| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Müttefiklik İlişkileri Hakkında Şuşa Beyannamesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/4125) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 03 .02.2022 |
HASAN TURAN (İstanbul) - Sayın Başkanım, Komisyonumuzun değerli üyeleri, bakanlıklarımızın kıymetli temsilcileri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Biz de bu anlaşmanın "tek millet, iki devlet" sözünün sadece bir söz olmadığını, ete kemiğe bürünmüş bir anlamı olduğunu, büyük bir ideali, büyük bir hedefi ifade ettiğini ve bu hedefin de gün geçtikçe gerçekleşmeye yönelik çabalarla güçlendirildiğini görmekten mutlu olduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin tarihî derinliği malum, hepimizin bildiği bir şey ancak bunun gün geçtikçe güçlendirilmesi bizleri de mutlu eden bir durum.
Tabii, otuz yıla yakın bir zaman Ermeni işgalinde kalmış Karabağ'ın kırk dört günlük bir mücadeleyle işgalden büyük oranda kurtarılması ve bu millî mücadelede Türkiye'nin de bütün kabiliyetleriyle Azerbaycan'ın yanında olması bu noktaya gelmemize çok önemli bir altlık oluşturdu. Akabinde Cumhurbaşkanımızın Azerbaycan ziyareti, Şuşa ziyareti ve diğer ziyaretlerde Azerbaycan halkı tarafından coşkuyla karşılanması, Türkiye-Azerbaycan birlikteliğinin ne kadar güçlü temellere dayandığı ve gelişen ilişkilerin ne kadar verimli sonuçlar doğurduğu, iki ülkedeki milletimiz ve vatandaşlarımız tarafından ilgiyle ve coşkuyla takip edildi. Şimdi de müttefiklik ilişkisiyle güçlendirilerek yeni bir anlaşmayla inşallah sadece Azerbaycan-Türkiye ilişkileri değil, Orta Asya'daki ilişkilerimizin de güçlenmesinin gün geçtikçe önü açılıyor ve bunun da âdeta yol haritası çiziliyor diye düşünüyorum ben. Bu sadece Türkiye-Azerbaycan ilişkileriyle kalmayacak, koridorun açılması Türk dünyası ile Türkiye'nin ilişkilerini inşallah daha da güçlendirecek.
Yakın zaman önce zaten, Türk dilini konuşan ülkelerin Türk Devletleri Teşkilatına dönüştürülmesi... Bunun organizasyonunun da inşallah gün geçtikçe güçlendirilerek Türk devletlerinin, meseleler karşısında güçlü bir şekilde birlikte hareket etme kabiliyetini artıracağının, dertli, sıkıntılı zamanlarında birbirlerine her zaman sahip çıkacağının ve problemlerini birlikte göğüsleyerek halledeceğinin müjdesini verdiğini düşünüyorum. Bu ilişkilerin gün geçtikçe güçlenmesinden çok mutluğu olduğumuzu ifade etmek istiyorum, her boyutuyla destekliyoruz.
Tabii, Komisyon üyelerimizin, özellikle muhalefette bulunan arkadaşların, anlaşmanın geneliyle ilgili, Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin gün geçtikçe gelişmesinden duydukları memnuniyetleri ifade ederek detaylarıyla ilgili, işte kimisi Cumhurbaşkanının yetkilendirilmesini... Ki bu, hükûmet sisteminin vermiş olduğu bir imkândır, bir haktır. Dolayısıyla, Türkiye Cumhuriyeti devletinin, halkımız tarafından seçilmiş liderinin anlaşmalarda yetkilendirilmesi olağandır, tabiidir, bu yönetim sisteminin de ruhuna uygundur.
Bunun dışında, anlaşmanın diliyle ilgili çeşitli eleştiriler geldi. Burada beyannamenin özellikle Azerbaycan dilinde yazılmış kısmında "Taraflar feragat hissiyle bildirirler ki Azerbaycan kırk dört günlük Vatan Muharebesi erzinde galebe kazanarak Ermenistan'ın otuz yıldan beri devam eden tecavüzkâr siyasetine son koydu." deniyor. Yani Azerbaycan dilinde yazılan metinde de "vatan muharebesi, vatan savaşı" olarak dillendirilmiş; dolayısıyla bu metne de bakması lazım arkadaşlarımızın, özellikle eleştiri yapan arkadaşlarımızın. Buradaki metinde de o yazıyor, biz de aynı şeyleri yazmışız yoksa bizim zaten "vatan" deyince aklımıza ne geldiğini, bugün bu Komisyonda görüşmemiz tam da bunu anlatıyor. "Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz." denir; malumun ilamıdır. Bugün bu anlaşmanın buraya gelmesi, müttefiklik ilişkisinden çıkarılması, Türkiye'nin bütün kabiliyetleriyle Azerbaycan'ın yanında olması, hatta bu konuda çeşitli suçlamalara da muhatap olmasına rağmen yanında olmaya devam etmesi, "vatan" kavramımızın, Türkiye'nin Türkiye'den büyük olduğunun çok açık bir şekilde gösterilmesi, bütün dünyaya da ilan edilmesi anlamına geldiğini herkes biliyor, sağır sultan da biliyor; dolayısıyla bunu da tekrar etmeye gerek yok diye düşünüyorum.
Ben tekrar hayırlı olsun diyorum. İnşallah, Azerbaycan başta olmak üzere, Türk dünyasıyla olan ilişkilerimizin o "tek millet ve iki devlet" ruhunda olduğu gibi güçlenerek devam etmesini temenni ediyorum.
Saygılar sunuyorum.