| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve 85 Milletvekilinin, Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4058) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 07 .01.2022 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, değerli bürokratlar, sivil toplum kuruluşlarının değerli emekçileri, değerli basın emekçileri ve bu salonda bize hizmet eden değerli emekçi kardeşlerim; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, biliyorsunuz orta vadeli plan açıklandı, herhangi bir heterodoks politikalardan bahsedilmiyordu ama orta vadeli programımız şu anda çökmüş durumda ve bundan üç ay önce girilen bir karanlık dehlizde ülkemiz savrulmaya devam ediyor ve Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Nebati artık heterodoks politikalara geçtiğimizi söyledi. Sayın Başkan, bu heterodoks politikaların ne olduğunu siz biliyor musunuz? Ben bilmiyorum veya burada bulunan herhangi bir bürokrat biliyor mu? Bu heterodoks politikaların dünyada herhangi bir uygulaması var mı? Deve midir kuş mudur bu heterodoks politikalar bilen var mı arkadaşlar? Ama bu "heterodoks politikalar" denen şey -açıkça söyleyeyim- girdik bir alamete gidiyoruz felakete durumudur, başka bir şey değil. "Günübirlik politikalar belirleyeceğiz." diyor Sayın Nebati. Dünyada bir örneği olmayan, gerçekten, alamete doğru ülkemizi götürüyor bu heterodoks politikalar.
Bakın, bu heterodoks politikalarının sonucunu söyleyeyim şu anda, Cemal Bey siz de dinleyin lütfen: Şu anda Merkez Bankamız -burada Merkez Bankası temsilcileri var- yüzde 14'le bankalara para veriyor, her hafta 1 trilyon lira para veriyor. 1 trilyon lira yüzde 14'le. Yani mal aldığınızı düşünün, ayakkabıyı 14 liradan alıyorsunuz, tamam mı? Merkez Bankası 14 liradan bankalara veriyor. Bankalar keyiflerinde, tamam mı? Öyle bir keyif içindeler ki yüzde 24'le... Bakın, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcımız yanınızda oturuyor. Bakan Yardımcısı "Getir, yüzde 24'le ben borç alacağım." diyor, hemen. Nebati diyor ki: "Buyurun, 14'le Merkez Bankası parayı verdi, 24'le ben borç alacağım." Yüzde 10 kılçıksız para. Keyfî gelirse hazineye borç veriyor. Bir kamu kurumundan aldığı yüzde 14'le parayı yüzde 24'le borç veriyor. Yüzde 10 kılçıksız para.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bir haftalığına alıyor, beş yıllığına veriyor.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Müsaade et İsmail Bey.
Şimdi keyfî gelmedi mi? Hazineye vermeyeyim. Ne yapacak? Yüzde 30'la, yüzde 35'le, yüzde 40'la vatandaşa borç verecek. Ne kadar güzel, yüzde 14'le para alıyor; yüzde 30'la, yüzde 35'le, yüzde 40'la vatandaşa borç verecek.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Detay verir misiniz?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bu, birinci olay. İkinci konuyu söyleyeyim: Şimdi gelen heterodoks politikaların sonucunu söyleyeyim arkadaşlar, diğer boyutunu söyleyeyim.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Sayın Paylan, detay vermezseniz eksik olur.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, siz de basın, söz verecek size.
İkinci boyutuna geleyim. Şimdi geldi dedi ki, bakın, ne dedi? "İşte biz, faizi düşüreceğiz, efendim, ihracat artacak, enflasyon düşecek." dedi. Sonuç ne oldu? Dolar 8 liradan 18 liraya çıktı. Sarayda bir panik başladı arkadaşlar, büyük bir panik. Şimdi, 3 yol vardı arkadaşlar bu paniğin sonucunda. Birinci yol, ortodoks politikalara dönmekti. Yani, efendim, ateş bacayı sardı, enflasyon patladı. Ortadoks politikalar gereği nedir? Ateşin bacayı sardığı durumda faizi 10 puan yükseltmektir. Aynı damat beyin 2018'de batırdıktan sonra Naci Ağbal'ın yaptığı gibi ve sonra kurların 9 liraya, 10 liraya düşmesidir ve bunun sonucunda da enflasyonun kontrol altına alınmasıdır. Bu, ortodoks politikadır. Tayyip Erdoğan "Bunu asla kabul etmeyeceğim." dedi. Bu birinci seçenek ortadan kalktı, en rasyonel seçenek. İkinci seçenek sarayda sermaye kontrolü konuşuldu, bunu açık açık yazdılar. Fuat Bey, işte saraya yakın yazarlar yazdılar. Sermaye kontrolü ciddi anlamda sarayda tartışıldı. Ama eminim ki hâlâ rasyonel düşünen bazı arkadaşlar "Ya, bu da ülkeyi batırır." dediler. Bu seçeneği de devre dışı bıraktılar, Tayyip Bey'i ikna ettiler. Üçüncü bir yol buldular Cin Aliler üçüncü bir yol buldular: Efendim, faize "faiz" demeyeceğiz. Ee, ne diyeceğiz? "Dolar garantili faiz." diyeceğiz. Yani nassın etrafından dolaşacağız? Bakın, nassın etrafından dolaşmanın sonucunu söyleyeyim: Bu uygulama ilk başladığı gün dolar 11,5 liraydı, Merkez Bankamız ilk gün 11,5 kur açıkladı. Bugün kaç para? 13 lira 80 kuruş, on gün. On günde yüzde 20 faiz arkadaşlar. Net, kılçıksız. Şahane değil mi? Faiz düştü. Nassa uygun, adı dolar. Efendim, nassı da etrafından dolaştık. Ama yüzde 20 faiz verdik on günde.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bir sürü fetva var ortada, fetvaları aldı.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Peki, bunun ucu açık mı arkadaşlar? Yani sınırı var mı? Ucu açık mı? Nereye kadar? Yüzde kaça kadar faiz verecek belli mi? Dolar yarın, Allah korusun, bir şey oldu, uluslararası bir kriz oldu, 25'e fırladı, yüzde 100 arttı. Ne olacak? "Yüzde 100 faiz vereceğim." diyor. Ne oldu? Nassın etrafından dolaştık, nassa uydurduk. Peki, bu parayı nereden ödeyecek arkadaşlar? Nereden ödeyecek bu parayı? Yurttaşın ödediği vergiden ödeyecek. Tüyü bitmemiş yetimin ödediği vergiden ödeyecek. Yurttaş ekmek alıyor, vergi verecek. Yurttaş markete gidiyor, vergi verecek. Benzin ödüyor, vergi verecek. 84 milyon vergi verecek. 200-300 bin ağababa var, para babası var. Onlar, efendim, daha çok faiz alacaklar. Hazinenin altına hortumu bağlamışlar; bu vergiler 200-300 bin yurttaşın kasasına akacak. Sayın Başkan, bu, Anayasa'ya aykırıdır. Açıkça söyleyeyim, bakın arkadaşlar, bu, Anayasa'ya aykırıdır. Anayasa'da vergilerin kamu giderleri için harcanması esastır.
Peki, Hazine ve Maliye Bakanı suç işlemiştir. Şimdi biz neyi çıkarıyoruz arkadaşlar? Bunun yasasını çıkarıyoruz değil mi? Yasa olmadan uygulama başlayabilir mi? Sayın Başkan, yasa olmadan uygulama başlayabilir mi? Siz, bakanlık da yaptınız. E, bu, şu anda görüştüğümüz şeyin uygulaması başladı. Neyle başladı? Bir "tweet"le başladı, 21 Aralıkta başladı, bugün 7 Ocak, uygulamayı başlattınız, Hazine ve Maliye Bakanlığı bürokratları, nasıl başlattınız? Neye göre başlattınız? Olmaz ya, hani vicdana gelir. AK PARTİ'li vekiller, MHP'li vekiller, "Hayır." dediler buna, ne olacak? 100 milyar lira yattı bu sisteme. Ne olacak arkadaşlar? Biz yanlış olduğuna ikna ettik bu sistemin, ne olacak?
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ya, olmayan bir şeyi...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Arkadaşlar, "Hayır." diyemez misiniz, yok mu öyle bir iradeniz yani? Bu sisteme "Hayır." diyemez misiniz? Bu sisteme "Hayır." diyemez misiniz?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hangi sisteme? Niye?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tabii, faize diyorum. Bakın faize, fahiş faize "Hayır." diyemez misiniz? Böyle bir olasılık yok mu?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, karşılıklı konuşmayalım. Herkes sırası geldiğinde sözünü ifade edecek.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Dolar 18 lira olunca...
CAVİT ARI (Antalya) - Kanun yok ortada, kanun; onu anlatıyor adam.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Fahiş faize "Hayır." diyemez misiniz? Tabii, sizin iradeniz yok. "İrademiz yok." diyorsanız eyvallah.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Paylan...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bak, saraydan ne diyorlar: "Ben yasa olmadan uygulamayı başlatırım, yasayı arkadan gönderirim, nasıl olsa orada kurşun askerler var; el kaldırır, el indirir, olay biter."
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - On gün önceki konuşmanı hatırla.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bu size hakarettir, bu size hakarettir, bu size hakarettir arkadaşlar, bu size hakarettir.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - On gün önceki konuşmalarını hatırla, hakaret olmadığını anlarsın.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Anayasa'ya aykırı, kanun dışı bir uygulama başlamış ve yurttaşın vergisini bir avuç para sahibine aktaracak bir sistemle karşı karşıyayız arkadaşlar. Ya, buna "Nâs'a uygun." diyorsanız, ben sizin vicdanlarınıza bırakıyorum. Hepiniz bugün millete, yarın Allah'a hesap vereceksiniz; bunu unutmayın.
CAVİT ARI (Antalya) - Elinizi vicdanınıza koyun.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Değerli arkadaşlar, ikinci olay, Merkez Bankası yetkilileri burada. Merkez Bankası da uygulamaya başladı. Neye göre başladı? Diyor ki: "Yasaya uygun." Neye dayandırıyor biliyor musunuz? "Fiyat istikrarına uygun." diyor, o da diyor ki: "Kur garantisi veriyorum." diyor. Neyle? "TL banknot matbaası elimde. Kur yükselirse çalıştırırım para makinesini, veririm dolar babalarına parayı." diyor. Neye dayandırarak diyorsunuz ey Merkez Bankası yetkilileri? Parayı basacaksınız ne olacak? Ahmet'in, Mehmet'in, Ayşe'nin, Fatma'nın, Agop'un ekmeğinin fiyatı artacak. Parayı kime aktaracaksınız? Zenginlere aktaracaksınız. Ya, bu, yasa dışıdır, yasa dışı, arkadaşlar. Fiyat istikrarına dayanır mı Sayın Başkan, özel bir yasa gerekmez mi? Merkez Bankası Yasası bunu asla cevaz vermiyor arkadaşlar.
Daha sonra, Merkez Bankamıza haciz gelme olasılığından bahsediyor bu yasa ya. Ya, arkadaşlar, ben utanç duydum bunu gördüğümde. Amerika'dan bahsediyor Uğur Bey. Allah'ınızı severseniz, böyle bir yasa Kongreden geçer mi, Amerikan Kongresinden?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Var zaten Amerika'da yasa.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Böyle bir şeyi Amerikan Kongresi gündeme getirmeyi düşünemez bile. Öyle bir şey hükûmet önerse hakaret sayar bunu biliyor musunuz?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Cemal Bey bunu iyi anlatmadı herhâlde Sayın Başkan? Tekrar mı anlatsa acaba?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Maddeye gelince detaylı konuşuruz.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Hiçbir şey anlatılmadı.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Cemal Bey iyi anlatamamışsınız.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Maddeye gelince konuşacağız Sayın Aydemir.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Niye bu kanunu Uğur getirmedi ya?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Tekrar anlatman lazım.
CAVİT ARI (Antalya) - Tutanaklara geçsin, Cemal Bey'in iyi anlatamadığını Uğur Bey tasdikledi.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Amerikan Merkez Bankası bunu hakaret sayar, arkadaşlar, hakaret sayar.
Bakın, Libya diyelim ki kabile devleti değil mi arkadaşlar? Kazakistan, kabile devleti.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - "Kabile devleti" niye diyorsun, "kabile" de o zaman.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bugün Kazakistan'daki o diktatör, halkın paralarını çaldı diye halk isyan etti bakın. Kazakistan'daki diktatör buraya para yatıracakmış, Libya'daki kabile devleti buraya para yatıracakmış. Kimin parasını? Halkın parasını. Niye ülkesinde tutmuyor? Niye ülkesinde tutmuyor, niye? Niye ikisi de tutmuyor? Kabile devleti. Kabile devleti. Kabile devleti. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sana göre kabile devleti.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bak, oradaki halkın ekmeğini çalan diktatörler "Ben 'safe haven' istiyorum, güvenli liman istiyorum. Ben güvenli liman istiyorum." diyor, değil mi?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - İşine gelmeyince "diktatör" diyorsun.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bak, Venezuela'daki diktatör de İngiltere'de parasını tutuyordu, ne oldu? İngiltere'deki paraları haczedildi. Niye? Niye haczedildi? Halkının parasını çalmıştı, İngiltere'ye yatırmıştı, haczedildi.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Kime göre çaldı, kime göre?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şimdi, siz "Maduro, ey Maduro, parayı bana getir, oraya götürme. Çünkü ben sana haczedilmeme güvencesi veriyorum." diyeceksiniz arkadaşlar. Bu, ülkemiz için utanç değil midir ya? Utanç değil midir?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bak, "swap"lar için de arkadaşlar muhtemelen Arap Emirlikleri, güvence istiyorlar. Bak, Arap Emirlikleri para verecek buraya, güvence istiyor. Siz bu güvenceyi veriyorsunuz kabile devletlerine, Arap şeyhlerine. Bu, ülkemiz için utanç değil midir?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Kendinle çelişiyorsun ya.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sayın Paylan, boş konuşuyorsun.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bak, Merkez Bankası rezervimiz ekside, bu yüzden kabile devletlerine güvence veren bir ülke durumuna düşürdük. Bak, borç alan emir alır, işte, bu durumdayız maalesef. Normal yollardan, demokratik ülkelerden borç alamıyorsun, kabile devletlerinden borç alıyorsun, onlardan emir alıyorsun.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Amerika'ya boyun mu eğsin?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Kimden emir alıyoruz? Kendinle çelişiyorsun ya.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, sırası geldiğinde görüşlerinizi ifade edin, şimdi tamamlamak durumundayız, rica ediyorum.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bireysel emeklilik sisteminde yüzde 25'ten yüzde 35'lere geçiyoruz.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ama kayıtlara geçsin? Kimden emir alıyoruz?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Kayıtlara geçti, tamam.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, kamusal emeklilik sistemini batırdınız, emeklilerimizi 2.500 liraya muhtaç ettiniz, kamusal emeklilik sistemiyle emeklilerimize bir gelecek vadedemiyorsunuz "Bireysel emeklilik sistemine git." diyorsunuz. Kim gidebiliyor bireysel emeklilik sistemine? Geliri fazla olanlar gidiyor. Dar gelirliler zaten borç altında. Dar gelirli tasarruf edebiliyor mu? Edemiyor arkadaşlar, asgari ücretli tasarruf edemiyor. Kim tasarruf ediyor? Geliri fazla olan. Siz "Geliri fazla olanlara daha çok kamu desteği vereceğim." diyorsunuz. Ya, arkadaş, hazine kaynağımız varsa kamusal emeklilik sistemini güçlendirelim. Niye zenginlerin tasarruflarına daha fazla devlet katkısı verilim, bunu düşünmemiz lazım arkadaşlar.
Diğer boyutu, en düşük emekli maaşı 2.500 lira. Ben, buradan çağrı yapıyorum: Hadi gelin, bütün vekiller 2.500 lirayla bir ay geçinelim. Deneyelim, hadi buyurun; ben varım. Hadi deneyelim, 2.500 lirayla aç açıkta kalmıyor musunuz? Hadi, buyurun. Hepimiz bir ay 2.500 lira alalım ve 2.500 lira dışında 5 kuruş paramız olmasın, hadi buyurun, geçinelim. Elinizi vicdanınıza koyun Cemal Bey! 2.500 lirayla kim geçinir? Bak, 3 maaş, 5 maaş alıyor millet?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Örnek, örnek...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - 100 defa söylendi...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ondan sonra 3 maaş, 5 maaş alanlar, 30 bin lira vekil maaşı alanlar 2.500 lirayı emeklilere reva gösterecek; bu, doğru değil arkadaşlar.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Söyleyip geçme, örnek ver, 5 maaş alana örnek ver; kim alıyor 5 maaş?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İşte, bürokratlar.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Söyle, öyle deme.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bürokratlar, bütün bakan yardımcıları; hadi, buyur.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bütün bakan yardımcıları...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Çoğu bakan yardımcısı.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - İspat etmeyen...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Çoğu bakan yardımcısı, buradakileri tenzih ederim, çoğu bakan yardımcısı.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - İspat etmeyen... 5 maaş alan 1 tane bakan yardımcısı söyleyemezsen ben de sana sorarım.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, karşılıklı diyalog usulümüz yok.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, Maliye Bakanının kendisi alıyor.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Kim, nereden 5 maaş alıyor ya?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kendi Bakanın alıyor.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Nereden 5 maaş alıyor?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakanın alıyor, Bakanın; Maliye Bakanı alıyor.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Herkes 2 maaş alıyor.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sayın Paylan, siyaset yapma.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, karşılıklı konuşma usulümüz yok.
Tamamlayın lütfen Sayın Paylan.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Çalışıp da gelin biraz ya!
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, Maliye Bakanı TÜRK TELEKOM'dan maaş almıyor mu?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Siyasi algı yapıyorsun ya!.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ucuz siyaset yapıyorsun ya!
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Maliye Bakanı, TÜRK TELEKOM'dan maaş almıyor mu arkadaşlar?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamamlayın lütfen Sayın Paylan.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakan, BOTAŞ yetkilileri de burada arkadaşlar. "BOTAŞ'ta sosyal tarifeye geçiliyor." dediniz. Bakın, elektrikte sosyal tarifeye geçildi, vatandaş zarar etti. Ya, 150 kilovata kadar yüzde 50 zam yaptınız, 150 kilovatın üstüne yüzde 125 zam yaptınız; ortalama yüzde 80 zam yapıldı arkadaşlar! Bu, nasıl sosyal tarife arkadaşlar? BOTAŞ'ta sosyal tarifeye... Bakın, bizim sosyal tarifeden anladığımız ihtiyaç sınırıdır yani 100 metrekare bir evin elektrik ihtiyacı ve doğal gaz ihtiyacı belirlenir. Tabii, mevsimsel özelliklere göre, Ağrı ile Antalya aynı olmaz; bu anlamda ihtiyaç belirlenir. Bir de yoksulluk belirlenir yani Ağrı'da da zengin var, Antalya'da da yoksul var. Bu anlamda hem mevsimsel özellikler hem yoksulluk kriterleri belirlenir, buna göre sosyal tarife belirlenir ve biz birinci basamağın ücretsiz olmasını savunuyoruz değerli arkadaşlar. Bu anlamda, sosyal tarifeden anladığımız halkın temel ihtiyaçlarının güvence altına alınmasıdır.
Vallahi, bu müteahhitler lobisi çok güçlü; herhâlde bürokrasinin üzerinde de lobi yapmışlar, efendim, vekillerimiz üzerinde de lobi yapmışlar. Emeklilerin bürokrasiye ulaşma yetkisi pek yok, memurların yok, işçilerin yok; onların haklarını savunma konusunda zorluk yaşanıyor. Ama arkadaşlar, müteahhitlerin, vallahi, milletvekillerinin etrafında, bakanların etrafında büyük bir lobi güçleri var. Müteahhitler lobisi de "Geçen yıl zarar ettik arkadaşlar." dediler. İşte, "Yılbaşında demir 4 liraydı, şimdi 10 lira; beton 200 liraydı, şimdi 600 lira; bize fark verin." diyorlar. Evet, onlar da haklılar ama ben şunu sormak istiyorum: Arkadaşlar, müteahhitler on yıldır, on beş yıldır sizin döneminizde servetlerine servet kattılar ya, bir yıl da zarar etsinler ya! Sizin döneminizde hepsi ihya olmadı mı ya, Cemal Bey? Hepsi ihya olmadı mı?
BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Genelleme.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Çoğu diyelim, peki. Çoğu ihya olmadı mı? Ya, ticarette kâr etmek de var, zarar etmek de var arkadaşlar.
Emekli maaş alıyor ya! Bak, emeklinin maaşını dolar bazında arttırdınız mı? Müteahhit ne diyor? "Dolar bazında bana garanti ver." diyor. E, zaten öbürleri euro bazında, dolar bazında köprü garantisi alıyorlar. Arkadaşlar, varsın, bir yıl da zarar etsinler ya! Niye kamu kaynağını müteahhitlere aktarıyorsunuz da emeklinin, işçinin, memurun enflasyondan, dövizden kaynaklanan haklarını karşılamıyorsunuz? Siz hepiniz müteahhitlerden yanasınız; bak, biz işçiden, memurdan yanayız. Hadi gelin, onların zararlarını dolar bazında karşılayın. Bak, onlar "Dolar bazında zararımızı karşılayın." diyorlar. Biz de diyoruz ki: Gelin, önce işçinin, memurun, emeklinin dolar bazında garantilerini, zararlarını karşılayalım, sonra onları da karşılayalım.
Cemal Bey, şimdi, var ya, gerçekten bu torbayı nasıl savunacaksınız, ben bilmiyorum. Ya, siz ticaretten de gelmiş bir insansınız. Şimdi, bakın, siz ilk imzacısı olarak diyorsunuz ki: "Ben, ihracatçıdan daha az vergi alacağım." Şu Anayasa'mız ne diyor? Bakın, biraz daha vicdanlı Anayasa'mız, "Herkes mali gücüne göre vergi verir." diyor.
Şimdi, geçtiğimiz yıl en çok parayı kim kazandı? Elinizi vicdanınıza koyun, söyleyin. Ya, bilançolar da belli. Arkadaşlar, en çok parayı kim kazandı? Nilgün Hanım, siz de biliyorsunuz, en çok parayı kim kazandı geçen yıl? İhracatçılar kazandı, öyle değil mi? Yani dolar 2'ye katlandı, ihracatçıların bilançosuna bakıyorsun, kârları 3 kat, 5 kat artmış. Şimdi, iç piyasaya çalışanlara bakın Sayın Başkanım. İç piyasaya çalışanlarsa zarar etmişler çünkü çekle çalışıyor bu insanlar, vadeli çalışıyor. 10 liraya mal etmiş, 11 liraya satmış, maliyeti 20 liraya çıkmış, alacağını bile alamıyor, iç piyasaya çalışanlar zarar etmiş. Sosyal bir devlet ne yapar? Adaletli bir devlet ne yapar? Çok kazanana çok koyar yani ihracatçıya daha çok vergi koyar, az kazanana yani iç piyasaya çalışana daha düşük bir vergi koyar.
Cemal Bey, vallahi, herhâlde aklını başka yerde bıraktı, bilmiyorum. Yani bu anlamda hakaret etmiyorum, yok, vallahi yok. Yani bu anlam asla değil. Şimdi, diyor ki: "Çok kazanan ihracatçıdan vergiyi düşüreceğim, az kazanan iç piyasaya çalışana vergiyi yüksek tutacağım." Ya, arkadaşlar, gerçekten, ne diyeyim yani herkesi vicdana çağırıyorum. Yani bakın, ihracatçı şu anda vergi düşürmek istemiyor. Ne istiyor, biliyor musunuz? "Vergim düşsün." demiyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Arkadaşlar, sıra gelince görüşlerinizi ifade edersiniz. Rica ediyorum.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Vergi düşmesi ihracatçının derdi değil. İhracatçının tek bir derdi var, kur stabilize olsun, kredi şartlarım iyileşsin. Yani şimdi, ticari kredi almaya gidiyor ihracatçı, yüzde 35-40 faizle karşılaşıyor. Öyle değil mi Cemal Bey, Nilgün Hanım; yüzde 35-40 değil mi ticari kredi faizleri? Kur bir gün 18 lira, bir gün 10 lira. Bunlar istikrarlı olsun diyor ihracatçı. Yani sen 20'yi 19 yapmışsın, derdi bu değil. İhracatçı kazanıyor zaten. Tek istediği şey istikrar ve faizlerin, enflasyonun kontrol altına alınması.
Bu heterodoks politikalar şu andaki sistemde, arkadaşlar, kurları kontrol altına alıyor mu? Hayır. Faizleri düşürüyor mu? Hayır. Enflasyonu düşürüyor mu? Hayır arkadaşlar. Yani bu açıdan, Cemal Bey, bu maddeyi gerçekten -hepsini yadırgadım ama- ciddi anlamda yadırgadığımı söylemek isterim.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Toparlarsanız sevinirim.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Değerli arkadaşlar, halkın yararına olmayan, Anayasa'mıza aykırı, vicdana, adalete uygun olmayan, yoksuldan yana olmayan, yoksuldan alıp zengine veren bu yasa maddelerine tamamen, külliyen karşıyız. Tüm bu maddelerin de Cemal Bey tarafından getirilip 100 vekil tarafından imzalanmasını da utanç verici buluyorum. Sayın Başkanımızın Anayasa'ya aykırı bulmayıp işleme almasını da doğru bulmuyorum. Bu açıdan, arkadaşlar, bu maddelerin külliyen geri çekilmesi ve yeniden değerlendirmesi gerekir.
Saygılar sunuyorum.