KOMİSYON KONUŞMASI

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ben de 2022 yılı Sağlık Bakanlığı bütçemizin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Sayın Bakan, sabahtan bu yana görüşmelerimizi yapıyoruz Bakanlıkla ilgili ama Sayıştay denetim raporlarına baktığımız zaman âdeta şehir hastaneleri denetim raporuna dönmüş durumda bu raporlar ve bulguların yaklaşık olarak yüzde 70-75'i şehir hastaneleriyle ilgili. Sayıştayın son üç yıldaki raporlarının ortak noktası şu Sayın Bakan: Şehir hastanelerinin muhasebe işlemlerinin mevzuattaki yönetmeliklere uymadığını tespit ediyor son üç yılki raporlar ve diğer bir ortak tespit de devamlı şekilde kamunun zarar gördüğüne dair tespit; bunu Sayıştay tespit ediyor. Şehir hastaneleri kamuoyunun gündemine sürekli, yüksek maliyetleri nedeniyle ve yolsuzluklar nedeniyle geliyor. Yüksek maliyetlerini siz de 14 Kasım 2019 tarihindeki bütçe görüşmeleri sonrası yaptığınız basın açıklamasında kabul ettiniz, yüksek maliyetler olduğunu ve genel bütçeden yapacağınızı belirtmiştiniz. Dikkat ederseniz Sayın Bakan, son üç yıldır Bakanlığınızın bütçesinin yaklaşık yüzde 20'sini şehir hastaneleri alıyor ve siz farkında mısınız acaba, son yıllarda Bakanlık yüzde 80 bütçeyle hizmet vermeye çalışıyor, yüzde 80 bütçeyle, yüzde 20'sini otomatikman şehir hastaneleri alıyor çünkü. Biz bu nedenle şehir hastanelerine, işte, küresel bir sömürü sistemi, modern kapitülasyonlar, cumhuriyet tarihinin en büyük kara deliği diyoruz. Şehir hastaneleri esasen şirket hastaneleridir, kamudan özel şirketlere para aktarmanın bir paravanıdır ve cumhuriyet tarihinin en uzun süreli soygun sistemidir Sayın Bakan. Şehir hastaneleri esasen kamu-özel iş birliği modeli değil, AKP- yandaş iş birliği modelidir.

Şimdi, bakın, yolsuzluklarla ilgili bir örnek vermek istiyorum: Sayın Genel Başkanımız 13 Ekim 2021 tarihinde yani tam kırk üç gün önce bugün Isparta Şehir Hastanesiyle ilgili ihale evraklarını yayınladı. Kırk üç günden bu yana sizlerden bu konuda hiçbir açıklama gelmedi Sayın Bakan. Kısaca özetleyeceğim: Evet, Isparta Şehir Hastanesinin temel atma töreni 12 Mart 2014 tarihinde, dönemin Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, dönemin Isparta milletvekilleri ve şirket yetkilileriyle yapılıyor, 12 Mart 2014. Bundan dört buçuk ay sonra ihale yapılıyor; bakın, bu evrak da elimizde yine. Nedir? 24 Temmuz 2014 tarihinde yani önce bir temel atma töreni, temel attığınız şirkete daha sonra, dört buçuk ay sonra da bu ihaleyi veriyorsunuz. İhale Komisyonu 5 kişi "Bu ihaleyi iptal edelim." diye yazı yazıyor. İptal etmiyorsunuz, aksine 15 maddelik bir ikna ve baskı yazısı yazıyorsunuz, onun ayrıntısını şimdi vereceğim. Bir kişi -efendim, bunu da okuyacağım size- bir bürokrat: "İhale süreci sonlandırılıp İhale Komisyon kararı almadan, ihaleyi kazandığı belirtilen firma ve Bakanlık yetkilileriyle birlikte 12 Mart 2014 tarihinde Isparta Şehir Hastanesinin temel atma töreni yapılmıştır. İhale kararı almadan önce gerçekleşen temel atma töreni hukuka aykırıdır. İhale Komisyonu zor durumda ve zan altındadır." diyor Sayın Bakan, bakın. Ama 4 İhale Komisyonu üyesi imzalamak zorunda kalıyor. Neden? Evet, 15 maddelik; bakın, "müsteşarlık makamına" denilen, ihaleye fesat karıştırmanın belgesidir bu elimdeki. 15 madde neden o şirkete verilmesi gerektiğine dair bir ikna yazısı yazıyorsunuz ve burada itiraf ediyorsunuz. Oy birliğiyle İhale Komisyonu iptal edilmesini istemiş ama sonunu okuyacağım ben size: "Yukarıdaki ayrıntıları belirtilen rapor incelenmiş olup ihale sürecinin devamına, iptal talebinin reddine ve ihalenin ivedi olarak sonuçlandırılmasına karar verilmiştir." diyor. Kim diyor? Dönemin Sağlık Yatırımları Genel Müdürü Ahmet Yaşar Burak. Ve "Uygun görüşle arz ederim." diyor Müsteşar Yardımcısı Doktor Şuayip Birinci, şu anki Yardımcınız. Ve "Olur." diyor, evet, dönemin müsteşarı Eyüp Gümüş. Bakın, bu, ihaleye fesat karıştırma belgesidir Sayın Bakan ve hâlen o Bakan Yardımcısıyla birlikte çalışıyorsunuz. Eğer gereğini yapmayacaksanız demek ki siz de bu işlere ortaksınız.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ayıp ediyorsunuz!

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Biz Sayın Bakan Yardımcısının istifasını talep ediyoruz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bunu demeyin ya!

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Bir dakika efendim, durun ya... Acele etmeyin, bir saniye durun.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Şahin... Lütfen, kullandığınız kelimelere, dile, üsluba dikkat edin, rica ediyorum.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Evrak burada, evraklar burada. Ve bakınız, bakınız...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Kaba ve yaralayıcı bir dil kullanmayın lütfen, İç Tüzük'ümüz gereği.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Bu, ihalenin birinci kısmıdır, ikinci kısmı da var.

Bakın, ihalenin birinci kısmının tarihi 24 Temmuz 2014 ve saat 14.00'te karar alınacak. Bu ikna yazısı, Sayın Bakan, burada, bakın, Müsteşarınızın, Genel Müdürünüzün ve Bakan Yardımcınızın imzası var ama burada tarih yok, bakın, tarih yok. Tarihi nereden anlıyoruz? Buradaki barkodu bilgisayardan büyüterek okutuyoruz. Tam ihale saati 14.00'te, 13.54'te de bu işleme sokuluyor yani İhale Komisyonuna baskıyı arttırmak için. Bakın, tarihî bir belgedir ve evet, yolsuzluk tarihinin literatürüne geçen bir belgedir sonuç itibarıyla. Birinci bölüm böyle, Sayın Bakan, inşaat yapılıyor.

2017'de, hastane açılmadan kısa süre önce -Mart ayında açılacak- 9 Şubatta da ihaleyi ikiye bölmüşsünüz, ikinci bölümünü yapıyorsunuz, hizmetle ilgili kısmını ve yine aynı şirkete veriyorsunuz. Ortada rekabet, şeffaflık, hiçbir şey kalmamış. İkinci bölüm, bölüm bölüm böyle, ihale yolsuzlukları var. Ve bakın, her 2 kararın da, son teklif verme, nihai teklif verme tarihleri 15 Şubat 2013, her ikisinde ama birisi 2014'te sonuçlanıyor, diğeri 2017'de. Nasıl açıklayacağız? 2014'tekinin karar sayısı 2, 2017'nin 1. Ben bu işin içinden çıkamadım. Yani Sayın Bakan, bakın, bu kadar şehir hastaneleri bataklığa batmış durumda. Yine Sayıştay raporlarında, bakın, diyorlar ki işte, 13 tane şehir hastanesinde yer teslimi yapılmadan önce inşaat başlamış. Yani içimize şüphe doğuyor, bu şehir hastaneleri, 13 tane şehir hastanesi, tıpkı Isparta Şehir Hastanesi gibi ihale süreçleri -bu şekilde- gerçekten Kamu İhale Yasası'na uygun olmayan şekilde mi verildi acaba diye düşünüyoruz. Bakın, burada bunu söylüyoruz.

Şimdi, maliyetlere gelelim Sayın Bakan. Şimdi, diyorsunuz ki: "Efendim, işte, bu yılki bütçemiz 116 milyar lira, bunun 21,5 milyar lirası şehir hastaneleri kira ve kullanım bedeli." Değil mi, bu şekilde? Bakın, bu da 2021 yılı yatırım programı. Bir devlet hastanesinin yatak başı maliyeti nedir diye baktığım zaman, ben kendi ilime baktım, Balıkesir'e 400 yataklı bir devlet hastanesi yapılacak, ek bina -ama yıllardır yapılmıyor, onu da bu arada söylemiş olayım- hesapladığım zaman, 695 bin liraya mal oluyor devlet hastanesi, 700 olabilir, 695, önemli değil. Sadece bu yıl verecek olduğunuz kira ve hizmet bedelini, 21,5 milyarı 695 bin liraya bölecek olursak 31.028 yatak yapıyor Sayın Bakan yani 31 bin yatak yapıyor. Yani 62 tane 500 yataklı hastane yapıyor Sayın Bakan, sadece bu yıl verecek olduğunuz kira ve hizmet bedeliyle. Bu 13 tane 18 bin yataklı şehir hastanesi için. Sizin Bakanlığınızın mali tablolarında eğer ki başlangıçtan bu yana Ekim 2017'den bu yana şehir hastaneleri için ödemeler yapıyorsunuz. Toplam ödediğiniz kira ve hizmet bedeli şimdiye kadar -2022'yle birlikte söyleyeceğim- 57 milyar lira -küsuratı siliyorum- yapıyor. Aynı hesaplamayla, bu 57 milyar lirayla kaç tane yatak sahibi olabilirdik biliyor musunuz Sayın Bakan? 82.500 tane yani 165 tane 500 yataklı hastane olabilirdi. Arkadaşlar diyorlar ya: "Bu şehir hastaneleri olmasaydı Covid'de ne yapardık?" diye. Keşke şehir hastaneleri olmasaydı işte bu kadar hasta yatağına sahip olurduk ve hastaları "Covid hastaları" ve "kronik hastalar" diye de ayırabilirdik. Maalesef bu şansımızı da elimizden aldınız.

Sayın Bakan, bakınız, muazzam şekilde döviz krizi yaşıyoruz değil mi? Kamu-özel ortaklığı projelerine ödediğimiz paraların yüzde 50'den fazlasını sadece şehir hastaneleri alıyor, yüzde 50'den fazlasını. Bakın, bu yaptığınız bütçe, inanın, şimdiden boşa çıkmış durumda. "Neden?" diyecek olursanız, sizin gönderdiğiniz tarih 18 Ekim tarihli değil mi? Dolar kuru -fazla ayrıntıya girmeyeceğim- 9,2. 14 milyar lira kiralar için ayırmışsınız, dövizle vereceksiniz. Şu an dolar ne kadar? 12,1; lira diyelim. 17 milyar lira yapıyor Sayın Bakan. Bütçeniz açık veriyor ve daha da artacak. Yazık değil mi? Biz bu kadar parayı bulamıyoruz, bu kadar döviz sıkıntısı çekiyoruz. Neden yabancı şirketlere siz bu şekilde dövizle kira ödemesi yapıyorsunuz? Maliyetler ortada, zarar ediyorsunuz, üzerinizde vebal var Sayın Bakan, bakın, geçen yıl da söylemiştim size. Bakın, önümüzdeki ocak ayında 4 tane şehir hastanesinin bu hizmet sözleşmeleri dolacak. Hangileri? Mersin, Isparta, Yozgat, Adana.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerinizi alalım.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Bu hizmet sözleşmelerini şeffaf yapmanız gerekiyor Sayın Bakan. Şirketler Bakanlığa çökmüş "Eğer bize vermezsiniz bu hizmetleri, hizmetleri durdururuz." diyorlar, bu şekilde duyumlar geliyor bize. Gereken açıklamayı yapmak durumundasınız. Mücbir sebep nedeniyle bu sözleşmeleri yenilemeniz gerekirdi, Türk lirasına çevirmeniz gerekirdi Sayın Bakan.