TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bakan şaşırtmadı sunumunda; bilgiden öte, ajitasyonla süslenmiş bir savunma gibiydi konuşması. Şahsının bu kadar tartışmalı olduğu kaç Bakan var gerçekten bilmiyorum ve çok merak ediyorum. Ben konuşmamda Bakanın sunumunda ifade ettiği iki noktaya değineceğim.

Biri, özellikle bu Suriye meselesi. "Fransa beton sattı, ABD silah dağıttı, demografik yapıyı değiştiriyorlar." dedi Bakan. Ben basına yansıyan ve İçişleri Bakanlığına bağlı birimlerin kimi uygulamalarından bahsedeceğim. 2018 yılından itibaren Afrin'de yaşayanlara Türkçe ve Arapça "Yabancı Tanıtım Belgesi" adı altında kimlikler verildi; Kilis'e bağlı Azez İlçe Emniyet Müdürlüğü kuruldu, Hatay'a bağlı Afrin Emniyet Koordinatörlüğü kuruldu; Cerablus, Azez, Mare, El Bab gibi yerleri kapsayan bölgelerde 2017'de polis asayiş karakolları açıldı ve bu liste uzar gider. Şimdi, bu listeden bakarak şunu söylemek isterim: Burada tam anlamıyla bir Neoosmanlıcı politika, yayılmacı politika ve bir Kürt düşmanlığı politikası, İçişleri Bakanlığının eliyle -kısmi olarak sizin Bakanlığınız- ve tabii ki diğer Bakanlıkların da katkılarıyla izleniyor. Bu, demografik yapıyı değiştirmemek değil de nedir? Örnek aldığınız Fransa ve ABD, Suriye savaşının ceremesini çekmiyor; burada bu savaşın ceremesini Türkiye çekiyor, Türkiye yurttaşları çekiyor, bunun bedelini biz hep beraber ödüyoruz; bu konuda sorumsuzluk diz boyu.

Bir diğer değinmek istediğim konu da tabii ki bugün bütçe görüşmelerine, özellikle İçişleri Bakanlığı bütçe görüşmesine damgasını vuracak olan, son zamanlarda doğrudan Bakanın isminin içinde olduğu bilgi ve belgelerin sızması. Burada hemen feveranlar oluyor "Kim kimin sözcüsü, kim kimin sözcüsü değil?" Bakın, dünyanın her yerinde, bir Bakanın adı bu kadar uyuşturucu işlerinde ve diğer işlerde geçiyorsa derhâl istifa etmesi gerekir ve yargılanması gerekirdi ama bugün Bakanın sunumuna bakıyoruz, sunumunda her zamankinden daha fazla uyuşturucuyla mücadeleye yer verdiğini görüyoruz. Bunun da anlamı şudur: Gerçekten bir savunma psikolojisiyle yapılmış olan bir sunum.

Bakın, mesela bir örnek vermek istiyorum: Kolombiya'dan Türkiye'ye sevk edilmiş -çokça gündem olan- 4 ton 928 kilo kokainin yola çıkmadan ele geçirilmiş olması. Bununla ilgili de Bakanlığınız tarafından, Kolombiya devletinin adli yardımlaşmaya yanaşmadığı şeklinde açıklamalar oldu ama 22 Eylülde, Kolombiya'dan adli yardımlaşmaya hazır olduklarını belirten bir yazı yine yansıdı. Dolayısıyla, burada, aslında "Türkiye kamuoyunu yanıltmak" gibi ek suçların da beraberinde geldiğini görüyoruz.

Bugün ben adım gibi biliyordum ki Bakan sunumunu yaparken diyecek ki: "Kara çalma, siyasete malzeme etme." Çünkü bu artık bir AKP klasiği ve özellikle de aslında Bakanın kendi klasiğine dönüşmüş durumdadır. Bugün bu kadar suç batağına bulaşılmış, devletin kurumları ve siyaset mafyaya peşkeş çekilmiş ama öte yandan her yol mübah misali "Biz vatanı savunuyoruz." savunusunu, bu iki şeyi yan yana nasıl getirebiliyorsunuz, ben hayretler içinde kalıyorum. Bugün, vatanı ve milleti savunduğunu iddia edenler bu ülkeyi mafya çukuruna batırmış, bu ülkenin uyuşturucuyla zehirlenmesine ve transit geçiş bölgesi olmasına katkı sağlamışlar. Dolayısıyla, burada vatan savunması yaparak kendinizi aklamaya kalkışmayın, artık yeter. Türkiye Kamuoyu size inanmıyor ya! Siz inanıyor musunuz bilmiyorum ama Türkiye kamuoyu size kesinlikle inanmıyor.

Bakın, 83 milyon yurttaşın kaderiyle, geleceğiyle oynanıyor. "Siz Bakanı nasıl bilirdiniz ya da savcıları nasıl bilirdiniz?" diye bir soru gelirse "Bakan, bu işlerin içine bulaştığı iddiası var, yargılanmıyor." diye açıklarlar, "Yargı ise bunlara seyirci kalıyor." diye ifade edilir. Bugün vatan savunması naralarıyla, vatanseverlikle takiye yapmaktan vazgeçmek zorundasınız.

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Siz ne yapıyorsunuz?

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Siyaset etiği gereği Bakan istifa etmelidir.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerinizi alalım.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Yargı yargılanmayı kabul etmelidir, yargı devreye girmelidir. Ve ben buradan size sormak istiyorum Sayın Bakan: İstifa edecek misiniz?