GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, son olarak söyleyeceğim. Yani Ekrem Bey'le ilgili sorunumuz şu: Şimdi, ben, burada Sayın Bakanı eleştireceğim değil mi, Sayın Mehmet Muş'u? Niye? Çünkü tercihleriyle ilgili eksik gördüğüm yerleri eleştireceğim, doğru gördüğüm yerlerde kendisine teşekkür edeceğim. Şimdi, bu bakış devlete saldırmak mı, devleti küçük görmek mi, devleti hakir görmek mi veya devlete kin nefret kusmak mı? Değil. Ekrem Bey'in bakışı bu çünkü orada oturan kişiyi...

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Öyle bir şey yok.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ekrem Bey bitireyim, müsaade edin. Bak, yine müsaade etmiyor, görüyor musunuz Sayın Başkanım? Kafası öyle çünkü, böyle...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ekrem Bey...

Şimdi, siz de Garo Bey çok kişiselleştirmeyin lütfen.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır ama yine müsaade etmiyor. Anlaması için söyleyeceğim, bakın, yine müsaade etmiyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sonra bunu bir değerlendirelim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Bakan devlet değil, yürütmenin bir Bakanı yani orada oturan kişiyi devlet olarak görmek sıkıntıdır. Bakın, 90'lı yıllarda da bu ülkede üniversiteye başörtüsü yasağı getirildi. Orada oturan kişi bunu savunuyordu. Şimdi, orada oturan kişiye "Efendim, başörtüsü yasağı yanlıştır." dediğimizde devlete saldırmak olarak görseydi o günkü vekiller, yanlış yapmış olurlardı. Biz de yalnızca halkın bize verdiği güçle yürütmeyi eleştiriyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ya, Garo Bey, rica ediyorum... Teşekkür ediyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ve devletimizin daha demokratik olması için mücadele veriyoruz. Bu açıdan...