MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Çok teşekkür ediyorum Başkanım.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27'nci maddesinin 6 numaralı fıkrasında genel hüküm var: "Yürütmenin durdurulması kararları teminat karşılığında verilir; ancak, durumun gereklerine göre teminat aranmayabilir." Sayın Öztürk'ün getirdiği bu teklifle bu genel kurala bir istisna getiriliyor. Vergi kanunları uyarınca iadesi talep edilen vergilere ilişkin olarak açılan davalarda yüzde 50 teminat zorunluluğu getiriliyor.

Değerli arkadaşlarım, bir kanun çıkarırken biz; Meclis, Plan ve Bütçe Komisyonu, Genel Kurul her şeyi yapamayız. "Biz kanun çıkarıyoruz, istediğimiz gibi yazarız, çizeriz." Hayır. Yani öncelikle bizim önümüzde Anayasa var ve Anayasa'nın en temel haklarından bir tanesi var önümüzde o da 125'inci maddesinde yargı yolu, madde çok açık: "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır." Nasıl kısıtlanabilir idarenin yürütmeyi durdurma talebiyle ilgili hak arama? "İdarî işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idarî işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir. Kanun, olağanüstü hallerde, seferberlik ve savaş halinde ayrıca millî güvenlik, kamu düzeni, genel sağlık nedenleri ile yürütmenin durdurulması kararı verilmesini sınırlayabilir. İdare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür." Çok açık, net değil mi kardeşim? Anayasa'nın bu maddesi dururken insanların hak arama... "Bu adam üçkâğıtçıdır, beşkâğıtçıdır, bu zaten hile yapmıştır." Böyle bir şey deme hakkımız yok ki. O zaman böyle bir problem varsa başka bir sorunla yani Anayasa'nın insanlara tanımış olduğu hak arama yolunu tıkayarak, zorlaştırarak böyle bir şey yapamazsınız arkadaşlar ya. Sizin yaptığınız bu, açık, net ortada. Anayasa'nın 125'inci maddesine aykırıdır ve bu, Anayasa Mahkemesinden dönecektir. Şimdi Başkan diyecek ki: "Tamam oylatırım." filan. Tamam oylatın, hayırlı olsun.