KOMİSYON KONUŞMASI

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Türkiye'de devrede olan toplam santral sayısı -JES'lerin- 60, Aydın'da ise hâlihazırda devrede olan 32 tane jeotermal santral var. 2015'ten bu yana, JES'ler için toplam 34 tane "ÇED Olumlu" kararı verilmişken "ÇED Olumsuz" kararı hiç verilmemiş Sayın Bakan yani Bakanlık, nasıl olmuşsa, toplam 90 JES projesine rağmen tüm raporları uygun bulmuş. "ÇED izinleri Genel Müdürü ne yapar, tahsisten başka görevi nedir?" diye biz de merak ediyoruz.

Jeotermal santraller yenilenebilir enerji kapsamında çevresel anlamda "olumlu bir yatırım" olarak lanse ediliyor olsa da her kaynağın denetimsiz ve olması gerekenden fazla kullanılması hem halk sağlığı hem de çevrenin korunması bağlamında ciddi sorunlara yol açmaktadır. Aydın, Denizli, Manisa ve Muğla çevresinde JES'ler yüzünden sahip olunan kirliliğin artmasının yanı sıra, tarım alanları, meralar, yerleşim alanları ve arkeolojik alanlar tahrip edilirken bunların getirdiği ekonomik yük de giderek artmaktadır. 2020 Temmuz ayında Mera Yönetmeliği'nde yapılan değişikliğe göre, meraların amaçları dışında kullanımına JES'ler için istisna getirilmişti. Meralarda hayvancılık dışında faaliyet yürütülemezken jeotermal kaynaklı teknolojik seralar için meralar kullanılabilecek. Tarım alanları ve meralar bir bir tüketilirken gıda, su, hava ve toprak, şirketlerin kâr elde etmesi için kirletilmektedir. Bu kapsamda, JES'lerin ÇED raporları değerlendirilirken projenin tekil bazda değil, bütünsel olarak değerlendirmesi yapılacak mıdır? Şimdiye kadar JES'ler için verilen "ÇED Olumlu" kararlarında projelerin yüzde kaçı tarım alanı içerisindedir? Şimdiye kadar JES projeleri için kaç tane merada tahsis değişikliği yapılmıştır? Temmuz ayında yapılan Mera Yönetmeliği'nde değişiklik sonrasında kaç merada tahsis değişikliği yapılmıştır? Jeotermal santrallere ilişkin ölçümlerde hangi bölgelerde mevzuatın sınır değerleri dışında değerler tespit edilmiştir? Son bir yılda jeotermal santrallere ilişkin kaç tesise ceza verilmiştir ve verilen cezaların toplam miktarı ne kadardır?

Sayın Bakan, denetlenemeyen maden ocaklarının Çine'de, Bozdoğan'da, Söke'de ve Aydın genelinde çevreye ve doğaya verdiği zarar konusunda bir çalışmanız bulunmakta mıdır? Aydın ilinde kayıtlı 2.700 arıcı ve 365 bin arılı kovan var, dışarıdan gelenlerle birlikte bu arı kovanı sayısı yaklaşık 3 milyonu buluyor. Geçtiğimiz yıllarda 4-5 kez sağım yapılırken bu yıl sadece 1 kez yapılabildi. Bunun nedenleri arasında kuraklık ve orman yangınları yer alsa da baştaki sebeplerden biri de Aydın'daki madenlerdir. Madenlerin tahrip ettiği ağaçlar, madenlerden çıkan tozun tahrip ettiği bitki çeşitliliği, kullanılan patlayıcılar gibi nedenlerle bal üretimi günden güne azalmaktadır; bir an önce bununla ilgili bir planlama mutlaka yapılmalıdır.

Sayın Bakan, bölgelerin ihtiyaçları tespit edilerek, rezervuar tespitleri yapılarak JES'lerle ilgili bütüncül havza planları oluşturacak mısınız? Jeotermal enerji kaynaklarının işletiminde deşarj sisteminin yasaklanmasına ilişkin bir girişiminiz olacak mı?

Sayın Bakan, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının finansal desteğiyle, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Aydın, Denizli ve Manisa illerinin çalışma alanı olarak belirlendiği bir proje yürütülmüştü. Bu kapsamda, Türkiye'de Jeotermal Kaynakların Kümülatif Etki Değerlendirmesi Raporu ocak ayında kamuoyuyla paylaşılmıştı. Çalışma kapsamında Germencik, Kuyucak ve Gencelli mevkilerinde mobil analiz aracıyla atmosferdeki PM10, kükürtdioksit, azotdioksit ve hidrojen sülfür seviyeleri ölçülmüştü. Yönetmelikteki sınır değeri olan 50 mikrogram/metreküpün Germencik ve Kuyucak'ta aşıldığı görülmektedir. Bölgedeki söz konusu santrallerden kaynaklı hava kirliliğini izlemeye elverişli noktalarda izleme istasyonları kurmaya, istasyon sayısını ve izleme sürelerini artırmaya yönelik yatırımlarınız olacak mıdır?

Öncelikle, bu yöntemlerle yapılan kümülatif etki değerlendirmelerinde raporları hazırlayan ÇED firmalarının proje sahibiyle yaptığı ticari sözleşme kapsamında objektif olarak kirlilik yükünü ortaya çıkarmaları mümkün olmamaktadır. Kümülatif etki değerlendirmelerinde beyan usulü denilebilecek bir yöntem kullanılmaktadır. Sayın Bakan, yurttaşların ve firmaların erişebileceği bir veri paylaşım sistemi oluşturacak mısınız?

Teşekkür ederim.