| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 17 .11.2021 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ticaret Bakanlığı bütçesini konuşacağız. Sayın Bakanı dinledik. Temel fıkrası var "Döndüm yine Rize'ye" diye nakaratlarla devam eder, onu anlatacak vakit yok ama Sayın Bakan bilir bu fıkrayı; Temel o fıkrada İstanbul'a hiç gitmez, Sayın Bakan da hiç ithalata yanaşmadı, ihracatı anlattı bize. Doğru, Türkiye'de ihracat arttı ama nasıl arttı? Bu, bir model arkadaşlar, bu sistem bir tercih.
İşte, bir büyüme modeli seçmişsiniz, dışarıdan borç aldınız. Bulunduğunuz yirmi senede 530 milyar dolar cari açık var toplam, dışarıdan alınmış para. Bugün Sayın Cumhurbaşkanı nastan söz etti, faiz haram filan ama bu paraların tamamı dışarıdan faizle gelen paralardır, aldınız. 450 milyar dolar da yüksek faizle, dünyanın en yüksek faiziyle alınmış para yani "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!" diye size sorarlar, ben de soruyorum. Neyse, böyle bir modeliniz var, oradan para alıyorsunuz, betona gömüyorsunuz; buradan da yandaşta, işte, 5-6 tane müteahhitte, o çevrede dönen bir ekonominiz var. Bu ekonominin şimdiki ayağı ihracat.
Nedir bu ihracat? Arkadaşlar, bu ihracat ucuz emek sömürüsüne dayalı, yoksulluğu artırıcı bir ihracat. Size bir örnek vereyim: Bakın, benim bölgemde, Karadeniz'de somon balığı üretiliyor ve müthiş bir şekilde dışarıya, her tarafa satılıyor, büyük de para geliyor, Sayın Bakanımız bilir. Bakın, kilosu 3-4 dolar civarında dışarıya gidiyor. Türkiye'de de hiç kimse yemiyor bu balığı, yiyemiyor yani yiyenler var da o bölgede kimse yemiyor, 160-170 lira kilosu Sayın Bakanım. Dolayısıyla, yeme şansı, böyle bir şey söz konusu değil. Ne oluyor? Çevre kirleniyor. İşte, orada, liman yerlerinde gariban Gürcü ve Afgan işçiler asgari ücretin altında çalışıyor, sömürülüyor; böyle bir sistem yani gerçekten insanın sömürülmesine dayalı bir ihracat sistemi. Bu sistem sürdürülebilir bir şey de değil. Sanıyorsunuz ki bundan dolayı ihracat artacak, çok dolar gelecek, dolayısıyla bollaşacak, azalacak, cari açığı da her şeyi de çözeceğiz filan. Öyle değil arkadaşlar, çözülmüyor.
Bakın, ben dün akşam bu çalışmayı hazırlarken birtakım rakamlar çıkardım; bugün o rakamlar ne oldu size vereyim. 1 Ocak 2021'de 1 dolar 7,43 TL Sayın Bakanım. Dün, 16 Kasımda ben bunu hazırlarken 10,30'du, şu anda kaç? 10,50 herhâlde, gitti. Ne oldu? Bakın, kısa bir şey... 450 milyar dolar civarında dış borcumuz var. Bu 3 TL'ye yakın, Doların 3 TL'ye yakın, artması dolayısıyla bu borç için 1 trilyon 300 milyar TL civarında paraya ihtiyaç... Yani yükümlülüklerimiz bu bir sene içinde -bu doların 3 lira artması dolayısıyla- 1 trilyon 300 milyar TL oldu.
Başka yükümlülüklerimiz de var, KÖİ'lerden filan kaynaklanan yükümlülüklerimiz; onları topladığınız zaman -500 milyar TL de oradan geliyor- 1 trilyon 800 milyar TL yükümlülüklerimiz arttı. Bütçemiz kaç lira Sayın Bakanım? Bütçemiz 1 trilyon 750 milyar.
Yani biz, şimdi, bütçe görüşüyoruz burada Sayın Muş, Sayın Bakan ama böyle bir bütçe yok, çoktan uçtu gitti. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanı bağırıyor çağırıyor "Bay Kemal, şuraya buraya, Gezicilere mezicilere gidiyor." ama öyle değil. Bakın, sistemin içindesiniz. "Serbest piyasa sistemi" diyorsunuz. Buradan çıktınız mı? Çıkmadınız. Niye milleti aldatıyorsunuz kardeşim? Bu sistemde bu iş böyle yürüyor. Yapmazsanız netice de böyle olur. Kaç kere oldu bu yani? Yeni değil ki. Bunların bedelini de bu millet ödemeye devam ediyor değerli arkadaşlarım.
Bakın, Sayın Bakanım, bu bütçede 270 milyar TL borç alınacağı yazıyor. Ya, bir sene içinde ödeyeceğiniz bu dış borçlardan, 169 milyar dolar bir sene içindeki yükümlülüklerimiz. Sadece buradan dolayı bize gelen 800 milyar TL gibi bir paradır. Nereden bu paralar? Bütçe uçtu gitti. Yani konuşuyorsunuz ama işler dediğiniz gibi değil maalesef, öyle değil.
Bakın, değerli arkadaşlarım, Türkiye bu ihracatı da kaça yapıyor? Bu somon balığı 3 dolara gidiyor, içeride 160. Bu, tişört için de her şey için de aynı şekilde. Türkiye'nin malları ucuzluyor ve kapıyorlar. Bakın "Güven, güven." diye manşet atmış yandaş gazete; BBVA'da önceki gün olanlar. Ya, BBVA Garanti Bankası hisseleri sıfırlandı da öyle alıyor. Kaç liraydı, şimdi kaç lira? Yarı fiyatına düştü. Bütün varlıklarımız yarı fiyatına -"Başkalarına peşkeş çekiliyor." demeyelim ama- kelepir bir şekilde yağmalanıyor, bunun sorumlusu sizsiniz değerli arkadaşlarım.
Bakın Sayın Bakan, Sayın Cumhurbaşkanı pahalılıktan, fahiş fiyatlardan dem vurdu ve bunun için de suçlular aradı; bunun suçlusu sizsiniz. Daha birkaç gün evvel Tarım Bakanlığı konuştu, gıda fiyatları... Ya, tarıma hakkı olan desteği vermediniz ki. Neoliberal politikalar dolayısıyla Türk tarımını bitirdiniz. Bunun en temel sebebi budur. Ama başkalarını arama ustalığı mevcut Sayın Cumhurbaşkanımızda. Suçu başkalarına rahat bir şekilde atabiliyor. Burada da başkalarını arıyoruz.
Efendim, market zincirler... Bu market zincirler kimdir? Sizin çıkardığınız bir yasa var Sayın Bakanım. Sizin çıkardığınız yasada, bu market zincirlerinin hallere falan uğramadan direkt olarak üreticiden mal alma... Ucuzlayacak diye verdiniz. Hayır, öyle değil. Bunlar da tekel kurdular. 30 bin market nereden çıktı? Zincir marketler?
AVM'ler ayrı bir şey yani AVM'ler de müthiş bir rant aracı, onu ayrı bir şey yapıyorum, asnafın bitmesindeki rolü... AVM'lerle ilgili bakın, sizin Hükûmetinizin kurulduğu 2003-2004 yıllarında Sayın Ali Bey... Ali ağabeyin soyadı neydi? Söyleyin, Ticaret Bakanı...
TİCARET BAKANI MEHMET MUŞ - Ali Coşkun.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ali Coşkun. AVM yasası çıkarmaya çalıştı gariban, Ali Coşkun gitti. Başka kimse de çıkaramadı böyle bir şey. Dolayısıyla da Sayın Cumhurbaşkanı sağda solda, Gezicilerde falan arıyor. Hayır, sizin yaptıklarınızdan kaynaklandı bütün bunlar.
Şimdi, Rekabet Kurulunun da önünde bir sürü dosya var, bu dosyalarla ilgili hiçbir şey yapmıyor. Apar topar bu adamların peşine düşüyor: "Şu kadar milyar kestim." Algı oluşturuyor. Rekabet Kurulunun görevi Sayın Başkan, algı oluşturmak değil. Bakın, bir iş yapıldı, şehir hastanelerindeki hizmetler bir yabancı firmaya Rönesans Holding tarafından devredildi. Onun işlemleri yapılırken sitenize koymadınız çünkü böyle bir şeyin yapılmasını, yabancılara satılmasının duyulmasını istemediniz. Siz, bu ülkenin kuruluşlarısınız, böyle Hükûmete falan da hizmet etmiyorsunuz. Burada, bu millete zarar veriyorsunuz, göreviniz başka bir şey. Bakın, elinizde bir sürü dosya var, bir tanesini sonuçlandıramadınız, 20 küsur daha evvel başlamış. Niye hemen zincirlerle ilgili başladı? Böyle fiyat falan düşmez.
Bir de kooperatifler falan keşfedildi Sayın Bakanım; iyi, güzel de bu kooperatifleri bu hâle getiren de gene sizsiniz.
Tarım Kredi Kooperatifleriyle ilgili de bir şey söyleyeceğim: Bu Sayın Başkanı sağda solda hepimizi suçluyor, bazı arkadaşları mahkemeye vermiş -"Poyraz" değil mi soyadı o arkadaşın?- eski milletvekili arkadaşımız. Niye şey yapıyor? İşte, bu arkadaş yüksek birkaç tane maaş almakla suçlandı "Hayır, ben o kadar almıyorum. Kendi şeyimi alıyorum, sadece bir yerden para alıyorum, bir de vakıftan alıyorum; toptan, aldığım 60 bin lira." ama ondan sonra dedi ki: "Ama biz işçi statüsündeyiz -bu çok önemli- ikramiyeler var." Bu ikramiyeler ayrı. Ha, ne kadar? Sayın Bakan, bu ikramiyeleri belki siz biliyorsunuz, açıklarsınız. Başka bir şey daha var: Evet, kanun "Bir kamu görevlisi birden fazla görevlendirme yapılıyorsa sadece bir yerden alır." diyor ama yüzde 50'den fazla iştiraki olan yerlerde. Yüzde 50'nin altında iştiraki olan yerlerden ne alıyor? Yurt dışı iştiraklerinden ne alıyor? Bilmiyoruz. Bunlar da ayrı konular değerli arkadaşlarım.
Şimdi, tekrar şeye dönüyoruz: Bu nereye gidiyor arkadaşlar? Bu gidiş gerçekten nereye? Bakın, siz iki ay evvel OVP'yi açıklarken -orta vadeli programı açıklarken- 2021'de 8,3; 2022'de 9,7; 2023'te 9,77; 2024'te, sonunda 10,27 diye dolar fiyatı açıkladınız, şu anda 10,5. "Bu gidiş nereye değerli arkadaşlarım?" diye bir soru var ve herkes soruyor.
OTURUM BAŞKAN ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Bekaroğlu, lütfen tamamlar mısınız.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bitiriyorum, birkaç cümle...
Bana öyle geliyor ki bu gidiş -yani Türkiye- ciddi bir ödeme krizine, döviz krizine, kur krizine, banka krizine, büyük bir ekonomik krize doğru gidiyor ve korkarım, bu, IMF anlaşmasına doğru sizi götürecek.
Bakın, şu anda, hem 238 milyar dolar civarında olan bankacılık sektörü ve reel sektör borcu ödeyecek durumda değildir; gidiyor, hepsi çöküyor. Aynen 2001'de olduğu gibi IMF anlaşması... Sonra, o zaman nasıl bankaların 45 milyar dolar borcunu Hazine devraldıysa, bu borçları devralarak yine milletin üzerine yükleyeceksiniz ama bu millete "Gezi" diyeceksiniz, "Şunlar geldi, dış düşmanlar falan geldi."
OTURUM BAŞKAN ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Son bir cümlem: Bir de ayetler okuyor, lütfen ayetler okumasın, Sayın Cumhurbaşkanına söyleyin. Nas falan... Nas'la ilgili değil bu işler, bu işler yeşil parayla ilgilidir. Bırakın ya, bu din kalsın bir tarafta ya! Bir zaman gelir, lazım olur herkese.
Teşekkür ederim.