| Komisyon Adı | : | DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU |
| Konu | : | Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Nuri Kolaylı'nın Türkiye'de gazeteciliğin dijital dönüşümü, karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri hakkında yaptıkları sunumlara ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 13 .01.2022 |
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Çok teşekkür ederim Başkanım.
Sinan Bey, Nuri Bey; hoş geldiniz.
Ben sadece gazetecilik bu dolandırıcıların meslek alanlarından biridir diye biliyordum, milletvekili olduktan sonra inanılmaz, daha büyük bir dolandırıcılık alanının milletvekilliği olduğunu gördüm. "Milletvekiliyim." ya da "Milletvekili adına para topluyorum." diyerek epey bir dolandırıcılık oldu, galiba yaklaşık 15-20 kişiyi buldu içeri gönderdiğimiz. Suimisal emsal olmaz. Kötünün iyiyi kovaladığı bir sistemde gerçek bulunamaz. Arkadaşlarım çok değerli temsilciler, zaman zaman görüşüyoruz -Nuri Bey'le daha sık görüşüyoruz- bizim için çok değerli katkıları var; baktıkları yerden dünyayı, Türkiye'yi, medyayı tarif ediyorlar.
Elimde 2 tane rapor var, bunları size okumak isterim, Sayın Başkanı çıldırtırım. Bunları nasıl tutanağa geçirteceğim dedim "Okumazsanız geçmez." dediler; şimdi okumaya başlayacağım. Nasıl çıldırtabilirim sevgili kardeşimi diye düşündüm.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Estağfurullah.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Yazarlar Sendikası, Türkiye Yazarlar Birliği, PEN Yazarlar Derneği, Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Temsilciliği, Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Merkezi ve 300 kadar çeşitli medya kuruluşunun, gazetecinin katılımıyla oluşmuş çalışmalarımız var, bu çalışmalar kendilerinin yaptığı çalışmalar, onların da görüşleri var. Dünya tek seslilikten çok sesliliğe doğru evriliyor. Okları kendimize doğru değil, bütün yönlere doğru bükmezsek sonra o okların altından kalkamayız.
Medyanın özgürlüğünü... Nuri Bey, basın kartını siz verseniz, o Vali Bey'e ya da oradaki sanayiciye, şantaj yapan adama basın kartı verir misiniz?
TÜRKİYE GAZETECİLER KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI MEHMET NURİ KOLAYLI - Vermeyiz.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Kim veriyor ona basın kartını? (Gürültüler) Bir dakika, bir dakika... Ben biliyorum, kişiyi de biliyorum.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Bir dakika arkadaşlar. Ben Nuri Bey'in mikrofonunu açayım.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Bir dakika arkadaşlar.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Böyle karşılıklı olmasın.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - "Soru-yanıt" dedik ya Başkanım, "Soru-yanıt" dedik ya.
Kim veriyor basın kartlarını Sayın Nuri Bey?
TÜRKİYE GAZETECİLER KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI MEHMET NURİ KOLAYLI - Şu anda İletişim Başkanlığı Basın Kartları Komisyonu.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Daha önce kim veriyordu efendim?
TÜRKİYE GAZETECİLER KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI MEHMET NURİ KOLAYLI - Yine, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün oluşturduğu...
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - O arkadaşlar o kartları kimlerden alıyorlar Nuri Bey?
TÜRKİYE GAZETECİLER KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI MEHMET NURİ KOLAYLI - İletişim Başkanlığından.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Bu kartı alamıyor o arkadaşlar.
TÜRKİYE GAZETECİLER KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI MEHMET NURİ KOLAYLI - İletişim Başkanlığından.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - "Siz geldiniz, her şey tertemiz oldu." diye bir şey yok. Kart alıyorlar efendim, kart alıyorlar.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Estağfurullah.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Almayan iyi gazeteciler de var. Kötüyü örnek olarak önümüze koyduğumuzda varacağımız bir yer yok, bataklık. Sorunu nasıl çözeceğiz? Nuri Bey'e yetki vereceğiz, Sinan Bey'e yetki vereceğiz. Gazeteciler, gazeteci kimliği taşıyan insanlar gidecekler, kartlarını, kamusal gözetim olmadan, özgürce meslek mensubiyetini yürüttükleri yerden alacaklar. Fahrettin Bey'in keyfine, Tuncay Bey'in keyfine falan bu işleri bıraktığımız zaman keyfiyet egemen olur. Keyfiyeti ortadan kaldıracağız, meslek mensubiyetinin aidiyetinin gereği olan şeyi, bütün dünyada olduğu gibi, gidecek arkadaş basın cemiyetinden, derneğinden neredense oradan olacak; birinci kural.
TÜRKİYE GAZETECİLER KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI MEHMET NURİ KOLAYLI - Ben kısaca bir konuşayım.
Meslek yasasından bahsederken...
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Oraya gelecektim, tam ağzımdan aldınız.
TÜRKİYE GAZETECİLER KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI MEHMET NURİ KOLAYLI - Evet, ben de onu söyleyecektim.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Tam oraya geliyorum. Milletvekili oldum, geldim "Benim hak, sorumluluk, yetkim nedir kardeşim?" dedim, "Bilmiyoruz." dedi Kanunlar ve Kararlar. "Ne demek kardeşim?" dedim. "Ben ne yapabilirim ve ne yapamam, en önemlisi de neleri yapmam?" dedim, "Yok öyle bir şey." dedi. "Peki, ne yapacağız?" dedim, "Daha öncekiler ne yaptıysa onu yapın." dedi. Milletvekillerinin de bir meslek mensubiyet yasası yok. Acilen gazeteciler açısından da...
MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Vekillik bir meslek değil mi?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Gazetecilik meslek değil mi?
MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Yok, vekillik için söyledim.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Vekillik bir, ne yapıp ne yapamayacağını bilmeme sanatı mıdır?
MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Hayır, hayır, görev.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Sorumluluk görevle...
MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Siz gazetecisiniz.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Evet.
MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Asıl mesleğiniz gazetecilik. Benim lafım mesleğinize değil.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Mustafa Bey, bir dakika.
MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Yani bu meslektir ama şimdi vekil...
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Vekilin hak, yetki ve sorumluluklarını belirleyen bir yasal düzenleme yapmak gerekir.
MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Eyvallah, ona itirazım yok, ona tamam.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Tamam.
İkincisi...
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Aman efendim, bu konulara girmeyin.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Yok, yok. Milletvekillerine döndüm, tamam.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Zaten tartışma şey olacak.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Milletvekillerine döndüm.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - "Bu milletvekilleri hep kendine çalışıyor." diyorlar zaten kamuoyunda. Aman kayıtlara girsin, hemen bir meslek yasasına ihtiyacı yok. Arkadaşlar, milletvekilliği, demokratik kültür içerisinde milletin tevdi ettiği görevdir, millete hizmet makamıdır.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Peki efendim.
Milletvekili Millî Eğitim Bakanlığının önüne gittiğinde içeri alınır mı, alınmaz mı? Gazeteci...
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Randevusu varsa alınır.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Randevu vermiyorsa ne yapacağız?
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Tuncay Başkanım, bakın...
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Randevu vermiyorsa denetim görevimi yapacak mıyım, yapmayacak mıyım? Başkan, randevuyu yirmi dört saat önce istediysek randevu vermiyorsa ve randevu vereceğine dair de herhangi bir şey yoksa...
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Vermeyebilir, işi vardır.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Cevap vereyim mi?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Efendim, Bakan Bey randevu vermeyebilir.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Tuncay Vekilim, cevap vereyim mi?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Ben, Bakan Bey'e değil de ilgili kişilere giderim.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Tuncay Vekilim, cevap vereyim mi? Bakın, bunlara gireriz, sorun değil, zamanımız da var.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Peki, olur.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Sabaha kadar konuşuruz.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Varsa hemen başlıyorum.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Ama sizden ricam şu: Yani bugün özellikle, bu, yerel gazetecilerin sorunları, internet medyasının sorunları, işte, bu...
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Hemen görüşlerimi söyleyip bitireceğim Başkanım.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Evet, rica ediyorum. Hayır, konuşabiliriz diğerlerini de bu konuya odaklanmanızı... Çünkü siz bizim için önemlisiniz.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Estağfurullah, siz de bizim için çok önemlisiniz, var olun.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Önemlisiniz, bunu sözde değil, özde söylüyorum çünkü bu mesleğin emekçisi olarak, bu kadar katkı veren biri olarak... Bize şunu... Bu dijital dönüşüm, basılı medyayı nasıl etkiliyor, siz de bir gazeteci olarak, genel yayın yönetmeni olarak ne diyorsunuz?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Olur, söyleyeyim.
Dünyanın değişimini, gelişimini engelleyebilmek herhangi bir şekilde mümkün değil. Geldiğimiz noktada dijital dönüşümü, yasaklarla, sınırlamalarla kötü kullanımlar emsal alınarak yeniden bir zapturapt altına alma diye bir şey söz konusu değil. Yapılırsa ben çok memnun olurum bir muhalefet milletvekili olarak; iktidara gelmemiz çok daha kolay olur, çok daha kolaylaştıran bir çalışma olur. Bir taslak çalışma yapıldığı söyleniyor, görmedik, bilmedik, Başkanımız da daha görmedi. Gördünüz mü Başkanım? Görmediniz daha değil mi? Geçen sefer görmemiştiniz. Gördünüz mü?
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Şöyle: Çalışmayla ilgili bizim de fikrimizi aldılar, ben Komisyonumuz adına talebimi Türkiye Büyük Millet Meclisindeki Grup Başkanlarımıza...
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Size bir şey sundular mı Başkanım?
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Sunulan bir metin, henüz üstünde anlaşılan, mutabakata varılan bir metin yok ama Komisyonumuzdaki iktidar, muhalefet milletvekillerimizin talebini arkadaşlarımızla, milletvekillerimizle görüştük ve Komisyonumuzun daha fazla katkı yapmak istediğini dile getirdik, kayıtlara girsin.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Biz, bu taslağın tüm kamuoyuyla paylaşılmasını istiyoruz; bir an önce tartışmaya açılmasını istiyoruz; meslek örgütlerinin de bunu istediği kanaatindeyim. Öyle mi Başkanım?
TÜRKİYE GAZETECİLER KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI MEHMET NURİ KOLAYLI - Biz de istiyoruz.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Düzenleme, taslak metin neyse özellikle meslek mensupları açısından bu tartışma ortamına getirilmelidir. "Sosyal ağlar" yerine "internet platformları" denilmesini tavsiye ediyoruz. 5651 sayılı Kanun'daki "sosyal ağ" tanımının değiştirilmesini, kâr amacı gütmek hedefiyle kullanıcıların herhangi bir içeriği diğer kullanıcılarla paylaşmasını veya bu içeriği herkese açık hâle getirmesini sağlamak için tasarlanmış "internet platformları" -bu, örnek alındığı söylenen Alman metninden, yasa metninden söylediğim bir şey- tanımının daha uygun olacağı düşüncesindeyiz. Türk Ceza Kanunu'nda yalan haberle düzenleme yapılıp yapılmayacağı belirlenmiş bir şey değil. Sinan Bey, kaç yıllık gazetecisiniz?
ANADOLU YAYINCILAR DERNEĞİ BAŞKANI SİNAN BURHAN - 93'ten beri gazeteciyim.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Hiç tekzip metni geldi mi size?
ANADOLU YAYINCILAR DERNEĞİ BAŞKANI SİNAN BURHAN - Geldi.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Bu, sizi yalan haber yayınlayan kişi mi yapar?
ANADOLU YAYINCILAR DERNEĞİ BAŞKANI SİNAN BURHAN - Yapmaz.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Siz, yalan haber kastıyla hiç yayın yaptınız mı efendim?
ANADOLU YAYINCILAR DERNEĞİ BAŞKANI SİNAN BURHAN - Yapmadım.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Siz, bunca yılın gazetecisisiniz, oldu mu efendim böyle bir şey?
ANADOLU YAYINCILAR DERNEĞİ BAŞKANI SİNAN BURHAN - Hayır.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Bir gazeteci yalan haber yapmak için oturup bir metin yazar mı?
ANADOLU YAYINCILAR DERNEĞİ BAŞKANI SİNAN BURHAN - Yazmaz.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Peki, gazeteciyi kim yönlendirir? Siyasetçi, iş adamı...
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - İstihbarat...
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - ...veya bir başkası, devletin bir kamu görevlisi dışında gazeteciyi yalan haber yapmak için kim görevlendirir? Çok tecrübelisiniz, var mı başkası? Peki, gazeteciyi yalan habere sevk eden kişi için, yönlendiren siyasetçi için, devlet görevlisi için ya da iş adamı için bugüne kadar hiçbir ceza verildiğini gördünüz mü? Görmediniz. Türk Ceza Kanunu'nda yalan haberle ilgili düzenleme konusu, Türk Ceza Kanunu'nda...
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Peki, ben size bir soru sorayım Tuncay Vekilim.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Buyurun.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Yalan haber var mı?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Yalan haber yok efendim. Yanlış haber var.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Yanlış haber var.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Yanlış... Profesyonel, meslek açısından konuşuyoruz.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Peki, bir şey söyleyeyim ben size; biz -kulakları çınlasın, kulakları çınlayamaz çünkü vefat etti, Allah rahmet eylesin- Kurthan Fişek Hocadan Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinde doktorada medya-siyaset ilişkileri dersini aldık. Ulucanlar Cezaevi operasyonunu hatırlar mısınız?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Evet, çok iyi hatırlıyorum.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Başkanım, siz de o zaman genel yayın yönetmeniydiniz. Bir fotoğraf yayınlandı ve devletin kurumları cezaevine bu fotoğraftan dolayı operasyon yaptılar. Daha sonra, bu fotoğrafın devletin bazı kurumları tarafından gazetecilere servis edildiği ve bu fotoğrafın da Türkiye'deki bir cezaevinden değil, İsrail'deki bir cezaevinden olduğu haberini çok iyi hatırlıyorsunuz.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Evet, efendim.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Şimdi, burada, bu haber ne haberi?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Ben söyleyeyim.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Yani bu, yönlendirme, manipülasyon, dezenformasyon.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Ben söyleyeyim efendim.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Buyurun.
Bununla ilgili fikrinizi...
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Irak savaşını kim başlattı?
Gazeteci, önüne konulan bilgiyle sınırlıdır. Gazeteci, o bilgiyi...
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Araştırması gerekmez mi?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Efendim, ben yaptığım mesleği söyleyeceğim, hemen açıklık getireyim.
Önüne konulan bilgi sınırlıdır, gazeteci bunu araştırır. Gazeteci, yanılabilir, yanıltılabilir ama gazetecilik mesleğini yapan kişi hayatında 1 kere yalan haber yazar, 2'ncisinin mümkünü yoktur. Buna, Amerika'nın çok ünlü, Irak savaşını takip eden gazetecilerinin meslek hayatlarının bitişinden, bugün Türkiye'de meslek hayatı biten gazetecilerden, çekilen gazetecilerden örnekler verebilirim size.
MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Ama yalan haber yapılabiliyor yani.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Efendim, bakın, yalan, üretilen bir şeydir. Gazetecinin yaptığı şey, yanılmaktır. Gazeteci üretilen yalanı okuyucusuna ulaştırdı diye yalancı olmaz. Gazeteci oturup o raporu kendi yazdıysa, o haber başlı başına gazetecinin ürünüyse o zaman gazeteci de yalancıdır; 1 kere yapabilir onu, 2 kere yapma şansı yoktur. Otuz dokuz yıl bu işi yapmış bir gazeteci olarak söylüyorum.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Keşke öyle olsa.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Efendim, çok özür dilerim, yanlış haber olabilir; yanlış haberin kaynakları vardır, düzeltilir. Biz milletvekili olarak yanlış yapmıyor muyuz, dilimiz sürçmüyor mu, yanlış bilgiyle çıkıp kürsüde bir şey söylemiyor muyuz? Dilekçemizi veriyoruz, diyoruz ki: "Burada bir yanlış yapmışız, özür dileriz, düzeltiyoruz." Kürsüde söz hakkı istiyoruz, diyoruz ki: "Efendim, burada bir yanlış kullanım oldu, çok özür dileriz, düzeltiyoruz." Siz tekzip hakkını kullanmadığınız herhangi bir basın kuruluşunda çalıştınız mı Nuri Bey?
TÜRKİYE GAZETECİLER KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI MEHMET NURİ KOLAYLI - Hayır.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Sinan Bey, siz, size gelen tekzip hakkını çöpe attığınız bir kurumda çalıştınız mı hiç?
ANADOLU YAYINCILAR DERNEĞİ BAŞKANI SİNAN BURHAN - Yok.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Ben de hiç çalışmadım efendim.
Bu nedenle, yalan haber düzenlemesi Türkiye'yi korkunç bir yere, "1984" romanındaki gerçekleri doğrulama enstitüsüne götürür; bu bizim için bir felakettir. Böyle bir kurumun oluşturulması dezenformasyonu artırır, kamunun yalan söyleme niteliğine yeni güçler katar; bizim bundan korunmamız gerekir.
Resmî kurum konusunda kamuoyu aydınlatılmalıdır. Gittim Millî İstihbarat Teşkilatına, Emniyet birimine, Ormana, Sağlığa, Sanayi Bakanlığına gittim; bana bir bilgi verildi, ben bu bilgiyi yayınladım, dedim ki: "Resmî bir kurum bana bu bilgiyi verdi." Bu bilginin yanlışlığından doğacak olan sorumluluk kurumun mudur, gazetecinin midir?
Bir canlı örnek vereyim: Yener Kaya cinayeti. Doğru Yol Partisi milletvekili adayı, Tansu Çiller Hanımefendi'yle fotoğraf çektirdikten sonra İstanbul'da havaalanına indi, kendisi milletvekili aday adayıydı, bir grup tarafından kaçırıldı, yan yolda elinden ve ayağından arabanın direksiyonuna kelepçelenmiş olarak bulundu. Arabanın benzin deposundan hortumla benzin alıp camdan içeri akıtmışlar, Yener Kaya'yı yakarak öldürmüşler. Bu dosya on beş sene sonra benim önüme geldi. Sayın Fatih Altaylı'yla karşılıklı olarak bir tartışma yaşadık "Bu bir aşk cinayeti midir yoksa borsada 10 milyon doları kaybedilmiş bir ticari ilişkinin sonucu mudur?" diye. Bir Emniyet müdürü Sayın Fatih Altaylı'ya "Bu bir aşk cinayeti." demişti. Dosyada her şey vardı, iki şey eksikti. Ben dosyayı çok iyi okudum. Bir, öldürülen kişinin Yener Kaya olup olmadığına dair herhangi bir bulgu yoktu. Dişleri vardı çünkü geriye bir tek dişi kalmış adamcağızın, dişler üzerine herhangi bir tahlil yapılmamış. Biz dedik ki: "Bu kişi Yener Kaya mıdır kardeşim, siz bunu nereden biliyorsunuz?" "Araba onun, işte, gelmiş." Böyle bir şey yok. Diş analizi yapıldı, Yener Kaya olduğu ortaya çıktı. Bütün özel hayatına ilişkin her şey dosyada var, suçlanan kişilerle ilgili her şey dosyada var. Şimdi, Sayın Fatih Altaylı'ya o bilgiyi veren Emniyet müdürüne herhangi bir şeyi sormak mümkün mü, herhangi bir suizan belirtmek mümkün mü? Yalanı kim üretmiş oluyor?
Onun için, bu resmî kurum, dezenformasyon kurumu, dezenformasyonun kaynağı nedir ne değildir; bunun bir aydınlatılması gerekir, bizim bunu bilip tartışmamız gerekir. Hukuki boyutları, siyasal boyutları, sosyal boyutları, hepsini bu kapsamda ele almak zorundayız.
Gazetecilik faaliyeti bir öz olarak bugün tartıştığımız bu yasal düzenlemenin dışında tutulmalıdır. Gazetecilik, bir büyük faaliyettir, editöryal içeriğe sahiptir. Editöryal bir gazetecinin yayınının, editör tarafından görülmeden yayınlanması mümkün değildir. Bunlar, editöryal özgürlükler, gazeteci özgürlükleri kanun kapsamı dışındadır. Bunları tartışmaya aldığımızda ülkemize çok yazık etmiş oluruz.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - On beş dakika oldu vekilim.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Çok sıkıcıysam hemen okuyayım bitireyim.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Estağfurullah.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Peki.
Sosyal ağ işletmecilerinin yetkileri gözden geçirilmelidir. Bu konuda galiba bir fikir ortaklığımız var. Bu sosyal ağ işletmecilerinin Twitter'ın, Facebook'un, YouTube'un, Instagram'ın tanınmış ve tanımlanacak yetkileri konusunu yeniden ele almalıyız ama burada daha özgürlükçü bir bakış açısına sahip olmalıyız, ifade özgürlüğünün önündeki engellerden birinin sosyal ağ işletmecileri olmasının önü açılmamalıdır.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Bu çok önemli bir konu.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Sosyal ağ işletmeleri, Facebook ve diğerleri yorumlar dâhil olmak üzere "Efendim, elemanım yok, akıllı bilgisayar koydum." öyle bir şey yok, öyle bir şey yok. Bunu, tıpkı gazetelerin yaptığı gibi ince eleyip sık dokumalıdır. İçeriği kimin sileceği mutlaka belirlenmelidir. İçeriği kim silecek? "İçeriği benim partimin atadığı memur silecek." yanlış efendim. "İçeriği iktidar mensubunun memuru silecek." çok yanlış efendim. Bu, bizi karanlık çağlara doğru götürür, aman, bundan itinayla kaçınalım. Sosyal ağ işletmeleri yüksek para cezaları tehdidi altındadır. Şimdi, her iki arkadaşımız da "çare" diye sundular, "Çare para, yoksa Anadolu'da basının yaşaması mümkün değil." diyor. Biz diyoruz ki mesela vaat olarak her kentin medyasına, özgürlüğü ve demokrasiyi desteklemek için kentin rantından pay vereceğiz iktidar olduğumuzda. Ne yapacağız? Belediyelerin topladığı emlak vergisinden bir payı arkadaşlarla paylaşacağız. Kim yapacak bunu? Arkadaşlar yapacaklar.
TÜRKİYE GAZETECİLER KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI MEHMET NURİ KOLAYLI - Çok iyi olur.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Ve ayrıca, SGK bildirimi yapılmamış, çalışma garantisi ve güvencesi altına alınmamış hiç kimseyi -arkadaşlar denetleyecekler- meslek içerisinde göremeyeceksiniz. Ama önemli olan şey, dediğim gibi, Facebook'un, Twitter'ın, burada vergisini, kazancını söyleyemeyen, üzerinden geçen zamana rağmen bildiremeyenlerin bu konuda bir tek yatırım yapmamasıdır, bir tek kuruşluk dahi yatırım yapmamışlardır. Türkiye'de gazeteci istihdamı konusunda çok sıkıntıdayız ama onlar bir tane gazeteciyi istihdam edip bu denetimleri gerçekleştirmiyorlar.
Haberleşme ve bilgilenme özgürlüğü asla sınırlanmamalıdır, asla. Yapacağımız çalışmalar bunların önündeki engelleri kaldırmalıdır. Sosyal medyanın ülkemizde ve dünyadaki yaygınlığını göz önüne alırsak değişikliklerin toplumun haberleşme ve bilgilenme özgürlüğünü sınırlayıcı nitelikte olmamasına dikkat edilmelidir.
Bir soru sorup bitiriyorum hemen. Sinan Bey, söylediklerimde karşı çıktığınız bir şey var mı efendim?
ANADOLU YAYINCILAR DERNEĞİ BAŞKANI SİNAN BURHAN - Yok şu anda karşı çıktığımız.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Nuri Bey, söylediklerimle karşı çıktığınız bir şey var mı?
TÜRKİYE GAZETECİLER KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI MEHMET NURİ KOLAYLI - Yok.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Teşekkür ederim efendim. Sağ olun.