KOMİSYON KONUŞMASI

NURAN İMİR (Şırnak) - Teşekkür ederim.

Sayın Bakan, Bakanlığınız tarafından hayata geçirilen her projenin kârı sermayeye, zararı kamuoyuna mal edilmektedir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının imzasını taşıyan her mega projenin hem ekonomik hem toplumsal hem de ekolojik açıdan birçok sorunu doğurduğu artık inkâr edilemez bir gerçekliktir. Her projesi sermaye güçlerine yeni bir ekonomik kanal açmak olan Bakanlık, anayasal bir hak olan ulaşımın dahi lüks bir tüketim hâline gelmesinin baş aktörlerindendir. Toplum kaynaklarının sermaye akışını kolaylaştırmak için yasalarda ve yönetmeliklerde defalarca değişiklik yapılmış, deyim yerindeyse iş kılıfına uydurulmuştur. Kamu İhale Kanunu on dokuz yılda 191 kere değiştirilmiştir. İşi yasalara göre yapmak yerine, yasaları işe göre şekillendirme anlayışı AKP'nin sıklıkla başvurduğu yöntemlerden biridir.

Şimdi, Şırnak ilçe yollarının durumuna bir bakalım. İktidarınızdan on yıl önce bir yol yapma kararı alındı. Yolu yapmanız otuz yılınızı aldı. Yol da yol olsa bari yani 30 kilometrelik bir yoldan bahsediyorum, 100 kilometrelik bir yol değil. O kadar reklamını yapıyorsunuz ki zannedersin Baharat Yolu'nu yapmışsınız. Kendi yaptığınız yola bir dönüp bakmıyorsunuz bile. Sormak istiyorum: Ulaştırma Bakanı yirmi yıldır bir kez dahi Şırnak'a geldiyse o yaptığı yoldan geçmiş midir? Sözde yapılan yol neden her ay tadilatta, neden en basit yağmura dayanmıyor? Neden bu yolların onarımı bir türlü bitmek bilmiyor? Tabii, siz bu yolları kullanmıyorsunuz, sizin sadece hava yollarınız var. Bir kez gelin, Şırnak ile Beytüşşebap, Cizre ile Silopi ve Güçlükonak ile İdil yolunda bir yolculuk yapalım birlikte. Kesin kafanız döner, mideniz bulanır; ha, garanti veririm, bir de aracınızın tekerleği de patlar. Ama yok, siz havadan inmiyorsunuz. Allah'ın yarattığı muhteşem cennet Mezopotamya Ovası'nı yukarıdan görünce, izleyince "Aha da bu bizim eserimiz." deyip gururlanıyorsunuz. Oysaki sizin eseriniz, bitmeyen bozuk yollarınızdır. Diğer bütün politikalarınız gibi, uzun lafın kısası, yolunuz yol değil, yolsuzluktur.

İkinci önemli bir konu: Türk Hava Yolları. Şu an DEDAŞ'ın bölgede yaptığı zulümle rekabet hâlindesiniz. Arkadaşlar, İstanbul'dan Berlin'e gitmek, Ankara'dan Şırnak'a gitmekten daha ucuz. Bir yolcu Berlin'e 50 euroya uçabiliyorken Şırnak'a giden bir yolcu asgari 800 TL vermek durumundadır. Her gün uçuş saatlerinin değişmesi ve ücretlerdeki artış, bölge insanına maddi ve manevi muazzam bir mağduriyet yaratıyor.

Şimdi baktım, bu salonda bulunan bütün müdürlere ve yardımcılarının hepsi erkeklerden oluşmaktadır. Bu kadar sorunların olmasının, rantın dönmesinin tesadüf olmadığını gördük çünkü karşımızda âdeta bir erkek korosu, bir erkek kadrolaşması, bir erkek anlayışı ve uygulaması söz konusudur. Kadın aklının olmadığı her yerde bu talan düzeni mümkündür. Bu bütçeyle, bu mantıkla, bu politikayla muhteşem sonunuzu da getirmiş olmaktasınız.

Özellikle de ulaşım anlamında bir soru sormak istiyorum: Ayrıca, Kürt dili niye anons edilmiyor? Mesela, Bakanlığınız şöyle bir duyuru yaparsa, "..."(x) diye Kürtçe bir anons yaparsanız ne kaybederseniz kazanmaktan başka?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, tamamlar mısınız.

NURAN İMİR (Şırnak) - Teşekkür ediyorum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Telaffuzun hiç güzel değil, samimi söylüyorum.

NURAN İMİR (Şırnak) - Siz önce bu inkâr anlayışını terk edin, inkâr anlayışınızı terk edin.