| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri a) İçişleri Bakanlığı b) Emniyet Genel Müdürlüğü c) Jandarma Genel Komutanlığı ç) Sahil Güvenlik Komutanlığı d) Göç İdaresi Başkanlığı e) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 22 .11.2021 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın İçişleri Bakanı, İçişleri Bakanlığı personeli, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, spekülasyonlarla, tartışmalarla ilgili, kendisiyle ilgili bir soru yöneltilince hiçbir zaman bu soruya cevap vermiyor, sadece burada değil, işte, televizyon programlarında da birtakım polemiklere... ve en sonunda da gidiyor, "Ben terörle mücadele yaptığım için bunu söylüyorlar..." Sayın Bakanım, İçişleri Bakanısınız, İçişleri Bakanlığının 600 bine yakın personeli var ve hepsine teşekkür ediyoruz hem terörle mücadele ettikleri için hem de güvenliğimiz için gece gündüz çalıştıkları için; şehit veriyorlar, gazi oluyorlar, hepsine teşekkür ediyoruz. Bu başka bir konudur, size yöneltilen sorular başka bir konudur. Dolayısıyla bunu yapmayın.
Sayın Bakanım, bakın, sizden önce hiçbir bakan şöyle bir laf etmemişti: "Görevim gereği mahrem bilgilere sahibim." Böyle bir lafı hiçbir bakan, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlarının hiçbir söylememişti, Faruk Sükan bile söylememiştir, Allah rahmet eylesin. Sayın Bakanım, ne demek bu? Yani kimin hakkında, hangileri hakkında böyle göreviniz gereği mahrem bilgilere sahipsiniz. Niçin bunu şimdi, bu şekilde söylüyorsunuz, sizinle ilgili bu kadar tartışma yapıldığı zamanda söylüyorsunuz? Aynı şekilde arkadaşlar sordular, meşhur bir laf attınız ortaya, duruyor ortada. Her ay 10 bin dolar rüşvet alan kimdir Sayın Bakanım? "Siyasetçi" dediniz, bütün Adalet ve Kalkınma Partisi siyasetçileri, milletvekilleri zan altında. Lütfen çıkıp söyleyin, böyle bir şey olmaz. Siz Türkiye Cumhuriyeti devletinin İçişleri Bakanısınız, çok ciddi olmanız gerekiyor, ağırbaşlı olmanız gerekiyor. Hiçbir şekilde İçişleri Bakanından böyle şeyler, böyle laflar çıkmaması lazım. Yani gerçekten nedir bu bilgiler? Bu bilgileri bir yerde tutuyor musunuz? Şantaj için mi kullanacaksınız bu bilgileri? İnsanın aklına geliyor. Nitekim, bir İçişleri Bakanlığı personeli sizin onunla ilgili yaptığınız açıklamaya cevap verdi, dedi ki: "Yazılsaydı ben bunu söylemezdim." diye arkadan bir açıklama da geldi ama "Gücü yetiyorsa beni görevden alır." dedi. Bu ne demek yani "Gücü yetiyorsa görevden alır." bir İçişleri Bakanlığı personeli İçişleri Bakanıyla ilgili nasıl söyleyebiliyor? Bunlar kabul edilebilir şeyler değil. Böyle bir şey olmamıştı Değerli Bakanım, böyle bir şey yok ama sizin Bakanlığınız döneminde bunlar oluyor.
Gene ifade edildi, bugüne kadar görülmemiş bir şekilde sizin adınız değişik tartışmalarla geçiyor. Efendim, diyeceksiniz ki: "İşte, bir suç örgütü liderinin sözü." Tamam, suç örgütü liderinin sözü ama bir söz var ortada. Bu söze cevap verirsiniz gelip geçer, herkes susar gider ama bu konuda hiçbir şey söylemiyorsunuz. İşte, Meclis Başkanına gidiyorsunuz, ona vermişsiniz ismi; bir savcıya verecekmişsiniz, kim? Meclis Başkanı da mı biliyor bu suçluyu, rüşvet alanı, mafyadan para alanı, 10 bin doları alanı? Yani böyle bir şey mi? O zaman adam size cevap veriyor: "Ne 10 bin doları, çanta çanta verdim." diyor. Bunlar kabul edilebilir şeyler değil.
Sayın Bakanım, burası hukuk devleti yani Türkiye Cumhuriyeti devleti hukuk devleti, demokratik bir ülke ve bunun için de büyük bedeller ödemiş bir ülke. En sonda 15 Temmuzda hep birlikte bu konuda bedel ödedik. Şimdi, basit bir konu gibi geliyor ama muhtarlara siz diyorsunuz ki: "Yıkın bu binaları, mahkeme kararını boş ver, arkadan gelir." Sayın Bakanım, böyle bir şey var mı? Yani ne demek bu Sayın Bakanım ya! Siz bu ülkeyi yönetiyorsunuz, neye göre yönetiyorsunuz? Bu ülkeyi...
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Dinleyecek misiniz? Sonundaki cevabı da dinleyecek misiniz?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Cevap vereceksiniz tabii.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Hayır, hiçbir zaman dinlemiyorsunuz, çekip gidiyorsunuz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Arkadaşlar bana ulaştırıyor. Niye dinlemediğimi de size anlatırım.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Burada söylersiniz, konuşur gidersiniz, biz cevabını veririz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Cevaplar tutanaklara geçecek Sayın Bakanım, isteyen oradan bakabilir.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bu ülke, hukuk devleti değerli arkadaşlarım.
Bak, bir dakika konuşturma...
Bu ülke hukuk devleti, siz bu ülkeyi hukuk çerçevesinde yönetirsiniz, başka şekilde yönetemezsiniz, mahkeme kararı arkadan gelmez. Bakın, ne diyeceksin bilmiyorum ama belki de şunu diyeceksin: "Bir terör operasyonu sonrasında birtakım tartışmalar oldu, biz dedik ki bu operasyonla ilgili soruşturma yapın Sayın Başkan." Açıklama yaptı, "Ben insan hakları savunucusuyum..." Açıklama yapın, zan altında kalıyorsunuz. Bütün Emniyet mensupları zan altında kalıyorsunuz. Bir terör operasyonu yapılmıştı "drone"dan sanıyorum, terörist diye şey yapılan insanlar öldürülmüştü. Benim memleketime gittiniz Sayın Bakanım, Rize'ye gittiniz, Trabzon'a gittiniz. Orada bizi terör örgütüyle birlikte gösterdiniz, "terör örgütünün sözcüsü" olarak gösterdiniz; yazıktır, ayıptır, günahtır! Böyle bir şey olur mu? Siz bizim hepimizin ama herkesin güvenliğinden sorumlusunuz. Siz bizi nasıl bu şekilde hedef gösterirsiniz? Nitekim, bu milletvekillerine, basın mensuplarına, genel başkanlara yapılan saldırılarda bu şekilde hedef göstermeler etkilidir Sayın Bakan, bunu yapmaya hakkınız yoktur. Hukukun dışına çıkamazsınız, öyle bir şey söz konusu değil. İnsanları "Hukukun dışına çıkın." diye yönlendiremezsiniz Sayın Bakanım, böyle bir şey yapmanız mümkün değil.
Bakın, değerli arkadaşlar, hepsi tabii İçişleri Bakanıyla ilgili değildir ama bugünkü tartışmalar çok yakinen ilgilidir. Bir kara para tartışması var bu ülkede. Bugün konuştuğumuz kokain, eroin yolu, işte, uyuşturucu, baronlar, sevk yolları değişti filan dediğimiz bu tartışmalarda ortaya çıkan paraların tamamı kara para aklama yöntemleriyle sisteme dâhil ediliyor ve Türkiye bu konuda çok ciddi bir şekilde zan altındadır. Nitekim, Türkiye gri listeye alınmıştır. Bu konuyla ilgili defalarca uyarıldıktan sonra Birleşmiş Milletlerin ilgili kurumu tarafından gri listeye alınmıştır. Niye alınmıştır? Gülmeyin, Sayın Bakan ve Sayın Bakanlık bürokratları. Alınmıştır sizin ihmallerinizden dolayı. Niye alınmıştır? Bu ülkede 6 defa, 7 defa 2016'dan bu yana "varlık barışı" diye şeyler çıkarılmıştır. Bütün yazışmalar elimizdedir. Bu varlık barışında bir holdingin çalışanları, nasıl, işte, o zamanki Enerji Bakanına yazılar yazdığı, o Enerji Bakanının Maliye Bakanına nasıl yazılar yazdığı, efendim, "Şu varlık barışı şu şartlar çerçevesinde çıkarılmalıdır." dediği çok açık, net. Biz de o zaman tartıştık, ilk sefer geri aldılar, daha sonra tekrar tekrar getirdiler. Sadece vergi incelemesi yapılmaz değil, hiçbir soruşturma yapılamaz, istediği gibi bu paralar gelebilir ve bu çerçeveden bunlar yapılırken de bir sürü kara para aklamayla suçlanan insanlar sizinle odalarda görüşmüş, Cumhurbaşkanıyla boy boy resimler vermişlerdir Sayın Bakanım; bunlar çok ciddi suçlamalardır, bunlara cevap vereceksiniz. Bunu size sorduğumuz zaman, bizi "hain, terörist, terörist yardakçısı" ilan edemezsiniz.
Sayın Bakanım, siz niye hukukun, yargının işlemesini engelliyorsunuz? Hâlbuki sizin göreviniz, suç işleyen ya da suç işleme şüphesinde olan insanları yargı önüne çıkarmaktır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 45 tane dosyada yolsuzluk, usulsüzlük tespit etmiştir, yarım milyardan fazla kamunun zarara uğratıldığı iddiası mevcuttur. Dosyalar size gelmiştir, hepsini sümen altı etmişsiniz. Böyle bir şey var mı Sayın Bakanım? Bu insanlar yargıya nasıl çıkacaklar? Siz yargı mısınız Sayın Bakanım, "Yetkim var." diyorsunuz değil mi?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Yalan söylüyorsun, yetkim var demiyorum.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Evet, yetkiniz var, yetkinizi kötüye kullanmak anlamına geliyor bu. Ha, bunu yapmıyorsunuz, yarım milyar, 1 milyar milleti zarara uğratan insanların yargılanmasının önüne geçiyorsunuz, onları örtüyorsunuz ama öbür tarafta Büyükşehir Belediye Başkanı türbeye giderken elini arkaya bağlamış diye soruşturma açacaksınız. Sayın Bakanım, bunları millet görüyor ve bunlar yanlış şeyler Sayın Bakanım. Bakın, Sayın Bakanım, siz gerçekten insanları yargısız infaza tabi tutuyorsunuz. Bir tane örnek daha vereceğim. Boğaziçi Üniversitesinde olaylar oldu Sayın Bakanım, öğrenciler gözaltına alındı, siz açıklama yaptınız, dediniz ki: "Bunlardan 79'u şu örgütün, DHKP-C'nin falan üyesidir." Sayın Bakan, şimdi ben soruyorum, ben takip ettim, bunlarla ilgili bu örgüt üyeliklerinden dolayı hiç dava açılmadı, iddianame hazırlanmadı, iddianame kabul edilmedi. Sayın Bakan, siz nasıl oluyor da bu kadar kolay bir şekilde insanları yargılayıp mahkûm ediyorsunuz, böyle bir hakkınız var mı? Bize de aynı şeyi yapıyorsunuz, dönüyorsunuz "Sizin şunlarla bağlantınız var, şöylesiniz, böylesiniz." Siz nesiniz Sayın Bakanım ya? Böyle bir şey var mı? Böyle bir şey olmaz. Bakın, biraz evvel ifade ettim, siz bu ülkede herkesin güvenliğinden sorumlusunuz yani sizin bu açıklamalarınızdan dolayı insanlar hedefe konuluyor, saldırıya uğruyor, can güvenliği ciddi bir şekilde risk altına alınıyor. Böyle bir şey yapamazsınız.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerinizi alalım.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sürem bitiyor, evet.
Seçim güvenliğiyle ilgili birkaç cümle söyleyeyim: Bu ülkede, seçim güvenliğiyle ilgili ciddi tartışmalar var. Tabii, Anayasa'yla, yasayla ilgili problemler var, Yüksek Seçim Kurulunun vermiş olduğu saçma sapan, mühürsüz zarfların kabul edilmesi gibi şeyler var. Ama sizin yaptığınız bir şey var seçim güvenliğiyle ilgili; İstanbul'daki seçimleri provoke ettiniz, İstanbul'daki seçimleri yeniden yaptırdınız filan.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz dolmuştur.
Son cümlenizi alayım.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bitiriyorum.
Bu arada bir şey yaptınız, Büyükçekmece'ye 2 bin polis gönderdiniz. Niye? Sahte seçmen yakalamak için. Ev ev dolaştınız, koşturdunuz insanları iki gün, üç gün ve hiçbir şey yapmadı. Sadece bu sebepten dolayı siz yargının önüne çıkmalısınız Sayın Bakan. Bu yapılacak iş midir?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Sayın Bekaroğlu.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bu yapılacak iş midir Sayın Soylu? Maalesef, bunları yaptınız, yapmaya da devam ediyorsunuz.