| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 18 .11.2021 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, sayın bürokratlar, basının değerli emekçileri ve bu salonda bizlere hizmet eden değerli emekçi kardeşlerim; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, biliyorsunuz, bütçe hakkı milletindir ve demokratik ülkelerde bütçe hakkını Meclis kullanır. Biz de 84 milyon yurttaşımızdan toplanan verginin hesabını sormak için buradayız. Sayın Bakanın gelecek yıl yapacağı harcamaların hesabını sormak ve bununla ilgili eleştirilerimizi yapmak için buradayız. Biz, bu iktidarın tercihlerinin yanlış olduğunu düşünüyoruz ve bu eleştirilerimizi de Sayın Bakana yapacağız. Sayın Bakan maalesef geçen yıl da bu konuda bir sabır gösterememişti ve bir hesap vermemeyi tercih etmişti, milletvekillerini dinlememeyi tercih etmişti. Bu yıl da benzer bir tercih içinde olduğu görüyoruz. Oysa Bakanlar buraya hesap vermeye geliyor Sayın Başkan ve bu hesabın da etkin bir şekilde verilmesi için sizi de sorumluluğa davet ediyorum. Bu hesabın verilmesi konusunda etkin takip yapmanızı rica ediyorum sizden.
Sayın Bakan, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarından ve hatta mültecilerden toplanan vergiyi harcıyorsunuz ve çok büyük bir vergiyi, bütçeyi kullanıyorsunuz. Sizin göreviniz insanları, yükleri ve bilgiyi etkin bir şekilde, en etkin şekilde bir yerden bir yere ulaştırmak. Bu konudaki bazı tercihlerinizin hatalı olduğunu düşünüyoruz çünkü dünya değişiyor Sayın Bakan. Bakın, biz Sanayi Devrimi'ni kaçırmış bir ülkeyiz, teknoloji devriminde de maalesef nal topladık. Şimdi, dünya Yeşil Devrim'i konuşuyor ve ulaşım konusunda da yeni bir perspektif var, yeni bir paradigma var. Artık yükleri... Ben Antalya'da domates üreteyim, o yükü Türkiye'nin her yerine yayayım diye bir bakış artık dünyada yok. Tam tersine yerinde üretim, yerinde tüketim üzerine bir bakış var. Bununla ilgili iktidarınızın da yeni bir bakışa ulaşması gerekir diye düşünüyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Garo Bey tam bir sessizlik istiyor arkadaşlar, mümkün mertebe yardımcı olursanız sevinirim.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yok, insicamım bozuluyor.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Aynı şeyi biz de ondan bekliyoruz hatta ben konuşurken arkasını dönmüştü Sayın Başkan.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Haklısınız.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Aynı şeyi biz de Garo Bey'den bekliyoruz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Haklısınız katılıyorum.
Sayın Bakan, bu anlamda yeni dönemi yani Yeşil Devrim'i anlayan bir perspektif ortaya koymadınız maalesef. On yıl öncenin bir vizyonuyla "Efendim, biz havalimanı yapıyoruz, köprü yapıyoruz, yol yapıyoruz; oradan oraya götürüyoruz." diyorsunuz ama şimdi acaba bu yaptığınız yollar ekolojik yaşamı nasıl etkiliyor veya o yolların üzerinden mazot yakan arabalar ve kamyonlar geçtiğinde ekolojimiz nasıl etkileniyor, bununla ilgili herhangi bir şey söylemediniz. Oysa dünya artık Yeşil Devrim'i konuşuyor. Mazot yakan arabalardan ziyade artık elektrikli araçların oradan geçmesini öngörüyor veya dünya bir paylaşım ekonomisini tartışıyor Sayın Bakan; farkında mısınız bilmiyorum. Bakın, Türkiye'de şu anda sorsanız herkes ya ev almak ister ya da araba almak ister; herkesin bir araba alma isteği var. Oysa bakın dünya şu anda şunu tartışıyor: Ya diyelim ki bizim mahallenin 5 tane arabası olsa, bir paylaşım ekonomisi çerçevesinde bu kullanılsa, bir yerde bıraktığın arabayı başka bir teslim noktasına teslim etsen ve ulaşımı etkin bir şekilde sağlasan hem park problemini çözüyorsun, hem ekolojik bir yaşama doğru yürüyorsun hem de yollarımız böyle trafik sıkışıklığıyla hemhâl olmuyor. Yani böyle bir vizyon var, böyle bir bakış var. Ben sizden şunu beklerdim: Bizim on yıllık bir planımız var. Bu on yıl dâhilinde Türkiye'de ulaşımda paylaşım ekonomisine geçeceğiz. Tüm yollarımızda dizel arabalardan kurtulacağız, elektrikli arabalara geçeceğiz. Çevremiz kirlenmeyecek diye bir bakış beklerdim ama bu konuda maalesef bir hayal kırıklığı yaşadığımı bir kez daha söylemek isterim. Artık tecrübeli bir bakansınız Sayın Bakan ama günün bütçesini getirdiniz, geleceğin bütçesini buraya getirmediniz Sayın Bakan.
Sayın Bakan, aynı zamanda bu bütçenizin ben bir yandaş bütçesi olduğunu düşünüyorum. Bir yandaş bakanlığısınız maalesef ve bütçenizde baktığımda...
SALİH CORA (Trabzon) - Yandaş bakanlığı...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, Sayın Bakan, söyleyeyim rakamları göstereceğim size, göstereceğim rakamları. Bakın, rakamları göstereceğim. (Gürültüler)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, hatibe müdahale etmeyelim lütfen.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Binali Yıldırım bundan beş yıl önce o koltukta otururken geldi bize dedi ki: "Ya, ben Osmangazi Köprüsü'nü yapacağım." Ee, güzel, yap. Efendim, biz "Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yapacağız."
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Garo Bey...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkanım, müdahale eder misiniz?
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Garo Bey, yandaş bakanlık ne demek ya?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yandaş bakanlığı izah edeceğim müsaade edersen. Müsaade edersen izah edeceğim.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, değerli arkadaşlar, size de söz vereceğim, cevap verirsiniz.
Lütfen, devam edin.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Binali Yıldırım buraya geldi, dedi ki: "Ben Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yapacağım. İstanbul'dan İzmir'e otoban yapacağım. Osmangazi Köprüsü'nü yapacağım." güzel ve "Milletin cebinden beş kuruş para çıkmayacak." dedi. Millete bunu taahhüt etti. "Beş kuruş para çıkmayacak." dedi. O zaman euro 2,5 liraydı, 2 liraydı, güzeldi değil mi? Şimdi euro ne oldu? 12 lira. Şimdi yandaşlar keyif çaylarını güzel güzel içiyorlar. Niye? Vatandaş geçse de geçmese de bütçemizden paralar gidiyor. Bak, Karayolları Genel Müdürlüğünün bütçesi burada. Bütçesi kaç para? 45 milyar TL. Kaç para yandaşlara gidiyor? 20 milyar 378 milyon arkadaşlar. Bütçenin neredeyse yarısı. Bak "Beş kuruş para gitmeyecek." dediniz. Bütçenin yarısı yandaşlara gidiyor. O da hangi kurdan hesap etti? 9,27. Dolar şimdi kaç para? 11 lira. Bu kafayla giderse dolar 15 liraya çıkacak ve Karayolları bütçesinden 30 milyar TL 5 tane yandaşa gidecek. Bu yeter mi? Yetmez. Bu, garantili ödemeler yalnızca. Bütçenin geri kalan yarısı kime gidiyor? Yine 5 yandaş müteahhite gidiyor. Neyle gidiyor? İhaleyle mi veriyor Sayın Bakan? Hayır, davet usulüyle veriyor. İstisnai bir yöntemi usul kabul etmiş "Bütün yol ihalelerini 5 yandaş müteahhite vereceğim." diyor. Bütçenin neredeyse tamamı 5 yandaş müteahhite gidiyor ve ben bu bütçeye yandaş bütçesi demeyeceğim öyle mi arkadaşlar? Bu bütçe bir yandaş bütçesidir. Bu Bakanlık bir yandaş bakanlığıdır maalesef değerli arkadaşlar.
SALİH CORA (Trabzon) - Yandaş ifadesi yanlış.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın değerli arkadaşlar, size bir hesap yapayım, bir hesap daha yapayım. Gelecek yıl Ulaştırma Bakanlığı bütçesinden sırf garanti ödemeleri için 25 milyar TL çıkacak ya en az arkadaşlar. Ya, şöyle bir hesap yapalım. Şimdi, eğer ki bu 25 milyar TL çıkmasaydı yani garanti ödemesi vermemiş olsaydı, bu 25 milyar TL'nin 15 milyar TL'siyle ben Osmangazi Köprüsü'nü yapabiliyordum.
SALİH CORA (Trabzon) - Diyarbakır yollarını...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hadi buyurun, 15 milyar TL'ye bana ihale edin Sayın Bakan yeni köprüyü. Ben 15 milyar TL'ye Osmangazi Köprüsü'nü yapacağım. Hadi buyurun. Yetti mi? Yetmedi. 10 milyar TL'yle de... (Gürültüler)
SALİH CORA (Trabzon) - Eyvallah, eyvallah...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, söz sırası size geldiğinde cevap verirsiniz, rica ediyorum.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - 25 milyar TL'nin 10 milyar TL'siyle de Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yapacağım. Hadi buyurun 2 köprüyü de yaptım. Beleş mi? Beleş. Bak, paramla yaptım. (Gürültüler)
SALİH CORA (Trabzon) - Yaparsın eyvallah ama...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Paramla yaptım, paramla. Ne oldu?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, Sayın Bakan sonunda cevap verecek. Sizlere söz hakkı geldiğinde cevap vereceksiniz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bak, "Beş kuruş çıkmayacak." dediğiniz bütçeden 25 milyar TL garanti ödemelerine gidiyor.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Salih Bey, rica ediyorum.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bak, ben bu 25 milyar TL'yle hem Osmangazi Köprüsü'nü hem Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptım. Ne oldu? Tapusu bende, elde değil. Londra mahkemelerine gitmenize gerek yok, tapusu bende. Ondan sonra ne yaparım Sayın Bakan? Siz Osmangazi Köprüsü'nden yurttaşlarımızı kaç paraya geçiriyorsunuz? Kaç paraya geçiriyorsunuz? 148 lira araba. Kim verecek bu parayı? Gariban Ahmet amca verebilir mi? Veremez. Yandaşlarınız verir ama, zenginleştirdikleriniz verir. O köprüden yalnızca Mercedes, BMW'li yurttaşlarımız geçiyor.
SALİH CORA (Trabzon) - Alternatif yol var.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Garibanın arabası oradan geçemiyor Sayın Bakan. 148 lirayı kim verecek? Kimse veremez. Bak, tapusu bende olsaydı, garanti ödemesi vermemiş olsaydım ben o köprüyü beleş yapardım. Osmangazi Köprüsü beleş, Yavuz Sultan Selim Köprüsü beleş, ne güzel olurdu değil mi? Gariban yurttaşımız da geçerdi, zengin de geçerdi, fakir de geçerdi ama siz kime köprü yapmışsınız? Yüzde 1'e köprü yapmışsınız, yüzde 1'e. Hep onlarla görüşüyorsunuz zaten Sayın Bakan, yandaşlarınız zengin. Onlar servetine servet katıyor sayenizde ama onlar ne yapıyor sizden aldığı paraları? Euro bazında -bakın, TL değil, millî paramız değil, euro bazında- para ödeniyor, onlar ne yapıyor? Yurt dışı vergi cennetlerine götürüyor.
Bak, Pandora belgelerinde kimler çıktı? Sizin yakınınızdaki yandaşların isimleri çıktı. Milletten aldığınız vergileri onlara euro olarak aktarıyorsunuz; onlar keyif çayını içiyorlar, alıyorlar yurt dışı vergi cennetlerine götürüyorlar. Bu hak mıdır Sayın Bakan? Siz rahat uyuyabiliyor musunuz, çok merak ediyorum. Gerçekten rahat uyuyabiliyor musunuz? Millet aç, açıkta; siz o yoksul yurttaşımızdan aldığınız vergileri 5 yandaş müteahhidinize aktarıyorsunuz. Bu konuda gerçekten rahat uyuyabiliyor musunuz Sayın Bakan?
Bakın, hani "5 kuruş para çıkmayacak." dediniz ya; Diyarbakır'ın köylüsü, Bayburt'un köylüsü, Trabzon'un köylüsü vergiyi ödüyor ama o köprüden geçmese bile sizin garanti ödemelerinizin parasını vergileriyle ödüyor. Bu hak mıdır Sayın Bakan, adalet midir? Geçemediği köprülerin parasını sizin yüzünüzden ödüyor. Peki, İstanbul'dan, Kınalı'dan çıktınız, İzmir'e kadar gideceksiniz -arabanız var ya, mütevazı arabanız var- kaç para vereceksiniz İzmir'e kadar köprüye, otoyola? 1.000 TL, 1.000 TL. 1.150 pardon, 1.150.
SALİH CORA (Trabzon) - Eski yoldan mı, yeni yoldan mı?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Peki, ailenizi ziyaret ettiniz veya cenazeniz var.
SALİH CORA (Trabzon) - Hangi yoldan gideceksin?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Salih Bey, söz sırası geldiğinde cevap verin lütfen.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Dönüş yolu ne yapacaksınız? 1.150 daha ödediniz. Ne yaptı? 2.300 TL. Mazot ne yakacaksın Sayın Bakan? En az 1.000 TL de mazot yakacaksın. Ne yaptı? 3.300 TL. İzmir'e gitme, gelme parası; yemeyeceksin, içmeyeceksin, mola da vermeyeceksin. Sırf yol masrafı, köprü, otoyol masrafı 3.300 lira. Bir asgari ücret kaç para? 2.825 lira. Sayın Bakan, o köprüden, otoyoldan gariban Ahmet amca geçebilecek mi? Yok, yandaşlar geçecek, onlara hak değil çünkü o, halkın köprüsü değil; o, yandaşın köprüsü; o, zenginleştirdiklerinizin köprüsü.
Sayın Bakan, bakın "yeşil devrim"i konuşuyoruz ve "yeşil devrim" konusunda bir vizyon sizden bekliyorduk ama böyle bir vizyon asla yok. Bakın, siz "Yol yaptık." diyorsunuz ya, yolları nereye yapıyorsunuz? Türkiye'nin genelinde batısına yapıyorsunuz ve "Ben İstanbul'a üçüncü köprüyü yapmasaydım İstanbul mahvolmuştu." diyorsunuz. Ya, ben çocukluğumda İstanbul 3 milyondu; birinci köprü yapıldı, İstanbul 6 milyona çıktı değerli arkadaşlar; ikinci köprü yapıldı, İstanbul 10 milyona çıktı değerli arkadaşlar ve gene trafik tıkandı; üçüncü köprüyü yaptınız İstanbul 20 milyona doğru gidiyor. Siz 7 tane köprü yapın, bakın, Manhattan'da 7 tane köprü vardır, hepsi tıkalıdır. New York Manhattan'a gidin, 7 tane köprü var hepsi tıkalıdır. Niye tıkalıdır, biliyor musunuz? Çünkü orada da herkes arabaya biner. Herkes arabaya biniyor; 7 köprü de tıkalı. Sen 27 tane de köprü yapsan İstanbul'u bitirirsin Sayın Bakan. İstanbul'a köprü yapmak değil, Türkiye'yi genel olarak planlamak gerekir. "Her şeyi İstanbul'a yatıracağım, herkes İstanbul'a gitsin." derseniz Trabzon'un köyü boşalır, Diyarbakır'ın köyü boşalır; buğday üretilemez, arpa üretilemez, çiftçiye destek verilmez, herkes rant peşinde koşar. Ne der biliyor musunuz? "Kanal İstanbul Projesi'nin etrafında kelepir arazi varmış, Hasan emmi tarlayı sat, gel buradan arazi al; bugün 1.000 liraya aldığın arazi yarın 10 bin lira." derler. Siz rantı böyle kutsarsınız Sayın Bakan çünkü bir rant bakanlığısınız, yalnızca rantı kutsuyorsunuz. Türkiye genelinde bir planlamanız yok "Her şeyi İstanbul'a yatıracağım." diyorsunuz Sayın Bakan.
Bakın "yerellik" diye bir şey var, bilir misiniz? Dünya yerelliğe doğru yürüyor siz diyorsunuz ki "Ben Ankara'dan fermanı yazarım, istediğim yere köprü yol yaparım." İstanbullu ne diyor, sizin umurunuzda mı Sayın Bakan? İstanbullu sizin projelerinize karşı, Kanal İstanbul Projesi'ne karşı ve bunu İstanbul seçimlerinde ortaya koydu, 850 bin oy farkıyla ortaya koydu. Bugün anket yapsanız 2 milyon oy farkı çıkar.
Şimdi, Kanal İstanbul'a biz karşıyız, niye karşıyız? Bir, ekolojik bir yıkım; ikincisi, ekonomik bir yıkım arkadaşlar. En başta ekolojik bir yıkım yaratacaksınız. Ya, diyorsunuz ki: "Kanal İstanbul'dan gemi geçecek, öbür boğazda güvenlik yok, oradan geçerse güvenlik olacak." Peki, Sayın Bakan, projenize baktınız mı, siz izlediniz mi videonuzu? "Kanal İstanbul Projesi'nin etrafında 2 milyon, 3 milyon insan yaşatacağım." diyorsunuz. Onlar insan değil mi? Onlar can değil mi? Boğaz'ın yalılarındaki insanların güvenliğini sağlayacaksınız da 3 milyon garibanı Kanal İstanbul'un etrafına yığacaksınız, o gemi orada patlamayacak mı, patlarsa? Gerekli tedbirleri alarak İstanbul'dan geçişler yapılabilir artı boru hatlarıyla, daha az tehlikeli madde içeren gemiler önümüzdeki yıllarda Boğaz'dan geçecek. Neden Kanal İstanbul Projesi'ne ihtiyaç var? Çünkü ranta ihtiyaç var, çünkü siz bir rant bakanısınız Sayın Bakan. Ranta ihtiyacınız var, başka bir şey değil, geçiş meçiş hikâye. O daracık yerden, Sayın Bakan, dev gemiler geçemez. Bir yerde beleş yol varken niye paralı yoldan geçsin ya? Beleş yol var bir yerden, Montrö'den. Paralı yoldan geçecekmiş, niye? Hikâye çünkü. Ranta ihtiyaç var. Niye? Bazı insanlara arazileri kapattırdınız, o araziler 10 liradan 1.000 liraya çıktı. Şimdi diyorsunuz ki: "Projeyi yaparsam 10.000 liraya çıkacak." Kimi zengin edeceksin? Köylü Ahmet amcayı mı zengin edeceksiniz, yoksa yandaş 5'liyi mi zengin edeceksiniz? Siz yandaş 5'liyi tercih ediyorsunuz Sayın Bakan. Bu tercihler doğru değil, bunlardan vazgeçin. Bir yerde proje yaparken o yerelin rızasını alın. Mersin'e yol yaparken Mersinliye sorun, Diyarbakır'a yol yaparken Diyarbakırlıya sorun. Diyarbakır'ın ortasından tren yolu geçiyorsun, etrafına duvar örüyorsun. Berlin Duvarı gibi Diyarbakır'ın ortasından duvar geçmiş. Diyarbakırlıya sordun mu Sayın Bakan, oradan hızlı trenler geçecek? Sormadın. İstanbulluya da sormuyorsun. Giresun'a sordun mu o yolları yaparken? Bak, yollar geçen sene gitti, bu yıl yine sellerle gitti. Giresun'un yerelinin özelliğini biliyor musun Sayın Bakan? Bilmiyorsun. Ankara'da oturduğun koltuktan ihale veriyorsun yandaşlarına. O yerelin özelliğiyle ilgili mi, oradan sel mi geçer, efendim, yok sel alıp götürür mü? Sormuyorsun. Seller alıp götürüyor yollarını Sayın Bakan, yandaşlarınıza verdiğiniz ihalelerle. Yerelde ihale yapmanız lazım. Yerelin rızasını almanız lazım.
SALİH CORA (Trabzon) - Sen de kullanıyorsun o yolu.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Diyarbakır'ın bütün yollarını Rizeli müteahhitler yapıyor. Hadi buyurun, niye öyle? Niye, Diyarbakır'da müteahhit yok mu ya? Niye bütün Türkiye'nin yollarını Rizeli, Trabzonlu müteahhitler yapıyor? Siz Trabzonlusunuz diye bütün müteahhitler Trabzonlu olacak. Niye böyle, niye böyle?
AHMET KILIÇ (Bursa) - Yanlış bilgi veriyorsun.
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ADİL KARAİSMAİLOĞLU - Yalan atıyorsun.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan "Yalan atıyorsunuz." diye bir laf etti, uyarır mısınız Sayın Bakanı "Böyle bir ifade kullanılamaz." diye.
SALİH CORA (Trabzon) - Sen iftira atıyorsun.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yalanı siz atıyorsunuz Sayın Bakan, iade ediyorum.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, Sayın Paylan, devam edin lütfen.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır "Yalan atıyorsunuz." diye bir ifade... Temiz bir dille konuşmayı... Uyarır mısınız? Uyarmanız gerekiyor.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Önce sizi uyarayım. Yani öyle bir iddiada bulundunuz, bir konuda iddiada bulundunuz. Onunla ilgili de bir cevap aldınız.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan "Yalan söylüyorsunuz." diyor. Duydunuz mu?
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Siz de yalan söylemediğinizi iddia ederseniz, söylersiniz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İyi, peki, ben de o zaman aynı üslupla devam edeyim.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Sen yalan söylüyorsun.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Siz yalan söylüyorsunuz Sayın Bakan, hayatınız yalan. Aynen devam edin, aynen devam edin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
SALİH CORA (Trabzon) - Yalanı sen söylüyorsun.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Siz yalan söylüyorsunuz, hadi buyurun.
SALİH CORA (Trabzon) - Yalanı sen söylüyorsun, iftira ediyorsun.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bak, Başkan müdahale etmediği için aynı dille iade ediyorum size. Siz yalan söylüyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, sakin... Lütfen...
SALİH CORA (Trabzon) - Hainlik yapıyor, teröristi savunuyor.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Bakan, hepsi...
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Nejat Bey...
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Çelebi, bir dakika, bir dakika... Sakin.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Paylan...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Bakan, bakın, internet kalitesi çok kötü ve yatırım yapılması gerekiyor.
SALİH CORA (Trabzon) - İftiralar...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya ne oluyor Cora, sus ya, bir sus ya!
SALİH CORA (Trabzon) - Ama iftiralar atılıyor.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Diyarbakırlı bir sürü müteahhit var.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Öyle, öyle. Öyle, gel görelim.
Sayın Bakan, bilgiyi ulaştırmada da maalesef iyi durumda değiliz ve internet kalitemiz çok kötü.
Değerli arkadaşlar, dünyada, gerçekten, gelişmekte olan ülkeler içinde en kötü internet kalitesine sahip ülkelerden biriyiz. Yatırım yapılması lazım, yapamıyor şirketler. Niye? Çünkü faturaları TL'yle yani ortalama 4 euro fatura alıyor ama yapması gereken yatırım 15 euro. Bu anlamda internet kalitesi de hep kötüye gidiyor, bu anlamda yatırım yapmanız gerekir.
Sayın Bakan, bakın, şu fotoğrafa bir bakmanızı rica ediyorum.
Sevgili Mısra Sel ve oğlu Oğuz Arda Sel...
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ADİL KARAİSMAİLOĞLU - Diyarbakır Anneleri...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Bakan, Sayın Bakan... Sen sus bir, sus bir. Sus bir dinle, sus bir dinle. Sus bir, haddini bil. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Başkan, müdahale...
SALİH CORA (Trabzon) - Sen haddini bil!
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Edepsiz!
SALİH CORA (Trabzon) - Edepsiz sensin!
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Şeker, lütfen...
SALİH CORA (Trabzon) - Ayıp ya!
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Haddini bilecek tabii, haddini bilecek.
SALİH CORA (Trabzon) - Sen haddini bil, terbiyesiz! Terbiyesizlik yapmayın burada.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sus be, otur aşağı, otur aşağı!
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Paylan...
SALİH CORA (Trabzon) - Böyle bir şey yok.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Ne yapacaksın lan! Terbiyesiz!
SALİH CORA (Trabzon) - Edepsiz, adam gibi edepli olun, gidin.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ne yapacaksın?
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, sakin...
SALİH CORA (Trabzon) - Parmak sallayamazsın Bakana orada. (Gürültüler)
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Sen mi sallarsın? Edepsiz!
(AK PARTİ ile CHP ve HDP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Başkan, ne oluyor ya?
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - E, sizin konuşmanızla bu hâle geldi.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ne dedim?
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Bu hâle geldi.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ne dedim?
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Böyle istediniz, böyle istediniz.
(Gürültüler)
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ben bir şey demedim.