| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Müttefiklik İlişkileri Hakkında Şuşa Beyannamesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/4125) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 03 .02.2022 |
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Teşekkür ederim Başkan.
Herkesi saygıyla selamlıyorum.
Beyannameyi baştan sona kadar okuduğumuzda, esasen bir iki nokta dışında çok da itiraz etmeyeceğimiz noktalar var ama o itiraz ettiğimiz noktalar da o kadar can alıcı noktalar ki yani en nihayetinde, bütün ülkelerle, özellikle komşu ülkelerimizle siyasi, ekonomik, savunma, kültür, insani, sağlık, eğitim, sosyal; her açıdan ilişkilerin iyi bir şekilde tesis edilmesi bizim dış ilişkilerimizdeki temel muradımızdır. Bunu her ülke için yapabilmek çok kıymetli ve çok önemlidir. Bunu başarabilmeyi de gerçekten Türkiye'nin başarısı olarak addederiz. Daha önceki dönemlerde mesela, özellikle son zamanlarda Suriye ilişkileri, Libya ilişkileri hep bu manada ilişkiler kurulmadığı için ve oradaki iç çatışmalara taraf olunduğuna dair hep eleştirilerimiz oldu. En nihayetinde, elimizdeki bu metne baktığımızda buna dair olumlu adımlar var ve bunu olumlu değerlendiriyoruz. Ancak daha önce de ifade ettiğimiz gibi birçok uluslararası sözleşmede, anlaşmada en temel itirazımız yetkilerin Cumhurbaşkanlığına devri. Bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde, bizim "tek adam rejimi" diye nitelediğimiz bu rejimde bir yeni moda olarak uygulanıyor ve buna kökten karşı olduğumuzun ben bir kez daha altını çizmek istiyorum.
İkinci bir şey yine, metinde dile getirilmiş olan "Taraflardan herhangi birinin kanaatine göre onun bağımsızlığına, egemenliğine, toprak bütünlüğüne, uluslararası düzeyde tanınmış sınırlarının dokunulmazlığına veya güvenliğine karşı üçüncü bir devlet veya devletler tarafından tehdit ve saldırı gerçekleştiğinde, Taraflar, ortak istişareler yapacak ve bu tehdit veya saldırının önlenmesi amacıyla..." "BM Şartı ilkelerine uygun" diye geçiyor ve -hepsini okumayayım- bu kapsamda Silahlı Kuvvetlerin güç ve yönetim birimlerinin koordineli faaliyetlerinin sağlanması... Yani yapılan bu görüşmelerde yani şayet bunun olduğu gibi geçmesi ve burada, bu paragrafta bir değişiklik yapılmaması hâlinde, bundan sonra, mesela Azerbaycan'la bir tezkereye bile gerek kalmayacak ya da orada asker bulundurmayla ilgili ve herhangi bir çatışma ya da bir savaş hâlinde doğrudan, sorgusuz sualsiz, Cumhurbaşkanının yetkisiyle Türk Silahlı Kuvvetleri orada bulundurulacak diye anlıyoruz biz bu paragrafı ve bunu doğru bulmuyoruz. Burada Meclis baypas edilmektedir; Türkiye Büyük Millet Meclisinin baypas edilmesine karşı bizim tutumumuz açık, net. En nihayetinde söz konusu bu mevzuyken, asker bulundurma, savaş sırasında taraf olma, üçüncü ülkelerin müdahil olması hâlinde sorgusuz sualsiz doğrudan taraf olma, bu, tamamen Türkiye Büyük Millet Meclisini baypas edip bizim sıklıkla eleştirisini yaptığımız tek adam rejiminin eline bunu teslim etmek olur. Bu dönemde AKP iktidardır, yarın başkası iktidar olur. Dolayısıyla, bu işleyiş ve bu yöntemi kökten yanlış bulduğumuzun ve bu bölüme özel olarak itiraz ettiğimizin altını çizmek isterim.
Bu kadar.