiliriz ama bir asgari gelire de ihtiyaç var. Yapılması gereken... Şu anda 8 milyon işsizimiz var, öyle değil mi? Ya, bunlara iş de sağlayamıyorsunuz, emeklilikte yaşa takılanları emekli de etmiyorsunuz. Taş mı yiyecekler bu yurttaşlar Sayın Bakan? Bir asgari gelir tanımlamayı düşünür müyüz yurttaşlarımıza? Gelin, her bir yurttaşımıza 2 bin lira asgari gelir sağlayalım, geliri olmayan her bir yurttaşımıza. Bu mümkün biliyor musunuz arkadaşlar? Bu mümkün, bütçe tercihlerini değiştirerek mümkün. Kömür yardımı yapıyorsunuz yakacak olarak, havamızı kirletiyorsunuz. Neden tüm yurttaşlarımıza bir doğal gaz asgari miktarda...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerinizi alalım lütfen.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bitti mi Sayın Başkan? Tamam, toparlıyorum.
Bu havamızı kirletmek yerine, kirli kömür yardımı yapmak yerine neden bir doğal gaz yardımı yapmak, asgari bir metreküp belirleyip... Böyle bir vizyonunuz yok?
Sayın Bakan, madem sürem bitti, son olarak şunu söyleyeyim: Kapıda lüks bir araba bekliyor, 10 milyonluk lüks bir araba bekliyor. 10 milyonluk lüks arabayla buraya geldiniz, 10 milyonluk lüks arabayla gideceksiniz. Sayın Bakan, o arabaya binmeseniz de... Siz mi bindiniz, bilmiyorum. Kimin o lüks araba? Hangi arabayla geldiniz, bilmiyorum. O arabalara binmeyip de sosyal politikaları artırmayı düşünmez misiniz? Mesela, Sayın Cumhurbaşkanının da bin odalı sarayda oturmamasını ve bürokratların çifter maaş almamasını, Sayın Cumhurbaşkanının 140 bin lira maaş almamasını sağlayıp sosyal politikaları artırmayı düşünmez misiniz Sayın Bakan?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Paylan, sürenizi aştınız.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bütçenizde bunlar için, taleplerle ilgili yeterli kaynak yok. Bu talepleri artırmak için tercihleri değiştirmek gerekiyor. Bu konuda size başarılar diliyorum ama önce vizyonunuzu değiştirmeniz gerekiyor Sayın Bakan.