KOMİSYON KONUŞMASI

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli bürokratlar, basının değerli mensupları, değerli vekil arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Arkadaşlarımızın çoğu değindi; tabii, bütçeyi konuşuyoruz, bütçenin aslında hepsi sadece Bakanlığın değil Türkiye'nin genel ekonomik seyriyle de ilişkili. Birçok arkadaşımız gündeme getirdi, özellikle, garanti verilen geçişler ve dövize endeksli geçişlerle ilgili de konuşuldu ve biz şu anda hem geçmişle hem bugünle hem de yarınla ilgili, bütçeyle ilgili bir görüşme yapıyoruz. Ve sanıyorum, bize aktardığınız sabahki bilgilere göre doların fiyatı "9,27" diye belirlenmişti -yanılmıyorsam, bu hesaplamalar önümüzdeki dönem için- ve yaklaşık 20 milyar TL'lik bir hesaplama yapılmıştı gerek otoyollarla ilgili gerek havaalanlarıyla ilgili. Biz bununla ilgili bir tahmin yürütüyorduk. Şimdi, 9,27 dünden beri 10 liraydı ve Sayın Bakan siz sabah oturduğunuzda ve şu andaki hesaplamaya göre bütçenin borcu arttı ve sizin önümüzdeki dönem işiniz daha zor. Ve aslında bizlerin, muhalefetin burada söylediği sadece sizinle ilgili değil, bu Merkez Bankasının bağımsızlığı, genel ekonomik seyir, bölgeler arası eşitsizlik, dünya, bu işin nasıl harcamalar gerektirdiği; bunların hepsi aslında hepimizi ilgilendiriyor. Keşke düşmüş olsaydı, sizin bütçenizde daha fazla para olmuş olsaydı, bu bütün hepimize yansımış olsaydı. Ve hele hele dövize endeksli yapılan bütün işlemler bu istikrarsız ortamda, 1 kuruşunda bile hepimizin boğazından kısıtlamaya neden olacak, hepimizin yapacağı alışverişlerde kısıtlamalara neden olacak; öğretmenler, memurlar, sizin çalışanlarınız, yoksullar, işsizler daha sıkıntıya düşecek. Bu nedenle, biz kamu-özel iş birliğinden yap-işlet-devretten söz ettiğimizde, dışarıdan fon almadan söz ettiğimizde sıkıntıdan söz ediyoruz. Nitekim, daha Meclis mart ayında bir yasa çıkardı, sizin Bakanlığın bünyesinde artık yurt dışında kimi firmalar fon aldığında bir nevi kefaret görevi görecek -bilmiyorum, verildi mi, verilmedi mi- böyle bir düzenleme de yapıldı. Yani Türkiye kendi Türk lirasının değer kaybının olduğu dönemde, ekonomisinin raya oturmadığı göründüğü hâlde... Bununla ilgili bir düzenleme yapılması lazım, düzenleme yapılmazsa bu yolların, demir yollarının, hava yollarının çoğu durmuş olacak veya gelecekte hiçbiriyle ilgili bir ödeme yapılamayacak; biri bu.

Bir diğeri; Sayın Bakan, bakın, diyorsunuz ki: "Denetleniyor; Sayıştay raporları falan..." Ben bir soru sormuştum İstanbul Havalimanıyla ilgili. Yapan firma Gayrettepe'de bir işlem yapacaktı 8 milyon euroluk. Soruya şöyle bir yanıt geldi: "Evet, yapılmamış. Şu anda bu firma, yapan firma yürütüyor. Bununla ilgili işlemler takip ediliyor." Bu basına düştü, firma bana haber gönderdi "Yatırdık." diye, önceki gün sizden de geldi "İşlem yapılmıştır, alınmıştır." diye ama bu arada yapılması gerekeni o firma yapacaktı, o firma yapmamış, diğer firma yapmış, para Bakanlıktan ödenmiş, daha sonra o para, şu anda 7,5 milyon ödenmiş; sizden de yazı geldi, Bakanlıktan iki gün önce yazı geldi sizin imzanızla.

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ADİL KARAİSMAİLOĞLU - Evet, biliyoruz, bekletildi.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Yani bekletilmişse bile bunu kendileri yapmadılar, taahhüt ettikleri hâlde yapmamışlar, firma yapmış.

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ADİL KARAİSMAİLOĞLU - Süreci biz belirliyoruz.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Ama onların yapmaları lazım, diğer firmaya devretmişler. Bu şeyi gösteriyor Sayın Bakan: Bu gruplar istedikleri zaman kalem oynatıyor. Aslında bir kurum, bir bakanlık bir şey dediğinde sizden çekinmesi lazım; yirmi gün önce bir şey teslim etmesi lazım.

Bir diğer konu: Biz bölgeler arası eşitsizlikten söz ediyoruz. Bu bölgeler arası eşitsizlik aslında Türkiye'nin en önemli problemlerinden biri. Neden? Çünkü bir taraftan ülkenin kalkınması, biraz önce söylediğimiz krizlerin önlenmesi... Bu kriz sadece ekonomik değil; her açıdan krizin önlenmesi lazım. Şimdi arkadaşlarımız kimi zaman iktidardan söz ettiklerinde "Ülke gelişiyor." diyor. Ülkenin gelişmesi bölgeler arası eşitsizliği gidermiyor, aynı düzeyde gelişmiyor. Bakın, sizin sunumunuzdan bazı örnekler söyleyeceğim ve sonra devam edeceğim: Demir yolu ağı, burada harita var, paylaşmışlar; tümüyle 2023'ten -2035- sonrası; Erzurum'dan aşağıya kadar yok hiçbir plan yok, Erzurum'dan aşağıya kadar. Bir tek kırmızı olan yer var Sayın Bakan, bir tek kırmızı olan yer var: Mazıdağı (Mardin) demir yolu; Cengiz Holding. Çünkü orada entegre tesisin sahibi, ihaleyi yapan da, o işi yapan da yine Cengiz Holding. Yani bizim "5" dediğimiz de, "taahhüt firmaları" dediğimiz de bu. Koskoca Erzurum'dan, hatta Sivas'tan bu yana aldığınızda, bütün hepsi 2023 sonrasına... Peki, buraların turizmi, hayvancılığı, tarımı nasıl kalkınacak, nasıl düzelecek?

Şimdi "Kurtalan Ekspresi" dediğinizde şarkılar düzenleniyordu, gruplar düzenleniyordu. Biz geçen yıl da dedik ya "Mezopotamya ekspresi" diyelim, "turizm" diyelim, "inanç turizmi" diyelim, birçok şeyi geliştirelim. Yirmi dört saatte Kurtalan'a gidiyor, yirmi dört saatte. Peki, yurttaş nasıl gidecek? Ki bu pandemi süreçlerinde bayağı kısıtlamalar da oluyordu. Niçin bu programa alınmıyor? Yok. Bakın "Mazıdağı Mardin" dedim; Mazıdağı'yla Mardin arasında düzenleme yapılıyor, Mardin ile Diyarbakır arasında demir yolu yok. Antep-Urfa-Habur; Türkiye ciddi bir ihracat yapıyor, Kürdistan Bölge Yönetimi ciddi bir ihracat yapıyor. Cevdet Bey biliyor, kaç sefer gitti; muhtemelen belki de siz de gitmişsinizdir. Niçin oraya demir yolu döşenmiyor? Urfa'dan, Antep'ten, Diyarbakır'dan oraya demir yoluyla lojistik destek sağlansın, transfer yapılsın. O da yok ama bütün her şeye, bölgeler arası eşitsizliğe baktığımızda, Erzurum'dan aşağıya kadar oraya ciddi bir yatırım yapmadığınızda hayvancılık bitiyor, tarım bitiyor, turizm gelişmemiş oluyor ve yoksulluk artıyor, işsizlik artıyor. Ama özel sektör olunca, bir gübre fabrikası için, bir entegre tesis için yapınca onu da Diyarbakır kent merkezinin içinden götürüyorsunuz. Normalde çevre yolundan yapılması lazım, geçen yıl da söyledik. Yani firma zaten ihaleyi almış, günde 750 ton gübre üretecek, bir özel şirket üretiyor, bunun hepsini bir büyükşehrin içinden taşıyacak. Niçin büyükşehrin içinden taşıyor? Oraya da bir raybüs yapın, raylı bir sistem kurun; Antep'e kadar gelmişsiniz.

Yine, İbrahim Aydemir burada dinlesin, Erzurum'dan aşağıya kadar bir tane kent içi raylı sistem yok; Van'da yok, Erzurum'da yok, hiçbir ilde yok, büyükşehirlerde yok. Diyarbakır kent merkezinde zaten demir yolu var; biliyorsunuz siz, tekstili biliyorsunuz, organize sanayiyi biliyorsunuz, hastaneleri biliyorsunuz, kentin içinde bir banliyölü sisteme dönüşün, o da yapılmıyor. Böyle yapıldığı sürece direkt gerileme oluyor.

Bir diğeri; biz bazen gezdiğimizde diyoruz ki: "Uçuyoruz... Uçuyoruz... Uçuyoruz..." İnanın, doğuda, güneydoğuda insanlar uçamıyor; zaten yoksul, işsiz. Niçin uçamıyor? Uçak seferlerinde 800-900 lira bilet. Batman'dan Ankara'ya tek bir sefer var ve sefer sayıları artmıyor. Bakın, Diyarbakır bölgenin en önemli kentlerinden bir tanesi; Diyarbakır'dan Bursa'ya sefer vardı, Bursa seferi durduruldu, Trabzon'a sefer konuldu; Vali Trabzonlu. Olsun, Trabzon'a da olsun, Bursa'ya da olsun. Ya, Kıbrıs'a da koyun.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Düzeltelim de Vali Rizeli.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Neyse, düzelttiniz. Biraz önce Garo "Rizeli" deyince karşı çıkıyorduk.

Yani, olsun, Trabzon'a da olsun, Bursa'ya da olsun, Kıbrıs'a da olsun. Erbil, Bağdat... Erbil'e ciddi bir ihracat yapılıyor, daha önce vardı seferler, durduruldu; niçin konulmuyor? Niçin Kıbrıs'a konulmuyor, Türkiye'nin farklı yerlerine konulmuyor? Yani Bursa seferi niye durduruldu? Sefer sayıları niye artırılmıyor? Niye fiyatlar yüksek? Fiyatlar düşsün. Bununla ilgili Batman'da niye yapılmıyor, İzmir'e... Avrupa'ya, Almanya'ya uçak gidiyor Düsseldorf'a; her gün yurttaşlar arıyor, Amsterdam'a uçsun, Stockholm'e uçsun, gümrük geliştirilsin orada. Bunlarla ilgili düzenleme... Her söylememize rağmen bunlar yerine getirilmiyor. Ama diğer şeyler, güvenlikle ilgili bir problem öne alındığında hemen işleme konuluyordu; artık onlar da durdu, onlar da yapılmıyor ne yolda ne ulaşımda, hiçbir şeyde. Bu, giderek bölgedeki eşitsizliği daha da artırmış oluyor.

Batman-Diyarbakır kara yolu, inanın -sizden önce de- her zaman onarımda. Her kaza sonrası can kaybı olduğunda bir hareketlilik başlıyor altı yedi ay, ondan sonra duruyor. Çift şerittir, daha, sağlıklı olarak o yolda tek şeritte baştan sona kadar gidememişsiniz ama kimi zaman istenildiğinde kırk sekiz saatte bazı işlemler yapılabiliyor, ihaleler yapılabiliyor; uzattıkça uzat. Bunların tümünün düzeltilmesi lazım.

Şimdi, arkadaşlarımız konuştu Sayın Bakanım -siz de sabah söylediniz- Tokat'ta 2 milyon yolcu garantisi veriliyor sizin konuşmanızda var.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Necdet Bey, son cümlelerinizi alalım.

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ADİL KARAİSMAİLOĞLU - Devlet yapıyor, ne garantisi?

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Pardon "garanti" demeyeyim, 2 milyon yolcu taşımalı... Tokat'ın nüfusu kaç? 500 bin mi?

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ADİL KARAİSMAİLOĞLU - Garanti yok, takılmışsınız bir garantiye.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Ama siz yılda 2 milyon demişsiniz, siz demişsiniz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Necdet Bey, süreniz dolmuştur, son konu olsun bu lütfen.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Tokat'tan yılda 2 milyon yolcu uçacaksa eyvallah -ki nüfusu azalan bir il- Ya, demek ki Tokat'ta doğan bir bebek de yılda 4 sefer uçacak. Şimdi, Sayın Bakan, bu para, devlet de yapsa, garanti de olsa hepimizin cebinden gidiyor. Amasya'da havaalanı var, Ordu-Giresun'da var, Samsun'da var.

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ADİL KARAİSMAİLOĞLU - Van'da var, Diyarbakır'da var, Batman'da var, Şırnak'ta var.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Bu para kimden gidiyor? Bakın "planlama" denilen bir şey var Sayın Bakan, her yere yapılmaz.