| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 6741 Sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Uyarınca, Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi ile Türkiye Varlık Fonunun 2020 Mali Tabloları ve Faaliyetler ile İlgili Denetim Raporlarının Komisyonda görüşülme usul ve esasları hakkında görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 05 .01.2022 |
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Anladım, peki.
Değerli arkadaşlar, Komisyon üyesi olmayanlara usulümüz gereği usul hakkında söz veremiyoruz ama sunumdan sonra görüşlerinizi dinleriz.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Aslında İç Tüzük'te bir sınırlama yok, Başkanım İç Tüzük'te bir sınırlama yok. O zaman bize öncelikli söz verin de fikrimizi söyleyelim.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Komisyonumuz... Üye olmayanlara usul hakkında söz veremiyoruz, böyle bir şeyimiz var.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Ya, ama ben onu biliyorum; İç Tüzük'te bir sınırlama yok.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sunumdan sonra söz isterseniz söz veririz, görüşlerinizi dile getirirsiniz.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sunumdan sonra bir anlamı yok ki yani.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, müsaade ederseniz, bu usul hakkındaki konulara ilişkin ben de fikirlerimi paylaşmak isterim.
Öncelikle bu gecikmeme konusuna tabii ki katılıyorum ama tamamen bizden kaynaklanan bir durum da değil. Dış denetim geliyor, Cumhurbaşkanlığına gidiyor, oradan buraya geliyor; geldiği zaman biz de birtakım işlerin ortasında oluyoruz, mecburen bir öteleme ihtiyacı oluyor. Dediğim gibi, yıl sonunda da bir tatile denk geldi ama bundan sonra daha kısa sürelerde yapılması için zorlayalım inşallah, tabii ki biz de katılıyoruz. Keşke her şeyi tam zamanında yapabilsek, bazen elde olmayan birtakım gerekçeler oluşabiliyor ama onun için gayret edeceğiz.
"Yönetim kurulu üyeleri niçin yok?" denildi. Değerli arkadaşlar, şimdi, bildiğiniz üzere bu Varlık Fonunun denetimi 6741 sayılı Kanun uyarınca gerçekleştiriliyor. Burada "Denetim" başlıklı maddede -az önce de okudum- Fon Yönetim Kurulunun, görüşmelerde bulunmasına dair bir kanuni hüküm yok yani kanunen "Fon yönetimi buraya gelecek." diye bir hüküm yok.
Başkanlık divanı, yönetim kurulu üyelerine de...
CAVİT ARI (Antalya) - "Gelmeyecek." diye bir hüküm var mı Başkanım, ona bakalım yani onu da açıklayın.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yapmayın Başkan ya, ilkokul çocukları gibi konuşuyorsunuz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Eyvallah, şimdi müsaade ederseniz... Daha bitirmedim sözümü Mehmet Bey, siz hep söylüyorsunuz "Daha bitirmedim." diye; ben de daha bitirmedim sözü.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ama o kadar basit değil, sanki biz okumuyoruz orayı ya!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Mehmet Bey, müsaade eder misiniz konuşamama.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Buyurun Başkanım, buyurun.
Başkanım, giderek böyle, otoriter bir yapıya kavuşuyorsunuz ya, giderek sertleşiyorsunuz.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ne alakası var ya!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yani bunun otoriterlikle ne alakası var?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yani gerçekten, gerçekten otoriter...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Gerçekten otoriterlikle benim... Şu anda sözümü kesiyorsunuz, ben de size diyorum ki: Lütfen, müsaade edin sözümü tamamlayayım. Bunun otoriterlikle ne alakası var Allah aşkına!
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Buyurun.
Ne oldu? İki tane kelime bir şey söyledik, seni engellemedik.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Demek ki otoriterlik tanımı sizde çok geniş yani her şeyi "otoriterlik" olarak tanımlayabiliyorsunuz. Asıl böyle tanımlarsanız gerçek otoriterliği tespit edemeyiz ve asıl bu antidemokratik bir yere götürür bizi; onu da ifade edeyim. Her şeye "otoriterlik" derseniz ortada "otoriterlik" diye bir şey kalmaz.
Yönetim kurulu üyelerine de... Biz mecbur olmadığımız hâlde, kanuni bir gereklilik olmadığı hâlde grup sözcülerimiz bize böyle bir şeyi tavsiye ettiler, "Yönetim kurulu üyelerimiz de gelirse iyi olabilir." dediler. Biz de Komisyon olarak bu çerçevede, bütün yönetim kurulu üyelerimizi bilgilendirdik, gündemi yolladık, "İsteyen, uygun gören gelebilir." diye böyle bir çalışma yaptık ama kimseye, zorla "Buraya gelin." deme hakkımız yok, kanunen böyle bir yetkimiz yok. Bilgilendirdik, gelmek isteyenleri davet ettik, bunu gerçekleştirdik; bunu ifade etmek isterim.
CAVİT ARI (Antalya) - Başkanım, gelen olmadığına göre sizi kimse dikkate almamış o zaman yani bu talebinizi dikkate almamışlar.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, bu denetimi kime karşı yapacağız?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Talep değil, bilgilendirdik, davet ettik; artık davete icabet eden eder, etmeyen etmez; o, kendi takdirleri.
CAVİT ARI (Antalya) - Kimse takmamış yani.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sayın Cumhurbaşkanı "Gidin." dese giderler.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, diğer taraftan, Fon Genel Müdürümüz aynı zamanda yönetim kurulu üyesi. Dolayısıyla, buradaki bütün görüşmeleri yönetime taşıyabilecek arkadaşımız burada; sadece Genel Müdür değil, aynı zamanda yönetim kurulu üyesi. Bunun yanı sıra, burada yapacağınız değerlendirmeler, buradaki tutanaklar; bunları biz Komisyon olarak derliyoruz topluyoruz ve muhalefet şerhleriyle birlikte Cumhurbaşkanlığına bunu bir rapor şeklinde gönderiyoruz. Yani "Buradaki fikirler, görüşler bir yerlere gitmiyor." diye düşünüyorsanız öyle değil. Biz buradaki görüşleri bir rapora bağlıyoruz, toparlıyoruz; bunu, Meclis Başkanımızın imzasıyla Cumhurbaşkanlığına iletiyoruz.
Burada yapılanlar denetim midir, değil midir? Bu konuda da görüşümü paylaşmak isterim. Şimdi, burada denetimde uzman üstatlar var, haddimi aşmak istemem ama "denetim" kavramı birçok şeyi aynı anda ifade eden bir kavram; doğrusu, tek bir tanımı olduğunu düşünmüyorum, geniş bir kavram. İşte, İngilizce ifadelerle söylersek: "Audit" var, "control" var, "investigation" var, "inspection" var, "monitoring" var; birçok... İçini nasıl dolduracağınız biraz da yaklaşımınıza bağlı. Burada "Denetim." deyip tek bir denetim türü varmış gibi, o olmayınca da denetim olmuyormuş gibi yaklaşmak bana göre doğru değil. Esas itibarıyla, burada, Mecliste bir denetim olduğu için -ben kendi görüşümü ifade edeyim müsaade ederseniz- bir siyasi denetim yapıyoruz, siyasi değerlendirmeler yapıyoruz ve bir anlamda, yerindelikle ilgili görüşlerimizi, içerikle ilgili görüşlerimizi paylaşıyoruz. Dış denetim ve Devlet Denetleme Kurulu hukuka uygunluk esasında, kurallara uygunluk esasında bir denetim gerçekleştiriyor. Burada ise daha çok, kuruluşun yaptığı çalışmaları, planlamaları; nereye doğru gitmesi gerektiği, nasıl bir yol haritası oluşturması gerektiği hususunda değişik gruplarımız, partilerimiz görüşlerini ifade ediyorlar; yolunda gitmediğini düşündüğü hususlar varsa onları eleştiriyorlar, öneriler ortaya koyuyorlar. Bana göre bu yol gösterici bir denetim yani kurumun gelecek faaliyetleri açısından yol gösterici bir denetim gibi geliyor bana ama dediğim gibi, denetimden daha iyi anlayan arkadaşlarımız var. Emine Hanım haklı, geçen sene "Keşke bu arkadaşlarımız toplansa, bir tartışsa, bize de nasıl bir denetim yapmamız gerektiğine ilişkin bir şeyler getirseler." dedik; düzenleme değil de hani, usul açısından; bu denetime Komisyon olarak nasıl yaklaşalım... Ben şu anda böyle bakıyorum ama yarın, denetimden daha iyi anlayan arkadaşlarımız toplanıp "Biz böyle baksak daha faydalı olur." derlerse onu da tartışırız, ona da açığız. Ben burada tekrar bu çağrımı dile getiriyorum.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sizin Komisyon Başkanı olarak bu konuda öncülük yapmanız lazım.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Şöyle, yani bu bir uzmanlık alanı. Burada, denetimde tecrübesi iyi olan arkadaşlarımız var, değişik gruplardan. Bir arkadaşımız da ben de koordine edebilirim...
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sizin yapmanız lazım zaten Komisyon Başkanı olarak.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - ...başka bir arkadaşımız da koordine edebilir; bir araya gelirlerse, Komisyonumuz için yeni bir usul önerileri geliştirirlerse ben de bunun faydalı olacağını düşünüyorum doğrusu ama şu an itibarıyla benim bakışım böyle.
Esas itibarıyla, burada tabii ki kuruluşun denetim raporlarını da inceleyerek değişik gruplardan üyelerimiz hem geçmiş faaliyetlerinde gördükleri hususları eleştiriyorlar, görüşlerini ifade ediyorlar hem de bir anlamda, geleceğe dönük bir yol haritası, ışık tutucu birtakım fikirler ortaya koyuyorlar ve ben bunların son derece faydalı olduğunu düşünüyorum açıkçası.
Diğer, daha formal denetime gelince, Varlık Fonunun bünyesinde bulunan şirketler -yüzde 90'ından fazlası bekli, bilmiyorum- Sayıştay denetimine tabi, ayrıca denetlenen kurumlar, bazıları KİT Komisyonuna gelip denetimden geçen kurumlar. Dolayasıyla yani burada holding diye bir çatı kurum var, bir de altındaki şirketler var; o şirketlerin her birinin de kendine göre bir denetim usulü var, orada da bir eksiklik söz konusu değil, bunu da ifade etmek isterim.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - KİT Komisyonuna yönetim kurulu üyeleri geliyor mu, gelmiyor mu?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, onları ayrıca dediğim gibi denetimle ilgili arkadaşlar...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Geliyor mu, gelmiyor mu? Geliyor. Bakın, buraya gelmediler.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu bir KİT değil ki.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Nasıl? Bu nedir?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Anonim şirket, ayrı bir kanunu olan bir yapı.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Nasıl KİT değil yani kamunun bir varlığı, ne fark eder?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, farklı bir kanunu var, özel bir kanunu var; KİT kanununa tabi bir denetim yapısından bahsetmiyoruz. Her bir kurumun kendine göre bir yapısı var. Bunun da kanununda ben o dönem yoktum Plan ve Bütçede. Plan ve Bütçe Komisyonumuz belirledi anladığım kadarıyla.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, Mustafa Bey söylesin, iyi biliyor; geliyor.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir saniye, bir tamamlayayım.
Bir kanunumuz var elimizde, bu kanunu da Meclisimiz çıkardı. Bu kanun diyor ki: Dış denetim yapılır, raporlara bağlanır. Bu raporlar Cumhurbaşkanlığına gider, Devlet Denetleme Kurulu bunları alır, inceler, kendi raporunu hazırlar sonra Plan ve Bütçeye gelir, burada bir denetim yapılır. Bunun dışında böyle zorlayıcı bir hüküm söz konusu değil ama bir teamül geliştirmemiz gerekir diye düşünüyorsanız denetimden anlayan arkadaşlarımız bu Komisyonun özelliklerine uygun öneriler getirirlerse hep birlikte bunlar üzerinde dururuz, bunlara da kapalı olmadığımızı ifade etmek isterim.
Geçen sene bu gizlilik hadisesi üzerinden bir tartışma oldu, bence lüzumsuz bir tartışma ama oldu. Bu sene biz de Komisyon olarak Meclis Başkanlığımız kanalıyla yazılar yazdık. Devlet Denetleme Kurulunun kendi genel hukuki çerçevesi içinde, genel uygulamaları, usulleri çerçevesinde yaptığı bir hadiseydi bu ama Meclise bir rapor geldiği için bunun dışına çıkılması gerektiğini savunduk. Sağ olsunlar onlar da bunu yeniden değerlendirdiler, bu sefer rapor "gizlilik" damgasıyla değil "hizmete özel" damgasıyla geldi, bunu da hepinize dağıttık, bütün gruplara dağıttık. Bunun anlamı nedir? Gizliliğe göre tabii ki hukuki sonuçları daha farklı bir çerçeve ama onu hukukçuların izah etmesi daha iyi olur bence, ben şimdi onun detayına girmeyeyim. Fakat esası şu: Size özel, sizin hizmetinize özel, başkalarıyla paylaşmaktan ziyade muhatabının kullanımına özgü bir rapordan bahsediyoruz. Geçen yıl özellikle arkadaşlarımız şunu söylemişlerdi...
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Kamuoyunun bunu bilmeye hakkı yok mu?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir müsaade ederseniz tamamlayayım.
Şunu söylemişti bazı arkadaşlarımız: "Yani 'gizlilik' damgası olduğu için rapordaki bir cümleye, bir yere ben atıfta bulunamıyorum, eleştirimi yaparken, görüşümü ifade ederken bu bir sıkıntı oluşturuyor." Şimdi "hizmete özel" olunca ben böyle bir problem kalmadığını düşünüyorum.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani paylaşabiliriz şimdi.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yani referanslar verebilirsiniz bence.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama ha bir cümle ha bir sayfa, ne fark eder?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yani hiçbir hakkın istismar edilmemesi gerekir Garo Bey. Bunu illa zorlamak istiyorsanız, kuralsız çalışalım istiyorsanız bunun ne size faydası var ne bu Komisyona ne de Meclise faydası var.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Başkanım, sınırı nedir?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama bu raporun muhatabı olmayanlarla rapor olarak paylaşılmasını doğru bulmuyorum ben, kendi kişisel tutumumu söylüyorum. Hizmete özel bir rapor ama konuşmalarınızı yaparken ihtiyaç duyduğunuz ölçüde bu rapora atıfta bulunmanızda da herhangi bir engel olmadığını düşünüyorum; sonuçta burada bir denetim yapıyorsunuz, bir görüş ifade ediyorsunuz. Bu rapordan belli alıntılar yapıp o alıntılarla görüşlerinizi desteklemenizde de bir engel durum olmadığını düşünüyorum. Ortada gizli saklı bir şey de yok esasen, herkese dağıtılmış bir rapordan bahsediyoruz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir şey yok zaten içinde.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama hukuk kurallarına hepimiz saygı duymak zorundayız. "Hizmete özel" diyorsa bunu rapor olarak bir başkasıyla paylaşmamak durumundayız ama bu rapora görüşlerimizi ifade ederken atıflarda bulunabiliriz diye düşünüyorum.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayfa sayfa paylaşabiliriz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, şimdi bu bilgilendirme raporları konusu gündeme getirildi. Sizlerin de malumu olduğu üzere, geçtiğimiz yıl ocak ayı içinde ilgili kurumlardan raporların hazırlanmasını sağlayıp sizlere ulaştırmıştık. Yine yıl içinde Merkez Bankasından da sunum almıştık. Bu konu Başkanlık Divanı olarak bizim de gündemimizde yer alıyor. Önümüzdeki günlerde ilgili raporların sizlere ulaştırılmasını sağlayacağız. Komisyon olarak bu toplantıları, bu raporları takip edeceğiz, bunu da ifade etmek istiyorum.
Başka da bir şey kalmadı herhâlde.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Diğer toplantılarımız var ya...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İşte onları söyledim yani takip edeceğiz ilgili kurumlarla irtibat kurup, raporları ve toplantıları gerçekleştikçe sizlere ileteceğiz.