KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Mehmet Bey, bir saniye, bir şey söylemek istiyorum, bu vesileyle. Sürenizi durduruyorum, sürenizi durduruyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sözleşmeleri yeniliyor... Birkaç dakika verin.

ÇETİN ARIK (Kayseri) - Atanmış memur yalan...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir saniye, önce Mehmet Bey söyledi de. Bir durduralım süreyi. Ayrıca Garo Bey'le ilgili tartışmada da aynı mesele olduğu için bir şeyi açıklığa kavuşturmak istiyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Düzelteyim ben, özür dileyeyim. "Yalan" kelimesinden özür diliyorum, "doğru söylemiyorsunuz."

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ben de şunu söyleyeceğim: Olabilir, farklı şeyler düşünebiliriz, farklı bilgilerimiz de olabilir, gelen bilgiler de farklı olabilir. Bütün gruplar için söylüyorum, yürütme için de kendim için de söylüyorum, herkes için söylüyorum: "Yalan söylüyorsun." ifadesini kullanmayalım değerli arkadaşlar.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Tamam, tamam.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Size farklı bilgi gelmiş diyebilirsiniz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kabul, kabul.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - "Sahada bildiğiniz gibi değil durum." diyebilirsiniz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, söylüyorum, söylüyorum. "8 bin kişi çalıştıracağız." dedi ama projede bakıyoruz "215 kişi çalışacak." diyor. 8 bin nerede, 215 nerede?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - "Doğru değil bu ifade." diyebilirsiniz ama yalan... İç Tüzük'ümüz gereği kaba ve yaralayıcı dil kullanmamamız, temiz bir dil kullanmamız lazım.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Tamam, çıkardım, tamam.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu vesileyle Garo Bey'le ilgili tutanakları da böylece açıklığa kavuşturmuş olduk, orada da değişik gruplardan hakikaten hoş olmayan ifadeler var. Hiçbirinin olmaması lazım. Yürütmenin de yasamanın da bir saygı içerisinde bu tartışmaları, müzakereleri yürütmesi lazım. Tekrar tekrar söylüyorum; fikirlerimiz farklı demokrasinin gereği olarak, yoksa hepimiz tek bir parti olurduk herhâlde. Farklı partilerdeyiz, farklı tercihlerimiz var, vatandaş belli bir süre için bu tercihlerden birine yetki veriyor "Sana güvendim, uygula." diyor. Bir sonraki seçim bunun hesabını soruyor. Takdir vatandaşındır yeri, zamanı geldiğinde.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Çıkardık "yalan" kelimesini.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama o zaman gelinceye kadar herkes kendi fikrini, kendi görüşünü vatandaşın takdirine sunacak, vatandaş son hakemliğini yapacak. Burada rica ediyorum, bütün gruplardan, yürütmeden -kendimi de dâhil ederek- olabildiğince iyi bir üslupla, aynı fikirleri ben inanıyorum ki çok daha güzel bir üslupla ifade ederiz. Herkes de bunu yapabilecek yeteneğe sahiptir diye inanıyorum. Durdurduğum süreyi yerinden başlatıyorum. Siz de bu minval üzere biraz nasihat ederseniz seviniriz, belli bir tecrübeye sahip bir üyemiz olarak.

Buyurun lütfen.