| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a)Sağlık Bakanlığı b)Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c)Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç)Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı d)Uluslararası Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 25 .11.2021 |
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Bakan Yardımcıları, Bakanlığın değerli bürokratları; öncelikle hoş geldiniz.
Teşbihte hata olmaz, deveye sormuşlar "Boynun niye eğri?" diye, o da "Nerem doğru ki?" demiş. Şimdi, ben sabahtan beri bakıyorum, sağdan bakıyorum, soldan bakıyorum, acaba bir kadın bürokrat, bir kadın Bakan Yardımcısı görür müyüm diyorum çünkü ben bir hemşireyim ve sağlık alanında da çok yüksek oranda kadın çalışıyor ama ne yazık ki Bakanlığınızda temsilî anlamda bile bir kadın arkadaş yok.
SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Burada var.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Var mı? Özür dilerim, ben hep bu tarafa baktım, bir kişiyle de kurtaramazsınız zevahiri herhâlde Sayın Bakan. Onun için bunu bir temel eleştiri olarak lütfen alın ve en azından bu konuda bir düzenleme yapın çünkü az sonra konuşacağımız şeyler aslında bu bakış açısıyla çok yakından ilintili. Sizin Bakanlık kadronuzda, bürokrat kadronuzda kadın arkadaş olmamasının, kadın Bakan Yardımcısı, bürokrat olmamasının yürüttüğünüz politikalara da bire bir etkisi olacaktır. Bunu bütün samimiyetimle ifade ediyorum.
Şimdi, Sayın Bakan, başlık çok, birçok arkadaş dile getirdi yani muhalefettin dile getirdiği şeyleri de can kulağıyla dinlediğinizi görüyoruz. CHP Grubu adına konuşunca Sayın Bekaroğlu dedi ki: "Sizin iyi bir insan olduğunuzu biliyoruz." Sanıyorum, bu salonda sizin iyi insan olmadığınıza ya da insanlığınıza dair hiçbir tartışma yoktur ama sorun iyi insan olmakla mı ilgilidir ya da kişisel olarak iyi olup kötü olmak devlet yönetiminde, bürokraside bize ne kadar yol aldırır? Bunları tartışmamız lazım. Çok bilinen bir söz vardır: "Cehenneme giden taşlar iyi niyet taşlarıyla döşelidir." İyi niyet yetmiyor Sayın Bakan, yetkin olmak, inisiyatifli olmak ve gerçekten o bürokrasinin, o Bakanlığın başında kimin olduğu çok önemli. Ben bütün iyi niyetinize, sağlık alanından hekim olarak gelmiş olmanıza rağmen bu konuda sorun yaşadığınızı düşünenlerden biriyim en azından.
Şimdi -eğer öyle olmazsa- bazı konularda da gerçekten anlamakta zorlandığımız tutumlarınız var. Örneğin, 23 Kasımda TTB bir yürüyüşe başladı, yürüyüşün gerekçesinin "Neden yürüyoruz?" diye şurada bütün maddeleri var, arkasında da -muhtemelen siz de görmüşsünüzdür- talepler var. TTB sizden tam üç yüz seksen sekiz gün randevu talep etmiş -bu sizin de örgütünüz Sayın Bakan çünkü bir hekimsiniz- ama siz randevu vermemişsiniz. Şimdi, insan ister istemez anlamıyor yani bir ülkede Sağlık Bakanı olacaksınız, o Bakanlığın yasayla kurulmuş bir örgütü olacak ama siz o örgütle görüşmeyeceksiniz.
SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Görüştüm ben daha önce. Türk Hekimleri Odasıyla da görüşüyorum.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Tamam, randevuya cevap vermemişsiniz Sayın Bakan, yürüyüş gerekçelerinde o da var.
Şimdi, bu nedir? En nihayetinde, Bakanlık olarak bu işin içerisindeki paydaşlarla ne kadar çok görüşürseniz, muhalefet partileriyle ne kadar görüşürseniz bu toplumdaki sağlık hizmet kalitesi o oranda artacak ve sizin yoğunluktan veya başka nedenlerle ya da Hükûmetten olmanız nedeniyle göremediğiniz bazı şeyleri görmenize ve düzeltmenize de imkân sağlayacaktır. Bu anlamıyla, bu görüşmeyi ivedilikle yapmanızı en azında öneririz ve bütün taleplerini sahiplendiğimizin de bir kez daha altını çiziyoruz.
Şimdi, Sayın Bakan, sağlıktaki özelleştirme, sağlıktaki dönüşüm programı yani sağlık ocağı sisteminin kaldırılması, aile hekimliği sisteminin getirilmesi, bu sistemin ne yazık ki istenilen performansı gösterememesi; hâlâ sevk zincirine geçilmemesi; aile hekimliğinde çalışan yardımcı sağlık personelinin "eleman" olarak nitelendirilmesi, onların bütün özlük haklarının, sözleşme fesihlerinin müdürlüklere devredilmesi gibi dünya kadar sorun var ama ben bu sorunlara ne yazık ki geniş geniş giremeyeceğim. Sadece şunu söylememiz gerekiyor: "Aile hekimliği çalışanlarından kendi durumlarıyla ilgili üst üste üç açıklama yapanların sözleşmeleri feshedilecek." demişsiniz, 800 aile hekimine soruşturma açmışsınız Sayın Bakan.
Beni de dinlerseniz bu arada, Sayın Bakan Yardımcısıyla sonra da konuşabilirsiniz sanırım.
Diğer bir mesele, bakın, ben, sağlıkta dönüşüm sistemi geldiğinde ve bizim o zamanlar "parça başı iş" dediğimiz sağlıktaki performans sistemine geçtiğinizde biz sendika olarak da SES olarak da Tabipler Birliği olarak da çok güçlü itirazlar yaptık ama ne yazık ki Hükûmetiniz bu itirazların hiçbirini dinlemedi. Ve ben suratındaki küçücük bir ben için cerrahi masaya yatırıldığına tanıklık bir cerrah hemşiresiyim, ameliyathane hemşiresiyim, neden? Çünkü performans vardı yani tıklayın, performans alın. Şimdi, bu performans sistemi çalışma barışını bozmuşken, verimliliği düşürmüşken, kamu kaynaklarını israf etmişken; SGK maliyetini abartmışken, büyütmüşken, her şey ortadayken niye bundan geri adım atmıyorsunuz, niye buradan gerçekten insan odaklı, toplum odaklı bir sağlık sistemine geçiş yapmıyorsunuz? Ben bunu gerçekten hâlâ anlayabilmiş değilim.
Diğer bir mesele, tedavi edici hizmetler yüksek maliyetlidir. Oysaki bütün dünyadaki sağlık öngörüsü aslında hastalanmamaya dönüktür yani koruyucu sağlık hizmetlerine. E, şimdi, biz, bütçenizdeki sağlıkta tedavi edici hizmetlere ayırdığınız paya bakıyoruz, yüzde 60'larda; koruyucu sağlık hizmetlerine bakıyoruz, yüzde 30'lar civarında. Şimdi, nasıl olacak Sayın Bakan?
SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Artırıyoruz.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - İşte, artırıyorsunuz da bu oranlarla mümkün değil. Yani sonuçta, biz hastalanmamayı baz almak zorundayız.
İkinci bir şey; biz sadece sağlığı getirip hastaneye, hekime, hemşireye daraltamayız. İyi beslenmeyen bir çocuk Sağlık Bakanlığının sorunudur, gıdada kullanılan bütün ilaçlar -Değil mi? Bir çocuk Konya'da nar yediği için yaşamını yitirdi- Sağlık Bakanlığının sorumluluğundadır. Çevresel etkenler; hava kirliliği, temiz suya ulaşamamak, beslenememek, barınamamak, bunların hepsi birer sağlık parametresidir ama ne yazık ki bu konuda Bakanlığınızın meseleyi getirip sadece hastaneye, sağlık ocağına, hekime, hemşireye indirgeyen bir yaklaşımı var. Diğer Bakanlıklarla daha fazla iş birliği yapmanız ve bu konuda daha fazla inisiyatif almanız gerekiyor.
3600 ek göstergeyi söylemekten dilimizde tüy bitti. Bir sürü hemşire arkadaşım emekli olmuyor; ha çıktı ha çıkacak, ha çıktı ha çıkacak. Vallahi, çıkmıyor "Emekli olun." diyorum, inanmıyorlar. Umarım çıkar.
Diğer bir mesele; bakın, sizin Bakanlığınız yani Sağlık Bakanlığı en fazla kadın istihdamının olduğu bir Bakanlık ama bu kadınların çocuklarını bırakacakları kreşleri yok, bu konuda dünya kadar sorun yaşıyorlar. Ben kendim de ne yazık ki çalıştığım hastanede...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Gülüstan Hanım, son cümlelerinizi alalım.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Bir dakika daha eklerseniz Sayın Başkan, bitiriyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yapamıyoruz maalesef, genel uygulamamız var.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Tamam, hemen bitiriyorum Sayın Bakan.
Ve bu konuda hızlı bir şekilde adım atılması gerekiyor. 50 kişilik çocuk sınırı olamaz Sayın Bakan, bu kabul edilemez.
Son olarak da cezaevlerindeki sevk meselesi, kelepçeli muayene, mahpus odaları çok büyük bir sorun; lütfen bunlara dönük bir iyileştirme yapın.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Deontoloji, kelepçeli muayeneyi kabul etmez. Hiçbir hekim hastasına ideolojik olarak yaklaşamaz, mahpus olmak insan hakkını, sağlık hakkını geri plana itmez.
Ayrıca Sayın Bakan...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum. Süreyi çok aştınız.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Son olarak, bitiriyorum.
Bir Kürt'sünüz, biliyorum. Kürtçe ninnilerle büyüdünüz, onu da tahmin edebiliyorum. Sizden, ana dilde sağlık hakkını tanımanızı ve bu konuda...