| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a)Cumhurbaşkanlığı b)Millî İstihbarat Teşkilatı c)Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ç)Diyanet İşleri Başkanlığı d) Devlet Arşivleri Başkanlığı e)Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı f)Strateji ve Bütçe Başkanlığı g)İletişim Başkanlığı ğ)Savunma Sanayii Başkanlığı h)Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ı)Yatırım Ofisi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 26 .11.2021 |
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, basının temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yeni sistemden sabahleyin sevgili Paylan da söz etti, yeni sistemle beraber ekonominin düzeleceği söyleniyordu fakat yeni sistemle beraber tam tersine giderek ekonomi çöküyor ve kendisinin çöküşüyle beraber toplumu daha da yoksullaştırıyor, işsizleştiriyor. Bizler her buluşmamızda bunlara tanık oluyoruz ve bunları aktardığımızda da kimse sanki dinlemiyor. Ve ne oldu? Biz ilk buluştuğumuzda burada, bütçeyle ilgili teklifler geldiğinde, şu anda, bir aylık süreçte bile bu bütçenin ne kadar kadük hâle geldiğini hep beraber görmüş oluyoruz. Biz ne demiştik? "Faize, güvenlik politikalarına ve yandaşa gidiyor." diyor ve tablolar gösteriyorduk, her gelen Bakanlığa da bunu aktarıyorduk ama 15 Ekimden bugüne kadar baktığımız süreçte, aslında harcama tercihleri değişmediği gibi, bu girdiğimiz ekonomik krizle beraber, bugün geldiğimiz aşamada ciddi bir rakamsal fark var. Nedir? Bu kadük, işe yaramaz, giderek bitiren süreçle beraber, o günden bugüne yaklaşık 43 milyar dolar bir erime söz konusu. Şimdi, bunun karşılığına baktığımızda, birçok insan asgari ücreti tartışmaktan çıkabilirdi; birçok yoksul insan bu kışta doğal gazıyla, sobasıyla, beslenmesiyle sorunlarına çare bulabilecekti; birçok çiftçi tarlalarını sürebilecekti. Bir taraftan da bu ithalat ve ihracatla ilgili konuşulurken yapılan araştırmalarda, Türkiye'deki üretimin yüzde 40'ının ham maddesi hâlâ ithalata bağlı ve onların giderek iflaslarıyla karşı karşıya kalmış olacağız. Ve hep ne söyleniyor: "Sabır, sabır, sabır." ama inanın, sabredecek hiçbir şey kalmadı, artık insanlar tükenmiş noktaya geldi. Sabahleyin muhalefetteki birçok arkadaş şunu önerdi: "Gelin, bir daha konuşalım, nasıl düzeltebiliriz?" Bu bile dikkate alınmıyor.
Geldiğimiz diğer aşama, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, -ben geçen yıl da söylemiştim- Kürt meselesi konuşulduğunda, özellikle Kürtlerin en çok hassas olduğu noktalardan bir tanesi Kürtçe. Kürtçeyle ilgili birçok girişim kimi zaman aktarılıyor, paylaşılıyor, kimi zaman da getirilmiyor. Hep söylenen 2 tane şey var; TRT Kurdî, bir diğeri de cezaevlerinde konuşulmuyordu, mahkemelerde konuşulmuyordu, konuşuluyor. En sonunda Cumhurbaşkanının Batman ziyaretinde bir müzik eşliğinde bu dile getirildi ama hemen arkanızda Diyanet İşleri Başkanlığı bulunuyor; 6 dilde internet sayfası var, 6 dilde, Kürtçe yok. Yani geçen yıl da söyledim, bu Diyanet kime çalışıyor? Bu Diyanet kime çalışıyor? Geçen yıl ısrarla söylememize rağmen, böyle bir Kürtçe başlık yapmadığı için, sayfa açmadığı için, o yüzden İstanbul'daki melelere polisler diyor ki: "Niye Kürtçe vaaz verdiniz, niye taziyede Kürtçe konuşma yaptınız?" Ey Diyanet, sen Kürtlerle ilgili melelerle ilgili düzenlemeyi yapıp kendi sayfanda bir yayın çıkartmıyorsan, internette bunu yapmıyorsan... Yok. Sayın Fuat Oktay, ne yaptım? Diyanet İşleri yayınlarını aradım, buradan çıkıp aradım. En son ne zaman Kürtçe bir eser basmışsınız? 2017 "Elif-Bâ'sı", bir de hadislerle ilgili. Ya, o zaman biz bir şey söylediğimizde, biraz inandırıcı olması için, en azından inançtan söz eden bir kurumun bunu yapması lazım. Bunu yapmıyorsa o zaman "Sözde Kürtçeyle bir işlem yapıyorsunuz." derler. Nasıl ki tırnak içinde "sözde" kelimesi kullanıyorlar, ben de o zaman derim ki: "Siz sözde Diyanet İşleri olarak dillere bakıyorsunuz."
Bir diğeri -tekrar- İletişim Başkanlığı... Sayın Fahrettin Altun Hakkâri'nin üstünden geçerken -Cumhurbaşkanının da ziyaretinde- diyor ki: "Hakkâri dağları ne güzel görünüyor." Bir sanatçının Kürtçe "Merhaba" parçasını paylaşıyor. Fahrettin Altun, İletişim Başkanlığındasınız; siz de açıkladınız, bir yığın yayın var e-devletiyle ilgili, e-kitaplarıyla ilgili, birçoğuyla ilgili. Bir tane mi Kürtçe yayın olmaz, bir tane mi olmaz? Siz bunu yapmayınca, o zaman kendini kraldan daha fazla kralcı sanan kişi, kolluk gücü Kürtçeyle ilgili her bir şeyi iktidardakiler kullanıyorsa "..."(x) iktidar değilse "..."(x) böyle bir hikâye mi olur? O zaman, işte, bu, gerçek bir işle bağdaşmamış olur, bunun önünü açmak lazım.
Endekslerden söz ediliyor, endekslerden söz ettiniz. İnanın, bu endeksleri bizim karşılıklı oturup konuşmamız lazım. Yani birileri diyor ki: "Büyüyoruz." Biz de diyoruz ki "Sefalette de büyüme rakamları var." Birileri diyor ki: "Özgürlük var." Biz de diyoruz ki "Aslında demokrasi endeksinde, basın özgürlüğünde, örgütlenme özgürlüğünde sıkıntılar var." Bunların hepsini konuşmamız lazım ve bu konuşmalar çerçevesinde önümüzün nasıl olması gerektiğini görmemiz lazım.
Ben, geçen yıl, tekrar MİT Başkan Yardımcısına seslenmiştim, söylemiştim ve o not almıştı. Sayın Başkan anımsıyor, ben tekrar anımsatmak istiyorum. Sayın Başkan Yardımcısı, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bu ülkede, Diyarbakır'da, İstanbul'da, gündüz, gençler, HDP Parti Meclisi Üyesi, MYK üyesi kişiler araç içine konuyor; plaka var, görüntü var, MOBESE kaydı var. Kişilere kimlik çıkarttırılıyor, diyorlar ki: "Biz Millî İstihbarattanız, bize çalışacaksın, çalışmazsan sana her türlü işlemi yaparız."
Şimdi, Millî İstihbarat Teşkilatı yeri gelince Oslo'da görüşme yapıyor, yeri gelince İmralı'da görüşüyor, belki de hâlâ da gidip görüşüyor ama bir ülkenin, İstanbul gibi kentinde, Diyarbakır gibi kentinde birileri MİT adına konuşuyorsa, MİT bu konuda bir işlem yapmıyorsa bu herkesi yaralar, kurumu da yaralar.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Necdet Bey, bu konuyla bitirelim lütfen.
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Eğer MİT bu olayı görmezlikten geliyorsa gerçekten yaralar. Bir an önce, birileri bu işle ilgili konuşuyorsa onların televizyonlara çıkartılıp gösterilmesi lazım ki birileri cesaret etmesin.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum, süreniz...
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, tamamlıyorum.
Bu olmadığı zaman ilerlemeyiz.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bir de şunu sormak istiyorum: Millî Savunma Bakanlığına ve İçişleri Bakanlığına 1,5 milyar bir ödenek gönderiliyor -barışla ilgili işlemleri yapmak üzere, barış savunma harcamalarına- bunun detayları konusunda bizi bilgilendirin. Barış konusunda ne işlem yapıyorlar? Detaylandırılırsa bu kalemler, 1,5 milyar, onu da öğrensek iyi olur.
Teşekkür ederim.