| Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
| Konu | : | Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi (2/4056) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 10 .01.2022 |
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle Covid tedavisi gören ve o nedenle bugün aramızda bulunmayan Komisyon Sözcümüz, saygıdeğer milletvekilimiz Orhan Erdem Bey'e geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün, burada milyonlarca insanımızı yakından ilgilendiren bir kanun teklifini görüşüyoruz; her bir noktası, virgülü büyük bir öneme sahip olan bir teklifi müzakere ediyoruz. Bu nedenle, muhalefetin dillendirdiği, bizim burada dile getirdiğimiz taleplerin daha dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini sizlere arz etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, öğretmen atamalarında mülakat, adayın mesleki bilgi ve mesleki yeterlilik düzeyini ölçmekten uzaktır, adayın öğretmenlik mesleğine uygunluğunu ve yetkinliğini değerlendirmemekte ve eğitim öğretimin niteliğinin artırılmasına herhangi bir katkısı da bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra, süreç şeffaf ve denetlenebilir bir tarzla yürütülmediğinden istenen amacı da sağlamamaktadır. Mülakat atama değil, eleme kurumu gibi çalışmaktadır. Bu nedenle, mülakat yerine daha adil, hakkaniyetli bir uygulama olan ve toplum vicdanında karşılığı bulunan KPSS puan üstünlüğüne göre kadrolu istihdam sağlanmalıdır.
Değerli arkadaşlar, son zamanlarda da ülke gündemine oturan bu mülakat elemeleri öğretmen adayı gençlerimizin umutlarını karartmaktadır.
Bakın, İYİ Parti Meclis Grubunda Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in söz verdiği bir atanamayan öğretmen olan Ekrem kardeşimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle söylediklerini burada sizlerle paylaşmak istiyorum. Ekrem öğretmen bizim grup toplantımızda dedi ki: "Bu özel günü canıgönülden büyük bir mutlulukla ve gururla kutlamak isterdim. Dört yıldır atanamayan, şu an bir markette çalışan idealist bir öğretmen olarak neyi kutlayayım? Kutsal sayılan mesleğin itibarsızlaştırılmasını mı, emeklerimizin sömürülmesini mi, hayallerimizin yıkılmasını mı, bileğimizin hakkıyla kazandığımız sınavlardan 'mülakat' denilen torpillerle elenmemizi mi, ana babalarımızdan harçlık istemekten utandığımız için ne iş olursa yapar hâle gelmemizi mi; neyi kutlayayım?" Evet, böyle diyor atanamayan öğretmen kardeşimiz. Bu sözlere iktidar ve muhalefetle hepimiz kulak vermeli, bu gençlerimizin mağduriyetine son vermeliyiz.
KPSS'de yüksek puanlar alıp mülakatta o ya da bu sebeple elenen bu evlatlarımızın karşı karşıya kaldığı bu uygulama geçmişte KPSS'de yaşanan hak gasbıyla aynıdır. O dönemde de KPSS sorularının çalınması, FETÖ mensuplarına dağıtılması dolayısıyla binlerce genç kardeşimizin geleceği karartılmış, geleceği çalınmıştı. Şimdi ise torpille işe adam alma mekanizması gibi çalışan mülakat sistemiyle yine binlerce gencimizin hayalleri çalınmaktadır. KPSS'de derece yapan, yüksek puan alan evlatlarımız ne yazık ki mülakatlarda düşük puanlar verilerek eleniyor. Böyle adaletsizlik, böyle vicdansızlık olur mu arkadaşlar? Liyakatin olmadığı yerde şeffaflık, adalet olur mu?
Biz İYİ Parti olarak partiye sadakat değil, devlete sadakat diyoruz. Öz cümle: Mülakat değil, liyakat diyoruz. Teşekkür ediyorum söz verdiğiniz için Sayın Başkanım.