| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4031) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 20 .12.2021 |
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Değerli bürokratlar, milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Efendim, tabii tüm konuşmacıların bahsettiği gibi, ülkemiz olağanüstü ekonomik koşullardan geçiyor. Tabii, gönül isterdi ki iktidar tarafındaki milletvekili arkadaşlarımız daha çok olmuş olsaydı da bu konuşmayı onlar da duymuş olsalardı.
Efendim, şimdi, sorunu hep birlikte yaşıyoruz yani AK PARTİ'lisi de yaşıyor, CHP'lisi de yaşıyor, HDP'lisi de yaşıyor yani ekonomi hepimizi ilgilendiriyor sonu olarak. Tabii, geldiğimiz noktada bilim neyi gerektiriyorsa onu yapmak durumundayız. Efendim işte birtakım dinsel argümanlarla hareket ettiğimiz takdirde sonuca ulaşamayacağımız açıktır. Burada ben iktidar partili milletvekili arkadaşlara bakın Martin Luther King'in bir sözünü hatırlatmak istiyorum: "An gelir, susmak ihanet olur." diyor. Şu an sizin konuşma zamanınız sevgili arkadaşlar yani gerçekler neyse burada siz Genel Başkanınıza ifade etmek durumundasınız. Dışarısı kan ağlıyor, biraz önce arkadaşımız bahsetti, benim de çocuklarım üniversitede okuyor; evet dövizi takip ediyor çocuklarımız, üniversite de okuyorlar, yurt dışına gidemiyorlar, gidenler orada eğitimlerine devam edemiyor, yarıda kesip gelmek durumundalar ve gençlerimiz yani geleceğimizi emanet edeceğimiz nesiller umutsuzluk içinde.
Bakın, benim önümde bir tutanak var, keşke Cemal Bey burada olmuş olsaydı, onunla da bunu paylaşmak isterdim. 25 Aralık 2020 tarihinde Merkez Bankası Başkanı Sayın Naci Ağbal'ın sunumunda Cemal Bey şöyle bir açıklama yapıyor, burada Tutanakta da var: "Yabancı bir para birimini, gidip onu satın almak o ülkeye bir kredi açmaktır. Vatandaşımız bunu yapmamış, sonuç olarak parasını Türk lirasına yatırmış ama ondan da zarar etmiş. Vatandaşımızdan 1-2 puan faizi biz esirgediğimiz için paramız da dövize doğru kaymış." diyor ve o politikayı eleştiriyor. Bakın bugünkü konuşması da o günkü konuşmasıyla tamamen taban tabana zıttır. Ya, nasıl bir politika izleniyor? Nasıl bir ekonomi programıdır? Bunu anlamak mümkün değil. Arkadaşların da bildiğini zannetmiyorum zaten, sadece liderlerini, Genel Başkanlarını savunma refleksleri var şu anda şu anda öyle bir refleks var. "Nedir?" dediğimizden, efendim birisi diyor "Çin modeli", öbürkü diyor "Çin değil, Türk modeli." Modelin ne olduğu belli değil, zaten böyle bir model de yok dünyada, böyle bir model de yok. Ama dediğim gibi, arkadaşlar, bakın, vatandaş kan ağlıyor -biraz önce Garo Bey de bahsetti- inanın fiyat verilemiyor. Geçen hafta yaşadığımı söyleyeyim: Personelimi gönderdim, çekim için bir tripod alacak. Aradı "Vekilim dedi 200 lira." dedi. "Tamam, al." dedim. On beş dakika sonra tekrar o dükkana gitmiş "Efendim, 300 lira oldu." dediler. Bakın, fiyat veremiyor kişiler, ekonomi bu şekilde. Arkadaşlar, özellikle AKP'li milletvekili arkadaşlarım, bakın, bu ülke hepimizin; ağır şartları yaşadık, Kurtuluş Savaşı'nı verdik hep birlikte, tamam, siyasi görüşlerimiz farklı olabilir ama sonuçta geleceğimiz ortak, sıkıntılarımız ortak. Size düşen görev artık susmak değil, konuşma zamanınız, konuşma zamanınız. Bakın vatandaş ekmek kuyruklarında, aç kalıyor. 13 yaşında bir çocuk "Evet, ben daha az yemek için su içiyorum." diyorsa artık sizin düşünmeniz gerekir ve konuşmanız lazım. Yani Genel Başkanınızın "Efendim, faiz yüzde 14 olduğu zaman nas yok, yüzde 19 olduğu zaman nas var." diye bir mantığı olabilir mi? Böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil. Yani o zaman hepimiz dini referanslarla ülkeyi yönetelim. Yani akıl ve bilimle yönetmek durumundayız biz. Ya, on dokuz yıldır, yirmi yıldır yönetimdesiniz, nas yoktu da şimdi mi çıktı? Yani buna sığınmak demek "Ben tamamen ekonomiyi batırdım, bu işin içinden çıkamıyorum ama dinî referanslarla vatandaşı yatıştırayım, bu şekilde uyutayım." demektir; bunu başka bir ifadesi yok. Ama tekrar söylüyorum, bakın: "An gelir, susmak ihanet olur diyor." Susmayın, konuşun, söyleyin. Hepimiz dışarı çıkıyoruz, esnafa gidiyoruz, esnafın tezgahı bomboş, satışı yok, borç batağı içinde, hepimiz onu yaşıyoruz. Dövize endekslendiğimiz zaman, bakın, görüyorsunuz sıkıntılarımız ne kadar çok arttı. Diyorsunuz ki vatandaşa "Yastık altındaki dövizinizi çıkartın." Vatandaşın yastık altında zaten dövizi kalmış değil, yok dövizi falan ama bunu vatandaşa derken tutarlı olmak lazım. Sizin de Hükûmet olarak, iktidar olarak ödemelerinizi döviz bazından Türk lirasına çevirmeniz gerekir ki vatandaşa dönüp de "Gelin, dövizinizi Türk lirasına çevirin, ekonomiye katkıda bulunun." diyebilin. Çelişki içindesiniz. İşte, bakın, söylüyorum, hepiniz başınızı öne eğdiniz, telefonunuza bakmak durumunda kalıyoruz. Ama bakın, çocuklarınıza hesap vereceksiniz. Bir arkadaşınız...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Fikret Bey, çok sayıda söz talebi var, sağ olun.
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Tamam, sonra konuşurum.
Teşekkür ederim.