KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar, Sayın Bakan; Cumhuriyet Halk Partili milletvekili arkadaşlarımızın ifade ettiği gibi Cumhuriyet Halk Partisi olarak kesinlikle yatırımlara karşı değiliz ancak kamu-özel iş birliği bu ülkenin geleceğini tehdit eden, geleceğini ipotek altına alan, çocuklarımızın geleceğini ipotek altına alan bir uygulama hâline dönüşmüş durumdadır. Genel Başkanımızın geçen yılki bütçe konuşmasında da ifade ettiği gibi Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bu kamu-özel iş birliği projeleri kamulaştırılacaktır.

Sayın Bakan, geçen yılki sunumunuzda ve bu yılki sunumunuzda Antalya'yla ilgili bir konu var, "Antalya'da 19,1 kilometrelik raylı sistem yaptık." şeklinde bir açıklamanız var. Sayın Bakan, EXPO'yla birlikte başlayan 2'nci raylı sistem, meydandan havaalanı ve EXPO Alanı'na devam eden 19,1 kilometrelik raylı sistem. Burası 249 milyon 857 bin TL'lik bir proje bedeli üzerinden 259 milyon TL'ye ihale edilir 2016 yılında ve ilave maliyetlerle beraber -145 milyon lira bir ilave, nasıl bir ilave maliyetse- 379 milyon liraya mal olur. AKP'li Belediye Başkanı döneminde yapılmış olan bu protokolle geri ödemesinde kâr payı esasına dayalı bir uygulamayla, kâr payı üzerinden yüzde 15 alınacağı taahhüt edilir ve bu şeklide, örneğin 2019 yılı Şubat ayında 35 bin TL, Mart ayında 37 bin TL, Nisan ayında 42 bin TL belediye tarafından Bakanlığınıza ödeme yapılır. Ancak Belediye, Antalya Büyükşehir Belediyesi Cumhuriyet Halk Partisine geçtikten sonra, siz, bu kâr payı esası üzerinden alınma uygulamasından vazgeçerek Belediyenin genel bütçe vergi gelirleri üzerinden yüzde 5 oranında kesinti yapılmasına karar aldınız. "Yani şimdi ne oldu?" derseniz, daha önce aylık 40-50 bin TL olarak geriye ödeme yapılırken aylık 4-5 milyon lira gibi Antalya Büyükşehir Belediyesinin gelirlerinden kesinti yapılmaya başlandı.

Sayın Bakanım, benim bu konudaki açıklamalarımdan sonra siz Bakanlık olarak benim açıklamamı yalanlar bir açıklama yaptınız. Ben "379 milyon lira, haksız alınan bir para durumundadır ve bu şekilde yüzde 5 esasıyla kesilemez." dedim. Ancak siz beni yalanlarken şöyle bir açıklama yaptınız Sayın Bakan: "Evet, aylık 4 milyon lira üzerinden yüz ay süreyle alınacak." Yani ben 379 milyon liraya itiraz ederken, Sayın Bakan siz yalanlayarak 400 milyon lira olduğunu ifade etmektesiniz. Yani biraz daha itiraz edersek herhâlde bunu 450-500 milyon liraya kadar çıkaracağınızdan endişe duymaktayız Sayın Bakan. Bu parayı almaktan vazgeçin Sayın Bakanım. Bakın, madem ki bu kitapçığınıza "Antalya'ya hizmet ettik, yatırım yaptık, raylı sistem yaptık." diye yazabiliyorsanız, bu parayı isteyemezsiniz, istiyorsanız buraya yazamazsınız. Antalya halkının hizmetine kullanılacak olan 379 milyon lira, sizin paranızla 400 milyon lira bir parayı Antalya Belediyesinden kesemezsiniz, kesecekseniz de ancak ve ancak AKP'li belediyeye nasıl aynı uygulamayı gelir esası üzerinden yüzde 15'le yapıyor iseniz aynı şekilde devam edin; aksi hâlde, Antalya halkının sizden alacağı olur Sayın Bakan. Siz bu parayı kesmekle beraber Antalya halkına yapılacak olan hizmetleri önlüyorsunuz Sayın Bakan. Bakın, Antalya halkı 2019'dan bu tarafa... Bakın, sadece 2019'dan bu tarafa Büyükşehirden 142 milyon lira para kesilmiş durumda. Bu da Antalya Büyükşehir Belediyesinin hizmetinin tarafınızdan engellenmesi demektir, Antalya halkının az yatırım alması demektir.

Burada PTT Genel Müdürü de vardı sabahki sunumda. Bakın, PTT Genel Müdürüne seslenmek istiyorum: Şimdi, adli tebligat; adli tebligatın 100 grama kadar olanı 26 TL'ye çıkarılmış durumda, 100 gramı aşarsa da 35 TL. Ya, el insaf, Sayın Müdürüm, hızlı tebligat 52 TL yani afaki bir rakam. Bu rakam ne demektir biliyor musunuz? Bakın, bu rakam, aslında bireylerin hak arama özgürlüğünün tarafınızdan engellenmesi demektir. Yani bir tebligatın 36 TL olması ne demek Sayın Müdürüm? Yani insanların dava açıp, icra takibi yapıp hakkını aramasını neredeyse önlemektesiniz.

Buradan bir talebim olacak. Bakın, Tebligat Kanunu gereğince adresinde bulunamayan borçluların tebliğlerini muhtarlara bırakmaktasınız. Ancak artık ekonomik koşullar o kadar kötü gitmekte ki çok sayıda özellikle açılan icra takipleri ve açılan davalar nedeniyle adresinde bulunamayan borçluların veya davalıların tebligatları muhtarlara bırakılmakta. Muhtarlara gidin, şöyle bir bakın, koli koli tebligat var. Bakın, bu husus, kanunda yazan bir kamu görevi olmanın ötesine geçmiş, muhtarlar açısından bir angarya hâline dönmüş durumda. Siz, şimdi, bir taraftan, bir tebligat için 26 TL alacaksınız, adresinde bulunamayan borçlu yönünden veya muhatap yönünden muhtarı angarya vaziyetinde çalıştıracaksınız. Sayın Müdürüm ve Sayın Bakanım, buradan size seslenmek istiyorum muhtarlar adına: Muhtarlara bırakılan her tebligat için en az 3 TL olmak üzere muhtarlara buradan ödenek vermek, ücret vermek zorundasınız, muhtarlar sizin bedava çalışanınız değil.

Şimdi yine PTT Genel Müdürüne buradan seslenmek istiyorum: Antalya'da "PTT Kampı" diye bilinen Antalya'nın en değerli yeri var Lara'da. Geçen yıl burayı satış listesine koydunuz, önce Varlık Fonuna devredildi ve sonrasında satış listesine kondu. Sayın Müdürüm, eğer burası satılırsa Antalya'nın Lara bölgesinin tamamen yok edilmesi demektir, Antalya turizminin mahvedilmesi demektir.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerinizi alalım lütfen.

CAVİT ARI (Antalya) - Buradan, yetki tamamen sizdeyse satış listesinden çıkarın diyorum.

Son söz olarak yine PTT'yle ilgili söylüyorum: PTT acentelerine 2016 yılında, o dönemin hükümleri gereğince asgari ücret seviyesinde destek veriyordunuz ancak 2016'dan bu tarafa bini geçkin acenteye bu desteğinizi 2016'daki 1.300 TL seviyesinde bıraktınız; bine yakın acente bu nedenle mağdur durumda. Bunu ilgili hükümler çerçevesinde asgari ücret seviyesine yükseltin diyorum, bütçenizin hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.

Teşekkür ederim.