| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a)Cumhurbaşkanlığı b)Millî İstihbarat Teşkilatı c)Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ç)Diyanet İşleri Başkanlığı d) Devlet Arşivleri Başkanlığı e)Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı f)Strateji ve Bütçe Başkanlığı g)İletişim Başkanlığı ğ)Savunma Sanayii Başkanlığı h)Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ı)Yatırım Ofisi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 26 .11.2021 |
CAVİT ARI (Antalya) - Evet, Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız, değerli bürokratlar; ben de hepinizi saygıyla sevgiyle selamlamak istiyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, 20 Ekimde de yine burada sizi misafir ettik. O gün geldikten bu tarafa geçen çok kısa süre içerisinde, o gün dolar 9,30 iken bugün neredeyse 12 lirayı geçti, euro 10,80 iken bugün 13,50 civarında, çeyrek altın 870 iken bugün 1.200 lira civarında. Yani sizi en son gördüğümüz günden beri ülkemizde gerçekten olağanüstü değişiklikler olduğunu söyleyebilirim.
Buradan, kendini devletle eş değer tutan iktidar mensuplarına seslenmek istiyorum: Bir ülkeyi yönetenler toplum üzerinde iktidar uygularken bunu hep devlet adına yaparlar. Ancak, devlet adına iktidar uygulayan yöneticiler yani hükûmet ile devleti birbirinden ayırt etmek gerekir. Devlet, hükûmetten farklı bir yapıdır. Devlet, insan ömrüyle ve zamanla sınırlı olmayan, dolayısıyla süreklilik içerisinde bulunan bir kurumdur, bu sürekliliğin sağlanabilmesi için daha başlangıçta devletin varlığının onu yönetenlerin varlığına bağlı olmadığının bilinmesi gerekir. Devleti meydana getiren insanlar değişebilir, devleti yönetenler değişebilir, hükûmetler değişebilir fakat devlet kalır; bütün bu değişmeler onun varlığını etkilemez, devlet süreklidir. Çok sayıda devlet ile hükûmetin veya iktidarın birbirinden farklı olduğuna dair tespitler var, ölçütler var, ben zaman kaybı olmaması adına bunları tek tek saymak istemiyorum. Ancak, muhalefet olarak bizlerin hükûmete, iktidara yani sizlere yaptığımız eleştiriler iktidar olarak size yapılan eleştirilerdir, devlete yapılmış bir eleştiri sayılamaz. Başarısızlığı örtmek için "Efendim, bu eleştiri devlete yapılmış eleştiridir." gibi yakıştırmalar kesinlikle ve kesinlikle sadece başarısızlığı örtmektir. O nedenle, "Devletimin yanındayım." söylemlerini "Biz de devletin yanındayız, biz de bu devleti savunuyoruz." olarak ben de yüksek sesle dile getiriyorum ama biz bu devleti sizden daha fazla savunurken iktidarın karşısında ve iktidarın yanlışlarının karşısında olduğumuzu da buradan ifade etmek istiyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, ülkemizde şu an bir güven krizi var ve bu güven kriziyle birlikte devam eden bir ekonomik kriz var. Bu iktidara artık güven kalmamıştır, Sayın Cumhurbaşkanına ve kadrolarına güven kalmamıştır. Bakın, daha geçen hafta, çok kısa bir süre içinde yaşanan şu olay size güvenin kalmadığının açık göstergesidir: Burada söylenen ve yine sosyal medyada çok sayıda yer alan bir konu "Gece on ikide Resmî Gazete'de bir konu yayınlanacak." söylemi üzerine, o gece Resmî Gazete çöktü Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı. İşte, insanların "Acaba bu ülkede ne değişecek? Ekonomi adına ne olacak?" diye merakı o Resmî Gazete'yi çökertti. İşte, bu size güvenin olmadığının açık göstergesidir.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bu ülkede toplumsal barış kalmadı, toplumsal huzur kalmadı ve güven kalmadı. Şimdi, - başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere AK PARTİ tabanına devamlı mesajlar vermektesiniz. Efendim, neymiş; ekonomik bir savaş içerisindeymişiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan "Ekonomik kurtuluş savaşı" ifadesini, 2018'de dolar 5,77 iken de söylemişti. Yani, her fırsatta, ne zaman ekonomi kötüye giderse -ki ben milletvekili olduğumdan beri bu işlerin yakinen içinde olan birisi olarak söylüyorum, ilk günden beri ekonominin kötü yönetildiğini ve kötü gittiğini zaten görüyoruz- bu kötü gidişata bir kılıf bulunmakta ve bunun adına da "Ekonomik savaş" denilmekte. 2018'de de ekonomik savaş ilan etmiş Sayın Cumhurbaşkanı, şimdi yine bu ekonomik savaşla devam etmektesiniz ama bir gerçek var Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, marketlerde ürünler sayenizde artık tek tek satılıyor; haberiniz vardır herhâlde. Bakın, artık şeker raflarında "Bu üründen ancak 1 tane alabilirsiniz." diye yazılar gören bir ülke durumuna düşürdünüz maalesef ki ülkeyi.
Bir taraftan da "Ekonominin kitabını yazdık." diyorsunuz, daha doğrusu deniliyor. "Ekonomik kurtuluş savaşı veriyoruz." diyen ile "Ekonominin kitabını yazdık." diyenler aynı kişiler. Ancak, bununla ilgili de çok sayıda değerlendirmeler var, ben size birkaç tanesini hemen kısaca okuyayım: "Biz ekonominin kitabını yazdık; yazmaya devam ediyoruz." deniliyor ama insanlar da bunu merak ediyor. Herhâlde deniliyor ki: "Kitap çok gizli bir kitap, kimse nerede olduğunu bilmiyor." Yine, ismi için de diyorlar ki: "Olsa olsa 'Ekonomide tutunamayanlar' olur." Yine, bir tanesi diyor ki bu kitabın ismiyle ilgili: "Kur patlasın, çal oynasın tarzı bir ekonomi yönetimi olabilir." Yine "Bu kitapta sebebi inşallah yazıyordur, okuyalım, belki öğreniriz bu fakirleşmenin sebebini" diyorlar Sayın Cumhurbaşkanı. Yine, bir tanesi diyor ki: "Kitabın adını 'fakir' koydum." Yine, bir tanesi diyor ki: "Suç ve fakir" Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı, yine bir tanesi demiş ki: "Durmak yok, zamlara devam." Bir vatandaşımız da şöyle bir soru sormuş, ben de size o soruyu sorayım Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı: "En çok yakan arabayı biliyor musunuz?" En çok yakan araba, maalesef ki bugün market arabası Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı. Beş, on dakika içerisinde 200, 300 TL'lik bir yakıt kullanımı var.
Şimdi, geçtiğimiz dönemlerde bu doları sizlerin tavsiyesiyle yakanlar vardı bu ülkede. Herhâlde, onların, bugün bırakın dolar yakmayı, ekonomi nedeniyle artık yakacak neredeyse sigaraları kalmadı Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı. Bakın, bu sayfada bir şey daha var; o arkadaşların çok övündüğü, daha doğrusu devamlı dile getirdiği 2002'de çeyrek altın 26 TL'ymiş, Kasım 2021'de çeyrek altın sayenizde 1.200 TL'ye kadar çıkmış durumda.
Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bakın, bu ülkede en önemli şey güven dedik. Güven yok. Çünkü niye? Bakın, sizin uygulamalarınız ayrıştırma esası üzerine kurulu. Bakıyoruz, bu ülkede, her şeyde bir ayrıştırma içerisindesiniz; her şeyde ayrıştırma var ve böylelikle de bu ayrıştırma güvensizlik yaratmakta.
Şimdi, şöyle söyleyeyim Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı: Bakın, size geldiğinde uygulanan yöntemler muhalefete geldiğinde hemen değiştiriliyor. Birkaç tane hızlıca örnekler vereyim: Bakın, Antalya'da -geçenlerde Ulaştırma Bakanı'na da söyledim- Expo'yla ilgili ikinci etap raylı sistem yapıldı. Bunun parasını AKP'li belediye zamanındayken gelir esası üzerinden yüzde 15 gelir esasına dayalı olarak alma kararlaştırılmış; belediye CHP'ye geçti, hemen İller Bankasından yani gelirler esası üzerinden kesilmek üzere yüzde 5'e çıkardınız. Daha önce aylık 40, 50 bin lira para alınırken şimdi 4 milyon lira alıyorsunuz. Bu size güven bırakır mı Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı? Bakın, daha geçen hafta, yine AKP'li belediye zamanında, Kumluca'da bir gölet var, bunun işletme hakkı belediyeye devredildi, geçen hafta CHP'li belediyenin elinden alındı, haberiniz olsun Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı. Bu, insanlar arasında güven bırakmaz.
Yine, CHP'li belediyeler tarafından vatandaşa destek kampanyaları devam ederken ve bu başarılı bir şekilde yürütülürken siz, sırf siyaset olsun diye bunu engellediniz. Bakın, seçim dönemlerinde, örneğin 2019 seçiminde, TRT'de Cumhur İttifakı'nın elli beş saat, Millet İttifakı'nın yedi saat ancak televizyona, TRT'ye çıkabildiği bir ülkede size güven kalır mı Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı?
Uçaklarla resmî seçim gezileri yaparken göstermelik resmî programlar koyarak işi resmîleştirip ama esas devletin imkânlarıyla, benim de içerisinde vergim bulunan paralarla alınmış uçaklarla ve yakıtlarıyla siz seçim propagandası yaparken muhalefet kendi kıt imkânlarıyla seçim propagandası yapıyorsa bu ülkede güven kalmaz diyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz geçmiş epeyce, ben dalmışım, teşekkür ediyorum, sağ olun.
CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum Başkanım.
Şimdilik, bu bütçenin daha tamamlanmadan hiçbir şeye çare olmayacak bir hâle geldiğini ifade etmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum.