KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) - Bakan yok.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Olsun. Bakanımız yok, Bakanımızın Yardımcıları var burada. Çok seçkin bir kadrosu var maşallah, hiç önemli değil, o da birazdan gelir.

Efendim, Bakanımızın şahsında bütün heyete saygı sunuyorum. Bütçemiz Allah'ın izniyle çok bereketli olacak, onu ben biliyorum çünkü buradaki kadro yüreğini, dimağını, her şeyini vatana hasretmiş bir kadro. Baştan aşağı, hiç ayrım gözetmeksizin her birine çok özel saygı duyuyoruz, özel muhabbet besliyoruz. Kim adına yapıyoruz bunu arkadaşlar? Millet adına yapıyoruz çünkü milletten bu işareti alıyoruz. Gittiğimiz her yerde İçişleri Bakanlığı kadrosuna, bütün ak kadrolara böyle ama özellikle İçişleri Bakanlığı kadrosuna, Millî Savunma Bakanlığı kadrosuna bir hususi yönelme var millette, bir yüreğini açma var, yüreğine raptetme var; bunu burada kayda geçmezsem haksızlık yapmış olurum.

Şimdi, ben, Behiç Bey'e çok saygı duyuyorum, çok eskiden beri kendisini tanıyorum. Vazife yaptığı zamanda çok özel vazifeler yaptı, görevinde çok başarılı birisiydi. Az önce bir iki kayıt düştü, ben üzüldüm şahsen. Yani, burada, böyle biraz, sohbet kıvamında konuşma yapmak istiyorum. Efendim, Türk düşmanı PKK'lılarla iş birliği yapmaktan bahsetti. PKK'yı yerle yeksan eden bir kadroya bu neviden bir isnat yapışmaz, size de yakışmaz, doğrusu bu. PKK'yı, bakın, inlerine girdik, yok ettik.

Bugün Erzurum'da -ben Erzurum Milletvekiliyim- Kürt, Türk, Zaza hep beraber iç içe yaşıyoruz. Dolayısıyla, bütün kesimlerin duygularını birebir bilen bir kardeşinizim ve o insanların neler yaşadığını, öncesinde ve şimdi, şu anda neler yaşadığını bilen bir kardeşinizim. Öyleyse bu neviden bir yakıştırma bir defa vicdanları yaralar, buna gerek yok. Şu anda sizin bulunduğunuz pozisyon -öncesini bildiğim için söylüyorum- yani Turan idealinden bahseden, oraya yüreğini rapteden birisi olduğunuzu biliyorum. Türk Devletleri Teşkilatı gibi bir yapı oluşturuluyor ve bunun lideri Sayın Cumhurbaşkanımız. Bir hususi duruşu olan ve bütün...

AHMET KAYA (Trabzon) - Ağlayacağız ya.

MAHİR POLAT (İzmir) - Ak sakallı da Binali Yıldırım.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sadece Türk dünyasında değil arkadaşlar, sadece bizim gönül dünyamızda değil; bütün mazlum milletlerin çok hususi yere koyduğu bir liderimiz var. Dolayısıyla tenkit elbette... Tenkidinize biz açığız, yapın, eyvallah, kimsenin bir şey dediği yok ama hak terazisini şaşırmamak lazım, öyle bir ölçü üzere konuşmak lazım ki... Şimdi, ben mesela size sorsam, buna karşılık desem ki, efendim, biraz önce Sayın Kılıçdaroğlu'na linç girişiminden bahsettiniz. Hiç kimse onaylamaz bunu, asla. Genel Başkandır, saygımız sonsuzdur, Genel Başkan bir büyük kesimi temsil ediyor. Şuradaki bütün arkadaşlarımız da böyle bakarlar, Cumhur İttifakı'na mensubiyet duyan herkes. Ancak o linç girişimi isnat ettiğiniz isim, çok değil, ha bundan beş on gün önce size vatan hainliği izafe etti, buna dönük tavrınız nedir? Öyle ya, tezkereye "evet" oyu verdiniz, "evet" oyu vermek vatan hainliğiyle eş değerdir anlamına gelecek şeyler söyledi, öyle söylediler.

ORHAN SÜMER (Adana) - Cumhurbaşkanı her gün söylüyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - O zaman ne diyeceksiniz? Öyleyse arkadaşlar, öyle olsun ki sözümüz bir ölçü üzere olsun, yoksa kontra sorulara muhatap olursunuz, mahcup olursunuz.

Şimdi, burada, İçişleri Bakanlığı bütçesini görüşüyoruz. Bu kayıtlar girmiş, bunlar söylendi. Yani orada "evet" diyenler bize değil ki sadece. Kim "evet" demiş? AK PARTİ söylemiş, Milliyetçi Hareket Partisi "evet" demiş, İYİ Parti söylemiş. "Kim demişse vatan hainidir." gibi bir yakıştırma yapılmış.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yok öyle bir şey.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bu zaten bizim açımızdan zait bir yakıştırma ama onlar sizin müttefikleriniz. Bunlar ne diyor? Ben onu merak ediyorum.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Beraberiz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Berabersiniz yani.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Onlara söylemediğimizi biliyorsunuz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - "'Evet' diyenler vatan haini." dediler.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Siz diyorsunuz ki: "'Hayır' diyen vatan haini."

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bakın arkadaşlar, bir ilahî kayıt var değerli arkadaşlarım.

(Gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, karşılıklı konuşma usulümüz yok, hatibi dinleyelim lütfen.

Buyurun.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - "Siz, güzel işler yaparsanız, iyi işler yaparsanız, iyi hâl üzere yürürseniz, sizin için gönüllere bir sevgi halesi yerleştiririm." buyuruyor, ilahî hakikattir bu.

Şimdi, şu kadro, samimi söylüyorum ki milletin yüreğinde özel yer bulmuş. Niye? Yaptıkları işlerden dolayı bulmuş. Sabahleyin sevgili Bakanımız, çok tafsilatlı -siz de işte, süreden yana dert yandınız- yaptıklarını da özet, özet, özet olarak anlattı. Şunların, şu sayfaların her birine -samimi söylüyorum- bir cilt kitap yazılır; buralarda emek var, buralarda gayret var, buralara yürek koymak var. Şimdi, Bakanımızı biz görüyoruz; sınırlarda, en uç noktalarda gecesi gündüzü olmadan bir ekip var burada başta Bakanımız olmak üzere; Sayın Cumhurbaşkanımızın çizdiği rota üzere yürüyen bir hâlleri var. Dolayısıyla, Cenab-ı Hak da gönüllere bunlar için bir sevgi halesi oluşturmuş.

Bakın, ben size bir şey söyleyeceğim arkadaşlar: Değerli Başkanım, samimi söylüyorum, bugün oldu bu hadise. Erzurum Hınıs'tan -benim kendi ilçemden- bir kardeşimin beni arayıp düştüğü not: Hınıslı bir genç kandırılmış, aldatılmış, YPG'ye katılmış; gitmiş Suriye'de, savaşıyor bu adam; tabii, orada öldürülmüş bir genç... Babası gidiyor bunun cenazesini almaya. Cenazeyi verme yok zaten; mümkün değil vermiyor oradaki imansız, kitapsızlar. Üstüne üstlük, bu baba, Müslüman bir adam, "Namazını kıldıralım, hiç değilse son yolculuğuna bizim dinî ritüellerle falan uğurlayalım." diyor; "Asla, mümkün değil. Bizim burada Müslüman falan bir ayrım yok." diyorlar. Namazını bile kılmasına müsaade etmiyorlar. "YPG" dediğiniz yapı bu arkadaşlar. Dinsiz, imansız, kitapsız bir yapı...

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Niye tezkereden çıkardınız?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bizim hiçbir şeyi çıkardığımız yok, biz mücadelemizi yapıyoruz. Siz dediniz ya "o koridor" o koridor, esaslı bir koridor.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Tezkerede yok.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Orada -Allah'ın izniyle- o koridorda oraya hiçbir halel gelmez, siz rahat olun, siz rahat olun.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sizinle konuşuruz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Biz... O söylediklerinizin tamamını ben buraya not almışım Değerli Başkanım. Samimi söylüyorum, bakın, size bir şey söyleyeyim ben. Akif'in çok özel bir kaydı var, diyor ki: "Şudur cihanda benim en sevdiğim meslek / Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek." Ağabeyciğim, sözümüz odun gibi olsun ama hakikat olsun.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bizimki hakikat.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değil.

Bakın...

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Tezkerede yok.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bakın, ben şimdi, bir şey söyleyeyim... Aslında, sizinle karşılıklı konuşmak, sizi üzmek de istemiyorum.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Tezkerede var mı yok mu?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, burada bir isim var yani her...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, herkes kendi fikrini ifade etsin, ikili görüşmeler yok usulümüzde, ikili diyaloğa girmeyelim.

Lütfen.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Her türlü tenkidi yapmak sizin en tabii hakkınız, Grup Başkan Vekilisiniz, onu da geçtik, milletvekilisiniz; bu, çok doğal bir şey. İçişleri Bakanlığımıza dönük, efendim, yeter ki şahsiyat yapmadan, şahsileştirmeden... Mesela ben... Mehmet Bey çok kaliteli bir kardeşimiz, çok çelebi meşrepli bir kardeşimiz, Emniyet Genel Müdürümüz ve onun gayretlerine bizatihi şahit birisiyim; hakşinas da bir adamdır...

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Ne arıyor orada?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bak, şimdi... Ne diyorsunuz biliyor musunuz? "Efendim, bu adam PTT'de niye var?" Bunu normal zamanda söyleseniz sualdir, Sayın Bakanımız cevap versin, Mehmet Bey versin ama sizinle ilgili arada bir niza var, nizalı bir hâl var; nedir o? Bir haberden dolayı siz o haberi, efendim, neşrediyorsunuz ya da aşikâr ediyorsunuz, o haberi yayıyorsunuz, sizinle ilgili bir suç duyurusunda bulunuluyor.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Ama yok öyle bir şey.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bak, şimdi, bu süreçte böyle bir şey var.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Yok öyle bir şey.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bak, ben gazeteciyim Engin Bey. Burada ara ara gazetecilere dair de notlar düşüyorum, üzüldüğüm çok şey oluyor ama burada bir özel tekzip var, bu tekzipten dolayı bu arkadaşları da tebrik ediyorum.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Niye?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - "Gerçek Gündem" diye bir gazete... Kolombiya'yla ilgili demin çok iri kıyım sorduğunuz, efendim, "Yapılıyor." dediğiniz şey bakın, burada özür dilemiş ki "Biz, bütünüyle hata etmişiz..."

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Hayır, yanlış; benim dediğimle ilgili değil.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sizinle ilgili Emniyet Genel Müdürümüzün yaptığı iş buydu. Öyleyse, size düşen neydi biliyor musunuz? Hazreti Ali Efendimiz'in o yüzüne tükürme hikâyesini bilirsiniz değil mi? Ona dönüp kılıcını bırakıyor, diyor ki: "Bu, nefsimden kaynaklanırdı." Böyle davranmak durumundaydık Engin Başkanım.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Basın görevini yapıyor diye tehdit ediyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, bakın, burada, mesela Emniyet Genel Müdürümüz size cevap verecek durumda değil, gerçi, Bakanımız elbet cevap verir ama sonuçta ben onun da milletvekiliyim. Yani bizim bürokratımızın olmasının dışında, hepimiz, bütün Türkiye'nin, 84 milyonun milletvekiliyiz.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Niye PTT yönetiminde? Niye PTT yönetiminde?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, o, buranın suali değil.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, ikili görüşme usulümüz yok, rica ediyorum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Burada büyük bir haksızlık var.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Özkoç, ikili diyalog usulümüz yok.

Rica ediyorum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - İşte, onun için ben diyorum ki arkadaşlar: Buralarda tabii ki hepimiz konuşacağız, hepimiz fikrimizi ifade edeceğiz ama işi bireysel kin noktasına...

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Ama açıklasana PTT yönetiminde ne işi var?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - ...taşıdığımız zaman, o zaman sözümüzün hiçbir hükmü olmuyor Engin Bey, hiçbir hükmü olmuyor.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - PTT yönetiminde ne işi var?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ona Sayın Bakan cevap verir herhâlde.

rica ediyorum, devam edin.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, İçişleri Bakanlığı kadrosuna millet yüreğini niye açmış arkadaşlar? Biraz önce Bakanımız sunumunda söyledi. Samimi söylüyorum bak.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Partinizin burasında, burasında partinizin.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hayır efendim, hayır efendim, hiç öyle bir şey yok.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Özkoç, ikili diyalog usulümüz yok. Rica ediyorum Sayın Özkoç.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yok, hiç öyle bir şey yok.

Biz bütün... Bak, şuradaki bütün kadrolar... (Gürültüler) Sadece biz değil... Bak, Engin Bey...

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Partinizin burasında değil mi?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hayır efendim, o size göre öyle, tam tersi. (Gürültüler)

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Terbiyesiz adam! Dedikoducu, fitneci...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Bakanım... (Gürültüler)

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - "Yeter artık!" diyorlar Süleyman Soylu için.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya, Engin Bey, bak bu yaptığınız olmuyor, burada faul yapıyorsunuz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu ikili diyaloglara girmeyelim, rica ediyorum, bitiremeyiz bu şekilde çalışmamızı.

Sayın Aydemir'e söz verdim, onu dinleyelim lütfen. (Gürültüler)

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - 15 Temmuzda Kemal Kılıçdaroğlu neredeydi biliyoruz.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Bakanı uyarın, oradan laf atıyor bana.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hayır ama burada faul yapıyorsunuz, bu doğru bir tavır değil Engin Bey.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Özkoç da sürekli bir şekilde ikili diyaloğa giriyor, doğru değil, doğru değil.

Buyurun Sayın Aydemir. (Gürültüler)

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya, Engin Bey, bakın, ben de size şunu söyleyeyim: CHP'nin içinde onlarca CHP var biliyor musunuz? Yani bunu yapmayın. Süleyman Bey'e... (Gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Aydemir, ikili diyaloğa girmeyelim.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Samimi söylüyorum, bakın, bütün arkadaşlarımız burada. Kardeşim, benim adıma söylüyorsun sen. Ben bu partinin grup yönetim kurulu üyesiyim, ben bu partinin kuruluşunda bulunmuş bir adamım, ben sahada bulunan biriyim.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - AKP teşkilatının...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bakın, AKP dediğinizi bilmem ama AK PARTİ'de yüreklerde yer bulmuş bir isim, öyle bir şey yok.

ORHAN SÜMER (Adana) - 10 bin dolar rüşvet alan yok ama 10 bin dolar alan.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Öyle bir şey yok arkadaşlar, bırakın bunları. Bırakalım bunları, gerçeklere gelelim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, çalışmayı tamamlamamız gerekiyor, rica ederim, burası Plan ve Bütçe Komisyonu. Bütçeyi konuşuyoruz, teknik bir komisyondayız, rica ediyorum. Bu görevi tamamlamamız lazım bu millet adına.

Buyurun lütfen.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Bakanım, bakın, güzel Bakanım...

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Kasetleri iyi biliyorsunuz.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bana mı diyorsunuz? Hangi kasetler söyle, oradan el sallama. (Gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, Sayın Aydemir'e söz verdim, Sayın Aydemir'i dinleyeceğiz, lütfen, rica ediyorum.

Buyurun.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Hangi kaset söyle! Oradan kafa sallayarak tehdit etme! Senden korkan bir Allah'ın kulu yok burada!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, söz Sayın Aydemir'de, rica ediyorum.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Kasetmiş, ne kasedi söyle!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Aydemir, devam edin lütfen.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Başkanım, en az on dakika ek süre istiyorum. Böyle bir şey olmaz. Olur mu böyle şey ya? (Gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Devam edin lütfen. (Gürültüler)

Sayın Aydemir'e ek süre vereceğim bu tartışmalardan dolayı.

Buyurun. (Gürültüler)

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Laf atmaya gerek yok ağabeyciğim ya, böyle olur mu ya? (Gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama konuşturmuyorsunuz, olmaz, verdim. Size üç dört dakika ek süre verdim.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bakanı uyar Bakanı, oradan laf atıyor bana.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Herkesi uyarıyorum. Lütfen...

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Hep bizi uyarıyorsunuz, bir de Bakanı uyarın.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama siz de sürekli bir şekilde ikili diyaloğa giriyorsunuz Sayın Özkoç, böyle bir usulümüz yok.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Ben cevap veriyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama böyle bir usulümüz yok. Arkadaşlarımız söz alacaklar, söylerler gereğini. Fakat siz sürekli bir şekilde...

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bana laf atıyor, ona karşı da ben gerçekleri onunla paylaşmak istiyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama böyle çalışamayız biz Sayın Özkoç, böyle bir usulümüz yok, burası Genel Kurul değil, rica ediyorum. Plan ve Bütçe Komisyonundayız, herkes kendi görüşünü söyleyecek. (Gürültüler) Size göre farklı olur gerçekler, bir başkasına göre farklı yorumlar olur. Ayrı partilerdesiniz, herkes sizin gibi düşünecek diye bir kaide de yok. Farklı partiler farklı görüşler ortaya koyacak, bundan doğal bir şey olamaz. Dolayısıyla, lütfen ikili diyaloğa girmeyelim, rica ediyorum.

Devam edin Sayın Aydemir.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Eyvallah Başkanım, teşekkür ediyorum.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Rica ediyorum, on dakika verin.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Peki.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Tamam, sağ olun Başkanım. (Gürültüler)

Şimdi, değerli Bakanım, güzel Bakanım...

SALİH CORA (Trabzon) - Provokasyon yapıyor ya! Başkana niye karışıyorsun ki sana ne bundan ya! (Gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, İbrahim Bey konuşuyor artık, müsaade edelim lütfen. Bu çalışmayı bugün bitirmemiz ve yarın başka bir bakanlığı konuşmamız gerekiyor. Lütfen, rica ediyorum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, arkadaşlar, ben İçişleri kadrosunun milletin yüreğinde yer aldığına vurgu yaptım. Niye yer aldığını söylüyorum, bakın "Kaybolan koyunları dahi İHA'yla arıyoruz." diyor. Biz hep söyledik, sadece insana değil arkadaşlar, bütün mahlukata gönlünü sonuna kadar açmış bir kadroyuz. İçişleri Bakanlığımız da başta olmak üzere bu kadrolar öyle. Yani nerede ihtiyacı olan var, nerede bize dönük yardım talebi var, orada oluruz biz. Ve insan zaten insansa mesele bitmiştir diye bakan bir kadroyuz biz. O yüzdendir ki başta söylediğim Cenab-ı Hakk'ın yüreklere sevgi koymasına işaret olsun diye söylüyorum ben bunu. Efendim "7,5 milyarlık yatırım yaptık." dedi Değerli Bakanım. Nereye yaptık bu yatırımları? Kayyumların olduğu belediyelere yaptık. Niye yaptık arkadaşlar? Çünkü kayyumlardan önce belediyeler, ben bir defa Erzurum'dan biliyorum, hizmetsizliğe düçar etmişlerdi oraları. Bakın, Erzurum'da şu anda bir tane HDP'li belediye var arkadaşlar, bir tane HDP'li belediye var. (Gürültüler)

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Sadece Mardin...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Arkadaşlar, bakın... Ben hiç sana laf atmadım Ruştucuğum, hiç.

Şimdi, bir tane HDP'li belediye var, gidin arkadaşlar, bir kıyas yapın, Hizmetsizlik almış başını gidiyor, yetmez, bir de devletten aldıkları paraları tutup HDP'li Ağrı Patnos Belediyesine gönderiyor. Yahu arkadaş, Karaçoban'ın ihtiyacı var, niye bunu yapıyorsun? (HDP sıralarından gürültüler) Niye? Çünkü ruhunda hizmet gailesi yok, öyle bir derdi yok, millet diye bir derdi yok.

Bak, değerli kardeşim -burada çok defa söyledim ben- Kürt'ün bizar olduğu yer neresi biliyor musunuz? HDP. Kürt sizden yaka silkiyor. (HDP sıralarından gürültüler)

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Bırak ya!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kürt şunu söylüyor: "Bizim evlatlarımızı, bizim yaşlılarımızı, bizim çalışanlarımızı bunlar dar bir alana sokuyorlar, bize hayat hakkı tanımıyorlar." Şimdi size altını çizerek bir şey söylüyorum: Şu anda müşterek hareket ettiğiniz bir ekip var değil mi? Benim anlamadığım şey şu: Bir Grup Başkan Vekili çıkıp diyor ki: "Ya, HDP'nin PKK'yla hiçbir ilişkisi yok." Sizin adınıza söylüyor. Ben eminim ki rahatsız olmuşsunuzdur siz. Şunun için: Yani sizi var eden o zaten yani sizi tanzim eden o. Dolayısıyla doğal olarak... (HDP sıralarından gürültüler)

ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) - Doğru söylüyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bizi var eden millet.

(AK PARTİ ile HDP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sen milletin oyuyla geldin de...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Arkadaşlar, size tercüman oluyorum burada ya, niye kızıyorsunuz?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Seni var eden FETÖ'dür; hadi, buyur! Seni var eden FETÖ'dür...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bak, FETÖ'yle ilgili ben bir video göstereyim sana. 2004 yılından beri "Recep Tayyip Erdoğan bizi yok etmek için uğraşan bir isimdir." diyor, açık açık FETÖ diyor bunu.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Seni var eden FETÖ'dür.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sen bırak onu. 15 Temmuz ortada, şu anda mücadele ortada, FETÖ'nün bizatihi kendi ifadeleri ortada.

(Gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, hatibi dinleyelim, sıra size geldiğinde fikirlerinizi söyleyin. Rica ediyorum, herkes sırası geldiğinde fikirlerini söylesin.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ben şunu söylüyorum -Özkancığım- bir şey söylüyorum arkadaşlar: FETÖ'yle eskiden ya da şimdi ya da o süreç içerisinde kimin irtibatı varsa Allah milyar kere milyar belasını versin.

[CHP ve HDP sıralarından "Amin." sesleri, alkışlar (!)]

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hepiniz güzelleme yaptınız.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, rica ediyorum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şunu senden istiyorum Garo Paylan, delikanlıysan, yiğitsen şunu söyle, senden de hepinizden de: "PKK'yla kimin ilişkisi varsa Allah milyar kere belasını versin." Deyin bakayım hadi, söyleyin bakayım. Yiğit olun, yiğit; bak, biz buradayız, mertçe söylüyoruz. (HDP sıralarından gürültüler)

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - İş birliği yaptınız...

ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) - Alkışlasana, hadi alkışlayın.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - "Terör örgütü" deyin sadece, söyleyin görelim hadi.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hadi, deyin.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Söyleyin görelim, bırakın onları.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hadi "terör örgütü" deyin.

(AK PARTİ ile HDP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, sıra size geldiğinde siz de cevaplarınızı verirsiniz, rica ediyorum.

Buyurun.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Arkadaşlar, ben şunu söylüyorum, ben size şunu söylüyorum: Sizin yüreğinizden geçeni bu tarafa aktardım, siz böyle düşündünüz "Ya keşke bunu demeseydi çünkü bizim sahibimiz onlar." (HDP sıralarından gürültüler)

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hadi ya!

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Kim, biz mi...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya ben görüyorum bunları da söylemek durumundayım. Ve millet, arkadaşlar -bakın, bir şey söyleyeyim- Atatürk'e çok özel...

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - İş birliği var, uluslararası raporlar var...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bak, sen konuşurken ben hiç laf atmadım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, herkes sırası geldiğinde kendi fikrini söyleyecek, ikili diyaloga girmeyelim lütfen. Sıra size de gelecek, siz de fikrinizi söyleyeceksiniz, rica ederim.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Başkanım, size bir şey söyleyeceğim: Şimdi, siz Bakanımıza sualler tevcih ettiniz, bu sizin en doğal hakkınız, tabii ki yapacaksınız, ben de size şunu soracağım: Atatürk bu milletin ortak bir değeri midir? Değeridir. Cumhuriyeti ihdas etmiş midir? Etmiştir. Erzurum'un bununla ilgili bir payı var mı? Var. Çünkü Erzurum 23 Temmuz Kongresi bu işin vira bismillahıdır. Öyleyse, Erzurum Milletvekili olarak en doğal hakkı olan birisi olarak söylüyorum ki: Atatürk'e ve Atatürk'ün zemine nakşettiği bütün değerlere düşman ve bu ülke bölünsün diye özel bir gayret var. Sizin içiniz, bugün şu kadro -Atatürk'ün partisi olduğunu söyleyenler için söylüyorum- bunu nasıl hazmediyor, içiniz bunu nasıl alıyor, sindiriyorsunuz? Çok açık.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - İnanıyor musunuz?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - İnanıyorum tabii, işte, berabersiniz.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Engin Bey, bunu göremiyor musun sen?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Açık açık.

Bakın, ben size soru soruyorum. Bunu niye diyorum arkadaşlar? Tarif edilebilir hâle gelin. Bakın, biz burada...

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Engin Bey, göremiyor musun bunu sen ya?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, rica ediyorum, karşılıklı konuşmayalım, herkes sırası geldiğinde fikrini söylesin, rica ediyorum.

Sayın Aydemir, siz genele konuşun lütfen.

Buyurun.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Elbette.

Arkadaşlar, bakın, şimdi, bir müttefik hâli var. Biz hep şunu söylüyoruz: Müttefikler arasında asgari değil, azami müşterek olması lazım, azami müşterek.

Bakın, yanımızda bir Genel Başkan var, Büyük Birlik Partisi Başkanı Mustafa Destici Bey burada. Burada Milliyetçi Hareket Partisinin çok, efendim, seçkin isimleri var, hepsine saygı duyuyorum.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Biz Devlet Bahçeli'ye de saygı duyuyoruz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başta, Sayın Genel Başkan Devlet Bahçeli olmak üzere.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Devlet Bahçeli'nin "Bu adamdan Cumhurbaşkanı olmaz!" demesine de saygı duyuyoruz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kardeşim, bırak onu sen, geldiğimiz noktayı...

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Devlet Bahçeli de o sözünün arkasındaysa...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Siz bırakın, geldiğimiz noktaya bakacaksın. 15 Temmuzda bir özel pencere açıldı. Başkanım, bakın, 15 Temmuzda çok özel bir pencere açıldı.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - O sözünün arkasındaysa...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Özkoç, rica ediyorum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bakın, 15 Temmuzda çok özel bir pencere açıldı, bize isnat edilenlerin hakikat olmadığı ortaya çıktı.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Şu şehit paralarını da...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Özkoç, karşılıklı konuşma usulümüz yok, rica ediyorum. Bakın, defalardır söylüyorum, rica ediyorum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Çok açık, ondan sonraki durum çok çok değerlidir ve Sayın Devlet Bahçeli'nin o duruşu çok saygın, çok çok saygıdeğer.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Hangi duruşu? "Cumhurbaşkanı olmaz...!"

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Allah, Allah!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hayır. Bakın, bir şey söylüyorum arkadaşlar, "15 Temmuzdan sonra çok özel bir pencere açıldı." diyorum.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Haliç'e Tursil döküyordu.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İsterseniz ara verelim, gidin sohbet edin, bir kahvehanede oturun, gerçekten artık bunu söylemek durumundayım.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Ya, biraz müsaade Başkan ya.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Rica ediyorum, karşılıklı konuşma usulümüz yok. Grubunuzdan başka arkadaşlarınıza söz vereceğim, onlar sizin fikirlerinizi dile getirsinler, lütfen!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Bakanım, CHP'lilerde bir vicdan yarası var, ben biliyorum, içlerinde kendilerini tarif edememenin müthiş bir sıkıntısı var, samimi söylüyorum. Ve HDP'liler de aynı, birbirlerine karşı "Ya, biz bunlarla nasıl beraber oluruz?" gibi bir dertleri var. Artı, bunun yanında, ben ülkücü hareketi çok yakından bilen birisiyim. Biraz önce Behiç ağabeyle ilgili düştüğüm notlar vardı ya, hakikaten onun yüreğini bildiğim için düştüm o notları.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Ben bilirim, bilemezsin.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - O yüzdendir zaten onlar da sıkıntı yaşıyorlar. Ama elhamdülillah, bakın, şurada pirüpak, billur bir yapı var. [CHP sıralarından alkışlar (!)] Bu billur yapıyla, Allah'ın izniyle -Allah Allah- bu yapıyla göreceksiniz 2023'te de samimi söylüyorum, amiyane ifadesiyle...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Aydemir, toparlayabilirseniz sevinirim, ek süreniz de bitti.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hayır efendim, ek süre...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ek süre verdim, üç dakika verdim.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Bakanım...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Konuşurken farkında olmuyorsunuz da zaman hızlı geçiyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Bakanım, müsaade ederseniz...

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Biraz daha verin; verin, iki dakika daha verin.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Arkadaşlardan, Cumhuriyet Halk Partisinden iki dakika daha veriyorum size.

Buyurun lütfen.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Peki, arkadaşlar, şöyle: Ben hiç kimsenin yüreğini, gönlünü kırmak istemiyorum ama siyaseten konuşlandığımız yer var, notları düşüyoruz; biz de buradan düşeceğiz, birbirimize ayna tutacağız arkadaşlar. Yani düşünün ki CHP'ye ben şunu demeyeyim mi? Ya, içinizden birisi, milletvekili, çıkmış birisi gelmiş diyor ki: "Ya, bu NATO'nun sahici bir duruşu yok, eğer olsaydı Türkiye'ye müdahale ederlerdi." Ben biliyorum ki bunu hazmedemezsiniz arkadaş ya! Mandacı bir kafa. Böyle bir şey olur mu? Ben bunu söylemek durumundayım size. Size ayna tutuyorum Ahmetciğim ayna; bu ayna, flotal bir ayna, bakın.

Arkadaşlar, aslında çok daha ayrıntılı düşeceğim notlar vardı, epeyce de çalışmıştım, bırakmadınız. Şunu söyleyeyim Değerli Başkanım...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Aydemir, diğer arkadaşlar söylesin artık o hususları, bir toparlayalım.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Tamam öyle yapalım Başkanım, siz de çok böyle alicenapsınız, çok kibarsınız, sizi de kırmayayım.

Değerli Bakanım, güzel Bakanım; sizi biz çok seviyoruz. Yanınızdaki kadro, Bakan Yardımcılarımız, hakikaten özel insanlar. Arkada Arif Paşam, senin canını yerim, aslansın; sen, yardımcıların, bütün bir kadro böyle. Emniyet Genel Müdürümüz, arkada çalışanlar... Yani Bakanımızdan polisimize varıncaya kadar ağabey, ne kadar böyle onlara hak ödemeye yöneltsek ödemeyiz. Gayretlerini görüyoruz ama Cenab-ı Hak nezdinde ecirleri var, ben bunu biliyorum. Allah yollarını, izlerini hep açık etsin vatana hizmette; bütçeleri de hayır uğur getirsin, bereketli olsun.

Hepinize saygı sunuyorum.