| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Çorum Milletvekili Oğuzhan Kaya ve 87 Milletvekilinin, Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi (2/4222) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 28 .02.2022 |
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Teklifin 19'uncu maddesiyle; işletenin, sigortacı, diğer teminat verenler ve devletin yaptıkları ödemeler için nükleer zarara kasıtlı olarak sebep olan gerçek kişiye karşı rücu hakkına sahip olduğu, bu hakkının koşul ve kapsamı ve sorumluluğa ilişkin tazminat talepleriyle ilgili zamanaşımı süreleri düzenlenmektedir.
Nükleer enerjinin karbon salmadığı için temiz enerji olarak gösterildiği ve kullanımının iklim değişikliğini durdurmayı sağlayacağı iddialarına karşı nükleer karşıtı platformlar nükleer enerjinin bir çözüm değil, yük ve daha büyük bir risk olduğunu ortaya koymaktadır.
İklim krizi sellerle, fırtınalarla, yangınlarla gündelik yaşamımızda kendini hissettirirken ve gidişatın durdurulması, enerji üretim ve yöntemleri dâhil acil çözümler gerektiriyor. İklim değişikliği koşullarında nükleer enerjinin neden çözüm olamayacağına dair sivil toplum örgütleri dünya genelinde çalışmalar yapıyor.
Nükleer enerjiyi iklim değişikliği koşullarında düşünmek önemli çünkü inşa süreci on yıla varan ağır, hantal, maliyetli ve riskli nükleer santral yatırımlarına hâlen bazı ülkelerde devam edilmektedir; bu ülkelerden biri de Türkiye'dir. Hâlihazırda Mersin'de inşasına devam edilen Akkuyu NGS ile şimdilik kâğıt üstünde olsa da şimdiden çölleştirilen alandaki Sinop NGS Projeleri Türkiye'nin gelecek on, belki de yüzyıllarına maddi, manevi maliyetleriyle damgasını vuracaktır.
Son yıllarda nükleer enerji santrallerinin kurulması, bir de iklim değişikliği sorunu karşısında nükleer enerjinin karbonsuz enerji olduğu iddiasıyla gerekçelendirilmek isteniyor ve fosil yakıt kullanımına alternatif olarak gösterilmektedir. Oysa, iklim değişikliğine neden olan faktörler -karbon salma potansiyelinin dışına da taşarken- ve iklim değişikliği şartlarında nükleer enerjinin tercih edilmesinin neden olacağı riskler gözden kaçırılmaktadır. Nükleer konusunda kamuoyunun yeterince bilgilendirilmediği tespitinden hareketle, nükleer enerjinin neden iklim değişikliği şartlarında tercih edilmemesi gerektiğini, nükleer enerjinin iklim krizinin çözümü değil, yükü olduğunu göstermek önem arz etmektedir.
Nükleer enerji karbonsuz değildir, temiz değildir, çok pahalıdır, iklim değişikliğini önlemenin bir aracı değildir. Yeni nükleer reaktörler inşa etmek, zaman kaybı anlamına gelecek karbon azaltımını engelleyecektir. Nükleer enerji iklim değişikliği şartlarında güvenilir değildir; nükleer enerji çok tehlikeli bir teknolojidir. Nükleer reaktörler operasyon sırasında çok miktarda su kullanırlar. Bu gerçeklerle yüzleşilmesi gerekmektedir. İklime nükleerin bulaştırılmasına izin verilmemelidir. Nükleer enerji aciliyet gerektiren karbon azaltımına engeldir. Nükleer enerjiyi içeren karbon azaltma planları 2050 yılına kadar dünya çapında en az 8,2 trilyon dolarlık bir maliyetle bin veya daha fazla nükleer reaktör inşa edilmesini gerektirmektedir. Bu sadece Türkiye'nin değil, dünyanın sorunudur.
Çok geç olmadan, Akkuyu ve Sinop projelerinin geleceğimizi nasıl bir ipotek altına aldığını tüm dünya kamuoyu tarafından anlaşılmasını ümit ediyoruz ve maddenin teklif metninden çıkarılmasını öneriyoruz.