| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Komisyonun 16/11/2021 tarihli 16'ncı Toplantısı'ndaki usule; bütçe görüşmelerinde sorulan sorulara Bakanlıklardan gelecek cevapların zamanına ve görüşmelerde kullanılan dil ve üsluba ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 17 .11.2021 |
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar, benim cevap vermem gerekiyor. Çok sayıda talep var ama artık kifayetimüzakere demek istiyorum. Bugün yeni bir gün, yeni bir tartışmaya da gireceğiz, Bakanımız da bekliyor. Ben rica ediyorum, ben cevaplayacağım zaten bu eleştirileri eğer çekebilirseniz söz taleplerini -AK PARTİ Grubuna söylüyorum- memnun olurum çünkü vakit açısından cevap verip geçeceğiz.
Değerli arkadaşlar, şimdi, dün bir ara verdim ben sonra saat 14.00'te tekrar devam edeceğiz diye ilan ettim. Saat 14.00'te buraya geldik, salonda maalesef çok az arkadaşımız vardı. Var olan arkadaşlarımıza ben ısrarla söz vererek yaklaşık saat üç buçuğa kadar bu süreci devam ettirdim. O esnada maalesef -ben de ilk defa karşılaşıyorum- sadece HDP Grubundan değil -belki en fazla siz itiraz ediyorsunuz ama- Cumhuriyet Halk Partisi Grubundan da İYİ Parti Grubundan da sorumlu arkadaşlarımızın önemli bir kısmı burada bulunmuyorlardı; bulunanlara ben ısrarla söz talepleri olup olmadığını sordum; kimse istemedi. İsteyenlere söz verdim. Döndüm, Milliyetçi Hareket Partisinden arkadaşlarımıza söz verdim, Adalet ve Kalkınma Partisinden arkadaşlarımıza söz verdim ve önemli bir süreyi bu şekilde geçirdik. Defalarca -bu aralarda- "Bakın, söz talebi olmazsa ben soru-cevaba geçmek durumundayım." diye ikaz ettim. Burada arkadaşlarımız vardı, hem Cumhuriyet Halk Partisinden hem HDP'den hem de İYİ Partiden. Şunu varsaydım ben: Bu arkadaşlarımız, kendi gruplarını mutlaka uyarmışlardır. "Bakın böyle bir gidişat var, gelin." diye ikaz etmişlerdir diye varsaydım. Danışman arkadaşlarımız var, -az önce bir arkadaşımız söyledi- onlar ikaz etmişlerdir diye varsaydım. Ara verseydim daha fazla vakit... Beş dakika ara verirdim, ben bundan daha fazlasını yaptım. Yaklaşık bir saat bu şekilde devam etti ama maalesef, arkadaşlarımız buraya gelmediler. Kusura bakmayın ama "hem suçlu, hem güçlü" diye bir söz vardır toplumda. Plan ve Bütçe devam ederken kural olarak herkesin burada bulunması gerekir, özellikle de sorumlu arkadaşlarımızın burada bulunmaları gerekir. Burada bulunmuyorlarsa -olabilir, bazı arkadaşlarımızın dediği gibi bir sağlık gerekçesi olabilir, insanız, ani bir durum olabilir- bu durumda ben de Komisyon Başkanı olarak arkadaşlarımızdan şunu bekliyorum: Gelsinler bana "Bakın, böyle bir mazeretimiz var, biz gidiyoruz, şu saatte dönmek durumundayız, o saatten önce bir şey olursa bir ara verirseniz memnun oluruz." desinler, beni uyarsınlar. Hiçbir arkadaşımız gelip Komisyon Başkanlığına böyle bir bilgi vermedi, burada olmamasının gerekçesini bana izah etmedi.
Bakın, değerli arkadaşlar, Plan ve Bütçe Komisyonu çalışmak durumunda olan bir Komisyon ve birinci işimiz bizim burada bulunmak. Grup toplantıları elbette önemli, diğer çalışmalar elbette önemli ama -bütün gruplar için söylüyorum, yanlış anlamayın- burada Plan ve Bütçe sıraları boş kalıyorsa benim de bir Başkan olarak herkese, bir şekilde burada bulunmaları gerektiğini hatırlatmam lazım. Hepimizin ortak sorumluluğu bu ve bunu yapan ben değilim, kusura bakmayın. "Buraya gelmeyin." diyen ben değilim, bir buçuk saat boyunca burada olmayan da ben değilim. Bunun suçunu, kabahatini, faturasını Başkanlık olarak...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir buçuk saat değil Başkanım, yalnızca yarım saat.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir saniye...
Bunu bir fırsatçılık gibi değerlendirenleri de ben kınıyorum, kusura bakmayın. Fırsatçılık gibi değerlendirenleri de ben kınıyorum, öyle şey olmaz.
Değerli arkadaşlar, diğer taraftan, dünkü görüşmemiz yaklaşık altı buçuk saat sürmüştür. Sanki, Bakanlık hiç görüşülmedi, kimse konuşmadı gibi bir izlenim oluşturuluyor; bu da söz konusu değil. Yaklaşık altı buçuk saat müzakere edilmiştir Bakanlık ve bütün gruplar söz almışlardır. Bütün gruplardan arkadaşlarımız, -yanlış hatırlamıyorsam 19 civarında, soru-cevap hariç, diğer bölümler hariç- 19 arkadaşımız hem grupları adına konuşmuşlardır hem de şahısları adına konuşmalar yapmışlardır. Daha fazla konuşma olmasından ben sadece memnuniyet duyardım, onu da ifade edeyim. Hiçbir şekilde, hiç kimsenin konuşmaması gibi bir amacımız yoktur. Böyle düşünenler varsa ben onları kınıyorum doğrusu. Hiçbir şekilde böyle bir fikrimiz yok, olsa bugüne kadarki uygulamamız ortada. Günü geldiğinde 70 civarında arkadaşımıza söz verdik, konuşmalarını yaptılar; bundan da hiçbir zaman gocunmadık, gocunmayız da.
Arkadaşlarımız bazı öneriler yaptılar, benim de teklifim şu: Burada, karşılıklı iki şey var. Grupların, özellikle, grup sözcülerinin bu salonda mümkün mertebe bulunması; bulunmuyorlarsa bir temas noktası gibi, bir arkadaşımızı görevlendirmelerinin, usulü bilen, bu Bütçeyi bilen bir arkadaşımızın sürekli bir şekilde salonda olmasının ben önemli olduğunu düşünüyorum. Tavsiye olarak söylüyorum, dinler ya da dinlemez arkadaşlarımızın kendi takdiridir ama böyle bir uygulamanın faydalı olacağına inanıyorum. Ayrıldıkları zaman bana bilgi verirlerse bunun da faydalı olacağını düşünüyorum. Ben de Başkan olarak bu anlamda hassasiyet göstermeye azami gayret edeceğim; onu da ifade edeyim. Bu bir partiyle ilgili değil, bir grupla ilgili değil, bütün grupların bu bütçe sürecinde burada bulunması ve katkıda bulunması gerekir. Takdir edersiniz ki hiçbir uygulama yapmadığınız zaman da o zaman hiç kimse burada bulunmasın, biz sürekli aralar verelim; böyle bir uygulamayı da Bütçe Komisyonumuzda kusura bakmayın, yapamayız.
Diğer taraftan, değerli arkadaşlar, bazı eleştiriler oldu sorulara cevaplar konusunda; onları takip ediyoruz, yazılı olarak da bakanlıklarımıza yeri geldiğinde yazılar yazıyoruz, sözlü olarak da bakanlarımızdan rica ediyoruz bu sorulara cevap konusunda. Tabii ki içeriğini biz belirleyemeyiz Komisyon olarak, her Bakanın kendi takdiridir nasıl cevap vereceği; ona bir şey diyemeyiz ama eksik bir soru varsa bunlara cevap vermeleri konusunda uyarmaya devam ederiz. Bu teklifiniz konusunda yani soruları Komisyon belirlesin... Ona ben teknik bir çalışma yaptırdım, size de göndereceğim. Arkadaşlarımız "Teknik olarak bu işi yapamayız." diyorlar, yani söyledikleri bu.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Niye yapamasınlar?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bakanlıklar ve gruplar bu işi yapabilirler. Ha, bizi bir haberdar ederseniz biz de ilgililere bunu iletiriz tekrar, eksik bir şey varsa düzeltiriz.
Son güne doğru giderken, süreleri biraz daha kısaltma konusunu değerlendirelim... Ya, makul bir teklif gibi görünüyor, muhalefet şerhi açısından önemli gerçekten bazı sorulara cevap almanız. Bu açıdan bakanlarımıza gerekirse bir yazı daha yazarız ve daha da hızlandırma yönünde biz de Komisyon olarak devreye gireriz.
Bu atışmalar konusunda, üslup konusunda da müsaadenizle birkaç şey söylemek isterim: Değerli arkadaşlar, temiz bir dil kullanmak, uygun bir dil kullanmak, uygun bir üslup kullanmak hepimizin sorumluluğunda; tek tek tüm milletvekillerimizin ve gruplarımızın İç Tüzük'ümüz gereği de hepimizin böyle yapması gerekiyor. Hep söylüyorum, tekrarlayacağım. Demokratik bir ülkedeyiz, farklı partiler var, elbette farklı görüşler var öyle olmasa herhâlde farklı partiler olmazdı. Dolayısıyla, burada farklı görüşler ifade edilecek, bazen en ağır eleştiriler ifade edilecek; ben bunda hiçbir problem görmüyorum. Bu olacak, demokrasinin bir gereği ama her eleştiren de kendi eleştirilerine cevap verildiği zaman bunu da içine sindirecek. Yani ben eleştirdim, bırakırım ortada diye bir anlayış da olamaz; karşı eleştiriler de olacak elbette, bazen ağır reaksiyonlar da olacak. Bunu da herkesin tolere etmesi gerekir, demokratik anlayış bunu gerektirir. Ha, burada sınırımız nedir? Kişiselleştirmemek, hakaret etmemek, temel bir takım değerleri çiğnememek. Bunu yapmak durumundayız ve bu konuda hepimizin hassasiyet göstermesi lazım. Siyasi bir ortamdayız, zaman zaman elbette polemikler olacak, elbette hararet yükselecek. Siyasetin tabiatında bu var, çok steril bir ortam değil siyaset. Hemen bir alınganlık, hemen bir kırgınlık göstermeyi de ben doğru bulmuyorum açıkçası. Burada ortak bir çalışma yapıyoruz, ortak bir sorumluluğumuz var. Dolayısıyla, bütün gruplardan, bütün üyelerimizden benim de ricam. Değerli arkadaşlar, her türlü fikri söyleyelim, her türlü eleştiriyi yapalım, birbirimizi eleştirelim, politikalarımızı eleştirelim ama kişiselleştirmeyelim ve hakaret etmeyelim, kötü bir üslup kullanmayalım. Buna da yürekten inanıyorum, her türlü fikir, uygun bir üslupla dile getirilir; uygun bir üslup kullandığınız sürece her türlü fikri dile getirirsiniz. Bazen belki konuşmanın heyecanından, bazen başka sebeplerle farklı şeyler söylenebiliyor. Ben de yanlış yapabiliyorum bazen, başka bir arkadaşımız da yanlış yapabiliyor ama biz birlikte çalışmaya devam etmek durumundayız. Bu konuda herkesin daha dikkatli olması gerektiğini söylüyorum. Bir şey olduğu zaman da mümkünse siz cevap vermek yerine beni uyarırsanız... Benim uyarmam lazım uygun bir dil kullanılmadığı zaman, uygun bir üslup kullanılmadığı zaman ama ben de bazen atlayabilirim. Öyle bir durum olduğunda da beni uyarın lütfen, Başkanlık Divanı olarak beni uyarın ben de gerekli uyarıları yapayım. Hepimiz bu konuda hassas olmalıyız diye inanıyorum. Genel itibarıyla da bu hassasiyetin olduğunu görüyorum; onu da söyleyeyim. Genel itibarıyla ben bir problem görmüyorum ama zaman zaman, noktasal diyelim, birtakım sorunlar yaşıyoruz; bunları da hep birlikte aşmak durumundayız.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, kısa bir şey söyleyebilir miyim?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun, son olsun lütfen.