BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ederim.

Değerli arkadaşlar, öncelikle bu usul tartışmasını ben faydalı bulduğumu söyleyeyim. Yani dün bayağı hararetli bir kapanış yaşadık, onun sonrasında böyle bir usul tartışmasının faydalı olduğunu ifade etmek istiyorum. Katkıda bulunan bütün arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum.

Dün de söylemeye çalıştım, burası tabii ki bir hesap verme yeri, hesap verebilirlik ortamı, bunu da bütün gruplarımız yapacaklar, fikirlerini ifade edecekler; Hükûmete yönelik eleştirilerini, bazen ağır eleştirilerini ifade edecekler, bunda hiçbir problem görmüyorum doğrusu. Ama "hesap verebilirlik" derken burası bir mahkeme de değil değerli arkadaşlar. Hesap sormak da hakaret etmek değil. Bu çizgilere de hepimizin dikkat etmesi gerekiyor. En sert eleştirilerimizi dahi uygun bir üslupla her zaman yapabiliriz ve çok güzel de yapan arkadaşlarımız var, onu da ifade etmek isterim.

Burada zaman zaman gruplardan, zaman zaman Sayın Bakanlarımızdan, zaman zaman benden, herkesten, hepimizden kaynaklanan yanlışlar olabilir, eksikler olabilir, hatalar olabilir. Dün de ifade ettim, siyaset steril bir ortam değil. Zaman zaman siyasi polemikler de yaşanabilir, hararetli birtakım tartışmalar da yaşanabilir; oralarda da mümkün olduğunca hep birlikte bu ortamın seviyesini korumak durumundayız. Bana da sorumluluk düşüyor elbette, gruplarımıza da Hükûmetimize de herkese bu anlamda sorumluluk düştüğünü ifade etmek isterim. Bu konularda temiz bir dil kullanmak İç Tüzük'ümüzün gereği zaten. Bunu her ortamda birbirimize hatırlatmakta ben fayda görüyorum.

Siyasetçi olma, olmama meselesini arkadaşlarımız ifade ettiler. Ben de bu konudaki tutumumu daha önce ifade etmiştim. Tekrarlamak istiyorum: Bakanlık makamı özü itibarıyla siyasi bir makamdır; atanmış da olsa seçilmiş de olsa Meclisimize gelip yemin etmektedirler, dokunulmazlıkları vardır, görevlerinden dolayı bir sorun çıktığında Yüce Divana gitmektedirler, eski bakanların hukuki şartları neyse aynı şartlara sahiptirler, siyasi bir ekibin parçasıdır bakanlar, halka taahhüt edilmiş siyasi bir programı hayata geçirmek üzere görev üstlenmişlerdir. Dolayısıyla, bakanlara "Siyaset yapma." demenin ben doğru olmadığını düşünüyorum. Üslubunu eleştirebilirsiniz, politikalarını eleştirebilirsiniz, ona benim söyleyebileceğim bir şey yok.

Diğer taraftan, Komisyon Başkanı olarak mümkün olduğunca içeriğe girmemeye çalışıyorum, usulü hatırlatıyorum. Burada bir eksiğim varsa lütfen beni uyarın, ben da daha iyisini yapmaya gayret edeyim, bundan memnuniyet duyarım. Ama içeriği belirlememi istiyorsanız sizin için de bir grup için de Sayın Bakanlar için de ben bunu yapamam, herkes kendi içeriğinden sorumludur; kendi kelimelerinden, kendi yaklaşımından sorumludur, Komisyon Başkanı olarak buna giremem. Çok temel birtakım meselelerde Anayasa ve İç Tüzük gereği müdahil olmam gereken tartışmalar dışında içerik tartışmasına benim girmem doğru bir yaklaşım olmaz. Şunu bir arkadaşımız teklif etti, ben de uygun görüyorum eğer tabii gruplarımızın sözcüleri de uygun görürlerse -aşağı yukarı ortasına geldik müzakerelerin- herkes için uygun olan bir zamanda grup sözcüleriyle bir araya gelip bu konuları daha detaylı bir şekilde kendi aramızda tartışmamızda ben de fayda görüyorum doğrusu. Böylece bu tartışmayı da noktalamak istiyorum. Bir arkadaşımızın da dediği gibi bugün yeni bir gün artık. Bugün yeni konuları tartışacağız.

Sayın Elvan'a söz vereceğim ama söz vermeden önce de teşrif eden Sayın Bakan Yardımcılarımızı, bürokratlarımızı da Komisyon olarak tanımak istiyoruz.

Buyurun lütfen.

(Bürokratlar kendilerini tanıttı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Arka taraflarda da ekrandan bizi izleyen çok sayıda bürokrat arkadaşımız var. Onlara da "Hoş geldiniz." diyorum; tanıma imkânımız yok, bu salonda değiller.

Sayın Kuşoğlu, sizin kısa bir söz talebiniz var.

Buyurun lütfen.