MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkanım, bütçe kabul edildi. Hayırlı olsun ve herkese de teşekkür ettiniz. Tamam, hayırlı olsun, bir şeyimiz yok ancak bizim, bugün, bu kanun teklifinden önce bir ek bütçeyle meşgul olmamız gerekiyordu. Şundan: Bütçe, Meclise sunulduğunda, 17 Ekimde, 1 trilyon 751 milyar TL'lik bir bütçeydi; dolar karşılığı 189 milyar dolardı. Bugün, şu anda, sanıyorum dolar 17,50 maalesef; dolayısıyla bütçemiz 100 milyar dolara düşmüş durumda. Bu bugünkü tabii, yarın ne olacağını bilmiyoruz. Zaten 1 trilyon 751 milyar TL olan bütçemizin 1,5 milyarı uçtu gitti. Yani şimdi, biz asgari ücretliye bir şey vereceğiz, şuna, buna bir şeyler vereceğiz ama 2022 yılı bütçesi, arkadaşlar -bu, şaka filan değil- bütçe olmaktan çıktı. Dolayısıyla sadece bugün görüşeceğimiz 7'nci maddeyle ilgili bir problem değil yani çıkarmış olduğumuz bütçe kanunu da artık geçerliliğini kaybetmiştir. Ek bütçe yapmamız gerekiyor. Geçmişte Türkiye Büyük Millet Meclisi bunu defalarca yapmış. Mesela, elimde 2002'de yapılan bir ek bütçe var; çok basit ya, 3 maddelik bir kanun teklifi. İşte "Şu tarih, şu sayılı Maliye ile bütçe kanununa bağlı A işaretli cetvele ilişkin birinci sayılı cetvele yazılı tertipten şu kadar liralık ek ödenek verilmiştir..." Ek bütçe yapmak bu kadar basit yani bunu yapmamız lazım. Bunu yapmıyorsak milleti kandırıyoruz, Anayasa'yı dolanıyoruz, kendimizi kandırıyoruz. Değerli arkadaşlar, niye böyle bir ek bütçe getirmek... Bunu bir zafiyet olarak mı algılıyor? Hayır, tam tersi; bu, Hükûmete de ülkeye de bir güven...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Şimdi, Mehmet Bey, usulle ilgili...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Usulle ilgili.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu "İçerikle ilgili." dediniz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - ...güven gelecektir...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yani, tabii ki meşru, tartışılabilir şeyler ama içerikle ilgili.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, içerikle ilgili işte. Bugün de aslında Türkiye Büyük Millet Meclisinin hakkı olan bir şeyi Cumhurbaşkanına devrediyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Peki, konuyu ifade ettiniz, teşekkür ediyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Böyle bir hakkınız yok arkadaşlar, çok güvenebilirsiniz, çok sevebilirsiniz Cumhurbaşkanını filan ama böyle bir hakkınız yok. Türkiye Büyük Millet Meclisinin hakkını şey yapamazsınız, ek bütçeyle bunu ancak yapabilirsiniz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Peki, teşekkürler...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - "200 milyar dolar ek, fazla gelir olmuş, bunu şuraya dağıtacağız." diye 2 madde buraya getireceksiniz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Niye getirmiyorsunuz arkadaşlar?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sağ olun...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sizin bu demokratik düzenle derdiniz nedir? Bunu merak ediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, sağ ol...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - E, bırakın da yani iki kelime edelim Sayın Başkan.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir şeyler söyleyeceğim ben de.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Dayatma şeklinde getiriyorsunuz, bu kanun teklifinde geleceğimizi ilgilendiren dünya kadar madde var. "Filan gün, filan tarihte gelin, toplanın." diyorsun, bizi buraya çağırıyorsun. Yani biz otomatik robotlar mıyız? Biz bunu okuyacağız, araştıracağız, uzmanlara soracağız, aramızda istişare edeceğiz. Yani bir saat, iki saat bile kendi aramızda konuşma hakkı vermediniz. Çağırdınız bizim Başkanımızı, Başkanlarınızı, Sözcülerinizi görüştünüz odada ve tam Komisyon açılırken buraya geldiniz. Ne görüştüğünüzü ben Bülent Bey'le istişare edemedim bile. Nedir yani, ne yapıyoruz Sayın Başkanım? Böyle kanun, plan, böyle bütçe, böyle çalışma olmaz ki! Böyle Meclis, böyle demokrasi de olmaz; affedersiniz ya.