TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Limanların özelleştirilmesiyle ilgili kırk dokuz yıla uzatılması... Belki kaç yıldır burada, bu Komisyonda çalışıyorum, eğer bu Komisyondan bu kanun geçerse en büyük sorumluluk duyacağım bir kanun maddesi bizim Komisyondan geçmiş olacak. Çünkü tarihlerine baktığımız zaman, henüz daha ihalesi yeni yapılmış, beş yıl olmuş limanlar var. 2059, 2061 yılına kadar bu sorumluluğa imza atmış olacağız. Yani hem çocuklarımızı hem torunlarımızı sorumluluk altına itmiş olacağız.

Şöyle limanların tarihlerine baktığımız zaman, Mersin Limanı 2007 yılında özelleşmiş ve henüz daha 2043 yılında dolacak, 2056'ya uzatıyoruz yani 43 yılda doluyor. İskenderun Limanı 2048'de doluyor, biz 2061'e uzatıyoruz. Samsun Limanı 2010'da ihalesi yapılmış, 2046'da doluyor, biz 2059'a uzatıyoruz. Yani en yakın zamanı dolacak limanın beş yılı var. Antalya Limanı 2028'de doluyor en yakın, 2047'ye uzatıyoruz.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, neden sorumluluk duyuyorum diye sorarsanız. Örneğin, daha ihalesini yaptığınızda, sekiz yıllığına liman işletme hakkını Katarlılara 140 milyon dolara verdiğinizde her tarafta büyük reklam yaptınız ki çok iyi paraya Katarlılara limanın işletme hakkını sattık. Ama ne yazık ki bu davalar açılmaya başladıktan sonra neler oldu, içyüzü nedir davaların, bilemiyoruz. Bu davalarda şirketler mi daha güçlü, yoksa devlet mi güçsüz, biz bunu anlayamadık. Ve bu davalar sonucunda, acele, özellikle Sanayi, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna bu kanun maddesinin getirilmesine anlam veremiyoruz. Yani Türkiye'de yıllardan beri muhalefetin savunduğu "Elektrik faturalarında TRT payı kalksın." bunu savunurken iktidar da "TRT payını kaldıracağız." deyip gündem yapmasının ardından bu kanun metninin içerisine bu limanların girmesi bizi şaşırtıyor. Eğer vicdanınız el veriyorsa bu kanun maddesine oy verin. Şu gördüğünüz resme bir bakın. Son dönemlerde, özellikle Marmara'da müsilajdan dolayı büyük sıkıntılar var. Bu, ihalesi henüz daha yeni yapılmış liman. Neredeyse körfez karşıdan karşıya birleştirilecek. ÇED raporu almadan her gün işlem yapıyor. Bakın, her tarafı doldurmuş, dolmadık alan kalmamış, deniz birleşiyor. Yani körfezi Derince'den Gölcük'e birleşme noktasına kadar doldurdular. Derince Limanı, 2015 yılında Safiport'a 543 milyon dolara ihale edilerek verildi, otuz dokuz yıllığına. Ya, şimdi, 543 milyon dolara Türkiye'nin göz bebeği, körfezin, İstanbul'un tam merkezindeki bir limanı neye karşılık, nasıl verildi, kırk dokuz yıl nasıl uzatılıyor? Biz bunu anlamlandıramıyoruz yani kırk dokuz yıl neden uzatılıyor? Balıkçılar isyanda. Bölgede; Karamürsel'de, Gebze tarafında, Hereke'de yüzlerce, binlerce tarihî balıkçılarımız var; geçimini sağlayan balıkçılar var, balıkçılara yasaklanıyor, burası liman bölgesine dönüştü. Yani bu Safiport ihaleyi aldıktan sonra Kocaeli Körfezi yok edildi. E, şimdi, anlam veremediğimiz, elektrikte TRT payı bir anda kalkacak. Kanun taslağının içerisindeki limanları kırk dokuz yıllığına tekrar ihale etmek ne anlama geliyor? Ben, bu Komisyon üyelerine şunu söylüyorum: Siz burada ihale mi yapıyorsunuz, kanun mu çıkarıyorsunuz? Bir düşünün, elinizi vicdanınıza koyun, akşam eve gittiğinizde çocuklarınıza da şunu söyleyin; şu resmi de gösterin; Biz Kocaeli Derince'de limanı 2059 yılına kadar ihale ettik. Çocuk sormaz mı: "Ya, bu, çevreyi kirletecek veya bunun çevreye zararı olacak. Limanla ilgili 2059'a kadar, 2040'ları, 2050'leri nasıl öngördünüz de siz buna 'Evet.' dediniz?" Elinizi vicdanınıza koyun, düşünün. Onun için, uyumlu çalıştığımız bir Sanayi Komisyonu bu kanun maddesine "Hayır." demeli, Anayasa'ya aykırı bir kanun maddesine "Hayır." demeli. Ben sizin elinizi vicdanınıza koymanızı istiyorum.

Teşekkür ediyorum.