| Komisyon Adı | : | DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU |
| Konu | : | Komisyon Başkanı Hüseyin Yayman'ın, kurulduğundan bu yana Komisyonun gündemine ve sosyal ağ temsilciliklerinin Türkiye'de açılmasının gerekliliğine ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 02 .12.2021 |
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Bugün gerçekten Komisyonumuz adına, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına tarihî günlerden bir tanesi yine. Bugün Türkiye'de en çok kullanıcıya sahip olan YouTube ve Google'ın temsilcilerini ve yetkililerini misafir ediyoruz. Bu çok önemli bir gelişmedir.
Komisyonumuzun kurulduğundan bu yana bugün 13'üncü toplantısını yapıyoruz. Burada çok kıdemli parlamento muhabirleri, gazetelerin, televizyonların temsilcileri var. Onlar da bilirler ki bir yıl içinde 13'üncü toplantıyı yapmak bir komisyon için bayağı yüksek bir rakam. Bütün milletvekillerime çok teşekkür ediyorum. Bizim için çok çok önemli bu toplantılar. Aslında bu süreçte yeni bir kavram ortaya çıktı. Biz buna "dijital diplomasi" diyoruz. Hem Türkiye Büyük Millet Meclisi adına hem ülkemiz adına ulus aşırı şirketlerin, dijital ağların temsilcilerinin ülkemize gelmesini, Gazi Meclisimizde bulunmasını ve bu bağlamda şeffaf, açık, doğrudan bir iletişimin sağlanmasını dahi bizatihi biz değerli buluyoruz. Bu ilk adımın atılmasının, inşallah bundan sonraki yaşanacak sorunlarla ilgili bir iyi niyet temennisi, bir iyi niyet göstergesi olması bağlamında bunun da altını çizmek isteriz.
Değerli vekillerime her toplantıda ben teşekkür ediyorum. Biliyorum misafirleri var, başka toplantılar var. Onların bir kısmı ayrılacak, bir kısmı devam edecek ama ben tekrar, sözlerimin başında, bu yoğun gündemde zaman ayırıp geldikleri için tek tek şükranlarımı sunmak isterim.
Bugün çok değerli Google ve YouTube temsilcilerini dinleyeceğiz. Onları dinlemeden önce, usul bakımından şunu öneririm değerli milletvekillerimin onayını almak suretiyle: İsterseniz bir otuz dakika arkadaşları dinleyelim, daha sonra soru-cevap faslında daha uzun uzadıya konuşabiliriz. Hazreti Mevlâna'nın çok güzel bir sözü var: "En güzel konuşma en kısa konuşmadır." Arkadaşlar da muhtemelen sunumlarını kısa tutacaklardır ve daha sonra... Hani dijital çağdan bahsediyoruz ya, bu geleneksel toplantı formatı da sunumu da artık doğal olarak değişiyor.
Bizim Komisyonumuz kurulduğundan bu yana değişmez 3 tane gündemimiz var.
Birinci gündemimiz, kişisel verilerin korunması. Vatandaşlarımızın gerçekten, özellikle son günlerde hem Facebook özelinde yaşanan yeni tartışmalar hem Türkiye'de Yemek Sepeti özelinde yaşanan tartışmalar bu konudaki ısrarımızın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Ben, çok değerli vekillerime, bu konunun ısrarla altını çizdikleri için, gündemde tuttukları için, bir dijital farkındalık oluşturdukları için tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Kişisel verilerin korunması, dijital ağlar meselesinde Dijital Mecralar Komisyonumuzun en önemli gündemidir, birinci gündemidir ve biz, kişisel verilerimizin korunmamasına, insanların bir metaya dönüşmesine kesinlikle karşıyız. Bir kez daha belirtmek isteriz, insanların, Anadolu'nun en ücra yerinde ya da bir metropolde yaşayan bir genç kızımızın, bir amcamızın, bir hanımefendinin verilerinin alınıp birileri tarafından kullanılmasını ve bir reklam metasına çevrilmesini, bir eşyaya dönüşmesini asla doğru bulmamaktayız. Bu konuda hem yasalar çerçevesinde hem Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminde hem Ticaret Bakanlığı hem Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, bütün paydaşlarla bir ortaklaşma içerisinde bu konuların takipçisiyiz. Vatandaşlarımızın mağdur edilmesini asla istemiyoruz. Aynı şekilde, son günlerde Twitch uygulaması üzerinden çok büyük bir tartışma yürüyor ve burada bir dijital dolandırıcılığın, dijital sahtekârlığın olduğunu görüyoruz. İki konu başlığı özelinde dahi meseleye baktığımızda, bu kişisel verilerin korumasını veya bu anlamda dijital dünyanın bir hukuksal, yönetsel çerçeveye alınmasını biz ontolojik bir mesele olarak ele almaktayız. Birinci konumuz, kişisel verilerin korunması.
İkinci konumuz ise, temsilciliklerin açılması ve bu temsilciliklerin açılmasına bağlı olarak da burada fiziksel ve organik olarak bir ilişkinin tesis edilmesi. Neyi kastediyoruz? 5651 sayılı Yasa'yla temsilcilik açılması konusu kâğıt üzerinde çözülmüş olmakla beraber, ısrarla, bazı dijital ağların Türkiye'de temsilcilik açmaktan imtina etmesini ve burada personel bulundurma meselesinde farklı davranmasını biz doğru bulmamaktayız. Geçen haftalarda çok değerli bir milletvekilimizin, bir hesabıyla ilgili sorun çıktı. Biz milletvekilinin hesabını dahi herkesin, pek çok insanın seferber olmasına rağmen maalesef kırk sekiz saate yakın bir sürede tekrar geri alabildik. Şimdi, düşünün, bir normal vatandaşımızı göz önüne aldığımızda bu vatandaşımızın ne kadar mağdur olduğunu, olacağını ve kendi hesabının ele geçirilmesiyle beraber insanlardan yardım istenmesi, insanlardan bağış istenmesi; bunlar tabii çok çok önemli gündemler.
Bir diğer önemli konumuz, Türkiye'de sağdan sola, iktidardan muhalefete ve Komisyonumuzun da esas gündemi bu sosyal ağların düzenlenmesi meselesidir ve dezenformasyonla mücadele konusudur. Meclisimizin, bütçe dönemine giriyoruz inşallah, bütçeden sonraki en önemli gündemlerinden bir tanesi bu olacak. Burada dezenformasyonla mücadele konusunu biz çok önemli bir mesele olarak ele almaktayız Komisyon olarak. Çünkü Türkiye'de 81 vilayette, doğudan batıya, kuzeyden güneye hangi sosyal ağı kullanırsa kullansın, yaşlısından gencine, insanların bu konuda bir başıboşluk olduğunu dile getirdiklerini işitmekteyiz, takip etmekteyiz, böyle bir talep var. Sizler de çok iyi bilmektesiniz, şu anda, maalesef ama maalesef -bunu Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında söylemekten hicap duyarım- Türkiye'deki en büyük uyuşturucu sağlayıcı merkezlerden bir tanesi dijital ağlar hâline gelmiş durumda çünkü bunun üstünden pazarlama yapılıyor; beyaz kadın ticareti, insan ticareti ve pek çok konuda maalesef büyük bir problem var. Biz bunların muhakkak bir hukuksal, yönetsel çerçeveye alınmasını ve bu konularda ciddi yaptırımların uygulanmasını, 5651 zaten bunu sağlamakta... Diğer taraftan küreselleşen bir kötücüllük görüyoruz yani kötücüllüğün küreselleşmesini yaşıyoruz. Bunlar hem siyaset kurumunu hem demokrasiyi tehdit eden, rehin alan gelişmelerdir. Dijital ağların, sosyal medyanın yapıcı etkisinin bir kenara bırakılarak yıkıcı etkisinin öne çıkması bu süreçteki paradoksal gelişmelerden bir tanesidir. Biz, bunları, bir kez daha Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında dile getirmek isteriz.
Bir diğer önemli konu, özellikle bu salgın süreciyle beraber sosyal ağların, dijital ağların yaygın bir biçimde kullanıldığını görüyoruz. Burada da gene hayatın olağan akışına uygun olmayan bir durumla karşı karşıyayız. Aşı karşıtı kampanyanın en büyük merkezinin dijital ağlara dönüşmüş olması aslında insanlık bakımından, dünya bakımından üzerinde durulması gereken bir husustur. Yani insanlığın sağlığı için faydalı olan bir faaliyetin dahi bu kara propagandalar marifetiyle dile getirilmesini biz kamuoyunun, milletimizin takdirine sunuyoruz ve bu konularda Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak dijital ağların yıkıcı etkilerinin öne çıkmasını asla doğru bulmamaktayız.
Son olarak, ocak ayında yapılan araştırmaya göre, Dijital 2021 Raporu'na göre, Türkiye, sosyal ağlar bakımından dünyanın önde gelen ülkelerinden bir tanesidir. Hâlen Türkiye'de 60 milyon sosyal ağ kullanıcısı vardır. Bugün de Komisyonumuza gelip bilgi vermek için bulunan Google ve YouTube, yüzde 94,5 oranıyla Türkiye'de en çok kullanılan sosyal ağların başında gelmektedir. Özellikle bu geleneksel yapıların hızla çözülmeye başlamasıyla beraber, dijital ağların kullanılmasının yaygınlaşması yeni bir dijital çağın, dijital geleceğin başladığını ortaya koymaktadır. Biz de Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, bu dijital çağa uygun bir biçimde hem yasal çerçevelerin yapılması hem hukuksal düzenlemelerin yapılması konusunun takipçisiyiz. Küreselleşen kötücüllüğe karşı, biz Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak "Hayır." diyoruz ve sosyal ağların bir kötülük merkezine dönüşmesini asla doğru bulmamaktayız. Sosyal ağların, ifade özgürlüğünün önünü açan, özgürlüklerin alanını genişleten, siyasetin alanını genişleten bir işlev yüklenmesi gerekmektedir ve bu anlamda burada siber zorbalık, siber faşizm, ırkçılık, nefret dilinin kullanılması bir küresel problem hâline gelmiştir. Vatandaşlarımızı devlet karşısında koruyan hukuksal mekanizmalar mevcuttur ama vatandaşlarımızı küresel dijital ağlara karşı korumak iktidar muhalefetle beraber Türkiye Büyük Millet Meclisinin, hepinizin görevidir diyorum.
Ben tekrar bugün buraya gelen çok değerli temsilcilere teşekkür ediyorum ve bu anlamda biz daha önce Facebook'un ve Instagram'ın temsilcisini dinlemiştik şimdi de Google ve YouTube'un temsilcileri Erkan Kaptan, Zeynep Güven, Gönenç Gürkaynak, Ceren Yıldız, Sırma Istı ve Müzeyyen Öztürk; ekibinize teşekkür ediyoruz Erkan Bey, sizi dinleyeceğiz, çok teşekkür ediyoruz.
Başlangıçta otuz dakika bir süre verelim yine süre talep edilirse size süre verebiliriz.
Erkan bey buyurun, söz sizin.
Teşekkür ederiz.