KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Değerli arkadaşlar...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Madde oylandı mı Başkanım?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Oylandı, oylandı.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Madde oylandı, şimdi ben yürütme maddesiyle ilgili konuşuyorum. Bu meselenin nasıl yürütüleceğine dair hem Hazine ve Maliye Bakan Yardımcımıza hem de Uğur Bey'e sorularımı yöneltiyorum. Sayın Başkan, siz de söz verirseniz, sorularıma cevap almak istiyorum.

Şimdi, maliye politikasında her harcamanın bir limiti vardır Uğur Bey ve Sayın Bakan Yardımcım. Her harcamanın bir limiti var değil mi? Biz, bütçe yaparız, deriz ki şu kadar lira kaynak ön görüyoruz ve buraya bu kadar bütçe koyuyoruz, eğitime, sağlığa, şuna, buna. Bir harcama limiti vardır, yıl içinde olağanüstü bir şey olursa ancak harcama limitine aktarma yapılır veya ek bütçe yapılır.

Şimdi, Hazinemize öyle bir kalem koyuyoruz ki arkadaşlar, Hazine diyor ki "Dolar kaç para olursa -ha, ucu açık, sınırı da yok- ben farkını karşılayacağım." Şimdi, ben de diyorum ki bununla ilgili bir stres testi yapmamız gerekir. Yani arkadaşlar, bakın, bu çok önemli, bunu da gerçekten ciddiye alın diye söylüyorum. Yarın öbür gün bunun vebali büyük. Diyelim ki bu sisteme 1 trilyon lira girdi. Yani oluşabilecek bir stres durumunda, maliyemizin ne yapacağını ben bilmek istiyorum. Ne yapacak? Yani Merkez Bankamızdan avans alıp, para bastırıp, piyasaya verip hiperenflasyona mı sokacak ülkeyi? Yoksa böyle, bizim bilmediğimiz 100 milyarlarca liralık bir yedek akçesi mi var? Yani böyle bir stres durumu olduğunda, oradan ben paraları hemen zenginlere aktarırım mı diyecek? Yani bunu düşünmek zorundayız. Bunu düşünmezsek ne olur, ben size söyleyeyim arkadaşlar... Çünkü bakın, en kötüyü düşüneceksiniz değil mi? En kötüyü düşünmeniz gerekir, kendimiz de en iyi için dua edelim, bekleyelim, bu ayrı bir şey, en iyisi olsun, biz hepimiz isteriz ama en kötüyü düşünmek zorundayız, düşünmezsek büyük bir felakete doğru sürüklenebiliriz. O açıdan benim önerim... Yani siz en kötüye göre nasıl bir hazırlık yaptınız, bunu bilmek istiyorum. Üst limiti olmayan bir harcama kalemini nasıl bütçeme koyuyorsunuz benim, ülkenin yurttaşlarının verdiği bütçeye? Üst limiti yok. Bakın, İbrahim Bey, üst limit yok. Yani Allah korusun diyorum ya, bunun şeyi yok ki. Dolar, 1994'te 4 katına çıkmış, 2001'de 3 katına çıkmış, efendim damat beyin olduğu dönemde yüzde yüz artmış, son bir yılda yüzde yüz artmış yani bundan sonra artmayacağına dair Uğur Bey garanti veriyor ama bunun bir garantisi yok arkadaşlar ve en kötüyü düşünmek zorundayız. Düşünmezseniz bunun vebali büyük olur, bunu not düşeyim, bu bir.

İkincisi: Uğur Bey'e sormak istiyorum -kendisi dinlemiyor ama- şunu net olarak soruyorum: Şimdi, 1 milyar dolar örneğini verdiniz, x bir şirketin 1 milyar dolar parası var, tamam mı? 8 liradan mal etmiş, şimdi 13,50 liraya çıkmış, ben bu 5 milyar liradan kur farkı geliri almayacağım diyorsunuz, 1 milyar TL ona vergi avantajı sağlıyorsunuz. Aynı şirketin 1 milyar dolar da borcu var. Şimdi ne yapacaksınız, merak ediyorum. Bakın, halkımız anlasın ne yaptıklarını, bunu vicdansız madde olarak değerlendiriyorum. 1 milyar dolar da borcu var, borcuna karşılık kur farkı gideri yazabilecek, 1 milyar dolar borcuna. Yani 5 milyar lirayı kur farkı gideri yazacak, bu borcunu vergisinden düşecek ama kasasında bulundurduğu 1 milyar doları da bu sisteme sokarsa kur farkı gelirini aklamış olacak. Ya, bundan daha adaletsiz bir düzenleme düşünebiliyor musunuz arkadaşlar? Ve yalnızca üç ay kalacak bakın bunun için. Üç ay boyunca zaten dolar garantili, üç ay sonra bu sistemden çıkacak, bütün faizden, kur farkı gelirlerinden kurtulacak, öbür taraftan ama kur farkı giderini de borcuna karşılık yazabilecek. Ya, bundan daha fazla bir adaletsizlik...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Borcunu gider yazıyor yalnız, borcunu gider yazacak.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama kur farkı gideri olarak yazıyor. Kardeşim, kur farkı giderini yazdırıyorsun.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Tamam, yazıyor, yazabilecek.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama onu vergisinden düşüyor, değil mi?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Nasıl haksızlık oluyor, gider yazacak.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama burada kur farkı gelirini, aynı şirketin kur farkı gelirini vergiden muaf tutuyorsun.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Gideri gider yazacak.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama gelirinden vergi almıyorsun. Hayır, kur farkı gelirinden vergi almıyorsun...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Almıyoruz, evet...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - ...aynı şirket ama kur farkı giderini de vergiden düşüyorsun Uğur Bey.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Gider yazdırıyoruz işte, mükellefin lehine.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tamam, ya yazdırıyorsun, vergiden düşüyorsun. Bak, "aynı şirket" diyorum, aynı şirketin 1 milyar dolar borcu var, 1 milyar dolar kasada parası var. Kasada parasından kur farkı geliri almayıp vergi almıyorsun ama borcunu kur farkı gideri yazdırıp vergisinden düşüyorsun, çifte adaletsizlik. Yani böyle adaletsizlikleri... Arkadaşlar, bakın insanlarımız ucuz ekmek kuyruklarında bekliyor, çiftçi tarlasına gübre atamıyor. Bir avuç zengin var ülkenin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum, sağ olun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bitti mi sürem Sayın Başkan?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bitti, evet.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tamam.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Cinisli, buyurun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Başkan, son yirmi saniye kala uyarsanız bari cümlemizi tamamlasak.