| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri a) İçişleri Bakanlığı b) Emniyet Genel Müdürlüğü c) Jandarma Genel Komutanlığı ç) Sahil Güvenlik Komutanlığı d) Göç İdaresi Başkanlığı e) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 22 .11.2021 |
NİHAT YEŞİL (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakan, Bakan Yardımcılarım, değerli bürokratlar, Meclisimizin çalışan değerli personelleri, basınımızın değerli mensupları; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Sayın Bakanım, Bakanlık bütçeniz burada görüşüldüğünde 3 tane genel müdürlüğümüzün bütçesini topladım. Hepsinin toplam rakamı 8 milyar civarında oldu. Ama ne garip ki Ankara Büyükşehir Belediyesinde bir önceki dönem belediye başkanlığı yapan şahıs tek başına 801 milyon dolar harcarken hemen hemen bu 3 genel müdürlüğümüzün bütçesini, hatta Millî İstihbarat Teşkilatımızın da bütçesini katarsak, onlarla bütünde bir kişi keyfî bir şekilde bir harcama yapmıştır ve bu harcamayla ilgili ne sizin Bakanlık döneminizde ne bir önceki dönemde en ufak bir soruşturmaya tabi tutulmadığı gibi ama ne garip İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız geçen dönemle ilgili yaklaşık 500 milyara yakın bir -dosya- usulsüzlük hakkında teftiş kuruluna rapor gönderirken siz el koydunuz ve on bir aydan beri buna bir türlü yanıt veremediniz. Bu tutum, doğru bir tutum değildir. İşte, hak, hukuk, adalet noktasında bunları ararken 801 milyon doları Ankara halkının cebinden çıkaran böyle bir anlayış hakkında en ufak bir soruşturmaya tabi tutmazken, siz herhangi bir belediye başkanımızı veya "kayyum" dediğiniz konularda insanları haksız yere görevden alırken, herhangi bir memurun bir suç işleme noktasında -biraz önce Sayın Genel Başkan Yardımcımız anlattı- Vefa Salman arkadaşımızı, hiçbir suçu, günahı yokken, sadece hukuksuzluğu ortaya çıkarmak için böyle bir davada bulunurken siz aylardır, yıllardır görevine bile iade etmediniz ve hakkında da en ufak bir soruşturma açmadınız. Bu tutumunuz doğru bir tutum değildir, bu tutumunuzdan vazgeçin. Ama oturduğunuz yerden, konuşan arkadaşlarımıza laf atıyorsunuz, cevap verirken de doğru dürüst bir cevap verme noktasına girmiyorsunuz. Bunu doğru görmüyoruz.
Ben Jandarma Komutanlığımızla ilgili bazı şeylerden bahsetmek istiyorum. Şimdi, terörle mücadelede ön saflardaki Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet ve Jandarma personelimiz bir yandan terörle mücadele sürdürürken bu süreçte ağır yaralanan asker ve polislerimiz hâlihazırda sağlık sorunları yaşamalarına rağmen malul sayılmamaktadır. Ülkemizde neredeyse tamamı maddi ve psikolojik olarak zor durumda olmalarına rağmen malul sayılmayan 20 bin kadar gazi bulunmaktadır. Terörle mücadele esnasında bir gözünü kaybeden, kalbinde kurşunla yaşayan, beyninde roketatar şarapneli bulunan, çatışmada parmaklarını kaybeden, vücudunda onlarca şarapnel parçasıyla yaşayan bu evlatlarımız, maalesef, bazı yasal prosedürler nedeniyle gazi sayılmamaktadır. Bu sorunların ivedilikle çözülmesi ve mağduriyet yaşayan gazilerimizin malul sayılarak malullere verilen haklardan en kısa sürede yararlandırılmaları hem onların hakkını teslim etmek hem de bizlerin tarih önündeki sorumluluğu gereği bir zorunluluktur. Bu ayıbın ortadan kaldırılmasını ve gazilerimizin haklarının teslim edilmesini diliyoruz.
Diğer taraftan, yıllardır terörle mücadele eden muharip bir ordu olmamıza rağmen, bir ay önce operasyon sırasında yaralanan Jandarma Uzman Çavuş Burak Tortumlu Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesine getirilmiş ama helikopterin ineceği pist olmadığı için silah arkadaşları tarafından sedyeyle taşınmış ve maalesef, şehit olmuştur. Bu acı olay, 2016 yılında 669 sayılı OHAL KHK'siyle Sağlık Bakanlığına devredilen Gülhane Askeri Tıp Akademisini aklımıza getirmiştir.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz dolmuştur, son cümlenizi alayım.
NİHAT YEŞİL (Ankara) - Bu ve bir çok olumsuz örnekten de anlaşılacağı üzere, operasyonel ve sürekli görevde hareket hâlinde olan bir ordunun askerî bir hastanesinin olmaması kabul edilir bir durum değildir. Askerî hastanelerin yeniden açılması bir zorunluluktur.