MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Hepinizi saygıyla selamlarım.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı aslında sermaye şirketlerinin ya da basında "müteahhitler çetesi" olarak anılan şirketlerin iştahlarını en çok kabartan Bakanlıktır. Dolayısıyla, burada Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının bütçesinden ziyade bu şirketlerin tartışılması da gayet normaldir. Bakıldığı zaman da bu ülkede yap-işlet-devret, kamu-özel iş birliği yada kirala-işlet-devret projelerinin kamu yararından çok, kamu üzerinde ciddi külfetler doğurduğu defaatle belirtilmiş fakat bu hususlar inkâr edilse de gerek kamuoyunda ortaya çıkan sonuçlar, gerek uygulamalar sonrası gündeme gelen projeler olsun, hepsi de bunun talan ve rant bakanlığı hâline dönüştüğünü kanıtlamıştır. Belki tekrar olacak ama, sermaye ve devlet iş birliğinde kaybeden her zaman toplumun bizatihi kendisi oluyor. Bunu bizler görüyoruz, bu iktidar grubu görmüyor mu? Tabii ki görüyor ama politik çizgileri, bu talanı hizmet olarak algılamakta o kadar keskin davranıyor ki ne desek biçare.

Bakınız Zafer Havaalanı'na, yani sermayeye şöyle denilmiş: "Sen bu havalimanını yap, ben sana garanti de veriyorum. Halk uçmuş, uçmamış, çok önemli değil. Ben 'hizmet' derim, sen 'para' dersin; ikimizin de sorunu çözülür." Buna da "akıllıca yönetim" deniliyor. Yani en ufak bir projede dahi insan ekonomik anlamda analiz yapar. Buradan kaç yolcu gider, burası ne kazanır, ne kaybettirir; yok böyle bir çalışma. Yeter ki 5'li çete şirketlerinin patronları ihya olsun. Bu projeler sizinle başlamadı dolayısıyla sizlerin bunu durdurma yetkiniz de yok, gücünüz de yok, zaten niyetiniz de yok; bunun farkındayız.

Bakınız, vergi rekortmenleri listesi açıklanıyor, devletten en fazla ihale almış bu müteahhitlerden 1'inin adı yok yani burada absürt bir durum söz konusu. Yani küçük bir dükkânı olan, 2 lira kazanç elde eden esnafın yakasına yapışıp "Öde vergini." diye canına okunurken koca koca şirketlere milyon dolarlık ihalelerle para kazandırılıyor, vergi ödemeye gelince ne bir ses ne bir nefes.

Sayın Bakan, bu koltuklar gelip geçicidir, kalıcı olan icraatlardır. İcraat, emin olun, büyük yapılar inşa etmek değil; talana, ranta, çıkar ilişkilerine karşı dik bir duruş sergilemektir. Bu devleti bu müteahhitlerin tekelinden, talanından kurtarmak başta sizin sorumluluğunuzdur fakat bir yasa geliyor ve diyorsunuz ki: "Ben bu şirketlerin aynı zamanda Bakanlık olarak garantörüyüm. Git kimden kredi alırsan al, arkanda ben varım." Siz kimin parasıyla, kimin arkasında duruyorsunuz? Bu halkın vergileriyle hizmet üretmek varken nasıl oluyor da koskoca Bakanlık müteahhidin kefili hâline getiriliyor? Bunu da kamuoyunun vicdanına bırakıyorum.

Ben, gençlik yıllarımdaki şantiye çalışma ve yönetimlerimde olaya iki takım arasında bir futbol maçı gözüyle bakardım. İdare ile -yani kontrol deyin, idare deyin, işveren deyin- müteahhit arasında bir maç olarak gördüm, her iki tarafın da amacı gol yemeden başarılı çıkmaktı. Şimdi, ülkemizde olanlara bakıyorum, sahaya çıkıncaya kadar rakip görünen takımlar, oyunun ilk dakikalarında maçı tek kaleye çevirip her iki taraf da aynı kaleye gol atmaya çalışıyor, hatta kaleciye "Niye golleri yemedin, kurtardın?" diye kırmızı kart gösteriliyor yani bu oyun tamamen müteahhit takım kazansın diye oynanıyor.

Evet, Sayın Bakan, bir soruya artık açık açık cevap vermeniz lazım. Devlet Demiryolları özelleştirilecek mi? Devlet Demiryolları Taşımacılık AŞ kurularak aslında bu sektörün içini iyice boşalttınız, belediyeden ne kadar boşa kalan kişi varsa buralara doldurdunuz, niteliksiz bir hâl alması için resmen kurumun içi boşaltıldı.

OTURUM BAŞKANI İSMAİL FARUK AKSU - Tamamlayalım lütfen Sayın Gaydalı.

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Bitiriyorum efendim.

Bakınız, Sirkeci ve Haydarpaşa Garları devletin elindeki son yerler. Neden buralar aktif kullanılmıyor? Şimdi Sirkeci Garı çift hat ama tek hatta dönüştürülmek isteniyor.

Yine, Devlet Demiryollarının bitmek bilmeyen bir yandaş müteahhit şebekesi var. Nerede ballı bir iş var, bu şirketler zaten orada hazır ve nazır duruyor.

OTURUM BAŞKANI İSMAİL FARUK AKSU - Teşekkür ediyorum, sağ olun.

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Peki, teşekkürler.