| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4031) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 20 .12.2021 |
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Teşekkür ederim, sağ olun Başkanım.
Tabii, gecenin bu saatinde artık bu söz almak da biraz zor ama değerli milletvekili arkadaşlarım ve değerli bürokratları saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, üniversite hastanelerimizin sorunlarıyla ilgili konuşuyoruz. Orhan Bey de biraz önce teyit etti, üniversitelerin durumu sıkıntılı; değil mi? Evet. Şimdi, üniversite hastaneleri Türk tıbbının dünya tıbbıyla yarıştığı, dünya tıbbıyla aynı noktaya gelmesindeki en önemli faktörlerden biri. Kamu hastaneleri, tıp fakültelerinin hastanelerinden bahsediyorum; devlet üniversitelerinin tıp fakültelerinden. Fakat bu, son yıllarda özellikle şehir hastanelerinin devreye girmesiyle birlikte bu üniversite hastanelerine yeteri kadar kaynak aktarılmadı ve üniversite hastaneleri, devletin tıp fakültesi üniversite hastaneleri bilerek geriletildi. Tıp fakülteleri hastaneleri Türkiye'deki bir vatandaşın tıbbi bir sorun yaşadığı zaman en son başvuracağı nokta. Hem eğitim yapıyor hem araştırma yapıyor hem de hizmet veriyor fakat son yıllarda bütçesi yeterli olmadığı için, yeteri kadar kaynak ayrılamadığı için üniversite hastanelerine Türk tıbbı şu anda gerileme noktasında ve devamlı şekilde üniversite hastanelerindeki değerli hocaları kaybediyoruz. Bunlar özel hastanelere geçiyorlar. Artık son zamanlarda bakın, 10 milyar civarında bir borçtan bahsettiniz. Geçen hafta yaşadığım bir olayı anlatacağım. 88 yaşındaki bir teyze düşüyor, kalçası kırılıyor ve hastanede yatıyor, protez bulunamıyor. Evet, yetkililerle konuştuğumuzda "Efendim, Bakanlığın da haberi var ve malzeme alamıyoruz, o nedenle ameliyat yapamıyoruz." diyorlar ve bu yaşlı hastalar bir süre sonra da emboli atarak vefat ediyorlar. Ben kendi yaşadığım bir olayı anlatacağım. Kalp pili var hastanın ve kalp pilinin potansiyeli yüzde 15'e inmiş, pil değişikliği gerekiyor. Efendim, hastaya denilen şey şudur: "Elimizde pil çok az sayıda var, sadece acil vakalara kullanabiliyoruz. Hastanenin çok uzağına ayrılma, hastane civarında bulun, acil bir durumun olursa değiştirebiliriz." Ankara'dan Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesine buradan hasta gönderdik, bu kalp piliyle ilgili. Yani kaynak çok yetersiz ve dolayısıyla tıbbi malzeme bulunamıyor, sarf malzemeleri bulunamıyor ve şu anda ameliyatlar durmuş durumda ve medikal şirketler de artık malzeme vermiyorlar. İlaçta da keza öyle. Sıklıkla kullanılan, çocukların mesela bir öksürük şurubudur, soğuk algınlığı şurubudur, burun spreyidir, bunlar şu anda eczanelerde bulunamıyor. Geçen hafta yaşadığım yine bir olayı anlatacağım. Çok cüzi bir miktar 20-30 liralık bir ilaç inanın altı aydır üretimde değil, bir hormon ilacı ve vatandaş sıkıntı yaşıyor. Eczacı odasını arıyorum "Efendim, altı aydır yok, şubat ayını bekliyor 'Fiyat artımı olduktan sonra belki üretiriz.' diyor firma." Yani bu sıkıntıları aşmak durumundayız. Şimdi, kaynaklarımızı verimli kullanmak durumundayız. Bakın, tekrar tekrar buraya geleceğim, tabii, şehir hastanelerinde bunlar yaşanmıyor. Neden? Çünkü onlara öncelik veriliyor. Muazzam şekilde para onlara ayrılıyor. Dolayısıyla da onlar bu gibi sıkıntıları yaşamıyor ama özellikle kamu tıp fakültesi hastaneleri bu konuda sıkıntılılar.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Şehir hastaneleri olmadan önce olan sıkıntılar.
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Yok, hayır, değil. Orhan Bey, ben üniversite tıp fakültesinde uzun yıllar görev yaptım. Bir dönem öğretim görevliliği yaptım, böyle bir sıkıntı yoktu ve inanın muazzam şekilde de bir öğretim görevlisi kaçağı var orada.
Şimdi, diğer bir nokta da şu: Tabii, iktidar partisindeki arkadaşlara seslenmek istiyorum. Bakın, sağlık çalışanlarıyla ilgili, özlük haklarıyla ilgili bir düzenleme yapmak istedik. Bu, Sanayi Komisyonunda görüşüldü. Tabii, bu da Meclisin farklı bir garabeti, bu torba, yasa bu yönetim sisteminin; sağlık çalışanlarının özlük haklarını Sağlık Komisyonunda görüşmüyoruz, Sanayi Komisyonunda görüşüldü, geri çekildi. Sağlık çalışanları şu anda özlük haklarıyla ilgili bir an önce düzenleme yapılmasını bekliyor.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Fikret Bey genç ve dinamik olduğunda konuşuyor Sayın Başkanım.
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - İsmail Bey, siz de hekimsiniz, size de bu talepler geliyordur. Bir an önce bu sağlık çalışanlarımızın özlük haklarıyla ilgili çalışmayı yapalım, sevgili meslektaşım yani sizin üzerinizde baskı daha fazladır, bu bekleniyor.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sadece sizin çok sağlıklı ve dinamik olduğunuzu söylüyor.
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Öyle mi? Teşekkür ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Bir dakika daha rica edebilir miyim lütfen.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun lütfen.
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Teşekkür ederim.
Yani şunu söylemek istiyorum Sayın Başkanım: Türk tıbbı bugün dünya tıbbıyla yarışır noktadaysa bunu sağlayan devletin tıp fakültelerinin hastaneleridir ama şu anda geriliyor. Bakın, bir Hacettepe var dünya markası, Ankara Tıp var, Cerrahpaşa var, Ege Üniversitesi var. İnanın, değerli hocalarımız buradan ayrılıyorlar ve tıbbi malzemeler bulunamadığı için de ameliyatlar yapılamıyor. Hatta öğrenciler de tercih etmiyorlar bazı branşları ve daha fazla desteğe ihtiyacı var devlet üniversitelerinin tıp fakültelerinin.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyoruz.
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Bu olumlu bir düzenlemedir ama yeterli midir? Değildir, yeterli değildir.
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.